25 research outputs found

    INTRA-PARTY AUTOCRACY OF TURKEY’S PARTY SYSTEM

    Get PDF
    Democratic systems are unthinkable without political parties. Since its transition to multi-party politics in 1950, Turkey has enjoyed a stable yet limited level of stability in its multi-party system. Despite all the democratic experience in electoral politics for more than half a century, democracy exists only between, not within political parties in Turkey. The political culture of Turkey still tolerates one man-driven, charismatic leader parties administered with excessively centralized and authoritarian leadership structures. Turkey’s parties are still controlled mostly by men. What they differ is not the presence or absence of intra-party democracy, but their type of intra-party autocracy. This study explains the roots of party autocracy culture in Turkey’s parties. In doing so, it also develops a theoretical framework for comprehending and explaining intra-party democracy in democratic systems in general and in Turkey. It also specifies sociological, institutional and competitive criteria of intra-party democracy such as political culture, legal framework, preferences of individual actors as well as many others including gender quota, tolerance for dissent and the degree of power centralization

    Kılıçdaroğlu’s CHP: What Lies Ahead?

    Get PDF
    The unexpected switch of the CHP’s leadership from Deniz Baykal to Kemal Kılıçdaroğlu led to a series of debates about the party’s political future and its new place in the party system of Turkey. Most of the debates have focused on what exactly changed and what remained the same as a result of this switch. Kılıçdaroğlu’s speeches revealed signs for new directions in CHP’s discourse indeed, as they included novel issues such as intra-party democracy and empowering the party’s women and youth branches. The purpose of this policy brief is to propose ideas to the CHP as a social democratic party, so it can be a serious political alternative to the conservative AK Party. The CHP’s major target should be democratization to be achieved at two different levels: (a) institutional and (b) ideological. Institutional democratization requires establishing intra-party democracy, decentralization of power, as well as bringing ideological heterogeneity and political debates back to the party. Ideological democratization is about bringing ‘the left’ back to Turkish politics by embracing a progressive and social democratic discourse. This entails moving leftwards, a de-emphasis of nationalism and the adoption of a more egalitarian, less elitist, more libertarian, and more multiculturalist world vision.From Baykal’s CHP to Kılıçdaroğlu’s CHPInstitutional DemocratizationIdeological DemocratizationConclusion and DiscussionPublisher's Versio

    The repeat municipal elections of Istanbul, 2019: a new beginning for Istanbul and democracy in Turkey

    Get PDF
    The Istanbul repeat elections held on June 23, 2019 re-solidified the electoral defeat of the Justice and Development Party (AKP) in a major election. Earlier, the March 31, 2019 municipal election had already resulted surprisingly with the AKP’s loss of major provinces and metropolitan municipalities, Istanbul and Ankara in particular, to the main opposition Republican People’s Party (CHP) and its party-allies of the Nation Alliance. The CHP’s candidate Ekrem İmamoğlu won even more decisively this time, with more than 54% of Istanbul’s voters. These wins in the municipal and repeat-Istanbul elections provide an opportunity for a new democratic onset in Turkish politics. The CHP-led municipalities of Turkey in general, and the Istanbul municipality by İmamoğlu in particular, have the potential to become the driving force of a new wave of democratization in Turkey. This policy paper aims to lay out clearly some steps to be taken for that direction.Publisher's Versio

    Korona Günlerinde Başkanlık Seçimleri ve Trump

    Get PDF
    Işık Üniversitesi öğretim görevlileri tarafından Covid-19 Pandemisi'nin ele alındığı yazı dizisi serisinin "Korona Günlerinde Başkanlık Seçimleri ve Trump" konu başlıklı yayınıdır.Covid-19 virüsü salgını, siyaset bilimi açısından birçok yeni araştırma konusunun ortaya çıkmasına neden oldu. İlk akla gelen sorulardan biri "korona ile mücadelede demokrasiler mi otokrasiler mi daha başarılı?" oldu, ama bu sorunun yüzeyselliği kısa sürede anlaşıldı. Zira salgınla mücadelede başarılı ve başarısız olan demokrasiler olduğu gibi, başarılı ve başarısız olan otokrasilerin de olduğu görüldü. Sözgelimi İtalya ve İspanya başarısız demokrasiler iken Almanya ve Güney Kore başarılı demokrasiler, Çin görece başarılı sayılabilecek bir otokrasi iken İran başarısız sayabileceğimiz bir otokrasi örneği oldu. Demek ki demokrasi-otokrasi ekseni, salgınla mücadele başarısını açıklamada ya etkili değildi ya da yeterince etkili değildi ve başka etmenlere de bakmak gerekti. Demek ki rejimin demokratikliği yanında ülkelerin refah devleti ve sağlık sistem altyapısı, devlet-toplum ilişkileri, devletlerin ekonomik kapasiteleri, salgına hazırlıkları gibi birçok etmeni de içeren daha karmaşık bir analiz gerekmekteydi

