30 research outputs found

    Effects of dietary chromium on immune system

    Get PDF
    Krom (Cr) beslemesi üzerine birçok çalışma yapılmıştır. İlk dönemlerde araştırmacılar tarafından esansiyel bir besin maddesi/mineral olarak kabul edilmiş ve karbonhidrat metabolizması ile yakın ilişkisi detaylı biçimde ortaya konmuştur. Erken dönemde Cr mineralinin bağışıklık sistemi üzerine bazı etkileri olduğu in vitro çalışmalar ile keşfedilmiştir. Son yıllarda ise bu etkilerinin çiftlik bazındaki yansımaları ortaya konmaktadır. Bu çalışmada, Cr beslemesinin bağışıklık sistemi ve yanıtına etkileri incelenmiştir.Many studies were conducted on chromium (Cr) nutrition. Since earlier, Cr was accepted as an essential nutrient/mineral. Also, close relationship between dietary Cr and carbohydrate metabolism was revealed in detail. Although some effects of dietary Cr on immune response were revealed by earlier in vitro studies, interests on farm-based effects have been recently focused. In this review, the effects of dietary Cr on immune system have been emphasized

    Effect of mentha piperita (peppermint) extract and its juice on egg quality traits during different storage time in laying hens

    Get PDF
    Yumurtacı tavuklarda bitkilerin ve bitkisel ürünlerin kullanımının performans ve taze yumurta kalitesine etkileri üzerine çalışmalar yapılmış olmasına rağmen depolama kalitesine üzerine etkileri hakkında oldukça sınırlı bilgi mevcuttur. Çalışma; Mentha Piperitaekstraktının ve özsuyunun sırasıyla yem ve su katkısı olarak kullanılmasının farklı depolama sürelerinde yumurta kalitesine etkisini araştırmak amacıyla planlanmıştır. Çalışmanın hayvan materyalini 252 Babcock ırkı yumurta tavuğu teşkil etmiştir. Hayvanlar 7 ana gruba ve devamında 4 alt gruba ayrılmış ve her alt grup 9 hayvandan oluşmuştur. A Grubu rasyonunda herhangi bir katkı kullanılmamış ve kontrol grubu olarak belirlenmiştir. B, C ve D grupları sırasıyla nane ekstraktını 50, 100 ve 200 mg/kg dozlarında yem katkısı olarak; E, F ve G grupları ise aynı dozlarda nane özsuyunu içme suyu katkısı olarak tüketmişlerdir. Çalışma sonunda (56 gün) 252 yumurta (her gruptan 36 yumurta olmak üzere) rastgele olarak toplanmıştır. 84 adet yumurta depolama öncesi analiz edilmiş, diğer örnekler +4°C’de depolanmıştır. Depolanan yumurtalardan 84 tanesinin analizleri depolamanın 15 gününde, geri kalan 84 yumurtanın ise analizleri depolamanın 30 gününde yapılmıştır. Çalışma sonucunda yumurta kalite parametrelerinden yumurta kabuğu kırılma mukavemeti, yumurta sarısı rengi, haugh birimi ve yumurta ağırlığı, farklı depolama sürelerinde gruplar arasında istatistiksel farklılık (P>0.05) göstermemiştir.Much focus has been given on the use of herbs and herbal products to improve performance and to some extent the quality in freshly laid eggs but limited data are available regarding the impact of herbs on storage quality of eggs. The present study was designed to evaluate the effect of Mentha Piperita oil and mentha juice in feed and drinking water respectively, on egg quality traits in laying hens at different storage intervals. A total of 252 Babcock laying hens were divided into 7 groups and each group was further divided into 4 subgroups having 9 hens in each. Group A served as a control. Group A was fed basal diet without any supplementation. Group B, C and D were offered diets supplemented with mentha extract @ 50, 100 and 200 mg/kg of feed while groups E, F and G diets were having same doses of mentha juice in drinking water. At the end of the study (56 days), a total of 252 eggs (36 eggs from each group) were collected randomly. 84 eggs were analyzed at zero day of storage while other eggs were stored at 4°C temperature. Among these eggs, 84 were analyzed after 15 days and remaining 84 after 30 days of storage. The results revealed that egg quality traits like egg shell breaking strength (ESBS), yolk color (YC), haugh unit (HU) and egg weight showed non-significant difference (P>0.05) among all the groups at different storage intervals

    Effects of subclinical and clinical ketosis on the incidence of mastitis, metritis, culling rate and some hematological parameters in dairy cows

