5 research outputs found

    Davranış bozukluğu tanılı ergenlere verilen psikoeğitimin öfke yönetimine etkisi

    No full text
    vi, 98 sayfa29 cm. 1 CDÖZETAmaç: Bu çalışma, bir bölge psikiyatri hastanesinde tedavi gören davranış bozukluğu tanılı ergenlere uygulanan psiko-eğitimin öfke yönetimine etkisini incelemek amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Araştırma da “ön-test son-test kontrol gruplu yarı deneysel desen” model kullanılmıştır. Araştırmanın ilk aşamasında bir bölge psikiyatri hastanesinin Çocuk ve Ergen Psikiyatri yataklı birimlerinde yatışı yapılarak tedavi olan davranış bozukluğu tanılı 12-18 yaş arası 34 ergene “Sürekli Öfke-Öfke Tarz Ölçeği” uygulanmıştır. İkinci aşamada ise, ölçeğe göre öfke kontrol problemi olan 16 ergen,8’i uygulama 8’i kontrol grubunda olacak biçimde atanmıştır. Araştırmaya katılmayı kabul eden, uygulama grubundaki 8 ergen, haftada bir kez olmak üzere araştırmacı tarafından hazırlanan 6 oturumluk Öfke Kontrolü Eğitim Programına katılmıştır. Bu süreçte kontrol grubundaki8 ergene ilaç tedavisi dışında herhangi bir müdahale yapılmamıştır. Eğitim programından sonra, uygulama ve kontrol grubundaki bireylere “Sürekli Öfke-Öfke Tarz Ölçeği” son test olarak tekrar uygulanmıştır. Araştırma verilerinin değerlendirilmesinde sayı-yüzde dağılımı ve ikili karşılaştırmalar için t-testi kullanılmıştır.ABSTRACTAim: This study has been conducted to analyze the effect of psycho-education that is carried out with adolescent diagnosed with behaviour disorder receiving treatment at a regional mental hospital on their anger-managementMethod: “Quasi-experimental design with pre-test – post-test control group” model was used for this research. In the first phase of th estudy, “State-Trait Anger-Anger Expression Scale” was applied to 34 adolescents diagnosed with behaviour disorder aged between 12-18 and being trated as inpatient at Children and Adolescent Psychiatry Department of a Regional Mental Hospital. In these second phase, 16 adolescents diagnosed with anger-management problem according to the scale were divided into two equal groups as experimental group and control group. 8 adolescents from experimental group who accepted to take part in there search get involved in 6-session Anger Management Control Education Program which was prepared by the research erandscheduled as once a week. During this period, only medical treatment was applied to 8 adolescents in the control group, noother invervention was applied. After the psyco-education program, “State-Trait Anger- Anger Expression Scale” was applied one more time as post test to individuals in both experimental and control group. Frequencypercent age disribution was used for the assessment of research data and t-test was used for paired compariso

    Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğu Tanılı Çocuk ve Ergenlerde Yeme ve Uyku Alışkanlıklarının Değerlendirilmesi

    No full text
    Giriş ve Amaç: Bu çalışmanın amacı Dikkat Eksikliği/Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) tanılı 11-17 yaş arası çocukve ergenlerin yeme tutumları ve uyku paternlerinin sağlıklı kontrollerle karşılaştırılarak incelenmesidir.Gereç ve Yöntemler: 11-17 yaş arası 35 DEHB tanılı çocuk ve ergen ile yaş ve cinsiyet olarak eşleştirilmiş herhangibir psikopatolojisi olmayan 11-17 yaş arası 35 sağlıklı kontrol örneklemi oluşturdu. Her iki gruba sosyodemografikveri formu, Okul Çağı Çocukları için Duygulanım Bozuklukları ve Şizofreni Formu-Şimdi ve Yaşam boyu şekliTürkçe Uyarlaması (K-SADS-PL), Yeme Tutumu Testi (YTT), Düzey-2 Uyku Bozukluğu-6-17 Yaş Arası ÇocuğunEbeveyn Formu, Düzey-2 Uyku Bozukluğu-11-17 Yaş Arası Çocuk formu uygulandı.Bulgular: DEHB tanılı grup ve kontrol grubu arasında Düzey-2 Uyku Ölçeği Ebeveyn Formu ve YTT toplampuanlarında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı (p0,001). Ebeveynleri tarafından uyku sorunu yaşadığı belirtilençocukların yeme tutumları açısından da korele olacak şekilde sorun yaşadığı saptandı (p=0,018). Benlik saygısı çoksorunlu olan çocuklarda uyku ölçeği ebeveyn formu puanlarının istatistiksel olarak anlamlı olarak farklılaştığı saptandı(p=0,019).Sonuç: Çalışmamızın sonuçları uyku ve yeme sorunlarının DEHB tanılı çocuk ve ergenlerde sanıldığından yaygınolabileceğini, klinik değerlendirmelerde ayrıca göz önünde bulundurulması gerektiğini dü?ündürmektedir

