8 research outputs found

    Evcil hayvanlarda embrio nakli

    No full text
    Embrio nakli, fekonde olmuş ve normal olarak gelişmesine devam eden ovum' un verici hayvanın oviduct veya uterusundan alınarak diğer bir hayvana transferi olarak tanımlanabilir. Ancak yöntemin ekonomik olabilmesi için hormon enjeksiyonları ile ovaryumlarda birden fazla sayıda follikül geliştirilip , ovulasyon yaptırılması gereklidir. Böylece yüksek verimli bir hayvandan bir batında ve ilk kuşakta, genetik olarak ananın tüm verim özelliklerini taşıyan, çok sayıda yavru elde edilmesi mümkün olmaktadır

    İneklerde fertilite sorunları ve çözüm yolları

    Get PDF
    Bu derleme, 8.3.1983 tarihinde Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesinde, "Panel" bildirisi olarak sunulmuştur.Gerek dişi , gerekse erkek hayvanlarda döl verimi düşüklüğü olarak tanımlana bilen infertilite olgusu bazen bir, çoğu zamanda birkaç öğenin bir araya gelmesiyle ortaya çıkmaktadır. Ana ve erkek hayvanda oogenesis veya spermatognesis'ten baş• layarak, östral ,siklusların devamlılığında, östrüs ve ovulasyonun şekillenmesinde, tohumlamada, fekondasyonda, bölünmeler sırasında, embriyonal dönemde, gebelik süreci içinde, doğum sırasında veya sonrasında şekillenebilecek herhangi bir fiziki, hormonal veya enfeksiyöz dış etki fertiliteyi bireysel olarak aksatabilir. Bazende infertilite olgusu salgın enfeksiyonlara, bakim ve beslenme koşullarına bağlı olarak, büyük parasal boyutlara ulaşan bir sürü sorunu olarak karşımıza çıkabilir. Döl veri mi düşüklüğünün nedenleri Cetvel 1 'de görüldüğü biçimde gruplandırılabilir

    Prostaglandins in bovine reproduction I. synchronization of oestrus

    No full text
    Bu çalışma 20 inek üzerinde, bir prostaglandin analogu olan Dinoprost Tromet hamine (LutalyseR) kullanılarak , östrüsleri sinkronize etmek ve fertilite oranlarını saptamak amacıyla yapıldı. Bu amaçla 1. grupta rektal muayene ile diöstrüste oldukları saptanan 7 ineğe 25 mg. Lutalyse enjekte edildi ve östrüsler gözlenerek kontrollu tek bir sun'i tohumlama yapıldı. İkinci bir grup 13 inekle ise 25 mg. Lutalyse onbir gün ara ile iki defa uygulandı ve östrüsler araştırılmaksızın 48 ve 72. saatlerde iki defa tohumlama uygulandı . Birinci grupta östrüsler 36-48, ikinci grupta ise 48-96. saatlerde izlendi. Bütün hayvanlarda % 100 oranında sinkronizasyon sağlandı. İlk tohumlamada fertilite oranı birinci grupta % 57.1, ikinci grupta % 61. 5 olarak saptandı. Ayrıca prostaglandinlerin genel özellikleri ve klinik kullanımları hakkında geniş bir literatür bilgisi sunuldu.This study was made on 20 cows to synchronize of the estrous eyeles and understand the fertility rate after using the prostaglandin analoque, Dinoprost tromethamine (LutalyseR ). On the first group (7 cows) which were in diestrous, 25 mg. Lutalyse was injected and artificial inseminations were made on by controlling the estrous. On the second group (13 cows) 2 injections of Lutalyse were given by 11 days apart and 2 inseminations were made on 48. and 72. hours without controlling. First group of cows exhibited of heat symptoms on 36-48. hours while second group were 48-96. hours. The fertility rate after the first inseminations were 57. 1 % in first and 61. 5 % in the second group

    Prostaglandins in bovine reproduction ll . therapeutic uses for reproductive disorders

