6 research outputs found
Ekstra hepatik portal hipertansif kolopatili ratlarda bakteriyel translokasyon
Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.mekanizmalar mevcuttur. Bunlar konak immün sistemindeki defekt, intestinal bakteriyel çoğalma gibi mekanizmalar ve başka nedenler olabilir. ÖZET Bu deneysel çalışmada sıçanlarda portal hipertansif kolopati oluşturarak bakteriyel trans lokasyonu araştırdık. Portal hipertansiyon oluşturmak için sıçanların portal venini kısmi ligature ettik. Oniki hafta sonra sham gurubu ile birlikte eksplore ettik. Portal ven basınçları ölçülerek portal hipertansiyon geliştiği görüldü ( ortalama 22.7 cm H20). Kolopati ve enteropetiyi değerlendirmek amacıyla alman kalın ve ince barsak örneklerinden histolojik olarak duvar kalınlığı, submukozal ödem ve damar çapları karşılaştırıldı. Sub mukozal ödem ve duvar kalınlığı açısından istatiksel anlamlı fark saptamadık. Damar çapları açısından kalın barsakta istatiksel fark saptanmazken ince barsak düzeyinde belirgin anlamlı fark saptadık. (P=0.002) Buda portal hipertansif enteropatiyi destekliyordu. Bu çalışamda vaskulopatideden sorumlu tutulan ajanlardan Nitrik Oksit düzeyine daha önce klinik dneysel çalışmalarda uygulanmamış elektrokimyal yöntemle bakıldı.Elde edilen veriler nanoamper cinsinden analiz edildi istaiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Bakteriyel translokasyonu araştırmak amacıyla alınan doku örnekleri karaciğer, dalak, kalın ve ince barsak mezenteri doku kültürleri yapıldı. Bir sıçanda üreme oldu; E.coli üredi.Ancak sonuçlar istatiksel olarak anlamlı bulunmadı.Bu sonuç daha önce yapılan deneysel çalışmalardaki oluşturulan ekstrahepatik portal hipertansiyonda elde edilen verilerle uyumlu idi. Sonuç olarak bu çalışma oniki haftalık bir sürede oluşturulan deneysel modelde kronik dönmede vaskuler vazodilatasyondan N.O. drekt sorumlu olmadığı bunun yanısıra bakteriyel translokasyonun kısa süreli (4 haftalık) oluşturulmuş deneysel modellerden farklı olarak uzun dönemde bakteriyel translokasyon da portal hipertansif kolopatinin drekt etkisinin olmadığı sonucuna varıldı. Bu nedenle sirotik hastalarda görülen bakteriyel translokasyonun etyolojinde portal hipertansiyonun yanısıra, konak immün sistemi, karaciğer rezervi, bakteriyel çoğalma gibi başka etkenlerinde üzerinde detaylı araştırılma yapılması gerekmektedir. 4
Lydia Tümülüsleri
Bilimsel kazılarda incelenen mezarların tespiti yapılmış olan tümülüslere oranı yaklaşık % 13'tür. Bu oran sağlık bir sonuç çıkarmak için azsa da geniş yayılım alanlarındaki farklı bölgelerden mezar kompleksleri incelmiş olduğundan, sağlıklı sonuçlar elde edilmiştir. Kataloglanmış otuz altı mezardan, otuz dört tanesinde mezar yapısı saptanmış, iki tümülüste ise sadece krepis duvarı bulunabilmiştir. Buna göre: 1. I-III. Tip mezarlar, Merkeze Lydiaʼda (Sardeis ve çevresinde) yer almaktadır. Toplam altı tane mezar yapısından meydana gelir. Yapısal şemalardaki farklılıklar nedeni ile standart bir tip göstermezler. Ancak yapısal teknik öğeler ve küçük buluntulara göre, bu mezarlar yaklaşık aynı özellik taşırlar. Bu nedenle M.