24 research outputs found

    Türkiye’de HIV Pozitif Bireylerde Yapılmış Epidemiyolojik Çalışmaların Bibliyometrik İncelemesi

    No full text
    <p><strong>Amaç: </strong>Bu çalışmada Türkiye’de HIV pozitif bireylerde yapılmış epidemiyolojik çalışmaların bibliyometrik açıdan değerlendirilmesi amaçlanmıştır.<strong></strong></p><p><strong>Gereç ve Yöntem: </strong>Türkiye’de HIV pozitif bireylerde yapılmış çalışmalara 1 Kasım 2015 tarihinde Pubmed, Türk Medline, Ulakbim veri tabanları ve Türk HIV/AIDS dergisi taranarak ulaşıldı.</p><p><strong>Bulgular: </strong>Ulaşılan 204 çalışmanın %89.1’i gözlemsel tanımlayıcı çalışmaydı. En sık çalışma tipi olgu sunumuydu (%48.5). Analitik çalışmalar en sık kesitsel analitik tipteydi (%23.7). Makalelerin %67.2’si Türkçe yazılmıştı. Çalışmaların %92.6’sı genel hasta grubunda yapılmıştı. Olgu sunumu/serisi tipindeki çalışmaların konuları en sık fırsatçı enfeksiyonlar (%41.3) ve komplikasyonlar (%16.3); diğer çalışmaların konuları en sık HIV/AIDS epidemiyolojisi (%18.1) ve tedaviydi (%17.0). Çalışmaların %47.1’i tek uzmanlık alanı tarafından yürütülmüştü. İlk isim yazarların %76.9’u Ankara, İstanbul veya İzmir’de; %55.4’ü üniversite hastanesinde, %37.3’ü eğitim ve araştırma hastanesinde çalışmaktaydı. Uzmanlık alanları en sık enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji (%47.1) ve tıbbi mikrobiyolojiydi (%22.1). Türkçe makalelerin %33.8’inde ‘’HIV'li/AIDS'li hasta/olgu, HIV enfeksiyonlu olgu/hasta’’ ifadeleri kullanılmıştı, ancak bu ifadenin kullanımı zaman içinde azalma eğilimi göstermekteydi (p trend= 0.007). <strong></strong></p><p><strong>Sonuç: </strong>Türkiye’de HIV pozitif bireylerde genel hasta grubu dışındaki bireyleri daha fazla ele alan, analitik tipte, çok disiplinli, ulusal düzeyde ve görece az çalışılmış konularda çalışmalar yürütülmelidir.</p

    Türkiye’de HIV pozitif bireylerde yapılmış epidemiyolojik çalışmaların bibliyometrik incelemesi

    No full text
    <p><strong>Amaç: </strong>Bu çalışmada Türkiye’de HIV pozitif bireylerde yapılmış epidemiyolojik çalışmaların bibliyometrik açıdan değerlendirilmesi amaçlanmıştır.<strong></strong></p><p><strong>Gereç ve Yöntem: </strong>Türkiye’de HIV pozitif bireylerde yapılmış çalışmalara 1 Kasım 2015 tarihinde Pubmed, Türk Medline, Ulakbim veri tabanları ve Türk HIV/AIDS dergisi taranarak ulaşıldı.</p><p><strong>Bulgular: </strong>Ulaşılan 204 çalışmanın %89.1’i gözlemsel tanımlayıcı çalışmaydı. En sık çalışma tipi olgu sunumuydu (%48.5). Analitik çalışmalar en sık kesitsel analitik tipteydi (%23.7). Makalelerin %67.2’si Türkçe yazılmıştı. Çalışmaların %92.6’sı genel hasta grubunda yapılmıştı. Olgu sunumu/serisi tipindeki çalışmaların konuları en sık fırsatçı enfeksiyonlar (%41.3) ve komplikasyonlar (%16.3); diğer çalışmaların konuları en sık HIV/AIDS epidemiyolojisi (%18.1) ve tedaviydi (%17.0). Çalışmaların %47.1’i tek uzmanlık alanı tarafından yürütülmüştü. İlk isim yazarların %76.9’u Ankara, İstanbul veya İzmir’de; %55.4’ü üniversite hastanesinde, %37.3’ü eğitim ve araştırma hastanesinde çalışmaktaydı. Uzmanlık alanları en sık enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji (%47.1) ve tıbbi mikrobiyolojiydi (%22.1). Türkçe makalelerin %33.8’inde ‘’HIV'li/AIDS'li hasta/olgu, HIV enfeksiyonlu olgu/hasta’’ ifadeleri kullanılmıştı, ancak bu ifadenin kullanımı zaman içinde azalma eğilimi göstermekteydi (p trend= 0.007). <strong></strong></p><p><strong>Sonuç: </strong>Türkiye’de HIV pozitif bireylerde genel hasta grubu dışındaki bireyleri daha fazla ele alan, analitik tipte, çok disiplinli, ulusal düzeyde ve görece az çalışılmış konularda çalışmalar yürütülmelidir.</p

