5 research outputs found

    Küçük Boyutlu Akciğer Nodüllerinin Bilgisayarlı Tomografi ile Saptanmasında Maksimum Intensite Projeksiyon (MPI) Tekniğinin Tanımsal Önemi

    Get PDF
    Akciğer patolojilerinde olası akciğer kanserinin öncülleri olabileceği için pulmoner nodüllerin erken ve doğru tanısı büyük önem taĢır. Günümüzde pulmoner nodüllerin tanısında direkt röntgenogram öncelikli radyolojik modalite olarak yerini korumaktadır. Bilgisayarlı Tomografi (BT) ile değerlendirme ise pulmoner nodüllerin tanı ve takibinde günümüzde direkt röntgenogramdan sonra en sık kullanılan ve duyarlılığı en yüksek olan görüntüleme modalitesidir. Bu temel yöntemlerden baĢka Pozitron Emisyon Tomografi (PET) ve Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR) de pulmoner nodül tespitinde daha az sıklıkla kullanılabilmektedir. Radyolojide özellikle küçük boyutlu pulmoner nodüllerin saptanmasının zorluğu önemli problemlerden birini oluĢturmaktadır. Günümüzde BT ile takip edilen pulmoner nodüller; boyutlarına, yoğunluklarına veya lokalizasyonlarına bağlı olarak inceleme sırasında gözden kaçabilmektedir. Özellikle 1 cm altındaki nodüllerin BT ile saptanmasında teknik nedenlerden kaynaklanan yetersizlik oluĢabilmektedir. Radyolojide küçük pulmoner nodüllerin tanısını yüksek duyarlılık ve hızla yapabilmek için çeĢitli BT teknikleri üzerinde çalıĢmalar yapılmıĢtır. Bunlar arasında Maksimum Ġntensite Projeksiyon (MĠP) görüntüleme ve Volume Rendering (VR) gibi üç boyutlu rekonstrüksiyon teknikleri, iki bağımsız okuma, kesit kalınlığını azaltma ve yeni bir BT temelli nodül tanı yöntemi olan Computer Aided Design (CAD) yer almaktadır. Bu yöntemlerden MIP tekniği, sıklıkla kullanılan üç boyutlu rekonstrüksiyon yöntemlerinden biri olup akciğer nodüllerinin saptanmasında rolü olduğuna dair çeĢitli çalıĢmalar ve görüĢler söz konusudur. Bu çalıĢmanın amacı BT incelemesi ile küçük boyutlu pulmoner nodül saptanan hastalarda, MIP tekniğinin, klasik yönteme göre duyarlılığının saptanması ve bu tekniğin nodül değerlendirme süresinde anlamlı düzeyde süre kısalması sağlayıp sağlamadığını belirleyebilmektir. Bu amaçla, etik kurul onayını takiben 2012 Nisan ile 2012 Aralık tarihleri arasında BaĢkent Üniversitesi Hastanesine çeĢitli Ģikayetlerle baĢvurup iii Radyoloji Anabilim Dalı‟nda toraks BT değerlendirmesi ile akciğer nodülü saptanmıĢ 69 hasta (339 nodül) çalıĢmaya dahil edilmiĢtir. Hastaların 3 mm. kalınlıktaki aksiyel kesitleri ile aksiyel planda alınan MIP kesitleri farklı zamanlarda süre tutularak, ayrı ayrı iki radyolog tarafından önceki raporları dikkate alınmadan değerlendirilmiĢtir. Nodüllerin sayıları, boyutları, lokalizasyonları ve değerlendirme süreleri her bir yöntem için ayrı olarak kayıt edilmiĢtir. Ġstatistiksel incelemede, klasik 3 mm aksiyel kesit görüntüler altın standart grup kabul edilerek, MIP görüntülerin olduğu grup ile arasındaki uyum düzeyi “intraklass korelasyon katsayısı” kullanılarak değerlendirilmiĢtir. Ayrıca gruplar arasındaki raporlama süre farklılıklarının anlamlı olup olmadığı ise “Paired Sample T test” kullanılarak yapılmıĢtır. Her bir radyolog için 5 mm. altındaki ve 5-10 mm. arasındaki nodüllerin saptanmasında MIP tekniğinin duyarlılığı ayrı olarak hesaplanmıĢtır. Radyologlar arasındaki uyum da “intraklass korelasyon katsayısı” kullanılarak değerlendirilmiĢtir. Ġstatistiksel değerlendirmeler sonucunda, radyologlar arası değerlendirme uyumu %86,8 saptanmıĢ olup mükemmel uyumlu bulundu. Yapılan intraklass korelasyon testleri ile 1. radyoloğun MIP değerlendirmesinin altın standart ile uyumu 5 mm‟den küçük nodüller için %78,6; 5-10 mm nodüller için %84,7 olarak hesaplandı. Ġkinci radyoloğun MIP incelemesinin altın standart ile uyumu ise 5 mm‟den küçük nodüller için %90,3; 5-10 mm nodüller için %84,4 olarak hesaplandı. Bütün bu değerler p<0,05 olup gruplar arası uyum istatistiksel olarak anlamlı bulundu. 1. radyoloğun MIP ile nodül tespitindeki duyarlılığı %81,4 iken 2. radyoloğun duyarlılık düzeyi %83,4 olarak saptandı. Raporlama süreleri açısından yapılan incelemede MIP görüntülerini değerlendirme sürelerinin altın standartla karĢılaĢtırıldığında her iki radyolog için de raporlama sürelerinde istatistiksel olarak anlamlı düzeyde kısalma bulundu. iv Sonuç olarak, akciğer nodüllerinin saptanmasında alternatif bir yöntem olarak MIP görüntüler kullanılmasının değerlendirme süresini anlamlı derecede kısalttığı ve altın standart olarak kabul ettiğimiz klasik aksiyel kesitlerdeki nodül sayılarına yakın, yüksek duyarlılıkta nodül saptama özelliği gösterdiği saptanmıĢtır. Bu verilere göre MIP görüntüleme, akciğer nodüllerinin değerlendirilmesinde klasik aksiyel kesitler yanında, hızlı ve güvenilir bilgi vermesi nedeni ile yardımcı yöntem olarak tercih edilebilecektir

