6 research outputs found

    Trading Puzzle, Puzzling Trade

    Get PDF
    We explore the return performance of individual investors with respect to various factors such as portfolio size, turnover ratio and also demographic factors: gender and age. Concerning that Borsa İstanbul has one of highest share turnover ratio worldwide (141.8% as of 2012), it is an ideal candidate to do this analysis. We examine the daily trades in Borsa İstanbul (formerly Istanbul Stock Exchange) of 20,000 individual investors over two year period from 2011 to 2012. The main finding which contradicts other studies and the contribution of the paper is that, the return of the individual portfolio is positively correlated with the portfolio size. Other findings are: Almost 70% of all individual investors cannot beat the market. Investors who have high turnover underperform compared to those who have lower turnover. Male investors trade more and lose more vis-à-vis the female and older investors have higher returns

    Belgesel sinemada işçi sınıfı iş ve emek filmleri bağlamında işçi sınıfı anlatıları

    No full text
    ÖZETBatı uygarlığının 19. Yüzyıldan itibaren yarattığı rekabete dayalı yeni üretim anlayışı küresel ölçekte “efendi-köle” ilişkisi yaratmış olmaktadır. Bu diyalektik ilişkinin ve emek-sermaye çelişkisinin doğası, her yerde aynıdır. Bu açıdan bakıldığında Marks’ın emek ve sermaye için yaptığı açıklamalarının, dünyanın herhangi başka bir yerinde de emek ve sermayenin doğasını yansıttığı öne sürülebilir. Ancak aynı olmayan başka bir boyut vardır: Sermayenin sanayi kapitalizmi olarak belirmesiyle birlikte dünya merkez ve çevre ülke olarak iki bölüme de ayrılmıştır. Merkez ülkelerde, yani metropollerde uygulanan para politikaları etkisini en çok, metropollerin pazar olarak gördüğü çevre ülkelerde hissettirir. Londra’nın, Washington’un, Berlin’in, Paris’in sermayeye ilişkin aldığı kararlar günümüz dünyasında kendisini Bankong’da, Kuala Lumpur’da, Caracas’ta, Monrovia’da veyahut Ankara’da hissettirir. Bu açıdan bu dönem, yeni bir Ortaçağ, hatta adeta güncellenmiş bir feodalizm dönemidir; etkilerini küresel boyutta hissettirir ve yıkımları da küresel boyuttadır.Bunun sonuçları ise, 80’li yıllardan itibaren küresel ölçekteki neo-liberal politikaların Türkiye’deki icrası döneminde ortaya çıkan yeni tip insandan; 2000'li yıllardan itibaren beliren Yeni Türkiye yaratma çabası ile gelişen insan tipine kadar genel olarak hep aynı olacaktır: Merkez ülkelerin sermayesini daha da arttırmak için çalışıp duran bir ülke dolusu insan... Özellikle de bu bağlamda hizmet sektöründe çalışan ve sınıfsal kimliklerinden uzaklaştırıldığı oranda kendisine sunulan tüketim olanaklarıyla sınırlı bir “özgürlük” alanı içine hapsolan beyaz yakalı işçiler...Bu tez kapsamında hazırladığımız “Meçhul” isimli filmimiz de, “beyaz yakalı” karakterlerin dünyasına bakan bir belgesel - kurmaca harmanı olarak tasarlandı. Film içindeki karakterler ve anlatılar, gerçek olay ve kişilerden yola çıkarak geliştirildi. Sıklıkla gerçek kişi ve olaylara doğrudan atıflar yapıldı. Karakterler “beyaz yakalı” tasvirini belirginleştirecek netlikte geliştirildi. Ancak, tercih edilen belgesel üslubu gereği karakterlerin karikatürize edilmemesine özen gösterildi. Diğer taraftan, olayın gelişiminin “fantastik” yönü doğal ve olağan bir akış içinde verilmeye çalışıldı. ABSTARCTWhat the problem competitive production concept of western civilization poses since 19th century, is creating a master-slave system in a global manner. The nature of this dialectic relation and labor-capital conflict is always identical anywhere on the earth. This means that Marx's statements and explanations on labor-capital conflict express the nature of this conflict anywhere on the earth too. But there is still another aspect that described as non-identical. When the capital turned into the industrial capitalism, the world divided into two sections as center and the periphery. Effects of the monetary policies of the center have an impact mostly upon the cities that seen as market places by the center-capitalists. The administrative decisions on economy or politics taken in for instance London, Washington, Berlin, mainly and directly felt their effects in Bangkok, in Kuala-Lumpur, in Caracas or in Ankara. This new era is easily corresponded as an updated Medieval Ages that we feel its ravages globally unlike the first one.Consequences are impeccably similar since the 80's neoliberal policies and further the efforts to form a new human type of 2000's under this circumstances. Millions of people sweating blood to enhance the capital of the center-capitalist countries, more particularly white-collars working in the service-industry that free from “class-consciousness” and just feel themselves free in their cages of consumption possibilities.As a kind of blend of fiction and documentary genres, our movie “Meçhul” is trying to look up the white-collar workers within this framework. Characters and plots are adopted mostly from the real life and characters and considered attributively. But principally being stood aloof from “caricaturing” of the characters by the reason of chosen documentary style. On the other hand, the “fantastic” aspects of the plot is underlaid naturally within the course of the story

