35 research outputs found

    ÇOK KATLI BİNALARIN DEPREM ANALİZİ

    Get PDF
    Bu çalışmada elips, daire, L, T, üçgen, dikdörtgen ve kare şeklinde geometriye sahip bina modellerinin deprem davranışlarının karşılaştırılması yapılmıştır. Her model perde sistemli olarak çözülmüştür. Bu analizlerde çözülen modeller, 15 katlı olarak seçilmiştir. Modellerin yerdeğiştirme, periyot, taban kesme ve devrilme momenti, katlardaki burulma düzensizliği sonuçları araştırılmıştır. Sonuç olarak en büyük yerdeğiştirme, taban kesme kuvveti ve periyot elips şeklindeki modelde, en düşük yerdeğiştirme, taban kesme kuvveti ve periyot daire şeklindeki modelde ortaya çıkmıştır. Dinamik analizlerin yapılmasında SAP2000 Nonlineer programından faydalanılmıştır

    BAĞLAYICI ÖZELLİĞİ ARTIRILAN HARÇLA OLUŞTURULAN YIĞMA DUVARLARIN MEKANİKSEL DAVRANIŞLARI

    Get PDF
    Bu çalışmada,  normal harçla hazırlanan bir yığma duvar numunesiyle, katkı maddesi kullanılarak bağlayıcı özelliği artırılmış harçla hazırlanan bir yığma duvar numunesinin mekaniksel davranışları araştırılmış ve sonuçları karşılaştırılmıştır. Yapılan deneysel çalışmada, ASTM 1391-81’de önerilen, yığma duvar numuneleri için standart kayma gerilmesi deney tekniği kullanılmıştır. Bunun için ilk önce en uygun yapışma oranını verecek katkı maddesinin miktarını belirlemek amacıyla 6 adet aynı boyutlarda duvar numunesi değişik katkı miktarları kullanılarak örülmüştür. Daha sonra bu duvar numuneleri deneye tabi tutulmuş ve en uygun katkı maddesi miktarı belirlenmiştir. Katkı maddesi miktarı belirlendikten sonra,  normal harçla örülmüş numune ile katkı maddesinin en iyi sonuç verdiği numune arasındaki farklar araştırılmıştır. Deney numunelerinde gözlenen davranışlar ve deney sonucu oluşan çatlaklar incelenmiş,  τ   (kayma gerilmesi) değerleri ile yük-deplasman grafikleri karşılaştırılmıştır

    DEPREM BÖLGELERİNDEKİ YÜKSEK KATLI BETONARME YAPILARDA TAŞIYICI SİSTEM SEÇİMİNİN KESİT TESİRLERİNE ETKİSİ

    Get PDF
    Bu çalışmada, farklı taşıyıcı sistemlerle oluşturulan yüksek katlı bina modelinin deprem davranışlarının karşılaştırılması yapılmıştır. İlk model perde sistemli, ikinci model ise çerçeve sistemli olacak şekilde çözülmüştür. Bu analizlerde çözülen modeller 15 katlı olarak seçilmiştir. Modellerin kat deplasmanları ve periyot-mod sayısı değerleri araştırılmıştır. Statik analizlerin yapılmasında SAP 2000 Nonlineer 6.11 programından faydalanılmıştır

    FARKLI ÜLKELERİN DEPREM YÖNETMELİKLERİNE GÖRE TAŞIYICI SİSTEM DÜZENSİZLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI

    Get PDF
    FARKLI ÜLKELERİN DEPREM YÖNETMELİKLERİNE GÖRE TAŞIYICI SİSTEM DÜZENSİZLİKLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASIÖzetDepreme dayanıklı betonarme taşıyıcı sistem tasarımlarında yapının düzenli olması gerekliliği en önemli ilkelerden birisidir. Taşıyıcı sistemi düzenli yapılar, yapısal çözümlemeler, uygulama ve boyutlandırma dahil birçok hususta pratik, ekonomik ve en önemlisi güvenlidir. Binalardaki düzensizliklerin olumsuzlukları genellikle deprem yüklemesinin etkisiyle açığa çıkmaktadır. Taşıyıcı sistem düzensizliklerinin, yönetmelikler tarafından ortaya konulan şartlara uygun bir biçimde önüne geçilmesi hayati bir önem taşımaktadır. Dünya üzerinde birçok çağdaş ülke kendi bina deprem yönetmeliklerine sahiptir. Bu yönetmelikler binalardaki düzensizlikler dahil birçok hususta birbirinden ayrılıp farklı formülizasyonlar ve farklı koşulları zorunlu kılmaktadırlar. Yönetmeliklerdeki bu farklı düzenlemeler özellikle bulundukları bölgenin depremsellik ve zemin koşulları farklılık gösterdiğinden ortaya çıktığı düşünülebilir. Bu çalışmada Türk Deprem Yönetmeliği (TDY 2007) ile bazı yabancı yönetmeliklerde binaların taşıyıcı sistemlerindeki düzensizlikler hususundaki farklı koşullar karşılaştırılacaktır.Anahtar kelimeler: Düzensizlikler, Karşılaştırma, Yönetmelikler, Yumuşak Kat, Deprem.THE COMPARISON OF STRUCTURAL SYSTEM IRREGULARITIES ACCORDING TO DIFFERENT COUNTRIES’ SEISMIC CODES AbstractIn the design of earthquake resistant reinforced concrete structural systems, the necessity of being regular of the structure is one of the main principles. The regular structural systems are practical, economical, and the most importantly safe in the subject of structural analysis, application and dimensioning etc. The negativities of the irregularities in buildings generally come out with the effect of seismic load. It is crucial that the irregularities of structural systems should be prohibited in convenient way with respect to the conditions that are established by the seismic codes. Lots of modern countries around the world have their own building earthquake/seismic codes. And those codes diverge from each other with different formulizations and they obligate different conditions in a lot of topics included irregularities. Coming out of these varieties in the codes can be thought about seismicity and different soil conditions of the country or region where the codes are used. In this study, the different obligations of Turkish Seismic Code (TSC-2007) and some other countries’ codes are compared regarding the structural system irregularities.Keywords: Irregularities, Comparison, Codes, Soft Storey, Earthquake

    EUROCODE 8 VE TDY 2007’NİN DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI İÇİN TEMEL İLKE VE KOŞULLARININ KARŞILAŞTIRILMASI

