5 research outputs found

    Réné Girard’ın Şiddet Kavramının “Rite of Spring” Performansı Üzerinden İncelenmesi

    No full text
    Bu çalışmada, Réné Girard’ın Şiddet ve Kutsal kitabında sıkça yer verdiği şiddet kavramını,Dans Tiyatrosu öncülerinden Pina Bausch’un yönetmenliğini yaptığı Rite of Spring (BaharAyini) adlı performansında Girard’ın bakış açısı ışığında şiddetin ve kutsal olanın arayışınagirilecektir. 1970’ li yıllarda Almanya’da ortaya çıkan, Pina Bausch’un öncülüğünü yaptığıDans Tiyatrosu akımı, dans ile tiyatronun ortak bir noktada birleşip, bu iki sanatın estetiğiniharmanlayan bir uygulama alanı olmuştur. Pina Bausch, başına geçtiği Wuppertal DansTiyatrosunda hareketin matematiğinden ziyade, içsel duyguların getirdiği doğaçlamahareketin özgünlüğünü kendisine yöntem olarak belirlemiştir. Bausch’un yöntemsizdenebilecek özgürlükte gerçekleştirdiği dans çalışmalarını, nasıl estetik bir bütünlük halindeve güçlü duygular eşliğinde sahnelediği bilinmektedir. Şiddet kavramı, Girard’ın tabiriyleinsanın içinde hep var olan yaşamsal bir dürtü olduğundan; Bausch da çalışmalarınınmerkezine insanın içsel dürtülerini yerleştirdiği için, bazı Dans Tiyatrosu performanslarındabu kavrama sıkça yer vermiştir.Réné Girard şiddet ve kutsal kavramlarını, kitabında ilk çağlardan başlayarak ama ağırlıklıolarak Antik Yunan Tragedyaları üzerinden sunar. Bu çalışmanın amacı, Girard’ın şiddetkavramıyla Antik Yunan oyunları üzerinden yapmış olduğu incelemeyi, postmodernzamanlarda bir dans tiyatrosu, bir performans üzerinden değerlendirerek saptamalaryapmaktır. Çalışmanın temelini Girard’ın şiddet ve kutsal kavramları oluşturacaktır. Bubahsedilen kavramlarla birlikte Bausch’un Rite of Spring performansı incelenecek, kavramlarperformans içerisinde karşılayan örnekler saptanarak çözümlemeler yapılacaktır.İnsanlığın ve dinin var oluşundan bu yana, topluluklar, bolluk ve bereket getireceğineinandıkları ritüeller düzenlerler. Pina Bausch’un Rite of Spring performansının genel akışınabakıldığında da toplum içerisinde ortaya çıkmış kaosu, kozmosa dönüştürmek ve yeni birdöngüye girmek amacıyla yapılan kapsamlı bir ritüel gerçekleştirilir. İncelenecekperformansta yer alan şiddetin boyutu ve şekli Girard rehberliğinde, çalışmanın belirleyiciözelliklerinden olacaktır.&nbsp;</p

    Pina Bausch’un Rite of Spring Performansının Réné Girard’ın Şiddet ve Kurban Kavramları Üzerinden İncelenmesi