    Get PDF
    Bu çalışma 950 adet süt sığırı içerisinden rastgele seçilen 197 adet süt sığırı üzerinde yürütülmüştür. Hayvanlar doğum yaptıkları günden itibaren takibe alınmış olup ilk 8 hafta boyunca kan sayımı ve serum BHBA analizleri haftalık olarak yapılmıştır. Elde edilen BHBA sonuçlarına göre çalışmadaki tüm hayvanlar aşağıdaki şekilde üç gruba ayrılmıştır; a) Kontrol Grubu “K”; çalışma boyunca serum BHBA seviyesi 1.2 mmol/l’nin altında seyredenler b) Subklinik Ketozis Grubu “SK”; serum BHBA seviyesi 1.2 ile 2.9 mmol/l arasında seyredenler c) Klinik Ketozis Grubu “KK”; serum BHBA seviyesi 2.9 mmol/l’nin üzerinde seyredenler. Çalışmada kullanılan tüm parametreler sürü yönetim programından (Dairy Plan, Gea, Westfalia/Almanya) alınmıştır. Çalışmada kullanılan tüm hayvanlar aynı rasyonla beslenmiş olup hiçbir hayvana özel bir koşul uygulanmamıştır. Yapılan analizler sonrasında TLS, LS ve NS’nın en yüksek olduğu grup KK, en düşük olduğu grup K olarak tespit edilmiştir. Özellikle TLS ve BHBA seviyeleri arasında güçlü bir ilişki tespit edilmiştir (p<0,000). Bununla birlikte hem mastitis hem metritis hem de bu iki enfeksiyonun birlikte seyretme insidensi subklinik ve klinik ketozis gruplarında kontrol grubuna göre çok yüksek bulunmuştur. Bununla birlikte subklinik ve klinik ketozis geçiren hayvanlarda sürü dışı bırakma oranı kontrol grubuna göre çok daha yüksek bulunmuş aynı zamanda ketozisin şiddetinin artması ile bu oranının da doğru orantılı bir şekilde yükseldiği görülmüştür. Bu bulgular göstermektedir ki gerek klinik gerekse subklinik ketozis geçiren hayvanlarda hematolojik parametreler ciddi oranda değişmekte, mastitis ve metritis gibi periparturient dönemin önemli enfeksiyöz hastalıklarına yatkınlık artmakta ve tüm bunların bir sonucu olarak sürü dışı kalma oranı yükselmektedir.The study was conducted on 197 milk dairy cattle randomly selected from 950 breeding dairy cattle. These animals were monitored immediately after delivery and blood count and serum BHBA analyzes were performed weekly for the first 8 weeks. According to the results of the BHBA obtained, all animals in the study were divided into three groups as follows; a) Control Group “C”; serum BHBA levels below 1.2 mmol/l during the study b) Subclinical Ketosis Group “SK”; serum BHBA levels between 1.2 and 2.9 mmol/l c) Clinical Ketosis Group “CK”; serum BHBA levels were above 2.9 mmol/l. All performance parameters such as milk yield and reproductive efficacy obtained from the herd management program (Dairy Plan, Gea / Germany). TLS, LS, NS, MS levels were found to be higher in the SK and CK compared to the C. Especially, a strong positive interaction between TLS and blood BHBA level was determined (P <0,000). In addition, the incidence of mastitis, metritis and coexistence of these two infections was significantly higher in the SK and CK than in the C (p <0,013). Furthermore, the rate of culling was significantly higher in the SK and CK than C and it was also observed that this ratio increased in parallel with the severity of the ketosis (p <0.008). These findings show that hematologic parameters change significantly in animals that have undergone clinical or subclinical ketosis and that susceptibility to significant infectious diseases during the periparturient period such as mastitis and metritis increases and as a result, the rate of culling increases

    Sünger altlık uygulamasının sütçü mandalar ve ineklerde beslenme ve dinlenme davranışları üzerine etkileri

