16 research outputs found
Skuteczność oznaczania parametrów morfologii w diagnostyce ciąży ektopowej jajowodowej
Objective: Ectopic pregnancy (EP) is the major cause of maternal morbidity and is responsible for maternal mortality in the first trimester. In order to reduce undesirable results, it is necessary to find rapid and accurate, non-surgical diagnostic tests for EP. The goal of the study was to investigate the differences in complete blood count parameters between tubal EPs and healthy pregnancies in be used in the diagnosis of ectopic pregnancy. Study design: White blood cell (WBC), neutrophil, monocyte, lymphocyte, platelet (PLT) counts, mean PLT volume
(MPV) and PLT distribution width (PDW) levels in the complete blood count samples have been obtained from subjects with diagnosed tubal EP (n=78; study group) and women with healthy intrauterine gestations (n=79; control group). Statistical comparisons between groups were performed using the t test. Results: PDW levels were found to be significantly higher in the control group than EP (pCel: Ciąża ektopowa (EP) jest główną przyczyną śmiertelności matek w pierwszym trymestrze ciąży. Aby zmniejszyć niekorzystne wyniki tej choroby, konieczne jest znalezienie szybkiego i właściwego testu nieoperacyjnego służącego do rozpoznania EP. Celem badania była ocena różnic w wynikach morfologii pomiędzy pacjentkami z ciążą ektopową a zdrowymi ciężarnymi.
Materiał i metoda: W próbkach pełnej krwi zbadano następujące parametry: leukocyty (WBC), neutrofile, monocyty, limfocyty, płytki krwi (PLT), średnią objętość płytki krwi (MPV), szerokość rozdziału płytek (PDW) u pacjentek z rozpoznaną ciążą jajowodową (n=78, grupa badana) oraz u zdrowych ciężarnych (n=79, grupa kontrolna). Analiza statystyczna porównująca obie grupy została wykonana przy pomocy testu t. Wyniki: PDW był istotnie wyższy w grupie kontrolnej niż w grupie EP (
Serviks ve overleri koruyarak yapılan histerektominin seksüel fonksiyonlar üzerindeki etkisi
Aim: The aim of our study was to assess the effect of cervical and ovarian protection during hysterectomy on sexual functions. Material and methods: Study group consisted of patients who had undergone subtotal hysterectomy (STH), total abdominal hysterectomy (TAH) or total abdominal hysterectomy and bilateral salpingooopherectomy (TAH+BSO); and received hormonal replacement therapy (HRT) in our maternity hospital. An inquiry form was prepared to determine pre-and postoperative sexual functions and was applied to patients in whom address informations could be reached and to whom approved join the study. The results were assessed by making comparison between the groups of STH and TAH, TAH and, TAH+BSO There were no demographic differences between the three groups. In the patients who undergone TAH; orgasm, multiple orgasm, coital frequency and whole sexual sufficiency scores were worse than the patients who had undergone STH (p=0.024, p=0.012, p-0.032 and p=0.003; consecutively).The only statistically significant difference between TAH+BSO and TAH groups was in postoperative libido changes and it was better in TAH group(p=0.014). Discussion:Results of our study shows that procting cervix and ovaries during hysterectomy has positive effects on sexual functions.Larger prospective studies are needed on this subject which is hard to make objective assessment to make certain decisions.Amaç: Çalışmamızın amacı, histerektomide serviksin ve överlerin korunmasının, seksüel fonksiyonlara etkisini belirlemektir. Materyal ve Metod: Çalışmamız SSK Ege Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Hastanesinde subtotal histerektomi (STH), total abdominal histerektomi (TAH) ve total abdominal histerektomi ve bilateral salpingoooferektomi (TAH+BSO) uygulanıp hormon replasman