7 research outputs found

    Yoksulluk ve Yoksulluk Kültürünün Toplumsal Görünümleri

    Get PDF
    Yoksulluk ve yoksulluk kültürünün toplumsal görünümleri konusunda yapılmışolan bu çalışma teorik ve uygulamalıolmak üzere, genel olarak iki bölümden oluşmaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde yoksulluk kavramının mahiyeti, nasıl algılandığı, yoksullukla ilgili başat yaklaşımlar ve yoksulluğun sosyal dışlanma ile ilişkisine değinilmiştir. Ayrıca sosyolojide yoksullukla ilgili kuramsal perspektiflerin yanısıra yoksulluğu bir yaşam tarzıolmasıboyutu ile ele alan “yoksulluk kültürü” kuramıdeğerlendirilmiştir. Çalışmada daha sonra ise genel olarak yoksulluğu, özelde de bir yaşam tarzıolarak yoksulluğu betimlemeye çalışan bir alan araştırmasının bulgularına yer verilmiştir. Uygulama süreci sonrasında 1080 görüşme cetvelinden elde edilen veriler istatistikî testler kullanılarak yorumlanmıştır. Bu anlamda özellikle resmi kurumlar ve sivil toplum kuruluşlarından yardım alan yoksullara ilişkin önemli bulgular elde edilmiştir

    Üniversite Öğrencilerinin Tolerans Düzeylerinin Farklı Değişkenlerle İlişkisi

    Get PDF
    Tolerans bireyler arası ilişkilerde, genel olarak diğerlerini olduğu gibi kabul edebilmeyi, onlara saygı duymayı; inancı, yaşantısı, kimliği veya aidiyeti her ne olursa olsun özgürlük alanına müdahale etmemeyi ifade etmektedir. Kavram bu çerçevesi ile eşitlik, özgürlük gibi liberal değerlere atıf yapan önemli bir tarihsel arka plana sahiptir. Günümüzde farklılıklar konusu, tarihsel sürecin ve sosyolojik dinamiklerin etkisi ile çok daha görünürleşerek sosyal bilimlerin önemli tartışma çerçevelerinden birisi haline gelmiştir. Bu bağlamda tolerans kavramı ve sosyal ilişkilerdeki yeri, bu ilişkilerin niteliği, sınırı ve düzeyi konusunda fikir veren, modern dünyada sosyal etkileşimin potansiyeli ve sorun alanları üzerinde düşünülmesini sağlayan önemli anahtar kavramlardan birisidir. Bu çalışma ise tolerans olgusunun sosyal düzeydeki yerini ampirik olarak görebilmek amacı ile üniversite gençliğinin bireylerarası toleransı ifade eden bazı yargılar konusunda verdikleri cevaplara ilişkin istatistiksel anlamlılık ilişkilerini test etmeyi amaçlamaktadır. Çalışmada konu ile ilgili bazı teorik yaklaşımlar ve ilgili literatüre değinilmiştir. Yurtdışında konu ile ilgili çalışmaların genellikle politik tolerans alanında gerçekleştirildiği görülmektedir. Ülkemizde yapılan çalışmalarda çoğunlukla toleransın eğitim ile ilişkisi ve kavramsal analizlere değinilmiştir. Bu çalışmada farklı fakülte ve sınıflarda öğrenim gören 452 üniversite öğrencisinin katılımıyla gerçekleştirilen alan araştırmasından elde edilen veriler analiz edilerek bazı sonuçlara ulaşılmıştır. Çalışmada Bireyler Arası Tolerans Ölçeği BATÖ Türkçeye ilk kez uyarlanarak uygulandığı için saha araştırmasından elde edilen veriler yapı geçerliliğini tespit etmek amacı ile doğrulayıcı faktör analizi CFA sonuçları üzerinden değerlendirilmiştir. Ölçeğin orjinalinde tolerans düzeyleri, soğuk, sıcak ve tolerans limiti olmak üzere üç farklı faktöre ayrımlaşmıştır. Üniversite gençliğinin tolerans tutumları, bireyler arası tolerans ölçeğine verilen cevaplar doğrultusunda, aslı ile aynı biçimde ayrımlaşan sıcak, soğuk ve tolerans limitleri faktörleri üzerinden değerlendirilerek bir takım istatistiksel bulgulara ulaşılmıştır. Verilere göre cinsiyet, dindarlık ve eğitim görülen fakülte değişkenleri ile sıcak tolerans arasında anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Bu çerçevede bireylerarası toleransın ölçüldüğü üniversite öğrencileri örnekleminde, kadınlar ve edebiyat fakültesinde okuyan kişilerin sıcak tolerans düzeyi yüksek iken aynı durumun dindar olmayanlar için de geçerli olduğu bulgusuna ulaşılmıştır

