8 research outputs found

    Soğuk uygulamanın medyan sternotomili hastalarda ağrı ve solunum egzersizlerine etkisi

    No full text
    The aim of this study was to investigate the effects on pain and breathing exercises of cold therapy intervention for cardiac surgery (CABG, valve replasman) patients with median sternotomy. Method: This research designed randomised crossover clinical trial (treatment-2 x session-2 x time-2) and conducted among cardiac surgery with sternotomy patients (n: 34) intensive care unit (ICU) of Pamukkale University by the 14 April to 30 September 2014. articipants used "Patient Identification and Monitoring Form" and a Visual Analog Scale (VAS) to rate their pain from 0 (no pain) to 10. Data was collected on post-surgical first two day between 8.00 am and 14.00 pm (washout period of six hours between DB;CE and incentive spirometer (IS) procedures). Intervention: For cold therapy intervention used the gel packs. Patients were randomly shared to either begin the DB;CE-IS with the gel pack or without the gel pack and then alternated with respect to the gel pack. Patients marked VAS for pain intensity at the DB;CE-IS session before and after. In thıs study, descriptive statistics, Mann-Whitney U, Wilcoxon, McNemar chi-square and Spearman correlation were used for statistical analysis. RM-ANOVA was conducted for interaction (treatment, session and time) on pain intensity scores and spirometric values Results: Average pain scores was 3.44 ± 2.45 (median: 2.95, quartiles: 0.90-5.40) baseline DB;CE-IS procedures at the morning of first day. The reported acute postoperative pain was mild in 50.7%, moderate in 39.0% and severe in 10.3% of patients baseline DB;CE-IS procedures; post DB;CE-IS procedures, reported acute postoperative pain was mild in 36.8%, moderate in 44.9% and severe in 18.4% of patients (p0.001). At before and post DB;CE-IS, the reported acute postoperative pain with the gel pack were not significantly different but without the gel pack were significantly increased (p0.001). The interaction between treatment and time was significant, and indicated that the changes in pain scores from baseline to post DB;CE-IS differed between with gel pack and without gel pack. With gel pack group according without gel pack group had lower increased of average pain scores. The eta-squared for the treatment (with gel pack and without gel pack) by time (baseline to post DB;CE-IS) interaction was 0.09 (moderate effect size). However, interaction between treatment, time and analgesics and sequence was non significant, The interaction between treatment and time was non significant, and indicated that the changes in spirometric values from post-operative first to second day. There was non-significant correlation between pain level (VAS) and spirometric values (according with gel pack or without gel pack; baseline or post DB;CE-IS; post-operative first day or second day). Conclusion: Cold therapy (the gel pack applying on sternotomy) is effective for decreasing the increase in pain post DB;CE-IS, but is not effective of breathing exercises post cardiac surgery. Cold therapy should be encouraged management of pain for post cardiac surgery. Keywords: Postoperative pain; breathing exercises; cryotherapy; spirometryBu çalışmanın amacı soğuk uygulamanın medyan sternotomili hastalarda ağrı ve solunum egzersizlerine etkisini incelenmektir. Yöntem: Bu çalışma randomize, çapraz kontrollü klinik bir çalışma olarak 2 (tedavi) x 2 (period) x 2 (zaman) olarak tasarlanmıştır. Çalışma, Pamukkale Üniversitesi Sağlık Araştırma Uygulama Merkez Müdürlüğü Kalp Damar Cerrahisi servis ve yoğun bakımda yatan kardiyak cerrahi geçirmiş (koroner arter by-pass grefti ve kapak cerrahisi) sternotomisi olan hastalarda (n: 34), 14 Nisan-30 Eylül 2014 tarihleri arasında yapılmıştır. Verilerin toplanmasında, araştırmacı tarafından hazırlanan "Hasta Tanıtım ve İzlem Formu" ile "Görsel Kıyaslama Ölçeği Formu" kullanılmıştır. Araştırma, iki gün boyunca ekstübasyon sonrası sabah başlamak üzere sabah 08.00 ve öğleden sonra 14:00 saatleri arasında (arınma süresi altı saat olacak şekilde) yürütülmüştür. Müdahale: Sternotomi üzerine soğuk uygulama için soğuk jel paket (SJP) kullanılmıştır. Hastalara randomizasyona uygun önce SJP ile veya SJP'siz; daha sonra alternatifi uygulanmıştır. Her periyotta derin solunum-öksürük egzersizleri ve teşvik edici spirometre (DS-ÖE ve TES) uygulatılmıştır. Hastalara SJP uygulaması öncesi sonrası ile DS-ÖE ve TES öncesi ve sonrası GKÖ'yü işaretlemeleri sağlanmıştır. Bu çalışmada, tanımlayıcı istatistikler, Mann-Whitney U, Wilcoxon, McNemar chi-square ve Spearman correlation analizleri kullanılmıştır. Tedavi, period ve zaman arasındaki etkileşim Tekrarlayan Ölçümlerde Varyans analizi ile test edilmiştir. Bulgular: Hastaların ilk gün sabah DS-ÖE ve TES uygulama öncesi ağrı şiddeti ortalamaları 3.44±2.45 (ortancası: 2.95 (0.90-5.40)'dir. Hastaların DS-ÖE ve TES uygulama öncesi %50.7'sinin hafif, %39.0'ının orta ve %10.3'ünün şiddetli ağrı olmuşken DS-ÖE- ve TES uygulama sonrası %36.8'i hafif, %44.9'u orta ve %18.4'ü ise şiddetli ağrıları olmuştur (p0.001). SJP uygulananlarda DS-ÖE ve TES uygulaması sonrası ağrı şiddetinde değişiklik olmaz (p>0.05) iken SJP uygulanmayanlarda anlamlı artışlar saptanmıştır (p0.001). SJP uygulanan ve SJP uygulanmayan gruplarının ağrı şiddet puanlarına olan etkisi; tedavi, periyod ve zaman etkileşimleri, tedavi ve zaman arasındaki etkileşim olduğu saptanmıştır (p0.001). Etkileşimin etki büyüklüğü orta düzeydedir (partial eta squared: 0.090). Bununla birlikte analjezik kullanımı ve ilk başlanan tedavi rejiminin etkileşim göstermediği saptanmıştır (p>0.05). Spirometrik volümler açısından tedavi, analjezik ve zaman etkileşim etkileri test edilmiş ve etkileşimin olmadığı gösterilmiştir (p>0.05). Yine SJP uygulananlar ve uygulanmayanlar ile DS-ÖE ve TES uygulama öncesi ve sonrası hastaların ağrı şiddetleri ile birinci gün ve ikinci gün spirometre değeri sonuçları arasında anlamlı bir korelasyon saptanmamıştır (p>0.05). Sonuç olarak; sternotomi üzerine yapılan SJP uygulaması, DS-ÖE ve TES uygulaması sonrasında ağrı şiddeti artışını azaltırken, solunum egzersizlerinin etkililiğini arttırmamıştır. Kardiyak cerrahi sonrası sternotomi ağrısının yönetiminde soğuk uygulama teşvik edilmelidir

