6 research outputs found

    Doğankent S.E.A. Karataş Sağlık Ocağı bölgesinde yaşayan 15-49 yaşındaki evli kadınlarda genitoüriner enfeksiyon sıklığı

    No full text
    TEZ1830Tez (Uzmanlık) -- Çukurova Üniversitesi, Adana, 1995.Kaynakça (s. 80-85) var.86 s. ; 30 cm.

    Social life and physical activities of the elderly in Adana Retirement Home and Yenibaraj region

    No full text
    Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de 65 yaş ve üzeri nüfusun genel nüfusa oranı, gittikçe artmaktadır. Buna bağlı olarak, yaşlıların gerek medikal gerekse sosyal sorunları da her geçen gün daha fcızla önem kazanmaktadır.Kendi evlerinde yaşayan yaşlılar ile huzurevinde yaşayanlarda sosyo-kültürel aktivite , duyu ve fiziksel yetersizlik olup olmadığını araştırmayı amaçladık Adana Huzurevi ve Yenibaraj Sağlık Ocağı Bölgesinde, yaşlıların günlük yaşam ve sosyo-kültürel aktiviteleri,duyu ve fiziksel yetersizlik durumları saptanarak, iki araştırma grubu birbiri ile karşılaştırıldı.Huzurevi yaşlılarından 73 yaşlı (tümü), Yenibaraj bölgesinden de rastgele örnekleme ile 95 yaşlı seçildi. Araştırmaya giren 168 yaşlıya anket uygulandı ve fizik muayeneleri yapıldı. Huzurevi araştırma grubunun, %64.4'ü erkek, %35.6'sı kadındı. Yenibaraj araştırma grubunun ise %50.5'i erkek, %49.5'i kadındı.Her iki araştırma gruplarında, Huzurevi ve Yenibaraj araştırma gruplarında %2.0 ile %37.0 arasında değişen fizik ve duyu yetersizliği bulundu. Huzurevi ve Yenibaraj'da yaşlıların %80-90'ı radyo ve . televizyon seyrediyordu. Tiyatro ve sinemaya gitme oranı Huzurevinde % 13.7,Yenibaraj'da %6.3 idi.Gazete okuma oram Huzurevinde %3 7.0, Yenibaraj da %62.1 idi.The proportion of people 65 years of age and older is continuously increasing in number in our country as well as the other countries of the world. Medico-social problems of the elderly are gaining increasing importance. In this study, we aimed at determining the daily living activities,physical and sensory insufficiencies,socio-cultural activities among the elderly living at the Adana Retirement Home (ARH) and at Yenibaraj Primary Health Centre Region (YPHCR) and to compare these two groups. Seventy-three elderly at the ARH were included in the study while 95 were selected by random sampling at the YPHCR. Questionnaries were applied to these 168 people and they underwent physical examination.In the ARH group, 64.4% were males and 35.6 % females; in the YPHCR group 50.5% were males and 49.5% females.Insufficiency for daily living activities were seen at a rate between 11.8 to 28.8 % in both groups. Physical and sensory insufficiencies were seen at a rate between 2% to 37% in both groups. The rate of going to theatre and cinema was 13.7% for the ARH group and 6.3% for the YPHCR group. The rate of reading newspaper was 3 7.0% for the ARH group and 62.1 % for the YPHCR grou

    The comparison of the network water with the pump water in Yunusoğlu Town and investigation of their relationship with enteritis

