Five chambered heart: A case report and brief review of literature

We present a patient with chest pain and suspicious findings in electrocardiography and myocardial perfusion scintigraphy for myocardial ischemia. Coronary angiography and then echocardiography and magnetic resonance imaging revealed a dilated left anterior descending coronary artery, which has fistulous communication with a large, separate chamber that occupies the infero-apical interventricular septum. This is a challenging congenital anomaly for a clinician in many aspects, which are discussed in the report

Evaluation of Risk Factors for Hepatosteatosis in Gall Stone Disease

Aim: It has been reported that non-alcoholic fatty liver disease (NAFLD) was associated with cholecystectomy and cholecystectomy that may be a risk factor for the development of non-alcoholic fatty liver disease. In this sense, we studied the other risk factors for nonalcoholic fatty liver disease in patients with cholelythiasis. Methods: In this study, we included 204 consecutive patients who underwent elective cholecystectomy between June 2011 and January 2014 due to cholelythiasis. We retrospectively evaluated the files of the patients, including operative findings, history, laboratory and radiological imaging findings obtained from the hospital information system and the archived contents of the files. Results: There was no significant relationship between the number and size of the stones and hepatic steatosis (p=0.83 and p=0.96, respectively). Besides, there was no statistically significant relationship between gender and hepatosteatosis. In multivariate regression, obesity, type 2 diabetes mellitus (DM) and cholelithiasis were identified as an independent risk factor for NAFLD. Conclusion: NAFLD and cholelithiasis are common in the general population and have common risk factors. Obesity, female gender, age, type 2 DM, hypertriglyceridemia, insulin resistance, metobolic syndrome, fast weight loss, and bile stasis are risk factors for cholelithiasis. (The Medical Bulletin of Haseki 2015; 53: 237-40

Successful thrombolytic therapy for prosthetic mitral valve thrombosis with hemodynamic obstruction: Case report and review of the literature

Prosthetic valve thrombosis (PVT) is a serious complication of mechanical valves. The use of thrombolytic therapy to relieve thrombotic prosthetic valve obstruction is accepted for right-sided valves, but its role in left-sided valves and hemodynamically stable patients awaits clarification. The case is presented of a patient in whom prosthetic heart valve thrombosis was treated successfully with streptokinase under transesophageal echocardiographic guidance

Hipertansiyon ve sol ventrikül hipertrofisinde ventriküler aritmi riski ve noninvaziv aritmi göstergeleri ile ilişkisi

Amaç: Hipertansiyona bağlı ciddi sol ventrikül hipertrofisinde (SVH) tehlikeli ventrikû'ler aritmiler ve ani kar-diyak ölüm riskinin arttığı çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir. Hafif orta SVH'da ventriküler aritmi riski tam olarak bilinmemektedir. Bu çalışmada hafif-orta SVH'nin aritmi riski ve noninvaziv aritmi göstergeleri ile ilişkisini araştırmayı amaçladık. Yöntem: Çalışmaya alınan toplam 99 hipertansiyon hastası (35'i erkek, ortalama yaş 57.3±9.6) ekokardi-yografik olarak hipertrofik (SVH;(+) n:43) ve nonhipertrofik (SVH (-) n:56) olarak iki gruba ayrıldı. Bu hastalarda 24 saatlik Holter EKG, geç potansiyeller (GP), kalp hızı değişkenliği (KHD), QT dispersiyonu (QTd) ve ambulatuar kan basıncı monitorizasyonu yapıldı. Bulgular: Ambulatuar 24 saatlik EKG'de olguların % 20.2'sinde Lown sınıflamasına göre 2.derece ve üstü ventriküler aritmi, %12.1'de Lovvn IVa, IVb ciddi ventriküler aritmi (CVA) saptandı. Hipertrofik grupta cid-di ventriküler aritmi sıklığı (%20.9) nonhipertrofik gruba göre (%6.5) anlamlı olarak artmış bulundu (p<0.05). Ortalama 24 saatlik sistolik ve diyastolik kan basınçları CVA'sı olan ve olmayan hastalarda farklı bulunmadı. En âz iki faktör GP'İ olan hastalar hipertrofik grupta (%25.7) nonhipertrofik gruptan (%4.9) anlamlı olarak daha sık idi (p<0.01). Kalp hızı değişkenliği parametreleri iki grup arasında benzer bulunur-ken, QTcd hipertrofik grupta (54.1 ±21.5 ms) nonhipertrofik gruba (47.5±17.7 ms) göre anlamlı olarak art-mış bulundu (p<0.05). CVA, artmış QTcd olanlarda (%24.3) normal QTcd olanlara göre (%3.4) ve geç po-tansiyel saptanan olgularda (%16.2) saptanmayan olgulara göre (%8.7) anlamlı olarak daha sık bulundu (p<0.05). Sonuç: Hafif- orta SVH olan hipertansif hastalarda uzamış QTcd ve sinyal ortalamalı EKG'de geç potansi-yel varlığı ciddi ventriküler aritmi riskini artırmaktadır. Hipertansiyonda kan basıncı düzeylerinin ve otonom sistemin regülasyon bozukluğunun ventriküler aritmi üzerine etkisi olmadığını düşünmekteyiz