    Hekim ve hasta hakları konusunda tutumlarının incelenmesi

    No full text
    Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.SUMMARY This study has been planned cross-sectionally and definetively to determine the attitudes of nurses and doctors about the patients' rights. 70 nurses and 89 doctors who worked at the internal medicine and surgery departments have been included to the study. A questionnaire was used to determine the attitudes of nurses and doctors about the patients' rights. As a result of the study it has been determined that the doctors and nurses generally had constructive attitudes about the patients' rights. The least adopted patients' rights by the nurses were; the right of refusing the treatments and administrations (61.4%), giving information about joining the researches (66.7%) and giving information about communication with other health care instutions (76.1%). The least adopted patients' rights by the doctors were; the preserving of privacy (10.2%), giving information about working orders(49.4%), the right of refusing the treatments and administrations (61.4%), giving information about the contents of invoices and the way of payment (65.9%) and giving information about joining the researches (77.0%). The least adopted patients' rights by the doctors and nurses were; giving information about the health care services after discharge from hospital' (98.1%), the rights of learning the diagnosis (94.3%), to learn the name of the nurse and the doctor (92.5%), giving information about the alternative treatments and risks of the treatment used (90.4%). - 105ÖZET Bu çalışma hemşire ve hekimlerin hasta haklan konusundaki tutumlarını belirlemek amacıyla tanımlayıcı ve kesitsel olarak planlanmıştır. Araştırma kapsamına dahiliye ve cerrahi kliniklerinde görev yapan 70 hemşire ve 89 hekim alınmıştır. Veri toplama aracı olarak hekim ve hemşirelerin tutumlarını saptamayı sağlayacak bir anket formu kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, hekim ve hemşirelerin hasta haklan konusunda genellikle olumlu bir tutum içerisinde oldukları saptanmıştır. Hemşireler için en az benimsenen hasta haklan; tedavi ve uygulamaları reddetme hakkı (%61.4), araştırmalara katılım konusunda önceden bilgilendirme (%66.7) ve diğer sağlık kuruluşlarıyla iletişim konusunda bilgilendirme (%76.1)'dir. Hekimler için en az benimsenen hasta haklan; mahremiyetin korunması (%10.2), çalışma düzeni konusunda bilgilendirme (%49.4), tedavi ve uygulamaları reddetme hakkı (%53.9), fatura içeriği ve nasıl ödeneceği konusunda bilgilendirme (%65.9) ve araştırmalara katılım konusunda önceden bilgilendirme (%77.0)'dır. Hemşire ve hekimler için en çok kabullenilen hasta haklan; taburcu işlemi sonrası gerekli sağlık hizmetleri konusunda bilgilendirme (%98.1), tanıyı bilme hakkı (%94.3), hekim ve hemşireyi ismen tanıma hakkı (%92.5) ve tedavinin risk ve seçenekleri konusunda bilgilendirme (%90.4)'dir. 104