    Get PDF
    oai:sutod.selcuk.edu.tr:article/408EUROCODE 8 VE TDY 2007’NİN DEPREME DAYANIKLI YAPI TASARIMI İÇİN TEMEL İLKE VE KOŞULLARININ KARŞILAŞTIRILMASIÖzetDepremler Uygarlık tarihi boyunca insanlığa verdiği can ve mal kayıplarının oranı en yüksek olan doğal afetlerden biridir. Bu yüzden öze llikle deprem kuşağında bulunan ülkemizde, yapı tasarımlarının önemli bir kısmını depremsellik kontrol etmektedir. Yapıların depremlere dayanıklı olması ve depremlerin yapılarda yarattığı zararların en aza indirilmesi için gerekli yapım kurallarını belirleyen "Afet Bölgelerinde Yapılacak Yapılar Hakkında Yönetmelik" 2007 yılında Resmî Gazete' de yayınlanmış ve yürürlüğe girmiştir. Bu yönetmeliğin büyük bir bölümü yapıların, ülkemizde sıklıkla ve etkin olarak görülen deprem afetine karşı can kaybını önleyecek ve mal kaybını en aza indirecek şekilde tasarlanması, hesaplanmasına ilişkin kuralları içermektedir. Ülkemizde kullanılan bu yönetmeliğin yanında depreme dayanıklı tasarım amacıyla yapıya etkiyen deprem yüklerinin belirlenmesinde, dünyanın her yerinde farklı pek çok yönetmelik ve standartlar düzenlenmiştir. Düzenlenmiş olan bu yönetmeliklerde farklı koşullar ve farklı formülasyonlar kullanılmaktadır. Yönetmeliklerdeki bu çeşitliklerin özellikle bulundukları ülkenin, bölgenin ekonomik kalkınmışlık seviyesi, depremsellik ve zemin koşullarındaki farklılıklardan kaynaklandığı düşünülebilir. Bu çalışmada Türk Deprem Yönetmeliği (TDY 2007) ile Avrupa Birliği Deprem Yönetmeliğindeki (Eurocode 8) temel ilkeler ve deprem yüklerinin hesaplanması yönünden karşılaştırılacaktır.Anahtar Kelimeler: Eurocode 8, Karşılaştırma, Yönetmelikler, DepremCOMPARISON OF BASIC DESIGN CRITERIA OF TDY 2007 AND EUROCODE 8 FOR EARTHQUAKE RESISTANT BUILDING DESIGNAbstractEarthquakes are one of the natural disasters that have the highest proportion of life and property losses to humanity throughout the history of civilization. Thus, especially in our country, which has the earthquake zone, seismicity has been affected a significant part of the design of buildings. Construction rules required for constructions to be resistant to earthquakes and to minimize the damages caused by earthquakes have been published as " Turkish Earthquake Regulation (TDY) " in 2007. This regulation has been included rules related with design and calculation of the structure to prevent or minimize loss of life and property against earthquake disasters, which happen frequently and effectively in Turkey. In addition, many different regulations and standards, like in our country, have been formed in all over the world to make design of construction according to earthquake. These regulations are divided from each other due to differences in the level of economic development, seismicity and soil conditions of the region. In this study, a comparison between the Turkish Earthquake Regulation (TDY 2007) and the European Union Earthquake Regulations (Eurocode 8) in terms of calculation of basic principles and earthquake loads has been presented.Keywords: Eurocode 8, Comparasion, Building code, Earthquak

    GERİ DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ AGREGALARLA ÜRETİLEN BETONLARIN ÖZELLİKLERİ

    Get PDF
    GERİ DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞ AGREGALARLA ÜRETİLEN BETONLARIN ÖZELLİKLERİÖzetDoğal kaynakların kullanımının azaltılmasını sağlayan atıkların geri dönüşümü, doğal hayatı korumak için yapılan çevresel çalışmalardan biridir. Katı atıkların önemli bir bölümünü yapısal inşaat atıkları meydana getirmektedir. Yapısal inşaat atıklarının yaklaşık %40'ını ise beton atıkları oluşturmaktadır. Betonun yapısının da yaklaşık %55-%80'ini agregaların oluşturduğu düşünülürse, agregaların geri dönüşümü, çevreye verilen zararları azaltacağı gibi büyük şehirlerde doğal agrega kaynaklarının şehir merkezlerinden çok uzak olmasından dolayı nakliye masraflarının yanında, nakliye sırasında harcanan iş ve zaman kaybını da azaltacaktır. Beton agregaları, kullanım yeri ve amacına göre, granülometrik dağılımı, tane şekli, aşınma direnci, donma dayanıklılığı ve zararlı maddeler bakımından TSE'nin belirlemiş olduğu ölçütlere uygun olmalıdır. Bu çalışmada, geri dönüştürülmüş atık beton agregaları üzerinde yapılan deneylere yer verilerek, geri dönüştürülmüş atık beton agregalarının, beton agregası olarak kullanılabilirliği araştırılmıştır.Anahtar Kelimeler: Atık beton, Doğal agrega, Geri dönüşüm, Geri dönüştürülmüş agregalar.MANUFACTURED WITH RECYCLED AGGREGATES CHARACTERISTICS OF CONCRETEAbstractThe recycling of waste that can help reduce the use of natural resources is one of the environmental work done to protect the wildlife. An important part of the structural construction waste, solid waste form. In about 40% of construction waste is composed of structural concrete waste. Considering the form of aggregates to around 55-% to 80% in the structure of the concrete, recycling of aggregates, such as to reduce damage to the environment in big cities alongside the natural aggregate resources of the city due to the very far from the center transportation costs, labor expended during transport and will also reduce the waste of time. In general, concrete aggregates, according to the place of use and purpose, particle size distribution, particle shape, abrasion resistance, durability in terms of freezing and hazardous substances must be in accordance with the criteria set by the TSE. In this study, recycled waste by employing tests on concrete aggregates, recycled waste concrete aggregates, as concrete aggregate availability investigated.Keywords: Waste concrete, Natural aggregates, Recycling, Recycled aggregates