Ö. 6. yy'ın ilk yarısına tarihlenirler. Dromos, sundurma ve önoda gibi yapısal öğeler (Merkezi Lydia için) henüz görülmemektedir. I. tip mezar tek örnekle temsil olunan Lydia Kralı Alyattes'e olup, yaklaşık olarak M.Ö. 560-550 yılları arasına tarihlenir. Mezar odası önünde üzeri açık büyük bir önavlu yer almaktadır. II. tip mezarlar, mezar odası büyüklüğünde, kapısız muazzam bir sanduka şeklindedir. III. tip mezar diğer iki tipten tamamen farklı olarak yan yana sıralanmış üç odalı büyük bir komplekstir. Bu farklı yapısal öğelere sahip mezar odalarında, tarihleyici verilerin benzer unsurlar taşıması, şöyle bir yaklaşımı doğurmaktadır: Yaklaşık olarak M.Ö. 575-550 yılları arasında yapılmış olan I-III. Tip mezarlar, yapısal şemaları farklı tümülüs yapısında bir arayış dönemidir. Mezar odalarının yapısal öğeleri henüz standart bir tip göstermez. Karınyarıktepe'de (Kat.no) yapılan arkeolojik kazılarla krepis duvarı dışında mezar odasına rastlanılmamıştır. Bu tümülüsün krepis duvarı işçiliğine göre bitirilmiş bir anıt olarak yaklaşım getirilmiştir. Ancak bu tezde yaptığımız incelemeler şunu göstermiştir. Özellikle Merkezi Lydia'da erken altıncı yüzyıla tarihlenen mezarlarda dromos, sundurma, önoda gibi mimari öğeler görülmemektedir. Karnıyarıktepe Kerpis duvarının erken yapısal etkinliklerine bakılırsa, bu tümülüsün derinliklerinde eğer bir mezar odası varsa, mutlak surette dromos, sundurma, önoda gibi mimari öğeler de olmayacaktır. Bundan sonra, bu mezar derinliklerinde, bir mezar aranacaksa, ya Alyates Mezar planı gibi büyük önavlula bir mezar odası,yada BT63.2 (Kat.no.4) ve BT63.3 (Kat.no.5) mezarlar gibi muazzam taş sandukalarının aranması faydalı olacaktır. Erken Lydia mezarlarında dromos, sundurm, önoda gibi yapısal unsurlar erken altıncı yüzyılda henüz Lydia mezar henüz girmemiş olduğundan (Merezi Lydiaʼda) Karnıyarıktepeʼde dromos aranmalıdır. Özellikle Merkezi Lydiaʼda Erken mezarlardaki gömü şeklini veren sağlam korunmuş bir mezar odası saptanamamışsa da, kazılar sırasında mezar odalarından bulunmuş olan ahşap ve metal parçalar, gömü şekli hakkında bilgi vermektedir. BT 63.2 (Kat.no 4)ʼde mezar odası tabanındaki dört tane düzgün yuvaya ve demir parçalara bakılırsa, bu mezarda metal-ahşap aksamalı bir tabuta ölü gömülmüş olmalıdır. Aynı şekilde, Tİ (Kat.no.16)ʼden bulunmuş bronz ve ahşap parçalar ile Alyattes (Kat.no 1)ʼdeki harap durumda saptanmış ahşap parçalar I-III.tip Erken Lydia mezar odalarında ölüler metal-ahşap aksamalı tabut veya kliniye gömülmüşlerdir. 