    Get PDF
    This experiment evaluated the effects of rubber laying surface on feeding and lying behavior kinetics of dairy buffaloes and cows. Fifty-four Anatolian dairy buffalo (Bubalus bubalis) and 18 Brown Swiss dairy cows were used in the experiment. The animals group-housed in pens with concrete floor before the rubber flooring. The behavior of the animals was recorded 24 hours for 15 days before and after rubber flooring with a video camera system in the barn. Behavior data were expressed as % of observed animal in pen per hour for each species. Lying down behavior was assumed in a resting manner. The average number of buffaloes laying down increased after rubber flooring while there was no effect on resting behavior of the cows. The rubber flooring had no effect on feeding behavior of cows. Unexpectedly, the percent of buffaloes displaying feeding behavior decreased after rubber flooring. Results suggested that water buffalo may have different responses to management and housing strategies compared with the cows. However, further comparative studies with individual animal data and widespread behavioral observations may support a better understanding of behavioral response to modern intensive management strategies in dairy buffaloes.Bu çalışmada, sünger yataklık uygulamasının sütçü mandalar ve süt ineklerinde beslenme ile yatma davranışı üzerine etkileri değerlendirilmiştir. Çalışmada 44 baş sütçü Anadolu manda melezi (Bubalus bubalis) ve 18 baş İsviçre Esmeri süt ineği kullanılmıştır. Sünger altlık uygulamasından önce tüm hayvanlar beton zeminde grup halinde serbest biçimde barındırılmıştır. Hayvanların davranışları, sünger uygulamasının 15 gün önce ve sonrasında çiftlikte bulunan kapalı devre kamera sistemi ile 24 saat kaydedilmiştir. Davranış verileri, her bir hayvan türü için her bir padokta % /saat olarak ifade edilmiştir. Tüm yatma davranış şekilleri, dinlenme davranışı olarak kabul edilmiştir. Sünger altlık uygulaması sonrasında; mandalarda yatan hayvan sayısında artış görülürken, ineklerde dinlenme davranışına altlık uygulamasının bir etkisi olmamıştır. Beklenmedik şekilde, altlık uygulamasının ardından beslenme davranışı gösteren ortalama manda sayısında düşüş görülmüştür. Elde edilen veriler, mandaların yönetim stratejileri ve barınma konusundaki değişikliklere ineklerden daha farklı tepkiler verebileceğini göstermiştir. Ancak bireysel hayvan verilerini içeren ve daha geniş çaplı davranış gözlemlerinin olduğu çalışmalar, sütçü mandaların modern entansif yönetim stratejilerine nasıl tepkiler oluşturabileceğinin anlaşılmasına yardımcı olabilir

    The Effect of Obturator Nerve Blockade on Oncological Outcomes of Patients with Lateral Wall Localized Non-Muscle Invasive Bladder Cancer

    Get PDF
    Objective:To investigate the effect of obturator nerve blockade on oncological outcomes of patients with a diagnosis of lateral wall localized non-muscle invasive bladder cancer.Materials and Methods:One hundred six patients diagnosed with lateral wall localized non-invasive bladder cancer were evaluated between January 2015 and March 2020 in this retrospective, cross-sectional observational study. The patients were divided into two groups: patients receiving only spinal anesthesia and those receiving spinal anesthesia combined with ultrasound-guided obturator nerve blockade. Oncological outcomes of the groups were compared statistically.Results:We observed recurrent tumors in 25 patients (45.5%) in Group 1 and 11 patients (21.6%) in Group 2. Additionally, we observed tumor progression in eight patients (14.5%) in Group 1 and two patients (3.9%) in Group 2. We observed statistical significance in differences between groups regarding tumor size, recurrence rate, adequate muscle tissue sampling, ability for complete resection, and persistent obturator reflex. The efficacy rate of obturator blockade was 92.1% in Group 2. One-year recurrence-free survival (RFS) was 98.0% and 5-year RFS was 23.5% for Group 1, while for Group 2, they were 97.4% and 57.2%, respectively.Conclusion:The obturator reflex is a common and challenging reflex that may cause major complications and result in unintended consequences, such as incomplete resection or tumor recurrence with transurethral resection of bladder tumors. In this study, we demonstrated that combining spinal anesthesia with obturator nerve blockade for lateral wall localized non-muscle invasive bladder cancer may prevent tumor recurrence and reduce peroperative complications

    Yumurta tavuklarında nar ekşisinin yumurtaların farklı depolama sürelerinde yumurta kalitesi üzerine etkisi

