60 research outputs found

    Comparison of the results of irrigated monopolar and bipolar radiofrequency ablation for the surgical treatment of atrial fibrillation

    No full text
    İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Kalp ve Damar Cerrahisi Anabilim DalıAtriyal Fibrilasyon (AF) genel popülasyonun % 0,4 ‘ünü etkileyen en sık aritmi olup, ilerleyen yaslarda bu oran daha da yükselmektedir. AF’ ye bağlı olarak sistemik tromboemboli, kalp yetersizliği, hemodinamik bozukluklar, çarpıntı hissi ve huzursuzluk görülebilmektedir. Sinüs ritminin (SR) sağlanması amacıyla medikal tedavi seçeneklerinin yanı sıra, farklı cerrahi yöntemler geliştirilmiş, ‘Maze prosedürü’ % 99 oranındaki başarısıyla bu alanda altın standart olmuştur. Ancak bu operasyonun zorluğu ve zaman alması sebebiyle, başarı oranı yüksek olan daha basit yöntemler geliştirilmiştir. Radyofrekans (RF) enerji ile uygulanan irrigasyonlu ‘monopolar’ ve ‘bipolar’ ablasyon bu yöntemlerden ikisidir. Çalışmanın amacı; kalıcı atriyal fibrilasyonun cerrahi tedavisinde irrigasyonlu monopolar ve bipolar radyofrekans ablasyonun ameliyat sonrası morbidite ve mortalite açısından karşılaştırılmasıdır. Açık kalp ameliyatı olan ve en az 6 aylık AF hikayesine sahip iki grup hasta randomize seçildi ve geriye dönük olarak incelendi. 1.gruptaki hastalar irrigasyonlu monopolar RF ablasyon; 2.gruptaki hastalar ise irrigasyonlu bipolar RF ablasyon uygulanan hastalardı. Her iki grup birbiriyle cinsiyet, yas, ameliyat sonrası ritm durumu, postop atriyal transport fonksiyonu, postop takip süresi, preop mitral patoloji, preop sol atriyum çapı, preop sol ventrikül fonksiyonu, preop koroner arter hastalığı (KAH), uygulanan cerrahi müdahale, kardiyopulmoner bypass (KPB) ve aortik krosklemp (AKK) süresi, preop ve postop NYHA (New York Heart Association) değerleri, postop ilaç tedavisi, operasyon sonrası tekrar hastaneye yatış ve mortalite yönünden karşılaştırıldı. Hastaların tamamına kontrollerinde elektrokardiyogram (EKG) takibi yapıldı. Ritm durumları incelenen ve SR’nde görülen hastaların transtorasik ekokardiyografi (TTE) ile atriyal transport fonksiyonları incelendi. Hastaların kontrollerinde fizik muayeneleri yapılarak anamnezleri, postop fonksiyonel kapasiteleri ve kullandıkları ilaçlar değerlendirildi. Sonuçlar değerlendirildiğinde: Grup I’ de AF dısı ritm 11,58±4,02 aylık takip süresi sonunda % 83,3; Grup II’ de ise 9,34 ± 3,24 aylık takip sonunda % 68,8 olarak bulundu. AF dısı ritmdeki hastalarda atriyal transport fonksiyonu Grup I’ de % 76 hastada; Grup II’ de ise 5 % 72,7 hastada saptandı. Grup I’ de 1(% 3,4), Grup II’ de ise 1(% 3,1) hastaya kalıcı pacemaker implantasyonunun yapılmış olduğu belirlendi. Gruplar yukarıdaki parametreler yönünden karşılaştırıldığında; Grup I’ de yas ortalaması (54,26±10,79), Grup II’ ye göre (60,03 ± 12,74) daha düşüktü ( p=0,067); Grup I’ de takip süresi Grup II’ den daha uzundu (p=0,021); preop mitral patoloji, sol atriyum çapı, sol ventrikül fonksiyonları ve KAH varlığı açısından gruplar arasında farklılık saptanmadı; Grup II’ de KPB ve AKK süreleri Grup I’ den daha kısaydı (p =0,001; p=0,006); her iki grup kontrollerindeki NYHA değerleri açısından farklı değildi (p=0,286). Her iki gruptaki hastaların medikal tedavilerinde, daha sıklıkla ritm kontrolünün yapıldığı ve çarpıntı şikâyeti açısından farklı olmadıkları görüldü. Grup I’ de 3 hasta (% 9,7) kanama şikâyeti ile hastaneye yatırıldı; tromboemboliye gruplarda rastlanmadı; Grup I’ de 1 hastada (% 3,2) geç mortalite görüldü. Grup II’ de hastane yatısı ve mortalite görülmedi. Sonuç olarak, açık kalp ameliyatı planlanan kalıcı AF ritmindeki hastalara uygulanan irrigasyonlu monopolar ve bipolar RF ablasyonun güvenli ve etkin yöntemler oldukları görülmekle beraber, ameliyat sonrası morbidite ve mortalite açısından birbirlerine belirgin üstünlük göstermeyerek, benzer sonuçlarının olduğu görüldü.Atrial fibrillation (AF) is the most common arrhytmia leading to thromboemboli, cardiac failure and hemodynamic instability. Surgical ‘maze procedure’ is the gold standart with high success rate, but it is complex and difficult procedure. Surgical ablation with irrigated monopolar and bipolar radiofrequency energy are two of the alternative methods for this procedure with reasonable success rates. The purpose of this study is to compare the results of monopolar and bipolar irrigated RF ablation in patients with a history of AF for more than 6 months. Postoperative rhythm status, atrial transport function, functional classes, morbidity and mortality were studied retrospectively for both groups.All patients are screened for the presence of atrial transport function with transthoracic echocardiography after documentation of the sinus rhythm. Folow-up time and rate of sinus rhythm in Group I and group II were 11,5±4 months and 83,3 % and 9,3 ± 3,2 months and 68,8 % respectively. Atrial transport function for group I and group II were 76 % and 72 %. In each group, only one patient has undergone to the permanent pacemaker implantation (3,4 % and 3,1 %). Aortic clemp and perfusion time in group I were longer than the other group (p=0,006, p=0,001). There was only one late mortality (3,2 %) after monopolar ablation. In this study, no significant difference was seen between two ablation procedures in terms of postop morbidity and mortality. rrigated monopolar and bipolar RF ablation are both safe and effective procedures for the patients undergoing open heart surgery with chronic AF