    No full text
    Yunusoğlu Beldesinde şebeke suyu ile tulumba sularının bakteriyolojik ve kimyasal olarak Gıda Maddeler Tüzüğüne- göre karşılaştırılması ve enteritle ilişkisinin araştırılması amacı ile 1996 yılı boyunca bu çalışma planlanıp yapıldı. Kimyasal analiz sonuçları, şebekeninki uygun, tulumba sularının uygun olmadığını gösterdi. Bakteriyolojik analiz sonuçlarına göre şebeke sularının %73.1'inin, tulumba sularının ise % 26.9'unun uygun olduğu tesbit edildi(p<0.05). Enterit morbiditesinin %3.5 olduğu (erkeklerde:%3.7, kızlarda:%3.4) ve bunun son dört yılın en düşük morbiditesi olduğunu gösterdi. Enterit olgularının yaz aylarında ve 0-4 yaş grubunda sık olduğu belirlendi. Tulumba sularının içme suyu olarak kullanılmaması, ve şebeke suyunun da devamlı klorlanması ve kontrol edilmesi konusunda eğitim yapıldı.This study was planned and carried out during 1996 in order to compare the network water with pump water in Yunusoglu Town bacteriologically and chemically according to the Regulation act for Nutrition Substances and to insvestigate their relationship with enteritis.Bacteriological and chemical analysis revealed that the network water compiled with the regulations whereas the pump water did not. On the other hand, the results of the bacteriological analysis suggested that the network water was appropriate up to 73.1% and the pump water to 26.9% (<0.05). The frequency of enteritis was 3.5% (3.7% in men and 3.4% in women) and it was of the least frequency over the last four years. The enteritis phenomena were encountered mostly in summer months and among the children aged between 0 and 4 years.A health education programme was applied with regard to this matter, with particular emphasis on not consuming the pump water and on continuous chlorinization of the network water

    Values of some chemical parameters as indicators of pollution in the water wells of Seyhan region, Adana

    No full text
    Amaç:Evsel, endüstriyel ve tarımsal kaynaklı kirleticilerin su ortamlarına taşınmaları ile oluşan su kirliliğinin, Adana Seyhan merkez ilçesindeki durumunu belirlemek amacıyla bu araştırma planlanmıştır. Gereç ve yöntem: Seyhan ilçesinde 12 ay faal olan 64 kuyunun, tabakalı rastgele örnekleme ile seçilen sekizinden (%12.5), 1996 yılı Ocak, Mayıs ve Eylül aylarında alınan su örnekleri, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Laboratuvarında, LP2W Dr Lange fotometresi ve pHmetre ile test edilerek Isı, pH, siyanür, kadmiyum, 'krom-total, krom-6, demir, bakır, çinko ve kurşun ölçümleri değerlendirilmiştir. Bulgular: Aynı dönemlerde, il Sağlık Müdürlüğünün Gıda ve Çevre Kontrol Şubesinin aynı kuyulardan aldığı suların, bakteriyolojik ve fiziksel tetkikleri ile bakiye klor tespitlerinin sonuçları, Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği (SKKY) kriterlerine göre karşılaştırılarak sunulmuştur. Sonuç: Ölçüm sonuçlarına göre, test edilen kimyasal parametrelerin, SKKY kriterlerine göre normal değerlerde bulunduğu belirlenmiştir. Buna karşılık, bakteriyolojik, fiziksel ve bakiye klor incelemeleri sonuçlarında kirlilik tespit edilmiştir.Purpose: The authors aimed at investigating the extent of water pollution in Seyhan region, Adana. Material and methods: There are 64 water wells which are active during 12 months in this region and eight (12.5%) were selected by random sampling in January, May and September, 1996. The samples were analyzed with LP2W Dr Lange photometer andpHmeter at the Public Health Department of Medical Faculty of Çukurova University. Heat, pH, cyanide, cadmium, chrome-total, chrome-6, iron, copper, zinc and lead levels were measured as indicators of chemical pollution during the same period. Results: The results were compared with those obtained by the Food and Environmental Control Section of Adana Health Management Office. Conclusion: The chemical parameters were found normal according to the reference values of the regulation act for the control of water pollution however, results of bacteriological and physical analysis as well as residual chlorine method demonstrated that there was water pollution in the samples detected

    The incidence of symptoms of depression and the causative factors in women between 15 and 49 years of age living in Karataş region

