53 research outputs found

    ANALYZING THE RELATIONSHIP BETWEEN ANAEROBIC PERFORMANCE WITH ISCHEMIC PRECONDITIONING (IP) APPLICATION

    Get PDF
    The purpose of this study is to analyze the effects on recovery and anaerobic resistance when ischemic preconditioning is applied to the lower extremities of athletes. 12 male volunteers participated in this study with average age of 21.58±1.52 years. After all details of this study were explained to participants and approvals were collected, rast anaerobic power test was applied on consecutive days and blood lactate levels were measured. For the data analysis, researchers applied the Wilcoxon Signed Ranks test among a parametric test to evaluate pre- and post- ischemia/reperfusion rast test results. Additionally, a repetitive Friedman test analysis was used for analyzing lactic acid parameters. Additionally, a repetitive Friedman test analysis was used for analyzing lactic acid parameters. The significance level for the test results was determined as p<0.05, and values below this level were evaluated as statistically significant. When rast anaerobic power test results before and after the ischemia-reperfusion application were considered, it was seen that there was positive decrease in the fatigue index value, a positive increase in maximum power output and average power values, and that this had statistically significant results (p<0.05). Additionally, analysis results showed that when temporal level effects of ischemic preconditioning on lactic acid was analyzed, there was no difference on blood lactate values. One cycle of ischemia and reperfusion application showed statistically positive advancement for anaerobic power parameters. In this sense, it can be stated that ischemic preconditioning application increased anaerobic resistance in athletes.  Article visualizations

    Hayvancılıkta Alternatif Bir Üretim Sahasının Ekonomik Analizine İlişkin Bir Pilot Çalışma: Solucan Gübresi Üretimi – Vermikompost

    No full text
    Hayvancılık sektörü içerisinde barındırdığı farklı alt sektörlerle insanoğlunun ara ve nihai ürün ihtiyaçlarına cevap vermektedir. Hayvancılıkta et, süt, kanatlı sektörleri gibi lokomotif sektörler olmakla birlikte alternatif üretim olanakları da bulunmaktadır. Bu alternatif üretim alanları hayvancılığın kırsal alanda yarattığı ekonomik potansiyelin sürekliliği için önem arz etmektedir. Türkiye’de solucan yetiştiriciliği son dönemde alternatif bir üretim alanı olarak ön plana çıkmaktadır. Yapılan bu çalışmada Burdur ili sınırlarında faaliyet gösteren bir işletmenin 2015-2016 yıllarına ait ekonomik analizleri yapılarak sürdürülebilirliği incelenmiştir. Çalışmada üretim maliyetleri, maliyet oluşturan masraf unsurları ve işletmenin ekonomik rasyoları ortaya konmuştur. Solucan gübresi üretiminin masraf unsurları incelendiğinde 100m2 üretim alanında 2015 yılı için başlıca masraf unsurlarının; solucan maliyeti %46,1, işgücü %33,1, hayvan gübresi %7, elektrik ve su masrafları %2,5, ambalajlama %1,2 olarak dağılım gösterdiği belirlenmiştir.  2016 yılında ise solucan maliyeti olmamakla birlikte dağılımın hayvan gübresi %20,3, işgücü %56,9, elektrik ve su masrafları %4,8, ambalajlama %5,6 oranına sahip olduğu görülmüştür.  İşletmenin 2015 ve 2016 yıllarında masraf unsurlarının dağılımında en önemli değişkenin solucan maliyeti olduğu görülmektedir. Üretimin ilk yılında alınan solucanın sürekli üremesi nedeniyle ilerleyen yıllarda tekrar alınmadığı ve diğer üretim alanlarında belirlenen canlı amortismanın bu üretim alanında hesaplanmadığı tespit edilmiştir. Çalışmada diğer bir incelenen husus ise işletmenin ekonomik rasyolarıdır. Yapılan analizler sonucunda işletmenin ekonomik rasyoları sırasıyla; mali rantabilitesi 2015 yılında %-2,22 iken 2016 yılında %62,36; ekonomik rantabilite 2015 yılında %-2,22  iken 2016 yılında %58,11; rantabilite faktörü 2015 yılında %-4,26 iken 2016 yılında %72,04 olarak hesaplanmıştır. Yapılan bu pilot çalışma sonucunda solucan gübresi üretimi hayvancılık sektörü içerisinde sürekli üretim olanağı ve incelenen dönemler itibariyle üretimin karlılığı noktasında üreticiyi tatmin edecek noktada olduğu görülmüştür. Günümüz piyasa şartlarında bu üretim dalı sürdürülebilir bir üretim yapısıyla kırsal kalkınmada ve çiftçilerin gelirlerinin artırılmasına olanak sağlayacağı söylenebilir
    corecore