17 research outputs found

    Prevalence and distribution of oral mucosal lesions in an adult turkish population

    Get PDF
    Abstract Objectives: The purpose of this study was to assess the prevalence and distribution of oral mucosal lesions in a Turkish adult population.Material and methods: Five thousand consecutive patients were examined during routine dental treatment. Some of the mucosal changes were diagnosed solely by clinical examination. When clinical features were not diagnostic, a biopsy was undertaken. Chi-square test was used to analyze the data.Results: The overall incidence of oral mucosal changes or lesions was 15.5%. The lesions were classifi ed as anatomic changes, ulcerated lesions, tongue lesions, white lesions, benign lesions, color alterations, and malignant lesions. Anatomic changes (7%), ulcerated lesions (6.6%), and tongue lesions (4.6%) were the most common lesions.White lesions were observed in 2.2% of all patients. Among the white lesions, leukoplakia was identifi ed in men 4 times more frequently than it was in women. Benign lesions and color alterations were identifi ed in 1.6% and 1.2% of all patients, respectively. In addition, 3 patients (0.06%) were diagnosed as having squamous cell carcinoma, and 1 patient (0.02%) was diagnosed as having adenocarcinoma. There was a statistically signifi cant relation between smoking and the occurrence of mucosal lesions whereas no relation was found between alcohol consumption and mucosal lesion occurrence. Besides, no relation was found between systemic diseases and oral mucosal lesion occurrence.Conclusions: This study has provided information about the epidemiologic aspects of oral mucosal lesions that may prove valuable in planning of future oral health studies

    Gömülü kaninlerin transmigrasyon insidansının belirlenmesi

    Get PDF
    Amaç: Bu çalışmanı amacı gömülü kanin dişler arsında transmigrant kanin insidansının belirlenmesi ve transmigrant kanin dişlerinin değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada Ankara Üniversitesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi Anabilim Dalında 2012 yılında tarafımızdan gömülü kanin diş sebebiyle muayene ve tedavi edilmiş 121 hastaya ait (36 erkek, 85 kadın) klinik ve panoramik radyografi görüntüleri retrospektif olarak analiz edilmiş ve transmigrant kanin içeren vakalar yaş, cinsiyet, pozisyon, lokalizasyon,tedavi protokolleri ve sınıflama açısından istatistiksel olarak değerlendirilmiş ve görülme sıklığı belirlenmiştir. Bulgular: 4 hasta veri eksikliği nedeniyle çalışma dışı bırakılmıştır. 117 hastada 146 kanin dişinin içerisinde 3 ü üst çene (1 erkek, 2 kadın) 10’u alt çene(2 erkek, 8 kadın) de olmak üzere 13 (3 erkek,10 kadın) tek taraflı transmigrant kanin bulunmuştur. Ortalama yaş 32.38 olarak tespit edilmiştir. Alt çenede görülenlerde Sınıf 1(%50) en sık rastlanılan pozisyon olmuştur. 8 dişin tedavisi çekim ile yapılırken 5 dişin tedavisinde takipyapılması uygun görülmüştür.. Gömülü kaninler arasında transmigrasyon görülme insidansı %8.90 olup bu oran üst çenede %2.52 olarak bulunmuşken alt çenede %37.03 olarak belirlenmiştir.Sonuçlar: Transmigrasyon görülme insidansı alt çenede üst çeneye oranla istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksektir (p<0.05). Diş hekimlerinin yalnızca klinik muayene ile tespit edilemeyecek transmigrasyon ile karşılaşabileceklerinin farkında olmaları ve radyografik muayenelerini ihmal etmemeleri gerekmektedir.Anahtar Kelimeler: transmigrasyon; gömülü kanin; alt çene; üst çen

    Halitozisin DMFT indeksi ile ilişkisi

    Get PDF
    Çalışmada Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi öğrencilerinin ağız diş sağlığı durumları, ağız bakım alışkanlıkları ve halitozis prevelansı ile ilişkileri değerlendirilmiştir.Bu çalışma Diş Hekimliği Fakültesindeki tümsınıflarında okuyan ve çalışmaya katılmak isteyen 268 öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. 268 öğrenciye bir anket formu uygulanmış, ağız muayeneleri yapılmış DMFT indeksleri hesaplanmıştır.Bu öğrencilerin halitozisleri, halimeter ve organoleptik ölçümleri yapılarak değerlendirilmiştir. Araştırmada yer alan diş hekimliği fakültesiöğrencilerinde çürük, eksik ve dolgulu, diş DMFT puan ortalaması sırasıyla 0.8±1.2, 2.9±3.03, 0.2±0.7, dir. 1.sınıf öğrencilerine göre 5.sınıföğrencilerinde DMFT istatistiksel olarak daha yüksek bulunmuştur p0,05 .Çalışmada diş hekimliği fakültesi öğrencilerinin DMFT indeksi ile halitozis ilişkisideğerlendirilmiştir. DMFT ortalaması 4,02±3,3dir. Halitozis varlığı ve DMFT indeksi arasındaistatistiksel bir anlamlılık bulunmamasına rağmenDMFT indeksinin 5 . sınıf öğrencilerinde yüksekolması öğrencilerin ağız hijyeni ile ilgili eğitimlerine önem vermeleri gerektiğini göstermişti