    No full text
    Bu çalışmada bir prostaglandin analogu olan Dinoprost tromethamine (LutalyseR) değişik fertilite sorunları bulunan 9 inekte luteolysis ve sağıtım amacı ile kullanıldı. Bu olgular 1 adet pyometra, 2 adet mumifiye fötüs, 1 adet ovaryum kisti, 3 adet suböstrüs olup, ayrıca 2 düvede abortus amacıyla uygulama yapıldı. Bulgulara dayanarak prostaglandinlerle, endike bulundukları olgularda uygun doz ve zamanlama ile, ovaryumları travmatize etmeden luteolysis sağlanarak başarı• lı bir sağıtım yapılabileceği kanısına vardık .In this study Dinoprost tromethamine (LutalyseR) were given to the 9 infertil cows and heifers asa purpose of luteolysis and treatment. These cases were, 1 pyometra, 2 mumified foetus, 1 cystic ovarium, 3 subestrous and it was also given to 2 heifers for the aim of abortion. We concluded that in case of luteolysis, without travmafizing the ovaries, prostaglandins were effective in the highest success

    Evaluation of the incidence of subclinical endometritis and results of intrauterine treatment in repeat breeder dairy cows

    Get PDF
    Bu çalısmada, tekrarlayan tohumlamalarda gebe kalmayan sütçü ineklerde subklinik endometritislerin tanısında kullanılan uterus biyopsisi ve mikrobiyolojik testlerin etkinliginin saptanması ve üçüncü veya dördüncü kez tohumlanan ineklere, tohumlamayı izleyen 24. saatte intrauterin antibiyotik uygulamalarının gebe kalma oranına etkisini belirlemek amaçlandı. Çalısmada 3-9 yaslı, Holstein-Friesian ırkından 48 bas inek kullanıldı. Bunlardan 24 bası postpartum iki tohumlamadan (Grup 1), 24 bası ise üç tohumlamadan sonra gebe kalmayan (Grup 2) hayvanlar arasından seçildi. Her iki gruptaki inekler de çevirdikleri son östrüslerinde tohumlanmayarak, izleyen 12±1. günde uteruslarından histopatolojik ve mikrobiyolojik incelemeler için iki adet biyopsi örnegi alındı. inekler izleyen östrüslerinde tohumlandı ve gruplar rasgele 12'ser baslık iki alt gruba ayrıldı, birer alt gruba tohumlamayı izleyen 24. saatte intrauterin 500 mg Oksitetrasiklin + 500 mg Furazolidon + 500 mg Clioquinol + 500 ?g Etinilöstradiol kombinasyonu verildi. Diger alt gruplar ise kontrol grupları olarak bırakıldı. Gebelik tanısı tohumlamayı izleyen 45. günde rektal palpasyonla yapıldı. Grup 1’de gebe kalma oranı tedavi uygulanan ve uygulanmayanlarda sırasıyla, %75.00 ve %58.30, Grup 2’de ise %75.00 ve %41.70 olarak belirlendi. Histopatolojik degerlendirmelerde birtakım dejeneratif, hiperplastik, regresif degisimlerin eslik ettigi endometrial asinkroni'yi anlatan 12 bulgu, rastlantı sıklıgına göre (-) ile (+++) arasında dört grupta degerlendirildi. Histopatolojik incelemeler sonucunda 1. gruptaki ineklerin %100'ünde, 2. gruptaki ineklerin ise %87.50'sinde, bir takım dejeneratif, hiperplastik regresif degisimlerin esliginde, endometrial asinkroni belirlendi. Tüm ineklerde endometriumlarında degisim belirlenenler hafif %31.25, orta %58.33 ve siddetli %4.17 seklinde dagılım gösterirken, endometriumlarında degisiklik belirlenmeyenlerin oranı ise %6.25 seklinde bir dagılım gösterdigi belirlendi. Mikrobiyolojik yoklama sonuçlarının tek basına subklinik endometritis'i degerlendirebilecek yeterlilikte olmadıgı anlasıldı. Sonuç olarak, iki ve üç kez çeviren ineklerde bir takım dejeneratif, hiperplastik regresif degisimlerin esliginde, endometrial asinkroni belirlendi. Bu tip sorunlu hayvanlarda tohumlamayı izleyen 24. saatte uygulanan intrauterin antibiyotik sagaltımının gebelik oranlarının yükseltilmesinde faydalı olabilecegi kanısına varıldı.The aims of this study were to estimate the incidence of subclinical endometritis, effectiveness of biopsy and microbiological analysis for diagnosis and also determination of the effect of intrauterine antibiotic infusion at the 24th hour following insemination upon pregnancy rate in repeat breeder dairy cows. Fourthy eight Holstein-Friesian dairy cows, between 3-9 years of age, were selected into two groups. Twentyfour of these cows were repeated oestrus after 2nd2^{nd} insemination (Group 1) and the second group (Group 2) were composed with the animals repeating oestrus after 3rd3^{rd} insemination. None of the cows was inseminated in the detected oestrus. Two biopsy samples were taken from the 12±1 days following the last oestrus for histopathological evaluation and microbiological analysis. The cows were inseminated during the following oestruses and study groups were randomly divided into two subgroups, each having 12 animals. Antibiotic combination containing 500 mg Oksitetrasiklin + 500 mg Furazolidon + 500 mg Clioquinol + 500 μg Etinilostradiol were infused into the uterus at 24 hour post insemination in one of the subgroups while others left as controls. Pregnancy diagnosis was performed by rectal palpation, following 45th45^{th} days after insemination. In histopathological examination 12 findings which are determinants of subclinical endometritis were evaluated into four degrees between (-) and (+++). In histopathological evaluation endometrial asynchrony and associated degenerative, hyperplastic, regressive changes were determined in endometrial biopsy samples. The incidence of these pathological events in the first and repeat breeder groups were 100 and 87.50%, respectively. There was no histopathological changes in 6.25% of the cows while 31.25% slight 58.33% moderate and 4.17% severe endometrial changes were observed in the other animals. The microbiological findings were not sufficient to determine the status of subclinical endometritis. The pregnancy rates of Group 1 for the treatment and controls subgroups were 75.00% and 58.30 %, while 75.00% and 41.70% in the second group, respectively. It was concluded that histopathological assessments are useful diagnostic tools for determining subclinical endometritis and degenerative, regressive, hyperplastic changes and associated endometrial asynchrony is a common finding in cows which returned twice or third times. It was suggested that intrauterine infusion at the 24th24^{th} hour post insemination may be successful method for treatment of repeat breeder cows