    Investigation of Clinical and Epidemiological Characteristics of Cases with a Diagnosis of Tularemia During Admission in Kastamonu

    No full text
    Introduction: In this study, it was aimed to evaluate cases with a probable diagnosis of tularemia for clinical and epidemiological characteristics during admission. Materials and Methods: Fifty cases with a probable diagnosis of tularemia were evaluated retrospectively for clinical and epidemiological characteristics during admission to a secondary hospital in Kastamonu in 2012-2013. The cases were classifi ed as “defi nitive tularemia” and “tularemia-like” cases according to their microagglutination test results. The two groups were compared regarding these characteristics. Results: A total of 17 (34.0%) cases were diagnosed as defi nitive tularemia. Glandular and oropharyngeal form (41.1%) was detected most frequently. The onset of complaints in 88.2% (n= 15) of defi nitive tularemia cases and in 51.5% (n= 17) of tularemia-like cases were between December and May. This ratio was higher in defi nitive tularemia cases (p 0.05). Living in rural areas was higher in defi nitive tularemia cases (100.0%), while the usage of central water supply was lower (29.4%) (p 0.05). Conclusion: In endemic regions, tularemia diagnosis should be considered primarily in cases clinically compatible with tularemia and in cases who live in rural areas, do not use central water supply and have similar patients around. Physicians in endemic areas should determine and take into consideration the annual and seasonal distribution characteristics of tularemia cases in their region

    Prevalence and associated factors of thrombocytopenia among human immunodeficiency virus-infected patients at a tertiary care hospital in Izmir, Turkey

    No full text
    Background/aim: The aim of this study was to determine the prevalence and associated factors of thrombocytopenia in human immunodeficiency virus (HIV)-infected patients

    Two Cases of Travel-Related Acute Hepatitis E

    No full text
    Hepatitis E virus (HEV) infection is an acute viral hepatitis that is transmitted primarily by the fecal-oral route. The highest incidence of HEV infection is in Asia, Africa, the Middle East, and Central America, and HEV is the second most common cause of sporadic hepatitis in North Africa and the Middle East. In western countries, although sporadic cases are limited to visitors who traveled to areas of the world in which the infection is endemic, cases unassociated with travel are also reported. In this article, we describe acute viral hepatitis E diagnosed in two travelers from a nonendemic region, Australia, in whom the transmission of the infection was related to their travel to an endemic region. The couple, each aged 52 years, admitted to the hospital with the complaint of jaundice. On the physical examination, both patients appeared well, except for subicteric sclerae and skin. Alanine aminotransferase (ALT) was 2992 U/L and 1849 U/L in the male and female patient, respectively. They had a history of travel to India approximately three months before admission, and no other risk factor was found. HBsAg and anti-HAV IgM, anti-HCV, and anti-HBc IgM and IgG antibodies were negative, while anti-HEV IgM and anti-HEV IgG antibodies were positive in both patients. At the third week, ALT had decreased to 143 U/L and 100 U/L in the male and female patient, respectively, and both were discharged. These cases are presented to highlight the importance of medical history regarding travel in patients with acute viral hepatitis

    Seroprevalence and social determinants of varicella in Turkey

    No full text
    Background: In Turkey, varicella vaccine was introduced into routine childhood immunization in 2013, with a single dose administered to children aged 12 months. However, there is limited information on the morbidity (incidence and seroprevalence), mortality and burden of disease of varicella in the overall Turkish population
    corecore