7 research outputs found

    Asit etyolojisinin belirlenmesinde radyolojik yöntemlerin yeri

    No full text
    Amaç: Asit etyoiojisinin saptanmasında klinik yaklaşım, US ve BT gibi radyolojik yöntemlerin tanısal değerlerinin belirlemesi, Gereç ve yöntem: Asit etyoiojisinin belirlenmesi amacıyla, radyoloji departmanımıza gönderilen ya da başka bir nedenle araştırılma aşamasında asit saptanan yetişkin olgular çalışma kapsamına alındı. Böbrek fonksiyonları bozuk olgular çalışma kapsamı dışında tutuldu. Tüm olgular abdominopelvik US ve BT tetkikleri ile incelendi. Radyolojik yöntemlerle eş zamanlı olarak, abdominal parasentez yoluyla alınan asit materyalinin analizleri yapıldı. US ve BT tetkikleri, olguların klinik bulgularından ve patolojik sonuçlarından habersiz iki ayrı radyolojist tarafından kör olarak değerlendirildi. Değerlendirme sonuçları önceden standartize edilen formlara kaydedildi. Asit sıvısının laboratuvar analizlerine dayanarak her olgu için serum-asit albumin gradienti hesaplandı.US ve BT'de septa-debris varlığı, eşlik eden organ patolojisi, omental kek, barsak duvarı kalınlaşması, peritoneal implant, lenf nodu, portal ven çapı, safra kesesi duvar kalınlığı, plevral efüzyon, kollateral vasküleryapı ve kavernöz transformasyon araştırıldı. Tüm olguların patolojik tanısında, biyopsi veya cerrahi sonucu altın standart olarakalındı. Bulgular: Yaşları 25 ile 66 arasında değişen (ort. 53. 9±10. 9), 15'i erkek (% 53), 13'ü kadın (% 47) toplam 28 olgu çalışma kapsamında incelendi. Ondördünde (%50) malign, 14'ünde (%50) benign nedenlerin söz konusu olduğu olgularda; kesin tanı sekiz (%29) olguda cerrahi, 20 olguda (%71) biyopsi ile konuldu. Olguların tanıları tablo 4'te sunulmuştur. US ve BT arasında patolojileri saptama açısından yapılan karşılaştırmada, US"nin safra kesesi duvar kalınlığını değerlendirmede BT'ye oranla anlamlı derecede üstün olduğu tespit edildi (p0, 05). Benign ve malign olgular açısından, patolojiler arasında farklılık araştırıldığında omental kalınlaşma (11 olgu, p0.05) (tablo 6) SAAG değerleri 1.1 eşik değeri veüzerinde bulunan 14 olgudan 11 'i karaciğer sirozu olgusu, birisi otoimmün hepatit, ikisi karaciğer metastatik adenokanser tanısı aldı. SAAG değerleri 1.1 eşik değerinin altında bulunan 14 olgudan 12'sinde malign nedenler varken, ikisine tüberkülozperitoniti tanısı kondu. SAAG özgüllüğü %100 olarak bulundu. Sonuç: Benign-malign olguların ayrımında US ve BT'nin birbiriyle uyumlu sonuçlar vermektedir. Malign olgularda omental kalınlaşma, barsak duvarı kalınlaşması ve peritoneal implant daha sık görülmesine rağmen, bahsedilen bulgular ayırıcı tanıya yetecek kadar duyarlı değildir. Bu bulguların bir arada olduğu durumda, özgüllük artarak %98'e ulaşmaktadır

    Pictorial essay: Atypical pulmonary metastases: Radiologic appearances

    No full text

    Investigation of Retinal Microvascular Findings in patients with Coronary Artery Disease

    No full text
    Objectives: Retinal microvascular anomalies may be a marker for cardiovascular diseases. Our aim in this study was to investigate the utility of ocular fundoscopic examination as a noninvasive method in specifying the patients who carry a risk for coronary artery disease. Material and Method: Patients who were diagnosed with coronary artery disease by coronary angiography were included in our study. Bilateral fundoscopic examination was performed in these patients. Fundoscopic findings and risk factors for coronary artery disease were evaluated. Results: This study enrolled 100 patients (male: 72 (72%), mean age: 58.25±7.1) who were diagnosed with coronary artery disease by coronary angiography. Upon fundoscopic examination, 87% of the study population had atherosclerotic changes. Grade I atherosclerosis was found in 54% of the patients, grade II atherosclerosis was found in 32% of the patients and grade III atherosclerosis was found in 1% of the patients. Increased retinal tortuosity was present in 65% of the patients. Hollenhorst plaque was observed in 3 patients. Drusenoid bodies were observed with a statistically significantly higher rate in the patients who were not using clopidogrel compared to the patients who were using clopidogrel (p<0.001). Conclusions: Retinal findings are frequently found in patients with coronary artery disease. Therefore, fundoscopic examination is a noninvasive and feasible examination method which can be frequently used in the evaluation of cardiac functions
    corecore