154 research outputs found
The link between international entrepreneurship and export market performance: evidence from exporters in Turkey
Bu çalışmanın amacı, Türkiye’deki ihracatçı işletmelerin uluslararası girişimciliği ile ihracat pazar performansları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu amaçla, araştırma “işletmelerin girişimcilik özellikleri ile ihracat pazarlarındaki başarıları ilişkili midir?” ve “uluslararasılaşma düzeyi ihracat pazar performansını farklılaştıran bir unsur mudur?” sorularına cevap aranmaktadır. Uluslararası girişimcilik kavramının kaynak temelli yaklaşım çerçevesinde ele alındığı araştırmanın, gözlemlenen işletmelerin Türkiye’deki herhangi bir coğrafi bölge veya sektöre bağımlı olmaması dolayısıyla, tasarım açısından özgün değer taşıdığı düşünülmektedir. Araştırma bulgularına göre yurtdışı pazarlara dönük girişimciliğe dair yönelim ve davranışların, ihracat performansına olumlu etkisi olduğu ve uluslararasılaşma düzeyi yüksek işletmeler ile diğerleri arasında ihracat pazar performansı açısından anlamlı farklılık bulunduğu ortaya çıkmaktadır.The purpose of this study is to investigate the relationship between international entrepreneurship of exporters in Turkey and their export market performance. In respect, the research inquires two general questions; “Is there a link between firms’ entrepreneurial behaviors and their success in export markets?” and “Does the level of internationalization make any difference in export market performance?”. The study, which considers international entrepreneurship within the resource - based perspective, is assumed original in terms of research design, since the observations are independent of any industry or geographical region in Turkey. The findings reveal that firms’ entrepreneurial orientation and behaviors in international markets have positive effects on their export performance and there is a significant difference in export market success between internationalized firms and others
Current Developments about Titanium Dioxide
Titanyum dioksit dünyada en çok kullanılan renk verici maddedir. Gıda katkı maddesi olarak (E171) gıdalara beyaz renk vermek için kullanılır. Bu derlemede titanyum dioksidin etkilerinin araştırıldığı güncel çalışmalar değerlendirilmiştir. Titanyum dioksit kan dolaşımına geçebilmekte ve bazı dokularda birikebilmekte, glikoz metabolizmasını etkileyebilmektedir. Yapılan çalışmalarda titanyum dioksidin sitotoksik ve genotoksik olabileceğine dair bulgular bulunsa da EFSA’nın son raporunda doğrudan genotoksik veya kanserojen olmadığı rapor edilmiştir. Üreme toksisitesi ile ilgili yeterli çalışmalar bulunmadığı için günlük alım değeri (ADI) belirtilmemiştir. Sağlık riskleri yasaklanmaya yetecek kadar fazla olmadığı için halen gıdalarda kullanılmasına devam edilmektedir.Titanium dioxide is the most used colorant in the world. It is used as a food additive (E171) to give food white color. In this review, recent studies investigating the effects of titanium dioxide were evaluated. Titanium dioxide can enter the bloodstream and accumulate in some tissues and affect glucose metabolism. Even though studies have shown that titanium dioxide may be cytotoxic and genotoxic, EFSA\u27s latest report states that it is not directly genotoxic or carcinogenic. The acceptable daily intake value (ADI) was not specified, as there are not enough studies on reproductive toxicity. Since health risks are not high enough to be prohibited, they are still used in foods
Industry Forces, Competitive and Functional Strategies and Organizational Performance: Evidence from Restaurants in Istanbul, Turkey
AbstractEach of industry forces, competitive and functional strategies and organizational performance has been subject to so many studies presented in literature. However, there is a lack of combination of all and consensus on the role of each in restaurant businesses. Thus, this study examines the relationships among industry forces, competitive and functional strategies and organizational performance within the context of “well-known branded” restaurants in Turkish hospitality industry. The study employs a questionnaire that evaluates the attitudes of restaurants of those themes in Istanbul, Turkey without any sampling procedure. Results indicate that competitive strategy of cost leadership is significantly related to bargaining power of suppliers. Functional strategy regarding the brand image relates significantly to the competitive strategy of differentiation. Organizational performance is in a significant relation with functional strategies of human resources and information technologies
