15 research outputs found

    St elevasyonsuz miyokard infarktüslü hastada sağ koroner ostiumun’dan kaynaklanan izole tek koroner arter

    Get PDF
    Single coronary artery is a rare congenital anomaly. In case of left main artery traveling between aorta and pulmonary artery sudden death can be occurred, although this does not usually effect coronary flow. We present a 63-year-old woman whose coronary angiography for typical chest pain revealed an isolated single coronary artery. On coronary angiography, the whole coronary system originated by a single trunk from the right sinus of Valsalva. A significant flow-limiting lesion was found in the right coronary artery that was successfully treated with percutaneous coronary intervention.Tek koroner arter, oldukça nadir rastlanan konjenital bir anomalidir. Genellikle koroner kan akımını etkilememekle birlikte sol ana koroner arterin aort ile pulmoner arter arasında seyrettiği durumlarda ani ölüm görülebilir. Biz tipik göğüs ağrısı nedeniyle koroner anjiyografi yapılan 63 yaşındaki bayan hastada ortaya çıkan izole tek koroner arteri sunduk. Koroner angiografide, tüm koroner sistem tek gövde halinde sağ sinüs valsalvadan çıkıyordu. Sağ koroner arterde tesbit edilen akımı kısıtlayan önemli darlık perkütan koroner girişimle başarılı bir şekilde tedavi edildi

    Biküspit aort kapaklı hastada geçici kalp bloğu: Olgu sunumu

    Get PDF
    Bicuspid aortic valve is a common congenital cardiovascular malformation. We present a case with bicuspid aorta and ascending aortic aneurysm developing transient complete heart block. This case is the first in literature to report the concurrence of bicuspid aortic valve and ascending aortic dilatation with transient complete heart block.Biküspit aort kapak sık görülen doğumsal kardiyovasküler bozukluktur. Sunduğumuz vaka biküspit aort kapak ve çıkan aort anevrizmasında gelişen geçici tam kalp bloğudur. Bu vaka biküspit aort ve çıkan aort genişlemesine geçici kalp bloğunun eşlik ettiği literatürdeki ilk vakadı

    Koroner yavaş akımın miyokard perfomans indeks üzerine etkisi

    Get PDF
    Objective: This study was aimed to investigate the left ventriculer myocardial performance index (Tei index) in patients with coronary slow flow phenomenon Material and Methods: 25 patients with slow coronary flow (15 men; 10 women; mean age 51 ± 12 years) and 20 subjects with angiographically normal coronary arteries (12 men; 8 women; mean age 52 ± 12 years) were included in the study. All the subjects underwent echocardiography and tissue Doppler imaging to determine left ventriculer (LV) diastolic functions and left ventriculer myocardial performance index (LV MPI). Results: Conventional echocardiography parameters, maximal velocity of early diastolic filling (p=0,02), ratio of maximal early to late diastolic filling (p=0,037) were significantly lower, deceleration time of early diastolic filling was significantly higher (p=0,043) in the patient group. Among tissue Doppler parameters the mitral annulus peak early diastolic velocity and ratio of early to late diastolic velocity were lower in patients group than in controls (p <0,001) but isovolumetric relaxation time were significantly increased in patients group than controls (p<0,001). LV MPI was significantly prolonged in coronary slow flow group ( p < 0,001). TIMI frame count was negatively correlated with the mitral lateral annulus early diastolic velocity and the ratio of mitral lateral annulus early to late diastolic velocity whereas it was positively correlated with mitral isovolumetric relaxation time and LV MPI. Conclusion: Our findings demonstrate that patients with coronary slow flow phenomenon affects diastolic functions and LV MPI. Therefore, patients with coronary slow flow phenomenon should be carefully followed-up.Amaç: Bu çalışmada koroner yavaş akımı olan hastalarda sol ventrikül miyokard performans indeksinin (Tei indeksi) incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Koroner yavaş akımı olan 25 hasta (15 erkek; 10 kadın; ort yaş 51 ± 12 yıl) ve koroner arterleri normal olan 20 olgu (12 erkek; 8 kadın; ort yaş 52 ± 12 yıl) çalışmaya alınmıştır. Tüm hastaların ekokardiyografi ve doku doppler görüntüleme ile sol ventrikül diyastolik fonksiyonları ve miyokard performans indeksi saptandı. Bulgular: Koroner yavaş akımı olan grupta maksimal erken diyastolik dolum hızı, maksimal erken diyastolik dolum hızının geç diyastolik akım hızına oranı (p=0,037) anlamlı derecede düşük saptanırken; erken diyastolik dolum hızı deselerasyon zamanı anlamlı derecede yüksekdi (p=0,043). Hasta grubunda, kontrol grubuna göre doku doppler parametreleri arasında mitral anulus erken pik diyastolik hız ve erken diyastolik akım oranı anlamlı derecede düşük saptandı (p<0.001) ancak izovolümetrik relaksasyon zamanı anlamlı derecede artmış olarak bulundu (p<0.001). Sol ventrikül miyokard performans indeksi koroner yavaş akımı olan grupta anlamlı derecede uzamıştır( p < 0.001). TIMI kare sayısı ile mitral lateral anulus erken diyastolik hız ve mitral lateral anulus erken diyastolik hızın geç diyastolik hıza oranı arasında negatif korelasyon saptanırken, izovolümetrik relaksasyon zamanı ve sol ventrikül miyokard performans indeksi ile pozitif korelasyon saptanmıştır. Sonuç: Çalışmamızda koroner yavaş akımlı hastalarda diyastolik fonksiyonların ve miyokard performans indeksinin etkilendiğini gösterdik. Bu nedenle koroner yavaş akımı olan hastalar dikkatli bir şekilde takip edilmelidir

