28 research outputs found
Kişilik Renklerinin Performans İle İlişkisi Kamu Kurumları Üzerine Bir Araştırma
Bu çalışmanın amacı, kamu kurumlarında çalışan personelin kişilik rengi ile performansı arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Araştırma Konya’nın Bozkır ilçesinde görev yapan kamu personeli üzerinde gerçekleştirilmiştir. Örneklem yoluna gitmeden Bozkır’da görev yapan tüm kamu personeline ulaşılmaya çalışılmış, 151 personele hazırlanan anketler dağıtılmış ve uygulanmıştır. Verileri toplamak amacıyla kişilik renkleri testi için Toktamışoğlu ve Alkış 2005 ’ın, performans değerlendirme ölçeği için ise Odabaş 2004 ’ın çalışmasındaki sorular kullanılmıştır. Araştırma bulguları SPSS 22.0 programı ile analiz edilmiştir. Analizler sonucu güçlü kırmızı’nın ortalaması 4.49, mükemmel mor’un ortalaması 4.61, popüler pembenin ortalaması 3.91 ve soğukkanlı beyaz’ın ortalaması 4.02 olarak tespit edilmiştir. Yapılan ANOVA testi sonucunda ise kişilik renkleri ile kamu personelinin performansı arasında anlamlı bir ilişki bulunmuştur
Tükenmişliğin İş Tatmini Üzerinde Etkisinin Araştırılması: Konya İli Tekstil Sektöründe Bir Araştırma1 A Study on the Effect of Burnout on Job Satisfaction: The Case of Textile Sector in the Province of Konya
Tükenmişlik, çalışanların iş verimliliğini olumsuz yönde etkileyen, iş
performanslarını düşüren bir olgudur. Tükenmişlik, bağımlı ve bağımsız değişken
olarak pek çok çalışmaya konu olmuştur. Tükenmişliğin iş tatmini üzerinde etkisinin
inceleneceği bu çalışmada, tükenmişlik bağımsız, iş tatmini ise bağımlı değişken olarak
kullanılacaktır. Çalışanların tükenmişlik boyutunu değerlendirmek için, Maslach
Tükenmişlik Envanteri (Maslach Burnout Scale) kullanılacaktır. Ölçek, Maslach (1981)
tarafından geliştirilmiş, Ergin (1992) tarafından Türkçeye uyarlanarak, aynı zamanda
geçerlik ve güvenilirliği test edilmiştir. Ölçek; duygusal tükenme, duyarsızlaşma, kişisel
başarıda azalma hissi olmak üzere üç alt boyuttan ve 22 maddeden oluşmaktadır. İş
tatmini için ise Minessota İş Tatmini Ölçeği (Minnesota Job Satisfaction Questionnaire)
kullanılacaktır. Ölçek Weiss ve arkadaşları (1976) tarafından geliştirilmiş olup, uzun
formu (orijinali) 100 ifadeden oluşmaktadır. Çalışmada 20 sorudan oluşan kısa formu
kullanılacaktır. Ölçek içsel doyum ve dışsal doyum olarak iki boyutta ele alınmıştır.
Çalışma Konya ilinde tekstil sektöründe çalışan 500 çalışana uygulanmış olup 251 anket
verisi çalışma kapsamında kullanılabilmiştir. İstatistiki veriler SPSS 21.0 paket
programında analiz edilip çalışanların tükenmişlik ve iş tatmini düzeyleri bakımından
bazı anlamlı farklılıklar bulunmuştur.