    Get PDF
    The present study trial was conducted to investigate the effects of pomegranate molasses on egg quality at different storage periods. A total of 240 Babcock white laying hens (58 weeks old) were divided into 5 groups (n=48) with 8 subgroups having 6 hens in each. Pomegranate molasses was added in the drinking water to experimental groups with 0%, 0.1%, 0.25 %, 0.5%, and 1%, respectively during 4 weeks. At the end of study (30 days), total of 320 eggs were collected randomly and eighty eggs (80) were analyzed at 0 day of storage while other eggs were stored at 4°C temperature for 10, 20 and 30 days. The result reveals that the egg weight, egg shell thickness and albumin index remained non-significant (P>0.05) during the whole trial Moreover , Haught unit showed positive response in the group B and D at 10 day storage as compared with control group however, it was remained non-significant (P<0.05) at 0, 20 and 30 days of storage. It is concluded that pomgranate mollases has shown positive effect on some egg quality traits during several storage periods 0, 10, 20, 30 days.Bu araştırma, yumurta tavuklarında içme suyuna katılan nar ekşisinin, 0, 10, 20 ve 30 günlük sürelerle depolanan yumurtaların bazı kalite özelliklerine etkisini belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Toplam 240 adet 58 haftalık yaşta Babcock beyaz yumurtacı tavuk her birinde 48 adet olmak üzere 5 gruba ayrılmıştır. Deneme grupları ayrıca her birinde 6 adet tavuk bulunan 8 alt gruba ayrılmıştır. Çalışmada deneme grupları içme sularına (A, B, C, D ve E) 4 hafta boyunca sırasıyla %0, %0.1 ,%0.25, %0.5 ve %1 oranlarında nar ekşisi ilave edilmiştir. Araştırmanın 30. gününde, toplam 320 yumurta gruplardan rastgele toplanmıştır. Toplanan yumurtaların 80 adedi aynı gün analiz edilirken (0. Gün), diğer yumurtalar ise 4 ° C sıcaklıkta 10, 20 ve 30 gün boyunca depolanmıştır. Bu yumurtalardan 80 yumurta 10 gün sonra analiz edilirken, kalan yumurtaların 80 adedi 20. Gün, 80 adedi ise 30 günlük depolamadan sonra analiz edilmiştir. Araştırmada içme sularına nar ekşisi katılan tavukların farklı sürelerle depolanan yumurtaların ağırlıklarının gruplar arası karşılaştırmasında anlamlı farklılıklar görülmemiştir (P> 0.05). İlave olarak, Haugh birimi değeri B ve D gruplarında 10 günlük depolamada kontrol grubuna kıyasla yüksek bulunmuştur. Sonuç olarak, nar ekşisinin 0, 10, 20, 30 günlük sürelerle depolama periyodunda bazı yumurta kalitesi özellikleri üzerinde olumlu etki gösterdiği sonucuna varılmıştır

    The effects of ıntravenous novacoc® treatment on metabolic profiles during the transition period of dairy cows

    Get PDF
    Sunulan çalışma süt ineklerine doğuma üç hafta kala, haftalık olarak yapılan damar içi Novacoc® enjeksiyonunun, erken laktasyon dönemde bazı kan, metabolizma ve bağışıklık parametreleri üzerine etkisini incelemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada, 20 adet Holştayn ırkı süt ineği rastgele olarak kontrol ve uygulama olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Çalışma boyunca uygulama grubundaki ineklere, doğuma üç hafta kala başlayıp doğuma kadar devam edecek şekilde, her haftanın ilk üç günü uygulamak üzere günde 200 ml Novacoc® (Metamizol Sodyum; 40 mg, Asetilmetiyonin 40 mg, Kafein 3,5 mg, Kalsiyum Glukonat 100 mg, Magnezyum Glukonat 10 mg, Sodyum Dihidrojen Fosfat Dihidrat 4,02 mg, Glikoz monohidrat 200; İnterhas®, Türkiye) damar içi yavaş infüzyon şeklinde uygulanmıştır. Buzağılama günü “0 (sıfır)” kabul edilerek; tüm ineklerin kuyruk venasından (V.Coccygea) -21, -14, -7, 0, 7, 14, 21. günlerde hematolojik ve biyokimyasal analizler için örnekler alınmıştır. Kan total kolesterol, HDL, Trigliserit ve glukoz seviyeleri doğum sonrasında bazı günlerde istatiksel ancak tamamında sayısal olarak yüksek bulunmuş, NEFA ve BHBA seviyeleri ise düşük bulunmuştur. Öyle ki kontrol grubunun NEFA ve BHBA değerleri subklinik ketozis düzeyinde seyretmiştir. Bu verilere ek olarak laktasyonun ilk üç haftası süt verimi her iki grupta da benzer iken pik süt verimi uygulama grubunda anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur.This study was performed to evaluate the effect of weekly intravaneous administration of Novacoc®, 3 weeks before parturition on some hematological, metabolism, and immune parameters on early lactation period in dairy cows. In this study 20 random Holstein dairy cows has been used and divided into two groups as control group and the treatment group. The treatment started 3 weeks before parturation and ended parturaiton. The treatment has been made in first three days of each week. The animals in the treatment group were administered daily Novacoc®, 200 ml (Metamizol Sodium; 40 mg, Acetyl methionine 40 mg, Caffeine 3,5 mg, Calcium Gluconate 100 mg, Magnesium Gluconate 10 mg, Sodium Dihydrogen Phospate Dhydrate 4,02 mg, Glucose monohydrate 200; İnterhas®, Türkiye) as intravenous slowly infusion on first 3 days of each weeks during last 3 weeks of prepartum period and first 3 weeks of postpartum period. Parturition day was planned as day “0 (zero)”; blood samples were collected on days -21, -14, -7, 0, 7, 14, 21 from V. Coccygea of all cows. Total cholesterol, HDL, triglyceride, and glucose levels were significantly higher on some postpartum days; However, NEFA and BHBA levels were found decreased. NEFA and BHBA levels in the control group were detected as subclinical ketosis levels. In addition to this results, the milk yields of each group were measured as same during first 3 weeks of lactation, but peak milk yield on the treatment group increased significantly