    MAX WEBER VE DEĞERLER SOSYOLOJİSİ: BİR METODOLOJİK İKİLEMİN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ / MAX WEBER AND SOCIOLOGY OF VALUES: REFLECTIONS ON A METHODOLOGICAL DILEMMA

    No full text
    Pozitivist anlayışın etkisi ve “bilim” olma kaygısı ile nötrlük ve yansızlık iddiasında olan sosyoloji; toplumsal olguların nesnel gerçekliğini inceleyen bir bilim olarak 19. Yüzyılda tarih sahnesine çıkmıştı. Bahsedilen “nesnellik” referansıyla, değerler uzun süre salt bireysel gerçekliği ifade ettiği ve öznellikle ilişkilendirildiği için sosyolojik araştırmaların dışında tutuldu. “Değer yargılarından arınmış bir sosyoloji” miti üzerinden gerçekleşen bu algının sosyolojinin kendi sosyolojik serüveni sürecinde, farklı bilim dallarının tek bir kuram altında birleşemeyeceğinin anlaşılması ve bilimde objektiflik konusunun tartışılmasıyla birlikte gerek teorik gerek metodolojik açıdan farklılaştığını ifade etmek mümkündür. Değerler sosyolojisi denildiğinde ise akla gelen ilk isimlerden birisi, eylemlerin aktördeki karşılığını önemseyen ve bir anlamda aktörün sosyal eylem değerlendirmesini anlamaya dönük bir sosyolojinin gerekliliğine vurgu yapan Max Weber’dir. Fakat Weber, meslek olarak bilim adamlığı ve sosyolojik araştırma pratiği konularında merkezileşen bir “değerden bağımsız” sosyoloji düşüncesinin de önemli savunucularından birisidir. Bu noktada Weber’le ilgili sert eleştirilerin referans noktası, kendi çalışmalarında önemli ölçüde ortaya çıkan öznel değerlendirmeleridir. Bu çalışma ise uzun yıllar sosyolojide objektivizm doğrultusunda hesap dışı bırakılan ve sonrasında rüştünü kazanan değer kavramının sosyolojik imkânını çelişkili noktalarıyla birlikte Weber’in sosyolojisi ekseninde okuma girişimi olarak düşünülmelidir. Temel olarak değer kavramının sosyolojik boyutunun irdelenmesi ve Weber’in bu yöndeki eğilimi ile ilişki kurulması hedeflenen bu çalışmada, düşünürün bazı çalışmaları üzerinden değerler sosyolojisi ve değerlerden bağımsız sosyoloji tartışmasının somutlaştırılması amaçlanmıştır

    FARKLI YAŞAMLAR VE MEKÂNLAR OLARAK SİTERİL HAYATLAR

    No full text
    ..

    Gerilim ve Uzlaşma: Demokrasi Ekseninde Bürokrasi ve Siyaset İlişkisi Üzerine Bir Değerlendirme

    No full text
    Bir yönetim tarzıveya felsefesi olarak demokrasi, toplumların yönetilmesinde, toplum içinde yaşayan insanların hak ve özgürlüklerine yaptığıatıflar dolayısıyla uzun yıllardır en önemli siyasal sistemlerden birisi olmuştur. En genel anlamda siyasal iktidarın seçim ile başa geldiği bir yönetim tarzınıanlatan ve halkın iktidarıile eşitlik vurgusu ağır basan demokratik sistemlerin geçmişi oldukça eskilere dayanmaktadır. Şüphesiz bu uzun tarihsel süreç boyunca demokrasi hem teoride hem de pratikte oldukça çeşitlilik göstermiştir. Günümüzde ise neredeyse her türlü siyasal sistemin demokrasi kavramıçerçevesinde ya da ondan referans alınarak tartışıldığısöylenebilir. Bir siyasal sistem olarak demokrasinin uygulanabilirliği noktasında ise devletlerin sahip olduğu bürokratik örgütlenmeler önemli yer tutmaktadır. Teorik olarak, belirli kurallar önünde herkese eşit davranan ve gayrişahsîlik iddiasında olan bürokrasinin güçlü olduğu yönetimlerde demokrasinin daha düzgün işleyeceğine inanılır. Ayrıca seçilenler ve atananlar arasındaki uyum da demokrasiye ulaşmanın temel koşullarından birisi olmaktadır. Ancak pratikte bürokrasi ve siyaset arasındaki ilişkinin uyumdan ziyade çatışmaya daha eğilimli olduğu söylenebilir. Diğer bir taraftan demokrasinin uygulanmasında ön koşullardan birisi olarak görülen bürokrasi belirli durumlarda demokrasi önündeki asıl engel haline gelebilmektedir. Bu çalışma ise genel olarak modern demokrasilerde bürokrasi ve siyaset ilişkisini irdelemeyi hedeflemektedir. Bu bağlamda bürokrasi ve bürokrasiye ilişkin kuramsal yaklaşımlar genel olarak incelendikten sonra bir siyaset yapma biçimi olarak demokrasi ile bürokrasi arasındaki ilişki ve bürokrasinin teşkil ettiği problemler bürokrat ve siyasetçi özelinde analiz edilmeye çalışılacaktır

    Üniversite Gençliğinin Değerlerinin Farklılaşan Yönleri: Değerler ve Dindarlık İlişkisi Bugün Bizlere Ne Anlatıyor?