Burnout is a phenomenon that affects employees’ labor efficiency negatively and
reduces their professional efficacy. Burnout has been a topic of investigation in many
studies as a dependent or independent variable. In this study, in which the effect ofburnout on job satisfaction will be investigated, burnout will be used as an independent
variable whereas job satisfaction will be used as a dependent variable. Maslach
Burnout Inventory (MBI) will be used to measure employees’ burnout dimension. The
scale was developed by Maslach (1981) and adapted to Turkish and tested for validity
and reliability by Ergin (1992). The scale consists of three sub-dimensions, namely
emotional exhaustion, depersonalization and a feeling of decrease in personal
accomplishment, and 22 items. For job satisfaction, on the other hand, Minnesota Job
Satisfaction Questionnaire will be used. This questionnaire was developed by Weiss et
al. (1976) and its original (longer) form contains 100 statements. Its shorter version
involving 20 questions will be used in this study. The study was conducted on 500
employees working in the textiles sector in the province of Konya and only 251 survey
data could be used within the scope of the study. Statistical data were analyzed using
SPSS 21.0 package software and some significant differences were found in terms of
employees’ burnout and job satisfaction levels
A research on detemınatıon of the effect of servant leadershıp behavıours on employee voıce
Takipçilerin çıkarlarının, kişisel çıkarlardan daha önde olduğu hizmetkâr liderlik davranışı, bireylere değer vererek onları geliştirme ve topyekun iyilik için tüm gücün paylaşılıp kullanılmasını vurgular. Çalışanlar, ses verme davranışında bulunduklarında liderlilerinin kendilerini sevdiği, onlara şefkat duyduğu, alçakgönüllü davrandığı bir lider düşüncesinde olarak (Dal, 2014: iii) dinlediklerinde ve belirttiği hususları değerlendirip, uygulamaya geçtiklerinde, ses verme davranışı gösteren çalışanların, memnuniyet derecelerinin artacağı ve olumlu yönde motive olacakları ve daha fazla ses verme davranışı gösterecekleri değerlendirilmiştir (Bulut, 2016: 34). Bu yorumlar ışığında bu çalışmanın amacı, hizmetkâr liderlik davranışlarının çalışan sesliliği üzerindeki etkisini belirlemektir. Bu amaçla, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler alanında çalışan 132 araştırma görevlisi üzerinde bir araştırma yapılmıştır. Verilerin toplanmasında anket yönteminden, analizlerinde ise SPSS programından yararlanılmıştır. Anket formunun oluşturulmasında, Cerit (2007)’in geliştirdiği hizmetkar liderlik davranışları ölçeğinden, Van Dyne vd. (2003)’nin geliştirdiği çalışan sesliliği ölçeğinden faydalanılmıştır. Çalışmada tanımlayıcı istatistikler, hizmetkar liderlik ile çalışan sesliliği ilişkisini ölçmeye yönelik korelasyon analizi ve hizmetkar liderliğin çalışan sesliliği üzerine etkisini belirlemek üzere regresyon analizi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda, danışmanların hizmetkâr liderlik davranışlarının araştırma görevlilerinin sesi üzerinde olumlu ve anlamlı bir etkisi olduğu belirlenmiştir. Araştırmanın sonuç kısmında benzer çalışma sonuçlarıyla kıyaslamalar yapılmıştır.The servant leadership behavior, in which the interests of the followers outweigh the personal interests, emphasizes the sharing and use of all power for the development of individuals and valorisation of individuals. When employees listen to their leaders as a leader whom their leaders love, compassionate and behave modestly (Dal, 2014: iii) and they will be more likely to give voice behavior (Bulut, 2016: 34). The purpose of this study in the light of these comments is to determine the effect of servant leadership behaviors on employee voice. For this purpose, a research was carried out on 132 research assistants working in Selçuk University at Social Sciences field. The data were collected from the questionnaire and the analyzes were performed via SPSS program. In the formation of the questionnaire, the servant leadership behaviors scale developed by Cerit (2007) and the employee voice scale developed by Van Dyne et al., (2003) were utilized. In the study, descriptive statistics, correlation analysis to measure the relationship between servant leadership and employee voice, and regression analysis to determine the effect of servant leadership on employee voice. As a result of the study, it was determined that the supervisors’ servant leadership behaviors were a positive and significant influence on the voice of the research assistants. The results of the study were compared with the results of similar studies
