13 research outputs found

    Estimation of hydraulic conductivity from specific capacity data for alluvial aquifer: A case study from Alaşehir Plain (Manisa)

    Get PDF
    71.Türkiye Jeoloji Kurultayı, 23-27 Nisan 2018, AnkaraAkiferlerin hidrolik iletkenliği, transmissibilitesi ve depolama katsayısı gibi hidrolik parametrelerinin pompaj kuyuları ile belirlenmesi oldukça zor ve pahalı bir işlemdir. Hidrolik iletkenliğin belirlenmesinde, debi, statik seviye, dinamik seviye ve etki yarıçapına ihtiyaç duyulmaktadır. Gözlem kuyuları olmadığı takdirde etki yarıçapı global rakamlarla ifade edilmektedir. Buna karşılık, statik su seviyesi, dinamik su seviye ve kuyu debisi kolaylıkla kuyu başında ölçülebilmektedir. Bu veriler ile kuyunun özgül debisi rahatlıkla hesaplanabilmektedir. Ülkemizde, binlerce su kuyusu alüvyon akiferde açılmaktadır. Kuyuların hidrolik parametreleri ise pompaj testlerinin uygulanamaması nedeni ile bilinmemektedir. Bu çalışma kapsamında ise hidrolik iletkenliğin bölgede aynı akiferden elde edilen özgül debi değerleri ile tahmin edilebilmesine gidilmiştir. Bu çalışma Alaşehir Ovası’nın en önemli yeraltı suyu akiferi olan alüvyon akiferde uygulanmıştır. Büyük miktarda çekilen yeraltısuyu çalışma alanında içme ve sulama amaçlı kullanılmaktadır. İnceleme alanında 120-150 m derinliğinde açılmış olan su kuyularından 5-30 L/s debi ile yeraltı suyu çekilebilmektedir. Açılan bu kuyularda çok az kullanılabilecek hidrolik parametre bulunmaktadır. Bu nedenle, kuyuların hidrolik parametrelerinin belirlenmesinde bilinen parametrelerden yola çıkarak bilinmeyeni tahmin eden yaklaşımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu verilerden yola çıkarak, çalışma alanında düzgün verisi olan ve alüvyonda açılmış kuyu özgül debi değerleri ile kuyunun hidrolik iletkenliğinin belirlenmesine çalışılmıştır

    Investigation of groundwater recharges mechanism in Alasehir plain: From physical characterization to modelling

    Get PDF
    IWA 2nd Regional Symposium on water, wastewater and environment, 22-24 March 2017, Cesme, İzmirCharacteristics of aquifer that allows the flow of groundwater, recharge and discharge mechanism effect the available groundwater potential. In order to determine the available potential of groundwater, the budget components are the most important parameters. In general, different analogical methods are applied in different countries, instead of using measurable data. Determination of the groundwater recharge is the most difficult parameter to be measured among the hydrological budget parameters. In general, the analogical methods are insufficient to determine the groundwater recharge rate. Precipitation, evaporation-transportation and runoff can be measured from the surface meteorological station. However, estimation of groundwater recharge cannot be measured directly. At the moment of climate change, visualization of the spatial distribution of the groundwater recharge estimation and mapping are needed. Therefore, improvements of easy groundwater recharge techniques are very important tools for groundwater basins to develop the water management planning.The Scientific and Technological Research Council of Turkey (TUBITAK), project no. 115Y06