    No full text
    Bu çalışmada, Réné Girard’ın Şiddet ve Kutsal kitabında sıkça yer verdiği şiddet kavramını, Dans Tiyatrosu öncülerinden Pina Bausch’un yönetmenliğini yaptığı Rite of Spring (Bahar Ayini) adlı performansında Girard’ın bakış açısı ışığında şiddetin ve kutsal olanın arayışına girilecektir. 1970’li yıllarda Almanya’da yaygınlık kazanan, Pina Bausch’un öncülüğünü yaptığı Dans Tiyatrosu akımı, dans ile tiyatronun ortak bir noktada birleşip, bu iki sanatın estetiğini harmanlayan bir uygulama alanı olmuştur. Pina Bausch, başına geçtiği Wuppertal Dans Tiyatrosunda hareketin matematiğinden ziyade, içsel duyguların getirdiği doğaçlama hareketin özgünlüğünü kendisine yöntem olarak belirlemiştir. Bausch’un yöntemsiz denebilecek özgürlükte gerçekleştirdiği dans çalışmalarını, nasıl estetik bir bütünlük halinde ve güçlü duygular eşliğinde sahnelediği bilinmektedir. Şiddet kavramı, Girard’ın tabiriyle insanın içinde hep var olan yaşamsal bir dürtü olduğundan; Bausch da çalışmalarının merkezine insanın içsel dürtülerini yerleştirdiği için, bazı Dans Tiyatrosu performanslarında bu kavrama sıkça yer vermiştir. Girard, şiddetin sağaltılması için bir araç olarak kurban mekanizmasının işlevselliğini önerir. Bu mekanizmanın Rite of Spring performansındaki uygulaması ve yaşanan sürecin sonuçları da çalışmanın bir izleği olacaktır. Çalışmada analizsel araştırma yöntemi kullanılmış olup, Bausch’un dans performansının içinde yer alan şiddet ve kurban olgularının izi sürülerek Girard’ın kuramı üstüne bir okuma yapılmıştır. Ulaşılacak sonuçla birlikte bedensel bir performans üstünde, kuramsal derinliği olan iki ana kavramın eşik aşamaları ve şekillenişi ortaya konmaya çalışılacaktır.In this study, the concept of violence, which is frequently mentioned in Réné Girard's Violence and Sacred book, will be searched for violence and the sacred in the light of Girard's point of view in his performance called Rite of Spring directed by Pina Bausch, one of the pioneers of Dance Theater. The Dance Theater movement, which emerged in Germany in the 1970s and pioneered by Pina Bausch, has become a field of practice that combines the aesthetics of these two arts by combining dance and theater at a common point. Pina Bausch, in the Wuppertal Dance Theater, where she was the head, determined the originality of the improvisational movement brought by inner emotions, rather than the mathematics of the movement, as her method. It is known how Bausch staged his dance works, which he performed in a freedom that can be said to be methodless, in an aesthetic integrity and accompanied by strong emotions. The concept of violence, as Girard puts it, is a vital impulse that is always present in human beings; Since Bausch also places the inner impulses of human beings at the center of his works, he has frequently included this concept in some of his Dance Theater performances. Girard, proposes the functionality of the victim mechanism as a tool for the treatment of violence, the application of this mechanism in the Rite of Spring performance and the results of the process will also be a theme of the study. In the study, the analytical research method was used, and a reading was made on Girard's theory by tracing the violence and victim phenomena in Bausch's dance performance. With the result to be reached, the threshold stages and shaping of two main concepts with theoretical depth on a bodily performance will be tried to be revealed

    Mitolojik Kahramanın Yolculuğundan Modern Kahramanın Yolculuğuna: Kaspar

    No full text
    Çalışmanın amacı, Joseph Campbell’ın kahramanın yolculuğu izleğinde yer alan, kahramanın kendi serüveni içerisinde başladığı yolculuk, karşısına çıkan güçlükler ve yolculuk sonucunda ulaşması gereken erginlenme eşiğiyle oluşan kahraman olma durumunu ele almaktır. Peter Handke’nin Kaspar adlı oyununda, modern bir kahramanın erginlenme aşamalarının bir incelemesi yapılarak, mitolojik kahramanla karşılaştırmaya gidilmektedir. Bu araştırma sırasında mitolojik kahramanla modern kahraman arasındaki benzerlik ve uyuşmazlıklar belirlenerek modern kahramanın Campbell’ın Kahramanın Sonsuz Yolculuğu kitabında anlattığı kahraman olma aşamalarını ne boyutta karşıladığı tartışılmaktadır. Mitolojik kahraman, bütün eşik aşamalarını ve kahraman izleğini sırasıyla geçirerek erginlenme durumuna ulaşabilir. Modern kahramana bakıldığı zaman ise bu izlekte çelişkilerle karşılaşılır. Bu çelişkilerin kahramanın yolculuğunu ne derece sekteye uğrattığı ve sonuca varırken bir engel teşkil edip etmediği çalışmanın izleğinde takip edilen problem durumu olacaktır. Çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmış olup kuramsal derinliği olan bir konu, bir tiyatro metni içerisinde araştırmaya gidilmiştir. Sonuç kısmında ise mitolojik kahramanın yolculuk aşamalarının modern kahramanla bir araya getirildiğinde ulaşılan nokta belirlenmeye çalışılacaktır.</p
    corecore