    Capire la Turchia al di là dei Pregiudizi

    Get PDF
    Turkey's recent foreign policy orientation has both been lauded and criticized. While some analysts argue that Turkey is on the way to become a regional power through its «multi-stakeholder» foreign policies, others suggest that the country is now sliding away from its EU membership course and pro-Western policy choices towards the «Islamic» camp, especially considering the recent tension with Israel and divergence from US's policy on Iran. This article aims to provide a more balanced picture through an examination of Turkey's history of domestic politics and foreign policy

    The 2019 Municipal Elections in Turkey: A Democratic Earthquake

    Get PDF
    The 2019 municipal election had surprising consequences for both the incumbent and opposition actors in Turkey. The main opposition party won both Ankara and Istanbul for the first time in 25 years and swept the coastal provinces of the West and south. The Republican People’s Party’s (CHP) integrative coalition umbrella of secular-urban nationalists and Kurdish voters had a significant impact in winning in the west. Furthermore, the Justice and Development Party’s (AKP) political and electoral survival has come under question for the first time in years. If the CHP-won municipalities can take democratizing steps and perform well in local politics, the balance of power in the existing Turkish party system could radically change in favor of democratizing Turkey in the medium run

    Ulusaldan Küresele: Popülizm, Demokrasi, Güvenlik Konferansı

    Get PDF
    Öngörülmesi giderek güçleşen, sarsıntılı ve savrulmalı zamanlardan geçiyoruz. İkinci Dünya Savaşı ve Soğuk Savaş ortak deneyimleri sonrasında 1950’lerden ve 1990’lardan itibaren demokratik sistemlerin peş peşe dalgalarla meşrulaşacağı, yaygınlaşacağı ve güçleneceği öngörüsü hakimdi. Ancak son yıllarda yaşanan bazı gelişmelerle demokrasilerin geleceği tekrar sorgulanmaya başladı. Gerek 11 Eylül ile başlayan ve IŞİD ile devam eden ve şiddet içeren İslamcı radikalizm, gerek Batı demokrasilerinde popülist radikal sağ hareketlerin ve beyaz ırkçı grupların yükselişi ve iktidara gelişi, bir yandan güvenlik-özgürlük ikileminin demokrasi dengesini bozdu, bir yandan da hem demokratik sistemlerin hem dünya barışının geleceğini bizi tekrar sorgular, sorgulatır hale getirdi. Demokrasileri bildiğimizi zannediyoruz, ama demokrasiler ile ilgili daha öğrenmemiz gereken çok şey var. Demokrasi kaderimiz de geleceğimiz de olmak zorunda değil belki de. Ya da belki yanlış yerden soru sormaya başlıyoruz, belki demokrasi yerine yeni bir referansa ihtiyacımız var. Aslında demokrasileri çantada keklik görmeyip, sabırla büyütüp yeşertmek, geliştirmek, korumak, ileri safhalara taşımak ve bizden sonraki nesillere aktarmak bir sorumluluk, ve bu sorumluluk bizlere ait. Popülizm, demokrasi, güvenlik kavramlarının her biri bugün sıkça ve yaygın olarak kullandığımız kavramlar olarak gündelik sohbetlerimizin içine kadar girmiş durumda. Bu yaygın kullanımlarına rağmen her bir kavram, üzerine düşünmeye, tartışmaya ve değerlendirmeye tekrar tekrar olanak verecek derinlikte. Her bir tartışma bir diğerini açarken, farklı gibi görünen bu kavramların birbirleriyle kesiştikleri zeminler bulmak mümkün. Popülist liderlerin politikaları bütün siyaset yapma biçimlerini kendine çeken ya da kendinden uzaklaştıran eksenler yaratarak her ikisini de aynı anda besleyebiliyor. Popülist politikaya angaje olan liderler ve grupların yanında bu politikaya karşı mücadele eden kişiler ve kitleler de yok değil, ancak kimi zaman bu kitleler eleştirdiği bu siyaset biçiminin kurucu öznesi haline de gelebiliyor. Bunun karşısında tabandan gelen demokratikleşme talepleri ve popülist siyasetle beraber kurumsallaşan diğer politika yapma biçimleri, demokrasi anlayışımızı farklı yönlere çekebiliyor. Bu demokratikleşme talepleri kimi zaman olumlu karşılıklar alsa da, kimi zaman devletlerin güvenlik politikaları ile etkisizleştirilmeye ve bastırılmaya çalışılıyor. Güvenlik politikalarının alanı günümüz teknolojisi sebebiyle o kadar genişledi ki, bu politikanın nesnesi haline gelmemiş varlık ve alan bulmak neredeyse mümkün değil. Ulusaldan Küresele: Popülizm, Demokrasi, Güvenlik konferansımız bu alanların kendine özgülüklerini göz önünde bulundururken, aralarındaki kesişimleri de ortaya koyan pek çok değerli sunuma ev sahipliği yaptı. Konferansın düzenlenmesinde emeği geçen herkese, ve bu bildiri kitabında tam metinleri ve özetleri bulunan bütün katılımcılarımıza çok teşekkür ederiz.Publisher's Versio