    No full text
    anemonStudies conducted on the valuesof university youth since 1980s in our country mention negative relationshipsbetween the expressions of factors related to religiosity and moral values andthe factors related individualistic, hedonist and material values. One of therecent study has found a positive relationship between the material and moralvalues as opposed to previous studies. This indicates that nowadays youthperceives stimulus values such as pleasure, ambition, image and traditionalvalues such as religiosity in a similar way. In order to understand thedifference, the relationship between values and religiosity is discussed moredeeply in the study by measuring youths intrinsic and extrinsic religiousorientation. This research was conducted with 1194 students studying at SelçukUniversity in 2019 and a positive correlation was found between the sub-scalesof values and religiosity without any difference in orientation. This indicatesus there is a serious change in values of university youth. Üniversite gençliğinin değerleriüzerine ülkemizde 1980’li yıllardan itibaren yapılan çalışmalar; dindarlığa vemanevi yaşama ilişkin ifadeler ile bireyci, hazcı ve maddi değerlere yönelikifadelerin gruplandığı faktörler arasında negatif yönlü bir ilişkininvarlığından bahsetmektedir. Güncel çalışmalardan biri, üniversite gençliğinde maddive manevi değerler arasında daha öncekilerin aksine pozitif yönlü bir ilişki bulgulamıştır.Bu durum günümüzde gençliğin haz, hırs, imaj gibi uyarıcı değerlerle dindarlığıda içeren geleneksel değerleri benzer biçimde algıladığını işaret etmektedir.Bufarklı anlamak amacıyla bu çalışmada, gençliğin içsel ve dışsal dini yönelimdüzeyleri ölçülerek değerler ve dindarlık arasındaki ilişki daha derinlemesineele alınmıştır. Araştırma Selçuk Üniversitesinde 2019 yılında öğrenim gören 1194kişi ile gerçekleştirilmiş ve değer alt boyutları ile dindarlık arasındayönelim farkı olmaksızın pozitif yönlü bir ilişikli tespit edilmiştir. Bu durumbize üniversite gençliğinin değerlerinde ciddi bir değişim olduğunu göstermektedir.55210

    Differentiating Aspect of University Youth's Values: What Does the Relationship Between Values and Religiosity Tell Us Today?

    No full text
    anemonStudies conducted on the valuesof university youth since 1980s in our country mention negative relationshipsbetween the expressions of factors related to religiosity and moral values andthe factors related individualistic, hedonist and material values. One of therecent study has found a positive relationship between the material and moralvalues as opposed to previous studies. This indicates that nowadays youthperceives stimulus values such as pleasure, ambition, image and traditionalvalues such as religiosity in a similar way. In order to understand thedifference, the relationship between values and religiosity is discussed moredeeply in the study by measuring youths intrinsic and extrinsic religiousorientation. This research was conducted with 1194 students studying at SelçukUniversity in 2019 and a positive correlation was found between the sub-scalesof values and religiosity without any difference in orientation. This indicatesus there is a serious change in values of university youth. Üniversite gençliğinin değerleriüzerine ülkemizde 1980’li yıllardan itibaren yapılan çalışmalar; dindarlığa vemanevi yaşama ilişkin ifadeler ile bireyci, hazcı ve maddi değerlere yönelikifadelerin gruplandığı faktörler arasında negatif yönlü bir ilişkininvarlığından bahsetmektedir. Güncel çalışmalardan biri, üniversite gençliğinde maddive manevi değerler arasında daha öncekilerin aksine pozitif yönlü bir ilişki bulgulamıştır.Bu durum günümüzde gençliğin haz, hırs, imaj gibi uyarıcı değerlerle dindarlığıda içeren geleneksel değerleri benzer biçimde algıladığını işaret etmektedir.Bufarklı anlamak amacıyla bu çalışmada, gençliğin içsel ve dışsal dini yönelimdüzeyleri ölçülerek değerler ve dindarlık arasındaki ilişki daha derinlemesineele alınmıştır. Araştırma Selçuk Üniversitesinde 2019 yılında öğrenim gören 1194kişi ile gerçekleştirilmiş ve değer alt boyutları ile dindarlık arasındayönelim farkı olmaksızın pozitif yönlü bir ilişikli tespit edilmiştir. Bu durumbize üniversite gençliğinin değerlerinde ciddi bir değişim olduğunu göstermektedir.55210
    corecore