    BETONLA DONATI ARASINDAKİ ADERANS DAVRANIŞININ  DENEYSEL İNCELENMESİ 

    Get PDF
    In  this  study,  bond  behaviour  between  the  concrete  and  the  iron  is  investigated experimentally with prepared 16 different properties, 8 experiment samples are produced with links and 8 of experiment samples are produced without links.İron diameter used in links is Φ8 and diameters of the iron which goes through the midpoint of the samples are Φ12, BÇI and BÇIII. Heights and the width of samples are chosen as 20 cm. When choosing sample longitudes, from convection at TS500, touching heights are computed as 30, 50, 60 and 70 cm. Sample concretes are concrete C16 and C25. 3 samples are taken from each one of the concretes prepared and 28 day average cylinder pressure strengths are found as; for C16, 219.50 and for C25, 293.75. Experiment samples are prepared in four groups. By keeping the concrete quality same, the ratio between the maximum loads of the samples which have BÇI and BÇIII irons is found as 1100/5500. By keeping irons same, the ratio between the maximum loads of the samples which are prepared with C16 and C25 concretes is found as 1100/2500 with respect to the samples which are prepared without links, the samples prepared with links are found to have %33 more average strenghts. Bond results are anlyzed with variance analysis on SPSS13 program and with security edge controls.  Bu çalışmada, beton ile donatı arasındaki aderans davranışı deneysel olarak incelenmiştir. Hazırlanan 16 adet değişik özellikteki deney numunesinin 8 tanesi etriyeli, 8 tanesi etriyesiz olarak üretilmiştir. Etriyelerde kullanılan donatı çapı Φ8, numunelerin ortasından geçirilen donatıların çapı ise   Φ12’lik, BÇI ve BÇIII olarak seçilmiştir. Numunelerin yükseklikleri ve genişlikleri 20cm olarak alınmıştır. Numune uzunlukları seçilirken TS500’de verilen bağıntıdan kenetlenme boyları, 30, 50, 60 ve 70cm olarak hesaplanmıştır. Numune betonları, C16 betonu ile C25 betonudur. Hazırlanan betonlardan 3’er adet numune alınmış, bu numunelerin 28 günlük ortalama silindir basınç dayanımları C16 için 219.50, C25 için 293.75 olarak bulunmuştur. Deney numuneleri 4 grup halinde dökülmüştür. Beton kalitesi aynı tutulup, BÇI ve BÇIII donatıları kullanılan numunelerin maksimum yükleri arasındaki oran 1100/5500 olarak bulunmuştur. Donatılar sabit tutulup C16 ve C25 betonlarıyla hazırlanan numunelerin maksimum yükleri arasındaki oran ise, 1100/2500 bulunmuştur. Etriyeli hazırlanan numuneler, etriyesiz olarak hazırlanan numunelere göre ortalama %33 daha dayanımlı bulunmuştur. Bulunan sonuçlar SPSS istatiksel  paket  programı  sürüm  13’de  yapılan  varyans  analizi  ve  güvenlik  sınır  kontrolleriyle irdelenmiştir.