    Forthcoming

    No full text
    [No abstract available

    The political causes of party closures in Turkey

    No full text
    Political parties are the integral components of democratic systems. Without political parties, democratic systems cannot function. Yet, not all political parties embrace the existing 'rules of the game'. After the experience with Nazi Germany and fascist Italy during the interwar period, dealing with anti-systemic parties has become a central debate in democratic systems. Even though party closures have taken place in some European democracies, the high frequency of party closures in Turkey raised criticisms that Turkey has become the 'graveyard' of political parties. Since the 1960s, a total of 27 parties were banned in Turkey. The purpose of this article is to provide a comparative analysis of the justifications of party closures in Turkey. In doing so, the article examines two major political causes of party closures on two major party traditions in Turkey: (1) Political Islamists and violation of secularism (separation of religion and politics) and (2) Kurdish left and violation of territorial integrity/national unity.Publisher's Versio

    Aşırı Sağ ve Demokrasi

    No full text
    1980'lerden bu yana birçok demokraside aşırı sağ partilerin seçmen desteğindeki yükselişine şahit olmaktayız. Bu yükseliş, demokratik sistemlerin tehlike altında olduğu yönünde genel bir endişe uyandırmıştır. Bu endişenin oluşmasının başlıca nedeni, aşırı sağ partilerin otoriter ve dışlayıcı politikaları savunması ve demokratik kurum ve uygulamaları sert bir dille eleştirmesidir. Bu çalışmanın başlıca amacı, aşırı sağ partilerin demokratik siyaseti doğrudan veya dolaylı olarak nasıl etkileyebileceğini irdelemek ve bu bağlamda demokrasilerin geleceği ile ilgili duyulan endişenin ne derece haklı bir endişe olduğunu araştırmaktır. Hangi partilerin aşırı sağ parti kategorisinde yer aldığı tespit edildikten sonra çalışma üç aşamada ilerlemektedir. Öncelikle aşırı sağ partilerin oy oranlarına bakılarak bu partilerin seçim performanslarının kendilerine ne derecede siyasi etkinlik sağladığı araştırılmaktadır. Sonrasında ise aşırı sağ partilere verilen oyların ne derece ideolojik, ne derece protesto oyu olduğuna bakılmaktadır. Bulgular ideolojik yakınlığın bu partilere oy verme üzerindeki etkisinin daha kuvvetli olduğunu gösterse de, yakın gelecekte aşırı sağın oy oranında önemli bir artış öngörülmemektedir. Bunun üzerine son aşamada aşırı sağ dışındaki partilerin son otuz yıl içinde aşırı sağ partilere ne derecede benzedikleri sorusu sorulmaktadır. Karşılaştırmalı Manifesto Projesi kapsamındaki sayısal veri kullanılarak yapılan analiz, toplam 19 demokrasideki demokratik partilerin önemli bir kısmının otoriter sağ temaları benimsediğini ve ideolojik anlamda sağa kaydığını göstermektedir. Çalışmanın sonucu, demokratik siyaset üzerindeki tehlikenin aşığı sağ partilerden ziyade diğer partilerden gelebileceğine işaret etmektedir.1. Bask
    corecore