    No full text
    Birinci basamak sağlık hizmetlerinin ana konularından biri olan ruh sağlığı hizmetlerinin önemi gün geçtikçe artmaktadır. Klinik vel epidemiyolojik çalışma sonuçlarına göre depresyon tanısı alanların cinsiyetlerine bakıldığında kadınların erkeklere oranla daha büyük bir pay aldığı görülmektedir. Bu çalışma kırsal kesimde yaşayan kadınlarda depresyon semptomlarının boyutunun belirlenmesi ve alınacak önlemler için öneriler getirmek amacı ile planlanmıştır. Karataş Sağlık Ocağının kayıtlarından tespit edilen 15-49 yaşındaki kadınlardan, randomize örnekleme yöntemi ile seçilen 200 kadın araştırma kapsamına alındı. Katılan her kişiye Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) uygulanarak puanları toplandı ve 17 ve üzerinde puan alanlar 'depresyon semptomlu' olarak değerlendirildi. BDÖ ile birlikte kişilerin sosyodemografık özelliklerine ait bir soru formu da doldurularak istatistiksel değerlendirme SPSS programı ile yapıldı. Araştırma sonucunda 25 (%12.5) kişi depresyon semptomlu tanısı almıştır. Bunlardan sadece bir (% 4) kişiye önceden depresyon tanısı konulmuş ve tedavi verilmişti. Yaş ile birlikte depresyon semptomlarının da arttığı ve bu artışın istatistiksel olarak da anlamlı olduğu tespit edildi (p0.05).The importance of Psychologic Health Services, one of the main issues as the first stage health service, is, becoming increasingly important. Results of clinical and epidemiological studies suggest that the incidence of depression is higher in women than in men. This study has been designed to determine the extent of depression symptoms among women living in rural areas and to bring some recommendations for any possible measures. Two hundred women, chosen with random sampling method from records of Karataş Health Center, had been included in this research. Beck Depression Scale (BDS) was carried out on every participant, then their points accumulated. Those who got 17 points or over were evaluated as having depression symptoms. With BDS, a questioner form appropriate for their sociodemographic characters was filled in. Statistical evaluation was carried out with SPSS programme. Among twenty-five (12.5 %) people with depression symptoms, only one (4%) had previously been diagnosed as having depression and receieved treatment accordingly . Depression symptoms increased with age and this was statistically significant ('0.05)

    The predictive significance of lymphocyte subgroups in the diagnosis of tuberculosis: Comparison with other methods

    No full text
    Akut tüberküloz tanısında Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PCR), Bactec, Lowenstein-Jensen (LJ), direkt yayma preparatlarda asido-rezistan basil (ARB) aranması gibi konvansiyonel tanı yöntemleri ve lenfosit subgruplannın tanı değerini karşılaştırmak amacı ile planlanan çalışmada akciğer tüberküloz tanılı 44 hasta ile asemptomatik 40 kişiye ait balgam ve kan örnekleri değerlendirilmiştir. Hasta grubunda 41 (% 93.2) balgam örneğinde PCR ile, 37 (% 84.1) örnekte Bactec ile, 31 (% 70.4) örnekte LJ ve 29 (% 65.9) örnekte boyalı preparasyonlarda bakteri varlığı saptanmıştır. PCR testi referans olarak alındığında Bactec, LJ, direkt yaymanın duyarlılık ve özgüllük oranlarının sırası ile % 90.2 ve % 100, % 75.6 ve 100, % 70.7 ve % 100 olduğu görülmüştür. Her iki grupta yer alan kişilerde lenfosit subgruplannın dağılımında CD20 (B1) ve NK hücreleri dışında CD2 (111), CD4 (14), CD8 (18) 'de istatistiksel bir fark görülmemiştir. Akut pulmoner tüberkülozlu hastalarda lenfosit subgruplannın önemli koruyucu rolü olmasına rağmen, bu çalışmada tüberkülozlu hastalarda lenfosit subgruplannın tanısal değeri ile ilgili sınırlı veri elde edilmiştir.We planned to compare the conventional diagnostic methods such as Polymerase Chain Reaction (PCR), Bactec, Lowenstein-Jensen (LJ) and detection of acid resistant bacilli (ARB) in direct smear preparations with the value of lymphocyte subgroups in sputum and blood samples from 44 patients with acute pulmonary tuberculosis and 40 asymptomatic cases. Mvcobacterium tuberculosis was determined in 41 of 44 (93.2 %) sputum samples by PCR, in 37 of 44 (84.1 %) samples by Bactec,. in 31 of 44 (80.4 %) samples by LJ and in 29 of 44 (65.9 %) samples by direct staining in the patient group. When PCR assay was refered as a reference test, the value of sensitivity and specifity of Bactec, LJ, direct staining were determined as 90.2 % and 100 %, 75.6 % and 100 %, 70.7 % and 100 %, respectively. CD2(111), CD4 (14), and CD8 (18) did not show any statistical difference in the distribution of lymphocytic subgroups, butCD20 (B1) and NK cells did. Although lymphocyte subsets have a main protective role in patients with active pulmonary tuberculosis, limited data on their diagnostic value in peripheral blood samples of patients with tuberculosis have been obtained in this study
    corecore