THE KEY TO STRONG IMMUNITY: LIFESTYLE
The immune system works in coordination with other structures in the body to prevent infections from occurring and to fight existing infections. The immune system plays a role in the formation and regulation of almost every disease and therefore has a very important place for human health. Researches show that the regulation of internal and external factors that can affect immunity can be effective in protecting against diseases and in the healing process. In this review, nutrition, exercise-sports, regular life, sleep, environmental factors, addictive substances, psychological state, previous illnesses, and genetic predispositions, affecting immunity are discussed. A diet composed by adequate and balanced intake of macro and micro nutrients ensures that the immune system works at the desired level. In addition to nutrition, moderate intensity regular exercise, regular life and quality sleep contribute to immunity by affecting various physiological mechanisms. On the other hand, external factors such as previous diseases, air pollution, radiation, various synthetic compounds and harmful habits such as stress, alcohol, cigarettes and drugs can disrupt the immune system by disrupting the cytokine balance. Although genetic factors are important in immunity, it seems that lifestyle which includes factors such as diet, daily activities, sleep patterns, habits, and moods is much more determinant for strong immunity
İşlenmiş Et Ürünleri ve Gıda Katkı Maddeleri
With the rise in demand for ready-to-eat food, theside effects of the additives used in food production have been a source ofconcern for sensitive consumers. Although they are considered to be safe when used in thepermitted limits, some of the additives might be risk for health. In thisreview, commonly used additives, which are cochineal, ascorbic acid, di-, tri-and polyphosphates, nitrates and nitrites, in processed meat products wereevaluated. Processedmeat products have been classified as Group 1 (carcinogenic for humans) byWorld Health Organisation because they increase risk of colorectal cancer. Infact, nitrites and nitrates used as preservatives; could be linked to stomach,colon and bladder cancers as well as DNA and chromosome damages. Inaddition, nitrates and nitrites may trigger headaches. Cochineal may haveadverse effects on learning and behavior, additionally may trigger allergicreactions. Consuming high amounts of phosphate salts can lead to problems inpatients with chronic renal failure. Consideringunfavourable effects of food additives on health, it is concluded that todecrease consumpting of processed meat, they should be consumed freshly; foodadditives having no health risks should be chosen instead of risky ones.Hazırgıdalara rağbetin artmasıyla birlikte gıda üretiminde kullanılan katkımaddelerinin sağlığa olumsuz etkileri duyarlı tüketicilerce endişe kaynağıolmuştur. Her ne kadar izin verilen sınırlarda kullanıldığı zaman güvenliolduğu kabul edilse de katkı maddelerinin bir kısmı az da olsa sağlık riskitaşıyabilmektedirler. Bu derlemede işlenmiş et ürünlerinde yaygın olarakkullanılan katkı maddeleri incelenmiş olup koşineal, askorbik asit, di-, tri-ve polifosfatlar ile nitrat ve nitritler değerlendirilmiştir. Dünya SağlıkÖrgütü kolorektal kansere yakalanma riskini arttırdığından dolayı işlenmiş etürünlerini Grup 1 (insanlar için karsinojenik) sınıfına almıştır. Nitekimkoruyucu olarak kullanılan nitrat ve nitritler; mide, kolon ve mesane gibiçeşitli organ kanserleri ile DNA ve kromozom hasarları ileilişkilendirilmektedir. Ayrıca nitrat ve nitritler baş ağrısını tetikleyebilir.Koşinealin öğrenme ve davranışlar üzerine olumsuz etkileri olabileceği gibialerjik reaksiyonları tetikleyebilmektedir. Fosfat tuzlarının yüksek miktardaalınması özellikle kronik böbrek yetmezliği gibi hastalığı olanlarda sorunlarayol açabilmektedir. Sonuç olarak; sağlığa olan olumsuz etkiler göz önünealındığında etin işlenmiş etten ziyade işlenmemiş taze olarak tüketilmesinin,işlenmiş et üretiminde ise sağlık riski taşımayan veya olabildiğince düşük olankatkı maddelerinin tercih edilmesinin uygun olduğu kanaatine varılmıştır.