2. IV.tip mezarların asıl gelişimleri yaklaşık olarak altıncı yüzyılın ortalarından sonra görünse de, bu tipin en erken örneği yaklaşık olarak altıncı yüzyılın ortalarından sonra görünse de, bu tipin en erken örneği yaklaşık olarak 600-575 yılları arasında Yukarı Hermos Vadisinde Basmactepe (Kat.no.33)ʼde yapılmıştır. Mezar yapısı kısa dromuslu, sundurma ve mezar odasından meydana getirilmiştir. Mezar Lydiaʼdaki I-III.tip erken Lydia mezarlarından farklı plan şemasına sahip olan VI. tip mezarlarda, mezar odası önüne sundurma ve kısa bir dromos eklenmiştir. Altıncı yüzyılın hemen ortalarından sonra tarihlenen mezarların hepsinde bu yapısal öğeler yer almaktadır. I.tip Alyattes Mezarı önündeki üzeri açık büyük önavlunun bulunduğu bölüme IV.tip mezar komplekslerinde sundurma yapılmıştır. Bu tip mezarlar on bir tane olup, plan şemaları form itibariyle aynı karakterde, standart bir özellik olarak gelişimi tamamlamış ve yaygın bir gömü tipi olarak devam etmiştir. Erken Lydia mezarlarının metal aksamlı tabut yada klinelerden farklı olarak bu tip mezar odalarında ölüler kireç taşı veya mermerden klinelere gömülmemişlerdir. Yaklaşık olarak altıncı yüzyılın son çeyreğinden itibaren IV.tip mezar komplekslerinde yeni yapısal arayışlar yapısal öğelerde (sundurma, çatı,kapı) ve yapı teknik öğelerde (taşkesim aletleri, yapı teknikleri) hızlı ve dinamik bir gelişim çizgisi gösterir. Bekçitepe (Kat.no 24)ʼnin düz sundurma tavanında uygulanmış olan "koruyucu kenarlık" altıncı yüzyılın ilk yarısına tarihlenen mezarlarda görülenlerden farklı olarak daha yumuşak hatlı ve yuvarlak profili yapılmıştır. Bu teknik uygulama BT (Kat no.13)ʼde aynı şekilde ve aynı ölçülerde kırmızı boya bant şeklinde yapılmıştır. Bu iki mezarda gömü yaklaşık aynı boyutlarda olan hem boya, hem de boya-kabartma tekniğinde bezenmiş klinelere yapılmıştır. 24 noʼlu mezarda mermer klinenin yatak kısmında mekanik delicilerle üç tane delik açılmıştır. Aynı mekanik deliciler T (Kat.no. 29)ʼde çift kanatlı ahşap taklidi kireçtaşı ve mermer kapıların mil topuklarının lento taşına bağladığı kısımlarda kullanılmıştır. (Kapıları bölümünde bkz.) 13.noʼlu mezarın "tıkaç tipi" kapı bloğunun üst kısmı üçgen şeklinde hazırlanmıştır. 22 noʼlu mezarda ise kapı sundurma yönünden üst üste yaklaşık iki blokla kapatılırken, aynı kapı içe açılan ikinci bir kilitli kapı ile kapatılmış olmalıdır. Bu yeni yapı uygulamalar mezar şemasının özünde değişiklik göstermeden sadece kapı, çatı, kline gibi kısımlarda daha çok görülmektedir. Yaklaşık olarak altıncı yüzyılın sonu, beşinci yüzyılın başlarında doğru, Merkezi Lydia dışındaki İkiztepe (Kat.no.33)'de aynı yığma altına, aynı zamanda ortak orta duvara sahip iki mezar odası yapılmıştır. 34 no'lu mezarda, birinci mezarın çatısı düz tavan sistemini sürdürürken, İkinci mezarın üzeri semerdam çatı ile kapatılmıştır. Aynı şekilde, Selçikler yakınındaki T1 (Kat.no.29)'de ise hem düz tavan sistemi, hem de semerdam çatı birlikte kullanılmıştır. Bu mezarda tıpkı Alibeyli-Bekçi tepe (Kat.no 22) mezar odasında olduğu gibi çift kanatlı, ahşap taklidi kireçtaşı ve mermer kapılar yapılmıştır. VI.tip mezarların tamamı beşinci yüzyılda yapılmıştır. Sundurma yerine önoda inşa edilmiştir. Genel olarak bu mezarlada anathyrosis tekniği dişli tarak "kombine kelebek" tip kenet görülmektedir. Dromosları uzamaları yanında daha özenli yapılmıştır. Altıncı yüzyılın ikinci yarısında dromosdan daha farklı düzgün dromoslar yapılmaya başlanmıştır