    Adaptation of the Turkish version of Nurses' Self Concept Questionnaire

    No full text
    Objectives: Nurse's self-concept is significant for professionalism. We aimed to determine the reliability and validity of the Turkish version of a Nurses' Self Concept Questionnaire. Methods: A methodological study was conducted with the participation of a group of nursing students and nurses. For the statistical analysis, structural equation models, convergent validity analyses, discriminate validity analyses, internal consistency analysis, and test-retest reliability analyses were used. Results: Correlation-coefficient for the test–retest reliability of the Turkish version of Nurses' Self-Concept Questionnaire was 0.87. The internal consistency of this questionnaire was calculated with Cronbach's α coefficient and it was found high across the six subscales from 0.83 to 0.91. The goodness of fit indices was determined as acceptable. Conclusions: According to results, this Nurses' Self-Concept Questionnaire is a valid and reliable instrument for assessing nurses' and nursing students’ self-concept in Turkey. Keywords: Nurses, Self-concept questionnaire, Reliability, Self-esteem, Students, Nursing, Turkey, Validit

    COVID-19 VIRÜS ILE ENFEKTE OLAN BIR HASTANIN HEMŞIRELIK BAKIMI: OLGU SUNUMU

    No full text
    İlk kez Çin’in Wuhan kentinde ortaya Korona Virüs Hastalığı 2019 (COVID- 19), diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de yüksek morbitite ve mortaliteye yol açtı. Spesifik bir tedavi ve bakım protokolü henüz tanımlanamadı. Bu olgu sunumunda Covid-19 tanısı alan hastanın tedavi ve hemşirelik bakımına yönelik bilgi verilmesi amaçlandı. Hastanın hemşirelik tanıları Kuzey Amerika Hemşirelik Tanıları Birliği (NANDA)’ya göre belirlendi. Hemşirelik bakımı ise Gordon Sağlık Örüntüleri Modeli’ne uygun olarak gerçekleştirildi

    Hemşirelik Öğrencilerinin Hemşirelik Mesleğine Yönelik Tutumları İle Hemşirelik Tercihi Arasındaki İlişki: Türkiye Örneği*

    No full text
    Giriş: Meslek seçiminde tutum önemli bir etkendir. Amaç: Bu çalışmanın amacı, hemşireliği tercih etmiş öğrencilerin mesleğe karşı tutumları ile meslek tercihi arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Yöntem: Tanımlayıcı, kesitsel tipteki çalışma, gönüllü olan (n:131) 1. sınıf öğrencileri ile yürütülmüştür. Veriler, "Hemşirelik Mesleğine Yönelik Tutum Ölçeği-HMTÖ" ile araştırmacı tarafından hazırlanan anketin doldurtulması ile elde edilmiştir. Bulgular: Öğrencilerin yarıdan fazlasının (%51.9) mesleği isteyerek seçtikleri ve hemşirelik mesleğine yönelik tutumları olumlu olarak bulunmuştur. Sonuç: Mesleği isteyerek seçme durumu ve seçme nedenleri ile hemşirelik mesleğine yönelik tutumları arasında anlamlı bir ilişki saptanmıştır. İsteyerek seçenlerde, seçmeyenlere göre ve bireysel ve ekonomik nedenlerle seçenler, baskı ve puan nedeniyle seçenlere göre hemşirelik mesleğine yönelik daha olumlu tutuma sahiptir.Nursing Students' Attitudes Towards The Nursing Profession, Nursing Preferred With The Relationship Between: Example of Turkey Background: Attitude is an important factor in choosing a career. Objectives: The aim of this study is to determine the association between the choice of profession of the first grade nursing students and their attitude towards nursing. Methods: Descriptive, cross-sectional study, volunteers (n=131) were conducted with a 1st class students. Data, "Attitude Scale for Nursing Profession-ASNP" was obtained by fill out the questionnaire prepared by the researcher. Results: It has been determined that more than half (%51.9) of the students have chosen nursing intentionally. The students' attitude towards nursing profession was positive in all the sub-dimensions. Conclusion: A significant association has been determined between the attitude of choosing the profession intentionally, the reasons for choosing the profession and ASPN. The positive attitude of the students who have chosen the profession unintentionally is lower than the students who have chosen it intentionally. The positive attitudes of the students, who have chosen nursing with the reasons of pressure and university exam score, were lower than the ones with economic and personal reasons