Uluslararası Girişimcilik ile İhracat Pazar Performansı Arasındaki İlişki: Türkiye’deki İhracatçı İşletmeler Örneği
The purpose of this study is to investigate the relationship between international entrepreneurship of exporters in Turkey and their export market performance. In respect, the research inquires two general questions; “Is there a link between firms’ entrepreneurial behaviors and their success in export markets?” and “Does the level of internationalization make any difference in export market performance?”. The study, which considers international entrepreneurship within the resource - based perspective, is assumed original in terms of research design, since the observations are independent of any industry or geographical region in Turkey. The findings reveal that firms’ entrepreneurial orientation and behaviors in international markets have positive effects on their export performance and there is a significant difference in export market success between internationalized firms and others.Bu çalışmanın amacı, Türkiye’deki ihracatçı işletmelerin uluslararası girişimciliği ile ihracat pazar performansları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu amaçla, araştırma “işletmelerin girişimcilik özellikleri ile ihracat pazarlarındaki başarıları ilişkili midir?” ve “uluslararasılaşma düzeyi ihracat pazar performansını farklılaştıran bir unsur mudur?” sorularına cevap aranmaktadır. Uluslararası girişimcilik kavramının kaynak temelli yaklaşım çerçevesinde ele alındığı araştırmanın, gözlemlenen işletmelerin Türkiye’deki herhangi bir coğrafi bölge veya sektöre bağımlı olmaması dolayısıyla, tasarım açısından özgün değer taşıdığı düşünülmektedir. Araştırma bulgularına göre yurtdışı pazarlara dönük girişimciliğe dair yönelim ve davranışların, ihracat performansına olumlu etkisi olduğu ve uluslararasılaşma düzeyi yüksek işletmeler ile diğerleri arasında ihracat pazar performansı açısından anlamlı farklılık bulunduğu ortaya çıkmaktadır
A NUMERICAL INVESTIGATION ON THE STRESS-BALANCED SPUR GEAR PAIRS
Involute spur gears are key machine elements for power transmission in various industrial sectors. During power transmission, the teeth are subjected to high stresses. Many design modifications are used to reduce these stresses, such as increasing the drive side pressure angle and profile shifting factor. These modifications change the contact ratio and center distance of the gear pair. Changing the tooth thickness is another solution to reduce stress. Because there is a difference in the number of teeth between the pinion and the gear, the pinion stress levels are higher than the gear for the same gear parameters. The tooth thickness value in the tooth thickness on the pitch circle is equal to 0.5xπm for both pinion and gear as standard. Stress compensation can be achieved by increasing this thickness at the pinion and decreasing it at the same rate at the gear. In this study, first of all, 3D designs of gears with non-standard thickness were created in CATIA and finite element analyzes were performed to obtain tooth thickness values that create equal root stresses for pinion and gear with various tooth numbers. According to preliminary results, tooth deformation and stress has a linear relationship with tooth thickness value, nearly
Up to Date Review about Bread: Health Effects, Food Additives and Halal Issues
Türkiye’detahıl ürünü olarak en çok tüketilen besinlerden biri ekmektir. Popüler medyadayer alan ekmekle ilgili kanıta dayanmayan haberler, tüketiciler açısındanendişe kaynağı olmuştur. Bu derlemede ekmeğin sağlık üzerindeki etkileri,glüten proteini ile ilgili hastalıklar, ekmeklerde kullanılan katkı maddelerive bunların helallik durumları değerlendirilmiştir. Özetle, sağlığa olan olumluetkileri göz önünde bulundurulduğunda, tam tahıllı ürünlerin diğerlerine göretercih edilmesi ve ölçülü şekilde tüketilmesi teşvik edilmelidir. Ekmektürlerinden ekşi mayalı tam buğday ekmeği iyi bir besin kaynağıdır. Çölyakhastalığı ve buğday alerjisi olanlar glütensiz diyetle beslenmelidir. Çölyakdışı glüten duyarlılığı olanlar da glütenli ürünlerden uzak durmalıdırlar.Yapılan araştırmalara göre herhangi bir hastalık durumu olmaksızın uygulananglütensiz diyetler hem ekonomik hem de sağlık açısından uygun değildir. Ekmekalırken Türkiye’deki paketsiz ekmekler gıda katkı maddesi içermediği içinpaketli olanlara tercih edilebilir. Paketli ekmek tercihinde ise ürünün en azsayıda katkı maddesi içermesi veya sağlık riski olan katkı maddeleriniolabildiğince az sayıda içermesi gibi faktörler dikkate alınabilir. Ayrıca bazıkatkı maddelerinin üretiminde hayvansal kaynaklar da kullanılabileceğindenkullanılan kaynağa bağlı olarak helallik riski oluşabilmektedir. Bread,as a grain species, is one of the most consumed food in Turkey. News aboutbread in the popular media that are not evidence based has become a source ofconcern for consumers. In this review health effects of bread, gluten-relateddiseases, food additives that are used in breads and their halal issues will beevaluated. In summary, when considering positive health effects, whole grainproducts should be encouraged to prefer to others. Also, these products shouldbe consumed moderately. Whole grain sourdough bread is a rich nutrient. Peoplewith celiac sensitivity and wheat allergy should avoid gluten containingproducts. Additionally, those with nonceliac gluten sensitivities should alsoprefer gluten-free diet. Evidence-based researches suggest that without havinghealth problems, gluten-free diet practices are not appropriate for bothmedical and economical reasons. In Turkey instead of packed ones unpackedbreads can be preferred because they don’t contain any food additives. Ifpacked bread is to be bought, some factors can be considered such ascontainment of minimum number of additives and containment of additives havingminimum health risks. Moreover,some non-halal animal sources may be used in the production of certainadditives. This gives rise to concerns about halal issues of these products