    St elevasyonsuz miyokard infarktüslü hastada sağ koroner ostiumun’dan kaynaklanan izole tek koroner arter

    No full text
    Single coronary artery is a rare congenital anomaly. In case of left main artery traveling between aorta and pulmonary artery sudden death can be occurred, although this does not usually effect coronary flow. We present a 63-year-old woman whose coronary angiography for typical chest pain revealed an isolated single coronary artery. On coronary angiography, the whole coronary system originated by a single trunk from the right sinus of Valsalva. A significant flow-limiting lesion was found in the right coronary artery that was successfully treated with percutaneous coronary intervention.Tek koroner arter, oldukça nadir rastlanan konjenital bir anomalidir. Genellikle koroner kan akımını etkilememekle birlikte sol ana koroner arterin aort ile pulmoner arter arasında seyrettiği durumlarda ani ölüm görülebilir. Biz tipik göğüs ağrısı nedeniyle koroner anjiyografi yapılan 63 yaşındaki bayan hastada ortaya çıkan izole tek koroner arteri sunduk. Koroner angiografide, tüm koroner sistem tek gövde halinde sağ sinüs valsalvadan çıkıyordu. Sağ koroner arterde tesbit edilen akımı kısıtlayan önemli darlık perkütan koroner girişimle başarılı bir şekilde tedavi edildi

    Koroner angiografi işlemi esnasında tesadüfen saptanan ciddi aort koarktasyonu

    Get PDF
    Aortic coarctation (AC) represents about 5-8 % of all congenital cardiac diseases and a combination with other bicuspid aortic valve is commonly seen. AC is typically a disease of childhood and early adulthood, reducing life expectancy in patients who have not undergone correction. Death in patients who do not undergo repair is usually due to heart failure, coronary artery disease, aortic rupture/ dissection, infective endocarditis/ endarteritis or cerebral hemorrhage. In this report, a 60-year-old patient administered to our emergency department due to unstable angina pectoris with asymptomatic aneurysm of the ascending aorta, AC and a bicuspid aortic valve is presented.Konjenital kalp hastalıkları içerisinde % 5-8 oranında sıklığa sahip aort koarktasyonuna biküspit aort kapağı sıklıkla eşlik etmektedir. Aort koarktasyonu tipik olarak çocukluk ve erken erişkin döneminin hastalığıdır ve onarım yapılmazsa yaşam süresi azalır. Onarım yapılmayan hastalarda ölüm; sıklıkla kalp yetersizliği, koroner arter hastalığı, aort rüptürü/ diseksiyonu, enfektif endokardit/ endarterit veya serebral hemorajiye bağlıdır. Bu yazıda, 60 yaşında çıkan aort anevrizması, aort koarktasyonu ve biküspid aort kapağı olan kararsız angina pektoris ile acil servise gelen hasta takdim edilmiştir

    Successful coil embolization of LIMA side branch that is suspected to cause recurrent angina

    Get PDF
    Koroner arter baypas cerrahisinde greft amacıyla sık kullanı- lan sol internal mamaryan arterde (LIMA) yan dalların anastomoz öncesi kapatılması, cerrahi sonrası çalmaya bağlı miyokard iskemisini engellemek için son derece önemlidir. Bu vakada koroner arter baypas cerrahisinden 2 yıl sonra özellikle kol egzersizi sırasında belirginleşen göğüs ağrısı yakınması bulunan bir hastada koroner çalma sendromuna neden olduğunu düşündüğümüz LIMA yan dalı başarılı koil embolizasyon ile kapatılmasını gösterdik.The left internal mammarian artery (LIMA) is the most commonly used arterial graft for coronary artery bypass grafting (CABG). Selective occlusion of LIMA side branches during surgery is important for avoiding myocardial ischemia. We report on a case with limp claudication on exertion due to patent LIMA side branch following CABG operation two years prior to hospital admission. The patent side branch was successfully occluded with coil embolization