    SON 15 SENE İÇİNDE TÜRKİYE’DE MEYDANA GELEN DEPREMLERDE YIĞMA BİNALARDA MEYDANA GELEN HASARLAR VE NEDENLERİ

    Get PDF
    SON 15 SENE İÇİNDE TÜRKİYE’DE MEYDANA GELEN DEPREMLERDE YIĞMA BİNALARDA MEYDANA GELEN HASARLAR VE NEDENLERİÖzetTürkiye dünyanın en önemli deprem kuşaklarından birisi olan alp-himalaya deprem kuşağında yer almaktadır. Ülke toprağının %66’sını kapsayan yüksek riskli deprem bölgelerinde ülke nüfusunun %74.3’ü yaşamaktadır. En son 2000 yılında Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından yapılan bina sayımına göre ülkemizdeki binaların %48'i iskelet, %51'i yığmadır. Günümüzde yığma yapı oranında düşüş olsa da özellikle kırsal bölgelerde hâlâ önemli oranda yığma yapı mevcuttur. Türkiye, belirli periyotlarla düzenleyip geliştirdiği ve depremin şiddetine bağlı olarak şiddetli depremlerde can kaybının önlenmesi, orta ve hafif şiddetli depremlerde yapısal hasarların onarılabilir olmasını sağlayacak bir yönetmeliği olmasına karşın hafif şiddetli depremlerde bile büyük can kayıpları yaşamaktadır. En son meydana gelen depremlerden 2011 yılı Van Depreminde (Mw=7.2) 604 kişi yaşamını yitirmiştir. Bu depremlerde özellikle yığma yapılarda meydana gelen hasarların en önemli nedeni, herhangi bir mühendislik desteğinin alınmamış olması ve geçmiş dönemlerde meydana gelen depremlerden ders çıkarılmamasıdır. Bu çalışmada Türkiye’de son 15 yılda meydana gelen depremlerde yığma yapılarda oluşan hasarlar, göçme nedenleri ve çözüm önerileri fotoğraflar ile desteklenerek incelenmiştir. Bu çalışmanın, bundan sonra meydana gelecek depremlerde, özellikle kırsal kesimde tercih edilen yığma yapı türü binalarda meydana gelebilecek hasarları en minimuma indirmesi umulmaktadır.Anahtar Kelimeler: Yığma yapı, Deprem, HasarDAMAGES AND CAUSES OF MASONRY BUILDINGS DURING EARTHQUAKES IN THE LAST 15 YEARS IN TURKEYAbstractTurkey is one of the most important earthquake generations in the world and is located in the alp-healaya earthquake zone. I and II covering 66% of the country's land. In the degree of earthquake regions, 74.3% of the country's population lives. According to the latest building census conducted by the State Institute of Statistics in 2000, 48% of the buildings in our country are made up of skeletons and 51% of them are heaps. Today, although there is a decline in the rate of stacking, there is still considerable accumulation in the rural areas. Although Turkey has regulated and developed in certain periods to prevent the loss of life in severe earthquakes due to the severity of the earthquake, and to ensure that structural damage can be repaired in moderate to mild severe earthquakes, even in mild severe earthquakes. In the 2011 earthquake in Van (Mw = 7.2), 604 people lost their lives from the latest earthquake. Especially in these earthquakes, the most important reason of damages caused by masonry structures is that no engineering support has been taken and no lessons have been learned from earthquakes that have taken place in the past. In this study, earthquakes that occurred during the last 15 years in Turkey have been investigated by supporting the photographs of the damage caused by the masonry structures, the causes of the collapse and the solution suggestions. It is hoped that this work will minimize the damages that may occur in the earthquakes that will take place afterwards, especially in the rural areas where the masonry buildings are preferred.Keywords: Masonry structure,  Earthquake, Damag

    ŞANTİYE ŞARTLARINDA ÜRETİLMİŞ BETONARME KOLONLARIN, EKSENEL YÜK ETKİSİ  ALTINDAKİ DAVRANIŞLARININ DENEYSEL OLARAK İNCELENMESİ 