    The relationship between physical restraint and the diagnosis and drug use in the patients receiving inpatient treatment in a child and adolescent psychiatry clinic

    No full text
    Amaç: Bu çalışmanın amacı Türkiye’nin sayılı kapalı çocuk ve ergen yataklı servislerinden olan birimimizde fizikseltespite alınan hastaların tanı, ilaç kullanımı gibi özelliklerini ve tespitin tedavi üzerine olan etkilerini değerlendir-mektir. Yöntem: Bir ruh sağlığı ve hastalıkları hastanesi çocuk ve ergen psikiyatrisi yataklı biriminde 2016 yılındayatarak tedavi görmüş 203 hastanın tıbbi kayıtları geriye dönük incelenmiştir. Yatış süresi boyunca en az bir keztespite alınan hastalar alınmayan hastalar ile tanı, psikofarmakolojik ilaç kullanımı, eş tanı varlığı, yatış süresi vetaburculuk şekli açısından karşılaştırılmıştır. Sonuç: Tespite alınan ve alınmayan grup karşılaştırıldığında, tespitealınan grupta çok daha fazla sayıda ilaç kullanıldığı saptanmıştır. Tespite alınan grupta antipsikotik, benzodiya-zepin, duygudurum düzenleyici ve haloperidol-biperiden enjeksiyonu kullanımının anlamlı derecede daha fazlaolduğu saptanmıştır. Tespite alınan hastalarda eş tanı konma oranı anlamlı derecede fazladır. Tespite alınan gruptaalınmayan gruba göre majör depresyon, davranım bozukluğu ve bipolar bozukluk daha sık saptanmıştır. Tespitealınan hastalarda alınmayanlara göre kendine zarar verme davranışı anlamlı derecede daha yüksek belirlenmiştir.İki grubun yatış süreleri benzer olmakla birlikte, tespite alınan grupta ailenin imza karşılığı tedavi bitmeden hastayıteslim almasına daha sık rastlanmıştır. Tespite alınan grupta tedavi sonucu klinik global izlem düzelme puanlarıdaha düşük saptanmıştır. Tartışma: Tespite alınan grupta tanı, uygulanan tedavi ve taburculuk şekli açısındanbirçok farklılık vardır. Tespit sayılarını azaltmak için daha fazla strateji oluşturulması gereklidir. (Anadolu PsikiyatriDerg 2019; 20(5):530-538)Objective: The aim of this study is to evaluate the characteristics such as the diagnosis and medication of thephysically restrained patients in our inpatient unit, which is one of the few inpatient units for children and adolescentsin Turkey, and the effect of the physical restraint on the treatment of them. Methods: The medical records of 102inpatients treated in our mental health hospital during the year 2016 had been retrospectively reviewed. Patientswho were restrained at least once during the hospitalization period were compared with patients who were not, interms of diagnosis, medication, presence of comorbidity, duration of hospitalization and the way of discharge. Results: Comparing the groups that were restrained and not restrained, it was found that multiple drug use wasmore common in the restrained group. The use of antipsychotics, anxiolytics and mood stabilizer drugs andhaloperidol-biperiden injections were found to be significantly higher in the restrained group. The rate of multiplepsychiatric diagnoses was significantly higher and major depression, conduct disorder, bipolar disorder and self-injurious behaviors were more frequent in the restrained group. Although the duration of hospitalization for bothgroups was similar, discharge with the request of the family or caregivers before the end of treatment was morefrequent in the restrained group. Clinical global improvement scores were lower in the restrained group. Discus-sion: There are many differences in terms of diagnosis, medication and the way of discharge between the re-strained and non-restrained groups. More strategies are needed to reduce the restriction rates. (Anatolian Journalof Psychiatry 2019; 20(5):530-538

    Poster Presentations

    No full text

    9th International Congress on Psychopharmacology & 5th International Symposium on Child and Adolescent Psychopharmacology

    No full text
    corecore