    The Effects of Intravenous Novacoc® Treatment on Metabolic Profiles During the Transition Period of Dairy Cows

    Get PDF
    Sunulan çalışma süt ineklerine doğuma üç hafta kala, haftalık olarak yapılan damar içi Novacoc® enjeksiyonunun, erken laktasyon dönemde bazı kan, metabolizma ve bağışıklık parametreleri üzerine etkisini incelemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada, 20 adet Holştayn ırkı süt ineği rastgele olarak kontrol ve uygulama olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Çalışma boyunca uygulama grubundaki ineklere, doğuma üç hafta kala başlayıp doğuma kadar devam edecek şekilde, her haftanın ilk üç günü uygulamak üzere günde 200 ml Novacoc® (Metamizol Sodyum; 40 mg, Asetilmetiyonin 40 mg, Kafein 3,5 mg, Kalsiyum Glukonat 100 mg, Magnezyum Glukonat 10 mg, Sodyum Dihidrojen Fosfat Dihidrat 4,02 mg, Glikoz monohidrat 200; İnterhas®, Türkiye) damar içi yavaş infüzyon şeklinde uygulanmıştır. Buzağılama günü "0 (sıfır)" kabul edilerek; tüm ineklerin kuyruk venasından (V.Coccygea) -21, -14, -7, 0, 7, 14, 21. günlerde hematolojik ve biyokimyasal analizler için örnekler alınmıştır. Kan total kolesterol, HDL, Trigliserit ve glukoz seviyeleri doğum sonrasında bazı günlerde istatiksel ancak tamamında sayısal olarak yüksek bulunmuş, NEFA ve BHBA seviyeleri ise düşük bulunmuştur. Öyle ki kontrol grubunun NEFA ve BHBA değerleri subklinik ketozis düzeyinde seyretmiştir. Bu verilere ek olarak laktasyonun ilk üç haftası süt verimi her iki grupta da benzer iken pik süt verimi uygulama grubunda anlamlı şekilde yüksek bulunmuşturThis study was performed to evaluate the effect of weekly intravaneous administration of Novacoc®, 3 weeks before parturition on some hematological, metabolism, and immune parameters on early lactation period in dairy cows. In this study 20 random Holstein dairy cows has been used and divided into two groups as control group and the treatment group. The treatment started 3 weeks before parturation and ended parturaiton. The treatment has been made in first three days of each week. The animals in the treatment group were administered daily Novacoc®, 200 ml (Metamizol Sodium; 40 mg, Acetyl methionine 40 mg, Caffeine 3,5 mg, Calcium Gluconate 100 mg, Magnesium Gluconate 10 mg, Sodium Dihydrogen Phospate Dhydrate 4,02 mg, Glucose monohydrate 200; İnterhas®, Türkiye) as intravenous slowly infusion on first 3 days of each weeks during last 3 weeks of prepartum period and first 3 weeks of postpartum period. Parturition day was planned as day “0 (zero)”; blood samples were collected on days -21, -14, -7, 0, 7, 14, 21 from V. Coccygea of all cows. Total cholesterol, HDL, triglyceride, and glucose levels were significantly higher on some postpartum days; However, NEFA and BHBA levels were found decreased. NEFA and BHBA levels in the control group were detected as subclinical ketosis levels. In addition to this results, the milk yields of each group were measured as same during first 3 weeks of lactation, but peak milk yield on the treatment group increased significantl