    Get PDF
    Bu çalışmada, şantiye şartlarında, standartlara uygun olarak üretilmiş beton ile standartlara uygun olarak üretilmemiş betondan imal edilen, eksenel yük etkisinde değişik geometri ve donatı özelliklerine sahip, aynı kesit alanlı kolonların yük taşıma kapasiteleri ve gerilme‐birim deformasyon ilişkisi  araştırılmış  ve  sorgulanmıştır.  Kullanılan  deney  numuneleri  314  cm2  kesit  alanı  ve  75cm yüksekliğe sahip, 4 adet Kare kolon, 4 adet Dikdörtgen kolon, 4 adet Dairesel kolon ve 4 adet Dairesel Fretli kolon’dur. Aynı boyuna donatı, etriye aralığı ve etriye kalınlığına sahip donatı kullanılarak, C20 ve C10 betonlarından imal edilerek eksenel yük etkisinde davranışları ve gerilme‐birim deformasyon ilişkilerine bakılmıştır.  Üretilen bütün beton numunelerinin 7 ve 28 günlük karakteristik küp basınç dayanımları numuneler kırılarak elde edilmiştir. Deneylerden elde edilen sonuçlar karşılaştırıldığında en  fazla  eksenel  yük  taşıma  kapasitesine  sahip  kolonun  kare  enkesitli  kolon  numuneleri  olduğu belirlenmiş, fretle sarılmış kolon numunelerinde deplasmanların diğer  kolonlara göre daha az olduğu tespit edilmiştir

    Türkiye'deki Vahşi Kuşlarda Neospora caninum DNA'sının Varlığı

    Get PDF
    OBJECTIVE: Neospora caninum is a protozoon parasite that has a worldwide distribution and mainly causes abortion in cattle and current serological evidence shows that the disease may be also zoonotic. Wild birds play a role as a reservoir of the disease in nature. The study aimed to determine the prensence of N. caninum in wild birds. METHODS: In this study, the presence of neosporosis in wild birds (n=55) including 22 different species found in the western side of Turkey, was investigated by polymerase chain reaction (PCR). In addition, PCR positive samples were confirmed by sequencing, BLAST, and phylogenetic analysis using MEGA7. RESULTS: Obtained results showed that the presence of N. caninum DNA was 5.45% (3/55) in brain-heart homogenates wild birds. The bird species which were found positive for N. caninum were little owl (Athene noctua), common buzzard (Buteo buteo), and little tern (Sternula albifrons). According to phylogenetic analysis and BLAST, all samples were compatible with reference N. caninum isolates. CONCLUSION: To the best of authors' knowledge, this is the first study detecting N. caninum in little tern. In future studies, it may be interesting to investigate the prevalence of N. caninum in other wild animals to elucidate the transmission properties.Amaç: Neospora caninum, dünya çapında dağılım gösteren ve esas olarak sığırlarda düşüklere neden olan protozoon bir parazittir ve güncel serolojik kanıtlar hastalığın zoonotik olabileceğini göstermektedir. Yabani kuşlar, doğada hastalığın rezervuarı olarak rol oynamaktadır. Çalışma, yabani kuşlarda N. caninum varlığının belirlenmesini amaçladı. Yöntemler: Bu çalışmada, Türkiye’nin batısındaki 22 farklı yabani kuşta (n=55) neosporosis varlığı polimeraz zincir reaksiyon (PZR) ile araştırılmıştır. Ek olarak, PZR pozitif örnekler sekanslanarak MEGA7 kullanılarak BLAST ve filogenetik analiz ile doğrulanmıştır. Bulgular: Elde edilen sonuçlara göre, yabani kuşların beyin-kalp homojenatlarının %5,45’inde (3/55) N. caninum DNA’sı saptanmıştır. Kukumav (Athene noctua), bayağı şahin (Buteo buteo) ve küçük sumru (Sternula albifrons) N. caninum pozitif bulunan kuş türleridir. Filogenetik analiz ve BLAST sonuçlarına göre, tüm örnekler referans N. caninum izolatları ile uyumlu olarak tespit edilmiştir. Sonuç: Yazarların bildiği kadarıyla bu çalışma, küçük sumruda N. caninum tespit eden ilk çalışmadır. Gelecekteki çalışmalarda N. caninum bulaşma özelliklerini aydınlatmak amacıyla diğer vahşi hayvanlarda prevalansın araştırılması faydalı olabilir. Anahtar Kelimeler: Küçük sumru, Neospora caninum, PZR, Türkiye, vahşi kuşlar
    corecore