    Biküspit aort kapaklı hastada geçici kalp bloğu: Olgu sunumu

    No full text
    Bicuspid aortic valve is a common congenital cardiovascular malformation. We present a case with bicuspid aorta and ascending aortic aneurysm developing transient complete heart block. This case is the first in literature to report the concurrence of bicuspid aortic valve and ascending aortic dilatation with transient complete heart block.Biküspit aort kapak sık görülen doğumsal kardiyovasküler bozukluktur. Sunduğumuz vaka biküspit aort kapak ve çıkan aort anevrizmasında gelişen geçici tam kalp bloğudur. Bu vaka biküspit aort ve çıkan aort genişlemesine geçici kalp bloğunun eşlik ettiği literatürdeki ilk vakadı

    Koroner yavaş akımın miyokard perfomans indeks üzerine etkisi

    No full text
    Objective: This study was aimed to investigate the left ventriculer myocardial performance index (Tei index) in patients with coronary slow flow phenomenon Material and Methods: 25 patients with slow coronary flow (15 men; 10 women; mean age 51 ± 12 years) and 20 subjects with angiographically normal coronary arteries (12 men; 8 women; mean age 52 ± 12 years) were included in the study. All the subjects underwent echocardiography and tissue Doppler imaging to determine left ventriculer (LV) diastolic functions and left ventriculer myocardial performance index (LV MPI). Results: Conventional echocardiography parameters, maximal velocity of early diastolic filling (p=0,02), ratio of maximal early to late diastolic filling (p=0,037) were significantly lower, deceleration time of early diastolic filling was significantly higher (p=0,043) in the patient group. Among tissue Doppler parameters the mitral annulus peak early diastolic velocity and ratio of early to late diastolic velocity were lower in patients group than in controls (p <0,001) but isovolumetric relaxation time were significantly increased in patients group than controls (p<0,001). LV MPI was significantly prolonged in coronary slow flow group ( p < 0,001). TIMI frame count was negatively correlated with the mitral lateral annulus early diastolic velocity and the ratio of mitral lateral annulus early to late diastolic velocity whereas it was positively correlated with mitral isovolumetric relaxation time and LV MPI. Conclusion: Our findings demonstrate that patients with coronary slow flow phenomenon affects diastolic functions and LV MPI. Therefore, patients with coronary slow flow phenomenon should be carefully followed-up.Amaç: Bu çalışmada koroner yavaş akımı olan hastalarda sol ventrikül miyokard performans indeksinin (Tei indeksi) incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Koroner yavaş akımı olan 25 hasta (15 erkek; 10 kadın; ort yaş 51 ± 12 yıl) ve koroner arterleri normal olan 20 olgu (12 erkek; 8 kadın; ort yaş 52 ± 12 yıl) çalışmaya alınmıştır. Tüm hastaların ekokardiyografi ve doku doppler görüntüleme ile sol ventrikül diyastolik fonksiyonları ve miyokard performans indeksi saptandı. Bulgular: Koroner yavaş akımı olan grupta maksimal erken diyastolik dolum hızı, maksimal erken diyastolik dolum hızının geç diyastolik akım hızına oranı (p=0,037) anlamlı derecede düşük saptanırken; erken diyastolik dolum hızı deselerasyon zamanı anlamlı derecede yüksekdi (p=0,043). Hasta grubunda, kontrol grubuna göre doku doppler parametreleri arasında mitral anulus erken pik diyastolik hız ve erken diyastolik akım oranı anlamlı derecede düşük saptandı (p<0.001) ancak izovolümetrik relaksasyon zamanı anlamlı derecede artmış olarak bulundu (p<0.001). Sol ventrikül miyokard performans indeksi koroner yavaş akımı olan grupta anlamlı derecede uzamıştır( p < 0.001). TIMI kare sayısı ile mitral lateral anulus erken diyastolik hız ve mitral lateral anulus erken diyastolik hızın geç diyastolik hıza oranı arasında negatif korelasyon saptanırken, izovolümetrik relaksasyon zamanı ve sol ventrikül miyokard performans indeksi ile pozitif korelasyon saptanmıştır. Sonuç: Çalışmamızda koroner yavaş akımlı hastalarda diyastolik fonksiyonların ve miyokard performans indeksinin etkilendiğini gösterdik. Bu nedenle koroner yavaş akımı olan hastalar dikkatli bir şekilde takip edilmelidir
    corecore