    Effects of Supplemented Organic Chromium Throughout Dry Period on Early Lactation Milk Yield of Cows And Also İmmunity of Calves And Their Dams

    No full text
    Bu araştırma, süt ineklerinin rasyonlarına kuru dönem boyunca organik krom ilavesi yapılmasının erken laktasyon süt verimi ile ana ve buzağı bağışıklığı üzerine etkilerinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla, geçiş döneminde olan Holştayn ırkı 45 baş süt ineği beklenen buzağılama tarihlerinden önceki 60. günde, Kontrol (K) (Hiçbir uygulama yapılmamıştır.); Pozitif Kontrol (PK) (Çalışma başı ve doğuma bir ay kala birer doz Levamizol uygulanmıştır.) ve Uygulama (U) (TMR’ye hayvan başı 5 g/gün organik krom uygulanmıştır.) şeklinde üç eşit gruba ayrılmıştır. Bu hayvanların buzağıları da ait oldukları gruplarda değerlendirilmiştir. Çalışmada hematoloji (hemoglobin, hematokrit yüzdesi, MCV, MCH, MCHC, trombosit miktarı, MPV, total alyuvar sayısı), immunoloji (total lökosit sayısı, lenfosit sayısı, nötrofil sayısı, monosit sayısı, total Ig G), biyokimya (ALT, AST, ALP, GGT, NEFA, BHBA, Glikoz) ve verim parametreleri (305 günlük toplam ve ortalama süt verimleri, bir laktasyon boyu toplam ve ortalama süt verimleri, sağımda geçen gün sayısı, ortalama süt verimi, pik süt verimi, ortalama kolostrum total Ig G miktarı) değerlendirilmiştir. Anaç hayvanlardan doğum öncesi 60., 45., 30., 15. ve 7. günlerde; doğum gününde ve doğum sonrası ilk iki günde kan örnekleri alınmıştır. Ayrıca buzağılardan da doğum günü ve sonraki iki günde aynı şekilde kan örneği alınmıştır. Kolostrum Ig G miktarının belirlenmesi için kolostrum örnekleri de toplanmıştır. Yapılan çalışmada buzağılama öncesi dönemde gruplar arası anaç hayvanların monosit sayısı ve glikoz konsantrasyonları K grubunda U grubundan anlamlı düzeyde yüksek bulunmuş (p<0,05), diğer parametrelerde anlamlı bir fark gözlenmemiştir. Buzağılama döneminde ise hematokrit yüzdesi ve total alyuvar sayısı U grubunda anlamlı biçimde düşük (p<0,05); monosit sayısı haricinde tüm bağışıklık sistemi hücre sayıları (TLS, LS ve NS) U grubunda anlamlı biçimde düşük (p<0,05); bunun aksine total Ig G miktarı yanında serum glikoz düzeyi de bu dönemde U grubunda anlamlı biçimde yüksek (p<0,05) bulunmuştur. Buzağılama sonrası MCH, ALT ve AST aktiviteleri ve serum glikoz konsantrasyonu 1. Günde, AS 2. Günde, HT ise her iki günde de gruplar arası farklılık göstermiştir (p<0,05). Buzağılara ait parametrelerde ise doğum gününde MCH, Total lökosit sayısı, nötrofil sayısı ve ALT aktivitesi; doğumdan sonraki günlerde MCV ve total lökosit sayısı diğerlerinde anlamlı farklılık görülmüştür (p<0,05). Süt parametreleri açısından bakıldığında U grubunda SGG değeri K grubuna göre anlamlı biçimde daha düşük çıkarken (p<0,001) ancak diğer süt verimi parametreleri ile kolostrum Ig G miktarı değişiklik göstermemiştir. Sonuç olarak, rasyona krom ilavesinin doğum gününde alyuvar sayısı ve hemoglobin üretimine olumlu etkiler gösterdiği, serum biyokimya parametrelerinde ise önemli bir değişime neden olmadığı tespit edilmiştir. Bunun yanında uygulama grubunda SGG düzeyinin düşmesi; doğum öncesi krom ilavesinin daha erken gebe kalınmasına yol açabileceği ve optimal SGG ile laktasyonu tamamlayabileceği düşünülmüştür. Ancak etkilerin daha ayrıntılı incelenebilmesi için daha detaylı çalışmalara gereksinim duyulmaktadır.Bu Tez Afyon Kocatepe Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu Tarafından 14.SAĞ.BİL.14 Proje Numarası ile Desteklenmişti