    Evaluation of the uterine wall echotexture changes following an induced abortion in mid–term pregnant bitches: preliminary study Evaluación de los cambios de ecotextura de la pared uterina tras un aborto inducido en perras gestantes a medio plazo: un estudio preliminar

    Get PDF
    The objective of this study was to evaluate structural echotexture changes in the uterine wall following abortion induction in bitches during the late embryonic/mid–gestation stage and to develop an evaluation method for the abortion process. A total of 10 healthy pregnant bitches of different breeds, ranging from 25 to 40 days (d) of gestation, were included in this study. In Group 1 (n=5), Aglepristone (10 mg·kg-1 bw, sc) was administered once daily for two consecutive d. In Group 2 (n=5), a combination of Aglepristone, Cabergoline, and Misoprostol was used for induction of abortion (IA). Prior to the induction of abortion, and at 24–hour intervals until completion of abortion (CA), the uterus and placenta were sonographically examined. Additional examinations were conducted on d 1 (CA+1), d 7 (CA+7), and d 14 (CA+14) after the abortion process was completed. Blood samples were taken on the same days to detect serum progesterone (P4) levels. Selected echotexture parameters (homogeneity, contrast, gradient, and entropy) were assessed on sonographical images using image analysis software (Bs200Pro®). Contrast and gradient values significantly decreased on d CA, CA+1 and CA+7 compared to the IA state (P<0.05 and P<0.01). Contrast values were lower in G1 than G2 two days before abortion (CA–2) (P<0.01). Gradient levels were higher in G2 than in G1 on CA–2 (P<0.01). Homogeneity values of G2 were higher than in G1 on d CA–1 and CA+7 (P<0.05). Progesterone values showed a non–significant decrease after IA during the study period in both groups. In G2, a negative correlation between P4 and homogeneity (r=-0.797) and a positive correlation between P4 and contrast values (r=0.719) were found. In conclusion, echotexture analysis allows quantitative and objective evaluation of the uterine structure during abortion, but specific standard values need to be established for both medication protocols, taking into account individual factors
    corecore