    Esansiyel trombositozu olan hastada periferik baypas greft cerrahisi: Damar cerrahı neleri bilmeli?

    No full text
    İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi.Hypercoagulable states can be associated with native arterial and arterial graft thrombosis. Other than congenital protein deficiencies, myeloproliferative disorders may also lead to thrombotic vascular events. Essential thrombocytosis (ET) is a rare cause for peripheral arterial thrombosis and associated extremity ischemia. In this article, we present a 57-year-old male who was admitted with rest pain and non-healing ulcers on the left toe and diagnosed with an isolated severe stenosis of superficial femoral artery due to ET. This report also reviews the literature on ET which may cause extremity ischemia, and clinical management of this rare pathology from the surgical point of view.Hiperkoagülasyon durumları nativ arter ve arteriyel greft trombozuna neden olabilir. Doğuştan protein eksiklikleri dışında, miyeloproliferatif hastalıklar da trombotik vasküler olaylara yol açabilir. Esansiyel trombositoz (ET), periferik arter trombozu ve buna bağlı bacak iskemisinin nadir bir nedenidir. Bu yazıda, istirahat ağrısı ve sol ayak başparmağında iyileşmeyen iskemik ülser ile başvuran ve ET'ye sekonder tromboz ve buna bağlı şiddetli yüzeyel femoral arter stenozu tanısı konan 57 yaşında bir erkek olgu sunuldu. Ayrıca bu yazıda, bacak iskemisine neden olan ET literatür bilgileri ışığında gözden geçirildi ve bu ender patolojinin klinik tedavisi cerrahi bakış açısıyla sunuldu

    Barorefleks yetersizlik sendromu: İki taraflı karotis cisim tümörü eksizyonunun nadir bir komplikasyonu