    Effects of Supplemented Organic Chromium Throughout Dry Period on Early Lactation Milk Yield of Cows And Also İmmunity of Calves And Their Dams

    No full text
    Bu araştırma, süt ineklerinin rasyonlarına kuru dönem boyunca organik krom ilavesi yapılmasının erken laktasyon süt verimi ile ana ve buzağı bağışıklığı üzerine etkilerinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Bu amaçla, geçiş döneminde olan Holştayn ırkı 45 baş süt ineği beklenen buzağılama tarihlerinden önceki 60. günde, Kontrol (K) (Hiçbir uygulama yapılmamıştır.); Pozitif Kontrol (PK) (Çalışma başı ve doğuma bir ay kala birer doz Levamizol uygulanmıştır.) ve Uygulama (U) (TMR’ye hayvan başı 5 g/gün organik krom uygulanmıştır.) şeklinde üç eşit gruba ayrılmıştır. Bu hayvanların buzağıları da ait oldukları gruplarda değerlendirilmiştir. Çalışmada hematoloji (hemoglobin, hematokrit yüzdesi, MCV, MCH, MCHC, trombosit miktarı, MPV, total alyuvar sayısı), immunoloji (total lökosit sayısı, lenfosit sayısı, nötrofil sayısı, monosit sayısı, total Ig G), biyokimya (ALT, AST, ALP, GGT, NEFA, BHBA, Glikoz) ve verim parametreleri (305 günlük toplam ve ortalama süt verimleri, bir laktasyon boyu toplam ve ortalama süt verimleri, sağımda geçen gün sayısı, ortalama süt verimi, pik süt verimi, ortalama kolostrum total Ig G miktarı) değerlendirilmiştir. Anaç hayvanlardan doğum öncesi 60., 45., 30., 15. ve 7. günlerde; doğum gününde ve doğum sonrası ilk iki günde kan örnekleri alınmıştır. Ayrıca buzağılardan da doğum günü ve sonraki iki günde aynı şekilde kan örneği alınmıştır. Kolostrum Ig G miktarının belirlenmesi için kolostrum örnekleri de toplanmıştır. Yapılan çalışmada buzağılama öncesi dönemde gruplar arası anaç hayvanların monosit sayısı ve glikoz konsantrasyonları K grubunda U grubundan anlamlı düzeyde yüksek bulunmuş (p<0,05), diğer parametrelerde anlamlı bir fark gözlenmemiştir. Buzağılama döneminde ise hematokrit yüzdesi ve total alyuvar sayısı U grubunda anlamlı biçimde düşük (p<0,05); monosit sayısı haricinde tüm bağışıklık sistemi hücre sayıları (TLS, LS ve NS) U grubunda anlamlı biçimde düşük (p<0,05); bunun aksine total Ig G miktarı yanında serum glikoz düzeyi de bu dönemde U grubunda anlamlı biçimde yüksek (p<0,05) bulunmuştur. Buzağılama sonrası MCH, ALT ve AST aktiviteleri ve serum glikoz konsantrasyonu 1. Günde, AS 2. Günde, HT ise her iki günde de gruplar arası farklılık göstermiştir (p<0,05). Buzağılara ait parametrelerde ise doğum gününde MCH, Total lökosit sayısı, nötrofil sayısı ve ALT aktivitesi; doğumdan sonraki günlerde MCV ve total lökosit sayısı diğerlerinde anlamlı farklılık görülmüştür (p<0,05). Süt parametreleri açısından bakıldığında U grubunda SGG değeri K grubuna göre anlamlı biçimde daha düşük çıkarken (p<0,001) ancak diğer süt verimi parametreleri ile kolostrum Ig G miktarı değişiklik göstermemiştir. Sonuç olarak, rasyona krom ilavesinin doğum gününde alyuvar sayısı ve hemoglobin üretimine olumlu etkiler gösterdiği, serum biyokimya parametrelerinde ise önemli bir değişime neden olmadığı