    Yükseköğretimde Sondör Eğitimi

    No full text
    Türkiye’de, 1930’lu yıllarda kamu kurumlarında usta çırak ilişkisiolarak başlayan sondör eğitimi, ilerleyen yıllarda ülkemizin köklü kamukurumlarındaki sondör ihtiyacını da karşılamak için kurum içi mesleki eğitim vekurslarla devam etmiştir. 90’lı yıllara gelindiğinde ise hem kamu hem de özelsektörün sondör ihtiyacını karşılayabilmek için yükseköğretimde ön lisansdüzeyinde program açılması ihtiyacını doğurmuştur. Yükseköğretimde altı yılsadece bir üniversitede ön lisans düzeyinde devam eden sondör eğitimi, 2000’liyıllar da farklı üniversitelerde de sondör eğitimine yönelik benzerprogramların açılması ile devam etmiştir.&nbsp;Bu süreçte sondör eğitimine yönelik açılan programlardan bazıları,laboratuvar alt yapı, uygulamalar için gerekli sondaj makinası eksikliği vecoğrafi konum gibi nedenlerden dolayı yeterli talep görmemiş ve kısa bir süresonra kapanmıştır. Yükseköğretimde ön lisans düzeyinde verilen eğitim ile 2621sondör yetiştirilmiştir.&nbsp; 2022 yılıitibariyle yükseköğretimde dört üniversitede ve toplamda 91 kontenjan ilesondör eğitimi devam etmektedir. Bu üniversitelerden ilki su, zemin ve madensondajları ağırlıklı sondör eğitimini bünyesindeki sondaj makinaları ileuygulamalı olarak gerçekleştirirken, kronolojik olarak ikinci ve üçüncü sıradayer alan üniversitelerde verilen sondör eğitimi ağırlıklı olarak petrolsondajına yöneliktir. Yakın tarihte sondör eğitimine başlayan üniversite de iseders müfredatında yer bilimleri derslerinin, teorik mesleki derslerden dahafazla olması ve uygulama derslerine yönelik sondaj makinasının bulunmaması gibinedenlerden dolayı yakın gelecekte programın kapanması da muhtemeldir. Bugüngelinen nokta yükseköğretimde sondör eğitiminin sadece teorik mesleki derslerile sürdürülemeyeceği, teorik derslerin yanı sıra en az bir sömestrlik bilfiilmesleki uygulamalı eğitime de yer verilmesinin gerekliliği göstermektedir.</p

    UrganlıI (Manisa) Travertenlerinin Morfolojik Özellikleri ve Tektonizma İle ilişkisi

    No full text
    Bu çalışmada Urganlı (Manisa) yöresinde çökelmeye devam eden termojen kökenli traverten çökelleri morfolojik özelliklerine göre ayırtlanmış ve tektonizma ile olan ilişkisi ortaya konulmuştur. Urganlı termojen kökenli traverten çökelleri morfolojik özellikleri dikkate alınarak; tabakalı, fay önü, damar tipi, tümsek-teras tipi, sırt tipi ve kanal tipi travertenler olarak altı sınıfa ayrılmıştır. Bölgedeki tüm traverten morfolojileri fayların kontrolünde gelişmiştir. Saha gözlemlerinden elde edilen veriler sahanın traverten oluşum başlangıcında Kuzey-Güney yönlü bir genleşmenin varlığını ortaya koymaktadır. Sonraki dönemde bu genleşme Doğu-Batı yönlü gelişerek Kuzey-Güney doğrultulu traverten damarlarının çökelimine neden olmuştur. Yakın geçmişte ise Kuzey-Güney yönlü genleşme etkisini sürdürdüğünü Doğu-Batı doğrultulu sırt tipi travertenlerin gelişimiyle anlaşılmaktadır. Derin elektrik sondaj ve mekanik sondaj verileri ile temelin (Paleozoyik-Mesozoyik) Paleo-morfolojisi incelendiğinde yine Kuzey-Güney ve Doğu-Batı faylarının etkisinde çalışma alanının kuzey batısına doğru yükseldiği, güneydoğusuna doğru düştüğü saptanmıştır.</p

    A study for the protection of groundwater production zones from polluting sources using GIS-integrated vulnerability technique

    No full text
    The main objectives of this study are to determine the highly productive aquifer zones using theGIS-integrated vulnerability technique and to assess the protection of these productive zones from thepollution sources such as industrial and residential areas nearby a river system. This study was performed inKucuk Menderes River Basin (KMRB) located in the western part of Turkey, which has a significantgroundwater potential and includes highly productive agricultural land and some of the largest industrialestablishments. According to the results, the western part of the study area has notably high aquifer potentialused by industrial and residential areas, whereas the eastern part of the study area has lower aquifer potentialused by productive agricultural land. However, urbanization and industrial areas are expanding in highgroundwater potential zones. It means that regional water resources will be at great risk in terms of quantityand quality. Therefore, this study is aimed in assisting both the determination of protection zones in themain aquifer system and to help planning the future site selection of land use for the river basin.</p
    corecore