An analysis on representation of interior migration and otherness in journey to the sun

Aksun, Kubilay (İzmir Kavram Meslek Yüksekokulu)"İç göç" Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre; ülke sınırları içinde genellikle küçük yerleşim yerinden daha büyük yerleşim yerine kısa süreli veya sürekli olarak kalmak üzere göç etmek anlamına gelir. Türkiye topraklarındaki "iç göç" olgusu ise, dünyadaki her ülkede olduğu gibi kimi zaman iktidarlar eliyle kimi zaman da ekonomik ve politik sebeplerden dolayı ortaya çıkmış, her dönemde öznel koşullarını yaratarak, günümüze kadar varlığını devam ettirmiştir.According to TDK (Turkish Language Institution) Dictionary, "interior migration" means to migrate from a small settlement to a bigger one within a state territory in order to stay for a short time or permanently. "Interior migration" in Turkey, like in the every country in the World, occured sometimes through acts of governments ans sometimes as a result of political reasons and kept existing until today by creating its subjective conditions in every era

Mülteciler ve işçi sınıfına ortak pencereden bakmak: saf filminin sosyolojik çözümlemesi

Kapitalizmin yıkıcı etkilerinden dolayı, yüzyıllardır varlığı bilinen ve üzerine önemli araştırmalar yapılan bir olgudur göç. Savaşlar, ekonomik sebepler, dini inanışlar, ideolojik tercihler ve cinsel yönelimler göçün ana unsurlarını oluşturmaktadır. Göçmenlik kavramı da bu sorunlarla birlikte hayatımıza girmiştir. Özellikle son 10 yıldır, Türkiye’de de yoğun bir şekilde sanat, siyaset ve sosyoloji gibi alanlarda göç ve göçmenlik konuları tartışılır olmuştur. Öte yandan göçmenlerin, gittikleri ülkede çalışmak zorunda oluşu; ucuz iş gücü ve emek sömürüsünü de beraberinde getiren yakıcı tartışmalardan biri haline gelmiştir. Göçmenlik kavramını bu bağlamda ele aldığımızda, bir işçi sınıfı sorunu olarak görmek de mümkündür. Çalışmanın amacı da göçmenliğe ve işçi sınıfına aynı pencereden bakabilmeyi başarmış olan ‘Saf’ filminin sosyolojik çözümlemesini yapmaktır. Yönetmenliğini Ali Vatansever’in yaptığı film; kentsel dönüşüm, göçmenlerin yaşadıkları zorluklar, etnik çatışmalar ve işçi sınıfı sorunlarını sosyolojik tespitlerle dile getirmektedir

Sinemanın eğitim amaçlı kullanılması: EBA (Eğitim Bilişim Ağı) içeriğindeki kısa metraj filmlerin çözümlemesi

Sanatın en etkili dalından biri olan sinema, tarih boyunca eğlence ve sanatsal faaliyetler dışında birçok farklı amaçla kullanılmıştır. Sinemanın Amerika ve Avrupa’da tarih aktarıcılığı amacıyla, asker ve öğrencilerin eğitimi gibi amaçlarla kullanıldığı da bilinmektedir

Medya profesyonellerinin radyo ve televizyon programcılığı programı mezunlarından beklediği yetkinlik ve becerilere yönelik bir araştırma (İzmir örneği)

Eğitim, toplumun ihtiyaç ve beklentilerini karşılayabilecek konularda bireyin bilgi birikimini ve davranışlarını olumlu anlamda değiştirebilmeyi amaçlamaktadır. Bu değişim bireyin yalnızca içinde yaşadığı toplumu değil, küresel bağlamdaki ekonomik koşullar çerçevesinde de hayati bir öneme sahiptir. Alanında iyi eğitim almış çalışanlara olan ihtiyaç her gün artarak devam etmektedir. Ekip çalışmasına uygun hareket edebilen, üretken, teknolojiyi etkili kullanabilen insanların varlığı, kapitalist bir toplumun gelişmesindeki en etkili koşullardan biridir (İçli, 2007, s. 264). Türkiye’de meslek yüksekokulları da bu amaçla kurulmuş olup, 1981 yılında çıkarılmış olan Yükseköğretim Kanunu’nda, “Belirli mesleklere yönelik nitelikli insan gücü yetiştirmeyi amaçlayan, yılda iki veya üç dönem olmak üzere iki yıllık eğitim-öğretim sürdüren, ön lisans derecesi veren bir yükseköğretim kurumudur” tanımıyla yer almıştır (YÖK Kanunu, 1981)

Representation of women employment in the media and a reception analysis on the image of women in advertisements

Bu araştırmanın amacı, medyada kadın istihdamını temel alan reklam filmlerinin kadınlarda bıraktığı bilişsel etkileri tespit etmek ve reklam filmlerinin, kadınlar tarafından nasıl algılandığını ortaya çıkarmaktır. Buradan hareketle, Kültürel Çalışmalar geleneğinden gelen okuyucu-izleyici araştırması temel alınmakta ve bu yaklaşım içerisinden Stuart Hall’un kodlama-kodaçımı modeli, çalışma için ana referans kaynağını oluşturmaktadır. Araştırma dâhilinde benzer demografik özelliklere sahip 10 kadın katılımcıya, kadın istihdamını temel alan üç farklı reklam filmi izletilmiş ve daha sonra bu katılımcılarla derinlemesine görüşmeler yapılarak bir alımlama analizi gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda; çalışma grubu içerisinde yer alan kadınların büyük bir kısmının kadın istihdamının reklam filmlerindeki temsiline dair genel olarak ortak kod açımlama yaptıkları ve bu reklam filmlerine ilişkin “baskın-hegemonik” okuma gerçekleştirdikleri ortaya çıkmıştır.This research aim to determine the cognitive effects of commercials based on women's employment in the media and to reveal how these commercials are perceived by women. Departing from this point of view, the reader-audience research based on the Cultural Studies tradition is applied. Stuart Hall's codingdecoding model within this approach constitutes the main reference source for the study.Within the scope of the research, 10 female participants with similar demographic characteristics were shown three different commercials based on women's employment, and then a reception analysis was carried out by conducting in-depth interviews with these participants.Results revealed that most of the women in the working group made common decoding of the representation of women's employment in commercials and they made a "dominant-hegemonic" reading of these commercials