tespit edilmiştir. Bunun yanında uygulama grubunda SGG düzeyinin düşmesi; doğum öncesi krom ilavesinin daha erken gebe kalınmasına yol açabileceği ve optimal SGG ile laktasyonu tamamlayabileceği düşünülmüştür. Ancak etkilerin daha ayrıntılı incelenebilmesi için daha detaylı çalışmalara gereksinim duyulmaktadır.Bu Tez Afyon Kocatepe Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu Tarafından 14.SAĞ.BİL.14 Proje Numarası ile DesteklenmiştirİÇİNDEKİLER İİİ 1.GİRİŞ 1 1.1. Geçiş Dönemi 1 1.2. Krom 4 1.2.1. Kromun Kimyasal Özellikleri 5 1.2.2. Hayvan Besleme Kromun Rolü 6 1.2.3. Kromun Metabolizması 7 1.2.3.1. Emilimi 7 1.2.3.2. Taşınması 9 1.2.3.3. Atılımı 10 1.2.4. Kanda krom konsantrasyonu 11 1.2.5. Dokularda krom konsantrasyonu 12 1.2.6. Krom ihtiyacı 13 1.2.7. Krom toksisitesi 16 1.2.8. Diğer mineraller ile etkileşimi 18 1.2.9. Kromun glikoz metabolizmasındaki rolü 19 1.2.10. Krom ve Kromodulin mekanizması 21 1.2.11. Kromun insülin glikoz dengesi üzerine etkileri 24 1.2.12. Kromun lipid metabolizması üzerine etkileri 26 1.2.13. Kromun protein metabolizması üzerine etkileri 28 1.2.14. Kromun immun sistem üzerine etkileri 29 1.2.15. Kromun lenfositler üzerine etkileri 32 1.2.16. Kromun makrofajlar üzerine etkileri 34 1.2.17. Kromun sitokinler üzerine etkileri 35 1.2.18. Kromun immun yanıta etkileri 36 1.2.19. Krom ve hastalıklara karşı direnç 38 1.2.20. Kromun stres üzerine etkileri 39 1.2.21. Kromun süt verimi ve süt besin madde içeriği üzerine etkileri 41 1.2.22. Kromun döl verimi üzerine etkileri 43 1.2.23. Kromun kuru madde tüketimi (KMT) ve canlı ağırlık artışı (CAA) üzerine etkileri 46 2.GEREÇ VE YÖNTEM 50 2.1. Besleme yöntemi ve yem örneklerinin alınması; 50 2.2. Aşılama: 53 2.3. Sağlık takibi: 53 2.4. Verim takibi: 54 2.5. Vücut Kondisyon Puanlama: 54 2.6. Kan örneklerinin alınması 54 2.7. İstatistik analizler 55 3. BULGULAR 57 3.1. Hematoloji bulguları 57 3.1.1. Buzağılama öncesi hematoloji bulguları 57 3.1.2. Buzağılama dönemi hematoloji bulguları 65 3.1.3. Buzağılama sonrası hematoloji bulguları 67 3.1.4. Buzağılara ait hematoloji bulguları 77 3.2. İmmunoloji bulguları 85 3.2.1. Buzağılama öncesi immunoloji bulguları 85 3.2.2. Buzağılama dönemi immunoloji bulguları 91 3.2.3. Buzağılama sonrası immunoloji bulguları 92 3.2.4. Buzağılara ait immunoloji bulguları 98 3.3. Biyokimya bulguları 104 3.3.1. Buzağılama öncesi biyokimya bulguları 104 3.3.2. Buzağılama dönemi biyokimya bulguları 112 3.3.3. Buzağılama sonrası biyokimya bulguları 114 3.3.4. Buzağılara ait biyokimya bulguları 123 3.4. Süt ile ilgili bulgular 127 4. TARTIŞMA 129 4.1. Hematoloji bulguları 129 4.1.1. Buzağılama öncesi hematoloji bulguları 129 4.1.2. Buzağılama dönemi ve buzağılama sonrası hematoloji bulguları 130 4.1.3. Buzağılara ait hematoloji bulguları 131 4.2. İmmunoloji bulguları 133 4.2.1. İneklere ait immunoloji bulguları 133 4.2.2. Buzağılara ait immunoloji bulguları 135 4.3. Biyokimya bulguları 137 4.4. Süt ile ilgili bulgular 141 5. SONUÇ 143 6.ÖZET 144 7. SUMMARY 146 8. KAYNAKLAR 14
    corecore