    Interruption of the medication preparation process and an examination of factors causing interruptions

    No full text
    Aim: This study was conducted in an attempt to examine the number and duration of interruptions during the medication preparation process and to identify the factors causing these interruptions. Background: Interruptions during the medication preparation process can cause medication errors owing to nurses' lack of attention. Method: A descriptive study was conducted at the Internal Diseases and General Surgery services of a university hospital between 15 June 2012 and 30 July 2012. The data were collected using the 'Observation Form of Preparing Medication.' Result: A total of 122 observations were made in the study. It was found that there was an interruption during the process of preparing medication in 95.9% of observations. The average number (±SD) of interruptions was 5.8 ± 4. The individuals causing the interruption during medication preparation were primarily nurses working in the same service. Receiving from or giving materials to the treatment room were the main reasons for the interruptions. Conclusion: This study found a very high interruption rate during the process of preparing medications. Implications for nursing management: As interruptions during medication preparation can cause medical errors, in-service teaching should be provided to raise awareness for this important issue. The findings of the study can be useful for enhancing the conditions of the physical environment, separating the treatment rooms and using the treatment rooms only for preparing medication. © 2016 John Wiley ; Sons Ltd

    Awareness among glaucoma patients

    No full text
    Amaç: Glokom hastalarında glokomla ilgili farkındalık durumunun değerlendirilmesi Gereç ve Yöntem: Glokomda farkındalık düzeyinin değerlendirilmesi amacıyla 78 primer açık açılı glokom hastasına anket uygulandı. Anket, sosyodemografik bulgular, glokom ve tedavisi ile ilgili bilgi,tedaviye uyum ve bilgi gereksinimi konularını içermekteydi. Bulgular: Ortalama bilgi skoru 52.4±18 saptandı. Hastaların yarısının skoru 50'nin altındaydı. Hastaların %91'i glokomun körlüğe, %64.1'i görme alanı defektine sebep olduğunu, 26.9'u ise glokomun iyileşebilen bir hastalık olduğunu belirtti. Hastaların %65.4'ü aile bireylerinde glokom varsa, glokom ortaya çıkma ihtimalinin daha yüksek olduğunu, %24.4'ü glokom tedavisine uymadığını belirtti, %24.4'ü son göz içi basınç değerini hatırlamıyordu. Hastaların %16'sı kullandıkları ilaçların yan etkisi olup olmadığını bilmiyordu. İstatistiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte erkeklerin, gençlerin ve ailede glokom öyküsü bulunanların bilgi skorlarının daha yüksek olduğu görüldü. Kullanılan ilaç isimlerinin bilinme oraının ve eğitim düzeyinin, glokom bilgisi düzeyiyle anlamlı bir ilişkisi oldugu izlendi. Yerleşim yeri, çalışma durumu, glokom sü resi, göz içi basınç düzeyi, tedaviye uyum ve glokomla bilgi gereksinimi ile glokom bilgi düzeyi arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı. Sonuç: Glokom hastalarında glokomla ilgili bilgi düzeyi yeterli değildir. Bilgi artışı, glokomla ilgili farkındalığı arttırabilir ancak tedaviye uyum sadece bilgiyle ilişkili değildir. Hastaların davranışsal faktörler açısından da desteklenmesi gereklidir

    Kanserde Psikososyal Sorunlar Ve Psikososyal Onkolojinin Önemi

    No full text
    Kanser, insan yaşamını ciddi anlamda etkileyen ve yaşam kalitesini azaltan çok boyutlu ve karmaşık bir hastalıktır. Kanser hastalarının tıbbi tedaviden en iyi yarar elde etmelerinde ve hastalık sürecinde yaşanan fiziksel, psikososyal ve ekonomik sorunların azaltılmasında psikososyal destek önemli bir rol oynar. Bu makalede kanser hastalarında görülen psikososyal sorunların neler olduğu, psikososyal onkoloji, önemi ve hangi yöntemleri kullandığı ele alınmaktadır
    corecore