    New Entity of Skull Lesions due to Birth Trauma: Kanat (Wing) Fractures

    No full text
    AIM: To discuss a special type of skull lesion detected after delivery. We reviewed our experience on scalp swelling in term neonates to further investigate the relationship between cranial injuries and labor process. MATERIAL and METHODS: A total of 55 newborns with scalp swellings were assessed with medical records retrospectively between January 2007-July 2017. A radiologist and a pediatric neurosurgeon re-analyzed all skull X-ray images via picture archiving and communication system of the hospital. RESULTS: A special type of skull fracture, called Kanat (wing) fracture, was detected. The fractures appeared unique, were located in the midline parietal bone, and were difficult to detect by X-ray. Kanat fractures accounted for 12.7% of the 55 cases (n=7). Patients without (group-1) and patients with (group-2) Kanat fractures were compared based on the head circumference of the newborns (p=0.881), fetal birth weight (p=0.20), maternal age (p=0.04), duration of second stage of labor (p=0.217), maternal body mass index (p=0.278), total labor time (p=0.922) and parity (p=0.375). No statistically significant difference between the two groups was determined for the compared parameters. CONCLUSION: The present study is the first research describing and discussing the possible effects of maternal, fetal and delivery characteristics on Kanat fractures. Designing clinical and experimental researches to enhance awareness and acknowledgement of skull injuries and labor process could improve the clinical outcome of the newborns

    Küçük boyutlu akciğer nodüllerinin bilgisayarlı tomografi ile saptanmasında maksimum intensite projeksiyon tekniğinin önemi

    No full text
    Introduction: In this retrospective study, the aim is to determine the sensitivity of maximum intensity projection (MIP) technique to 3 mm-thick axial sections in patients with small pulmonary nodules identified via examination using computed tomography (CT), and to identify whether this technique provides significant reduction in duration of nodule evaluation. Materials and Methods: A total of 69 patients (339 nodules) who underwent thoracic tomography due to various complaints and in whom pulmonary nodules were identified as a result of the examination were included in the study. Their axial sections that are 3 mm-thick and MIP sections obtained in the axial plane were evaluated by two different radiologists at different times by keeping time. The dimensions and evaluation times of the nodules were recorded separately for each method. Results: Evaluation compatibility between the radiologists was found to be 86.8% and it was considered to be perfectly compatible. Sensitivity of the 1st radiologist in the detection of nodules with MIP was 81.4%, whereas the sensitivity of the 2nd radiologist was 83.4%. In the evaluation for the reporting periods, when the duration of evaluation of MIP images were compared with the gold standard, a statistically significant reduction was found in the reporting times of both radiologists (p< 0.01). Conclusion: It was found that utilization of MIP images as an alternative method to detect pulmonary modules reduces the duration of evaluation significantly and provides the ability to detect nodules with high sensitivity. According to these data, MIP imaging may be preferred as an adjunct method in the evaluation of lung nodules as it provides fast and reliable information besides classical axial sections.Giriş: Bu retrospektif çalışmada bilgisayarlı tomografi incelemesi ile küçük boyutlu pulmoner nodül saptanan hastalarda, “Maximum Intensity Projection (MIP)” tekniğinin, 3 mm’lik aksiyel kesitlere göre duyarlılığının saptanması ve bu tekniğin nodül değerlendirme süresinde anlamlı düzeyde süre kısalması sağlayıp sağlamadığını belirleyebilmektir. Materyal ve Metod: Çeşitli şikayetlerle toraks tomografisi çekilen ve değerlendirme sonucu akciğer nodülü saptanan 69 (339 nodül) hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların 3 mm kalınlıktaki aksiyel kesitleri ile aksiyel planda alınan MIP kesitleri farklı zamanlarda süre tutularak, ayrı ayrı iki radyolog tarafından önceki raporları dikkate alınmadan değerlendirildi. Nodüllerin boyutları ve değerlendirme süreleri her bir yöntem için ayrı olarak kayıt edildi. Bulgular: Radyologlar arası değerlendirme uyumu %86.8 saptanmış olup mükemmel uyumlu bulunmuştur. Birinci radyoloğun MIP ile nodül tespitindeki duyarlılığı %81.4 iken, ikinci radyoloğun duyarlılık düzeyi %83.4 olarak saptanmıştır. Raporlama süreleri açısından yapılan incelemede MIP görüntülerini değerlendirme sürelerinin altın standartla karşılaştırıldığında her iki radyolog için de raporlama sürelerinde istatistiksel olarak anlamlı düzeyde kısalma bulunmuştur (p< 0.01). Sonuç: Akciğer nodüllerinin saptanmasında alternatif bir yöntem olarak MIP görüntüler kullanılmasının değerlendirme süresini anlamlı derecede kısalttığı ve yüksek duyarlılıkta nodül saptama özelliği gösterdiği saptanmıştır. Bu verilere göre MIP görüntüleme, akciğer nodüllerinin değerlendirilmesinde klasik aksiyel kesitler yanında, hızlı ve güvenilir bilgi vermesi nedeniyle yardımcı yöntem olarak tercih edilebilecektir
    corecore