RLEP LAMP for the laboratory confirmation of leprosy: towards a point-of-care test
BACKGROUND Nucleic acid-based amplification tests (NAAT), above all (q)PCR, have been applied for the detection of Mycobacterium leprae in leprosy cases and household contacts with subclinical infection. However, their application in the field poses a range of technical challenges. Loop-mediated isothermal amplification (LAMP), as a promising point-of-care NAAT does not require sophisticated laboratory equipment, is easy to perform, and is applicable for decentralized diagnosis at the primary health care level. Among a range of gene targets, the M. leprae specific repetitive element RLEP is regarded as highly sensitive and specific for diagnostic applications.~ METHODS: Our group developed and validated a dry-reagent-based (DRB) RLEP LAMP, provided product specifications for customization of a ready-to-use kit (intended for commercial production) and compared it against the in-house prototype. The assays were optimized for application on a Genie® III portable fluorometer. For technical validation, 40 \textquotedblmust not detect RLEP\textquotedbl samples derived from RLEP qPCR negative exposed and non-exposed individuals, as well as from patients with other conditions and a set of closely related mycobacterial cultures, were tested together with 25 \textquotedblmust detect RLEP\textquotedbl samples derived from qPCR confirmed leprosy patients. For clinical validation, 150 RLEP qPCR tested samples were analyzed, consisting of the following categories: high-positive samples of multibacillary (MB) leprosy patients (> 10.000~bacilli/extract), medium-positive samples of MB leprosy patients (1.001-10.000~bacilli/extract), low-positive samples of MB leprosy patients (1-1.000 bacilli/extract), endemic controls and healthy non-exposed controls; each n = 30.~ RESULTS: Technical validation: both LAMP formats had a limit of detection of 1.000 RLEP copies, i.e. 43-27 bacilli, a sensitivity of 92% (in-house protocol)/100% (ready-to-use protocol) and a specificity of 100%. Reagents were stable for at least 1~year at 22~°C. Clinical validation: Both formats showed a negativity rate of 100% and a positivity rate of 100% for high-positive samples and 93-100% for medium positive samples, together with a positive predictive value of 100% and semi-quantitative results. The positivity rate for low-positive samples was 77% (in-house protocol)/43% (ready-to-use protocol) and differed significantly between both formats.~ CONCLUSIONS: The ready-to-use RLEP DRB LAMP assay constitutes an ASSURED test ready for field-based evaluation trials aiming for routine diagnosis of leprosy at the primary health care level
OIC/SMIIC Standartları Çerçevesinde Helal Gıda Üretimi ve Helal Belgelendirme Süreçleri
With the globalisationof the food sector in the World, halal food issue has frequently been brought tothe agenda everyday. Interest, need and expectation of the global consumershave fastly been increasing towards the halal products and halal services dueto the fact that they bring the cleanliness and naturalness to the minds, alongwith the increase at muslim population. Aware consumers always wish to know thequality, production processes, sources, contents, and most of all hyjen andhealth peculiarities of the products and services that they buy. In thisreport, halal food advanture and halal sertification processes have beensummarized regarding the OIC/SMIIC standards. After all, the term halal productwhich seems internationally becoming ‘’a reliable harbour’’ in the world, canonly be meaningful under the conditions of being healthy, hyjenic, genuine, and‘’natural’’. We believe that a universal standardization system like OIC/SMIIC standards is needed to acquire such halalproduct and service demands. Only in these conditions can the term halal find achance to address to the world globally. Dünyada gıda sektörünün globalleşmesiyle birlikte helal gıda kavramı daha sıklıkla gündeme gelmektedir. Müslüman nüfus artışının yanısıra, helal kelimesinin dünyada gittikçe artan bir oranda temizlik ve doğallık algısını çağrıştırmasıyla, global tüketicinin helal ürün ve hizmet sektörüne olan ilgi, ihtiyaç ve beklentisi artmıştır. Bilinçli tüketici aldığı ürün ve hizmetin kalitesini ölçmek, hangi aşamalardan geçerek üretilip sunulduğunu, bileşenlerini ve kaynağını öğrenmek, sağlığına zararı olmadığından ve hijyenik olduğundan emin olmak ister. Bu derlemede, helal gıda serüveni ve helal belgelendirme süreçleri OIC/SMIIC standardı çerçevesinde ele alınmıştır. Sonuç olarak, günümüzde uluslarası anlamda ‘’güvenilir bir liman’’ olmaya aday helal ürün kavramı, ürünün ancak sağlıklı, temiz, hijyenik, hilesiz ve ‘’fıtrata uygun-doğal’’ olması ile anlamlı hale gelmektedir. Bu şartlarda helal ürün ve hizmet talebinin sağlıklı bir şekilde karşılanabilmesi için OIC/SMIIC standardları benzeri uluslararası bir standardizasyon elzemdir. Ancak bu şekilde helal kavramı istisnasız tüm dünyaya hitab etme şansını yakalayabilecektir
- …