    No full text
    İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi.Baroreflex failure syndrome is a rare disorder seen after bilateral carotid body tumor resection. Iatrogenic injuries to the baroreceptor reflex arc cause fluctuations in blood pressure with hypertensive attacks or hypotensive episodes. A 43-year-old woman underwent bilateral carotid body tumor resection with one-week interval for a hypervascular tumor, 78x50x45 mm in size, at the right carotid artery bifurcation and a smaller tumor (50x30x20 mm) in the contralateral neck. Blood pressure of the patient became significantly unstable after excision of the second tumor, with hypertensive attacks up to 220/140 mmHg, accompanied by episodes of severe frontal headache, nausea, vomiting, skin flushing, and synchronous sinus tachycardia of 130 beats/min. Intermittent episodes of hypotension and bradycardia were also noted. The patient was clinically diagnosed as having baroreflex failure syndrome. The symptoms of the patient improved with medical therapy including clonidine, low dose beta-blocker, metoprolol, and a sedative. During 10 months of follow-up, she was generally well with residual episodes of hypertension about twice a month. In patients with bilateral carotid body tumors, unilateral excision of the greater tumor and a conservative approach for the contralateral tumor seem to be a more convenient approach to prevent baroreflex failure.Barorefleks yetersizlik sendromu, iki taraflı karotis cisim tümörü rezeksizyonundan sonra görülen nadir bir hastalıktır. Baroreseptör refleks sisteminde oluşan iyatrojenik hasar genellikle hipertansif ve hipotansif atakların peşpeşe görüldüğü kan basıncında dönemsel dalgalanmalara yol açar. Kırk üç yaşında kadın hastaya bir hafta arayla, sağ karotis arter bifürkasyonunda hipervasküler bir tümör (78x50x45 mm) ve sol tarafta daha küçük (50x30x20 mm) bir tümör nedeniyle iki taraflı karotis cisim tümörü rezeksizyonu yapıldı. İkinci tümör ameliyatından sonra hastanın kan basıncı belirgin olarak düzensiz seyretmeye başladı. Kan basıncının 220/140 mmHg’ye ve eşzamanlı olarak kalp hızının 130/dakikaya yükseldiği dönemlerde frontal başağrısı, mide bulantısı, kusma ve ciltte sıcaklık görüldü. Ayrıca, aralıklı hipotansiyon atakları ve bradikardi de gözlendi. Hastaya klinik olarak barorefleks yetersizlik sendromu tanısı kondu. Semptomlar klonidin, düşük doz beta-bloker, metoprolol ve sedatif içeren ilaç tedavisiyle belirgin iyileşme gösterdi. On aylık takip sırasında durumu genel olarak iyi seyreden hastada, yaklaşık ayda iki kez olmak üzere hipertansiyon atakları devam etti. İki taraflı karotis cisim tümörü olan hastalarda, barorefleks yetersizlik sendromunun önlenmesi için, daha büyük tümörün tek taraflı eksizyonu ve karşı taraftaki tümörün klinik takibi daha uygun bir yaklaşım görünmektedir

    Robotic Mitral Valve Replacement in Pectus Excavatum

    No full text
    Exposure of the mitral valve can be challenging using conventional sternotomy and thoracotomy incisions in patients with pectus deformity. We report the use of a robotic approach to replace a rheumatic mitral valve in a patient with pectus excavatum. doi: 10.1111/jocs.12740 (J Card Surg 2016;31:306-308

    Clinical outcomes of mitral valve repair: a single-center experience in 100 patients

    No full text
    Background: In this study, we evaluated the clinical outcomes of valve repair for mitral regurgitation (MR) and mitral stenosis

    Effect of Electrocautery on Endothelial Integrity of the Internal Thoracic Artery: Ultrastructural Analysis with Transmission Electron Microscopy

    No full text
    The internal thoracic artery (ITA) is typically harvested from the chest wall by means of conventional electrocautery. We investigated the effects of electrocautery on endothelial-cell and vessel-wall morphology at the ultrastructural level during ITA harvesting
    corecore