    Belgesel sinemada işçi sınıfı iş ve emek filmleri bağlamında işçi sınıfı anlatıları

    No full text
    Batı uygarlığının 19. Yüzyıldan itibaren yarattığı rekabete dayalı yeni üretim anlayışı küresel ölçekte “efendi-köle” ilişkisi yaratmış olmaktadır. Bu diyalektik ilişkinin ve emek-sermaye çelişkisinin doğası, her yerde aynıdır. Bu açıdan bakıldığında Marks’ın emek ve sermaye için yaptığı açıklamalarının, dünyanın herhangi başka bir yerinde de emek ve sermayenin doğasını yansıttığı öne sürülebilir. Ancak aynı olmayan başka bir boyut vardır: Sermayenin sanayi kapitalizmi olarak belirmesiyle birlikte dünya merkez ve çevre ülke olarak iki bölüme de ayrılmıştır. Merkez ülkelerde, yani metropollerde uygulanan para politikaları etkisini en çok, metropollerin pazar olarak gördüğü çevre ülkelerde hissettirir. Londra’nın, Washington’un, Berlin’in, Paris’in sermayeye ilişkin aldığı kararlar günümüz dünyasında kendisini Bankong’da, Kuala Lumpur’da, Caracas’ta, Monrovia’da veyahut Ankara’da hissettirir. Bu açıdan bu dönem, yeni bir Ortaçağ, hatta adeta güncellenmiş bir feodalizm dönemidir; etkilerini küresel boyutta hissettirir ve yıkımları da küresel boyuttadır. Bunun sonuçları ise, 80’li yıllardan itibaren küresel ölçekteki neo-liberal politikaların Türkiye’deki icrası döneminde ortaya çıkan yeni tip insandan; 2000'li yıllardan itibaren beliren Yeni Türkiye yaratma çabası ile gelişen insan tipine kadar genel olarak hep aynı olacaktır: Merkez ülkelerin sermayesini daha da arttırmak için çalışıp duran bir ülke dolusu insan... Özellikle de bu bağlamda hizmet sektöründe çalışan ve sınıfsal kimliklerinden uzaklaştırıldığı oranda kendisine sunulan tüketim olanaklarıyla sınırlı bir “özgürlük” alanı içine hapsolan beyaz yakalı işçiler... Bu tez kapsamında hazırladığımız “Meçhul” isimli filmimiz de, “beyaz yakalı” karakterlerin dünyasına bakan bir belgesel - kurmaca harmanı olarak tasarlandı. Film içindeki karakterler ve anlatılar, gerçek olay ve kişilerden yola çıkarak geliştirildi. Sıklıkla gerçek kişi ve olaylara doğrudan atıflar yapıldı. Karakterler “beyaz yakalı” tasvirini belirginleştirecek netlikte geliştirildi. Ancak, tercih edilen belgesel üslubu gereği karakterlerin karikatürize edilmemesine özen gösterildi. Diğer taraftan, olayın gelişiminin “fantastik” yönü doğal ve olağan bir akış içinde verilmeye çalışıldı. ABSTARCT What the problem competitive production concept of western civilization poses since 19th century, is creating a master-slave system in a global manner. The nature of this dialectic relation and labor-capital conflict is always identical anywhere on the earth. This means that Marx's statements and explanations on labor-capital conflict express the nature of this conflict anywhere on the earth too. But there is still another aspect that described as non-identical. When the capital turned into the industrial capitalism, the world divided into two sections as center and the periphery. Effects of the monetary policies of the center have an impact mostly upon the cities that seen as market places by the center-capitalists. The administrative decisions on economy or politics taken in for instance London, Washington, Berlin, mainly and directly felt their effects in Bangkok, in Kuala-Lumpur, in Caracas or in Ankara. This new era is easily corresponded as an updated Medieval Ages that we feel its ravages globally unlike the first one. Consequences are impeccably similar since the 80's neoliberal policies and further the efforts to form a new human type of 2000's under this circumstances. Millions of people sweating blood to enhance the capital of the center-capitalist countries, more particularly white-collars working in the service-industry that free from “class-consciousness” and just feel themselves free in their cages of consumption possibilities. As a kind of blend of fiction and documentary genres, our movie “Meçhul” is trying to look up the white-collar workers within this framework. Characters and plots are adopted mostly from the real life and characters and considered attributively. But principally being stood aloof from “caricaturing” of the characters by the reason of chosen documentary style. On the other hand, the “fantastic” aspects of the plot is underlaid naturally within the course of the story
    corecore