    Diş Hekimliği Fakültesi öğrencilerinde halitozis ve etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi

    No full text
    Çalışma; diş hekimliği fakültesi öğrencilerindeki halitozis varlığını belirlemek, bunu etkileyen faktörleri değerlendirilmek ayrıca diş hekimliği eğitiminin öğrencilerin oral hijyen alışkanlıklarına etkilerini ortaya çıkarabilmek amacıyla yapılmıştır.Bu amaçla, 2007-2008 öğretim yılında tümsınıflarda toplam 268 öğrenciye halitoziseyönelik anket formu uygulanmış, halitozis; halimeter ve organoleptik ölçümlerle değerlendirilmiştir.İstatistiksel değerlendirmeler; SPSS 11.5 kullanılarak yüzde dağılımları, ki kare ve Mann WhitneyU testi uygulanarak yapılmıştır. Araştırma kapsamında yer alan 268 dişhekimliği fakültesi öğrencisinin anket formundakiağız kokusu şikayetlerine yönelik sorulara vermişoldukları yanıtlar ve cinsiyetleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunamamıştır. Dişfırçalama sıklığı, arayüz temizliği ve sigara kullanımı ile cinsiyet arasında istatistiksel olarakanlamlı bir farklılık bulunmuştur

    Çoklu diş anomalisi: bir vaka raporu

    No full text
    Bir dişin oluşumu sırasında, diş germinin bir kısmı ya da tamamı sistemik, lokal, ya da kalıtsal nedenlerle etkilenebilir. Dişin kalsifikasyonuna kadar şekillendirici hücrelerin bu durumdan etkilenmesi sonucu sayı, boyut, şekil, pozisyon, sürme ve yapısal anomaliler gelişebilir. Füzyon diş sert dokularının şeklini etkileyen gelişimsel bir anomalidir. Bu durum gelişmekte olan iki diş germinin katılmasıyla sonuçlanan bir tek genişlemiş diş olarak tanımlanır. Süpernümerer kökler en sık mandibular kanin, maksiller küçük azı ve azı dişlerinde görülen dental anomalilerdir. Nadiren maksiller ön dişlerde ve mandibular kesici dişlerde bulunur

    New Classification of Intraoral Phosphor Plate Artifacts Based on Literature Review

    Get PDF
    AIM: Artifacts (error) encountered in phosphor plates (PSP) used in intraoral digital imaging were evaluated under a new classification. METHODS: In our study, when obtaining images with intraoral phosphor plates, artifacts before, during, after the irradiation and artifacts caused by the scanner were determined according to review of the literature. RESULTS: Intraoral radiographs are obtained while many artifacts are encountered. These artifacts can occur in both conventional and digital systems. Artifacts that ocur before irradiation such as scratches, cracks, fingerprints, dust particles, bite marks, plate edge peeling; during irradiation such as positioning error, motion artifact, shooting from different angles errors, cone-cut, double image, light-dark images, glare, fading, revers irradiation , refraction, distortion; after irradiation such as irregular image density, noise, writing artifact, fingerprints, fading artifacts; and depending on the scanner artifacts such as inclined placement, a parallel line to scan direction, dust fragment, plate size determination error has been shown to be visible. CONCLUSION: An inaccurate image with no diagnostic value requires regeneration. For this reason, knowing the causes of artifacts in radiographic images is important for the patient, the environment, and the practitioner to prevent unnecessary x-rays (radiation)