tedavisi (HRT) alan hastalar üzerinde uygulanmıştır. Adres kayıtlarına ulaşılan ve çalışmaya katılmayı kabul eden hastalara, prepostoperatif seksüel fonksiyonu değerlendirmek amacıyla hazırlanan anket formu uygulandı. Sonuçlar, STH ve TAH ile TAH ve TAH+BSO grupları arasında karşılaştırılma yapılarak değerlendirildi. Sonuçlar: Anket çalışmasına katılan 32'si STH, 34'ü TAH ve 30'u TAH+BSO geçirmiş hasta, verdikleri cevaplarla değerlendirildi. Her üç grup arasında demografik özelliklerde fark yoktu. TAH uygulanan hastalarda, STH olanlara kıyasla, orgazm, çoklu orgazm ve koital sıklık ile tüm seksüel yeterlilik daha kötü idi (p= 0.024, p=0.012, p=0.032 ve p=0.003 sırasıyla). TAH+BSO grubu ile TAH grubu arasında ise, sadece postoperatif libidoda değişim konusunda, TAH grubu lehine anlamlı fark elde edildi (p=0.014). Tartışma: Çalışmamızın sonuçları, serviksin ve överlerin korunmasının seksüel fonksiyonlara olumlu etkileri olduğu yönündedir. Ancak, objektif değerlendirmenin ve sağlıklı analiz yapabilmenin oldukça güç olduğu bu konuda, kesin yargıya varabilmek için daha çok kontrollü çalışmaya ihtiyaç vardır
Doğum şeklinin seksüel fonksiyon üzerine etkisi var mıdır?
Objective: Sexual dysfunction in women is defined as inability to reach or enjoy orgasm. Some studies have demonstrated that sexual health may be altered by delivery method. This study aimed to investigate whether delivery method affects sexual function during postpartum period in a Turkish female population. Methods: in this prospective study we aimed to compare sexual functions at postpartum 6 to 24 months in primipara patients who gave birth by vaginal delivery (NVD) (n=40) or cesarean section (CS) (n=40) at Şifa Hospital between 2012 and 2014. We used Female Sexual Function Index (FSFI) form as the sexual dysfunction assessment method. the groups were matched with regard to demographic characteristics, medical history, obstetric details, and body mass index values.Results: Apart from body mass index (BMI), the study groups showed no significant differences with regard to age, educational status, frequency of sexual activity, the number of marital years, occupational status, and socioeconomic level. Both groups did not show any significant differences with respect to sexual desire, sexual stimulation, lubrication, dyspareunia, orgasm, and sexual achievement. Conclusion: Our study have demonstrated that vaginal delivery does not adversely affect postnatal sexual function in women.Amaç: Kadınlarda cinsel işlev bozukluğu, orgazma ulaşamama ya da orgazmdan zevk alamama olarak tanımlanmaktadır. Bazı çalışmalarda, cinsel sağlığın doğum yöntemiyle değişebildiği gösterilmiştir. Bu çalışmada, Türkiye'de, kadın popülasyonunda doğum yönteminin postpartum dönemde cinsel fonksiyonu etkileyip etkilemediğini araştırmayı amaçlamaktadır. Yöntemler: Bu prospektif çalışmada, 2012-2014 yılları arasında Şifa Hastanesinde (40) Normal vaginal doğum (NVD) ve (40) sezaryen (CS) ameliyatı olan primipar hastaların doğum sonrası 6.-24. aylarda sexüel fonksiyonlarını karşılaştırmayı amaçladık. Cinsel işlev bozukluğunu değerlendirme yöntemi olarak Kadın Cinsel İşlev İndeksi (FSFI) formunu kullandık. Gruplar demografik özellikler, tıbbi özgeçmiş ve obstetrik detaylar ve vücut kitle indeksi değerleri açısından eşleştirildi.Bulgular: Çalışma grupları arasında vücut kitle indeksi (VKİ) dışında yaş, eğitim düzeyi, sexüel aktivite sıklığı, evlilik yılı, iş durumu ve sosyoekonomik düzey açısından istatistiksel olarak farklılık göstermediler. Her iki grup arasında yapılan karşılaştırmada, istek, uyarılma, lubrikasyon, ağrı, orgazm, cinsel başarı yönünden anlamlı bir fark saptanmamıştır.Sonuç: Çalışmamızda, vajinal doğumun postnatal cinsel işlevleri olumsuz şekilde etkilemediği gösterilmektedir