    Transmigrant mandibuler kanin: bir olgu sunumu

    Get PDF
    Transmigrasyon; gömük kalmış, diş arkında yerini alamamış olan kanin dişinin herhangi bir patoloji veya travma olmaksızın orta hattı geçip karşıt arka yerleşmesiyle gelişir. Transmigrasyonun etiyolojisi tam olarak bilinmemekle beraber embriyonal dönemdeki diş gelişimi esnasında dental laminanın malpozisyonu ile ilişkilendirilmektedir.Transmigrant mandibuler kanin nadir rastlanan bir olgudur. Kadınlarda ve unilateral olarak daha sık görülür. Çoğu hastada herhangi semptom vermez. İntraoral muayenede persiste süt dişleri gömük diş konusunda uyarıcı olabilir. Yapılacak radyolojik muayene ile kesin tanıya gidilmelidir. Ortodontik tedavinin gömülü dişi yerine sürdürmedeki başarısının düşük olması sebebiyle transmigrasyona uğramış dişlerin genellikle çekimi gereklidir. Bu vaka sunumunda Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine başvuran 16 yaşındaki bir erkek hastanın sağ mandibuler kanin dişinin transmigrasyonuna değinilmektedi

    İntraoral radyografi tekniklerinden açıortay ve bitewing yöntemlerinin uygulama hataları

    No full text
    Bu çalışmanın amacı intraoral radyografitekniklerinden açıortay ve bitewing yöntemlerindeyapılan hataların sıklık ve tiplerini araştırmaktır.Bu çalışmada dişhekimliği öğrencileri veradyoloji teknisyenlerinin çektikleri 9792 radyografdeğerlendirilmiştir. Açıortay ve bitewing tekniklerikullanılarak alınan her bir radyograf bir dental radyolog taraf›ndan incelenmiş ve görülen hatalar bir forma kaydedilmiştir. Bu radyograflar›n 3270’inde en az bir hata bulunurken, "filmin okluzal seviyeden fazla aşağ›ya yerleştirilmesi" en s›k rastlanan hata olarak bulunmuştur. Radyografik hatalara en çok maksilla molar-premolar bölgesinden al›nan radyografilerde rastlanm›şt›r %54 . Ayr›ca bitewing tekniği %24,7 hata yap›lan teknik olarak bulunmuştur. Radyograf elde ederken en çok yap›lan hatalar yerleştirme hatalar› olup, en çok hata yap›lan bölgeler maksiller ve mandibuler premolar ve molar bölgelerdi

    Odontojenik miksoma: vaka raporu

    No full text
    Odontojenik miksomalar, çenelerin iyi huylu tümörlerinden olup bunların %3-6’sını kapsamaktadırlar. Ağrısız şişlikle karakterize, lokal invaziv tümörlerdendir. Genellikle rutin radyografilerde ortaya çıkarlar. Multiloküler görüntü veren tümör daha çok mandibula posterior bölgede görülür. Bu vakanın sunum amacı radyolojik muayenede tüm anatomik landmarkların normal görünümlerinin çok iyi bir şekilde bilinmesi gerekliliğini vurgulamaktır. 22 yaşındaki kadın hasta 38 numaralı dişini çektirmek amacıyla Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Oral Diagnoz ve Radyoloji Kliniği’ne başvurmuştur. O bölge kemik trabeküllerindeki anormallik periapikal radyografi ile ortaya çıkarılmıştır. Trabeküller normalinde olduğundan daha geniş olarak izlenmiştir. Diğer radyografi teknikleriyle panoramik radyografi lezyon açığa çıkarılmıştır. Kesin tanı amacıyla o bölgeden insizyonel biyopsi yapılmıştır. Ve lezyonun odontojenik miksoma ile uyumlu olduğu görülmüştür. Hastadan cerrahi operasyon öncesi lezyonun sınırlarını tam olarak belirleyebilmek için CBT cone-beam tomografi alınmıştır

    İnkontinenti pigmenti- “Bloch-Sulberger Sendromu” vakasına dental yaklaşım olgu sunumu

    No full text
    İnkontinenti pigmenti İP X genine bağlıdominant geçişli genetik bir sendromdur. Yaygınolarak kızlarda gözlenen % 95 bu hastalık erkeklerde genellikle ölümcüldür. Bu sendrom ektodermal bozukluklarla beraber görülür. Deri pigmentasyonları İP’ nin ilk görülen ve en karakteristik özelliğidir. Bunun dışında nörolojik, oküler, dentalbozukluklara sebep olabilir. Bu vaka sunumununamacı Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ne ebeveyni tarafından getirilen 7 yaşındaki kızİP hastasında gözlenen oral ve dental bozuklukların belirlenerek değerlendirilmesidir. Hastanın dental klinik ve radyografik muayenesi sonucunda baz› süt ve daimi diş germlerinin gelişmediği, sürme gecikmelerinin bulunduğu, ağızdaki mevcut dişlerde ise şekil anomalileri olduğu saptanmıştır
    corecore