VİZYON SAHİBİÖRGÜTLERİN ÖZELLİKLERİ: KONYA SANAYİ İŞLETMELERİNDE YAPILAN BİR ARAŞTIRMA
Bu çalışma, teorik ve araştırma boyutu olmak üzere temelde iki kapsamda hazırlanmıştır. Teorik boyutta vizyon ve vizyon yönetimi kavramlarıkapsamlıbiçimde ele alınmıştır. Araştırma kapsamında ise, vizyon sahibi örgütlerin özelliklerine ilişkin Konya Sanayi İşletmelerinde yapılan anket uygulamasısonuçlarına yer verilmiştir. Çalışma uygulamada karşılaşılan temel sorunlar ve taraflara sıralanan olasıöneriler ile bitirilmiştir
STRATEJİK İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİBAĞLAMINDA ÖRGÜTLERDE İŞGÖREN MOTİVASYONU SÜRECİ
Küresel rekabet ortamında örgütlerin rakip işletmelerin önünde olma ölçütleri, sahip olduklarınitelikli insan kaynaklarıve bu kaynaklarıkullanma derecesi ile ilişkilendirilmektedir. İşdünyasının yanısıra, kamusal kurum ve kuruluşlar, bankalar ve sigorta şirketleri, stratejik savunma birimleri, üniversiteler, bağımsız araştırma enstitüleri ve gönüllü teşekküller gibi örgütler dünyasının diğer kimi birimleri de insan kaynaklarının gereksinimlerine cevap verecek nitelikte olabilmenin çabasıiçine girmek zorundadırlar. Personel yönetiminden insan kaynaklarıyönetimine doğru gerçekleşen doğrusal dönüşüm, hızla değişen çevresel koşullar karşısında yetersiz kalmaktadır. Örgütlerin gerçekleştirdikleri dışsal ve içsel çevre analizlerinden daha hızlıdeğişen işgücü koşullarına karşıne tür tepkiler vereceklerini belirlemeleri oldukça güçleşmiştir. Bu noktada, stratejik yönetim ve strateji formülasyonu açılımları, insan kaynaklarıyönetimi alanıaçısından önemi ihmal edilemez bir konuma yükselmiştir. İnsan kaynaklarının değişen boyutları, işgören motivasyonunu da derinden etkilemektedir. Örgütlerin gelişen işgören gereksinimlerini tatmin etme yollarıfarklılaşmakta, gerek somut güdüleyicilerin gerekse soyut güdüleyicilerin önemi giderek artmaktadır. Soyut/informel örgüt kültürünü içselleştirmişve somut/formel örgüt vizyonunu benimsemişolan işgörenler, örgüt stratejilerinin başarıyla uygulanmasısürecinde çok önemli bir role sahiptirler. Bu bağlamda, çalışmada insan kaynaklarıyönetimi ve stratejik boyutu ile stratejik insan kaynaklarıyönetiminde işgören motivasyonunun yeni açılımlarıirdelenmektedir
POST-ENDÜSTRİYEL İŞDÜNYASINDA İLERİBİLİŞİM TEKNOLOJİLERİKULLANIMININ ÖRGÜTSEL, SEKTÖREL VE STRATEJİK SİNERJİ ÜRETİMİNE ETKİLERİ
Günümüzün sanayi, hizmet ve bilgi sektörlerinde, küresel rekabet ve hızlıdeğişim ortamında, geleceği doğru öngörebilme, isabetli yönetsel kararlar alma, örgüt-içi ve örgüt-dışıiletişimde etkinlik sağlama amaçlarıdoğrultusunda işletmeler ileri bilişim teknolojilerine gereksinim duymaktadırlar. Klasik anlamda işletmeler için çoğu zaman bir tercih konusu olan ileri bilişim teknolojileri kullanımı, günümüzün post-endüstriyel işdünyasında zorunlu bir örgütsel gereksinim olarak değerlendirilmektedir. İleri bilişim teknolojileri kullanımının, işletmelerin örgütsel, sektörel ve stratejik çevrelerinde önemli etkileri olduğu bilinmektedir. Dolayısıyla, dinamik işdünyasıgerçekleri ve sınırlarıdışında kalmayıdüşünmeyen işletmelerin ileri bilişim teknolojileri uygulamalarında örgütsel, sektörel ve stratejik sinerji kazanımısağlayıcıve kaynak israfınıönleyici stratejiler izlemeleri kaçınılmazdır
İŞLETMELERDE DÜŞÜNCE AŞAMASINDAN PATENT AŞAMASINA UZANAN SÜREÇTE YENİLİK STRATEJİLERİVE BULUŞ YÖNETİMİ
Küresel bilgi ekonomisinde keskin rekabet ortamıhem kamu sektörünü hem de aynızamanda özel sektörü olağanüstü biçimde etkilemektedir. İşletmeler çalkantılırekabet ortamında daha çok pazar payıelde etme yarışının bir sonucu olarak sürekli yeni ürünler piyasaya sürme ve işletme içi kesintisiz yenilik yaratma çabasına ve proaktif stratejilere yönelmişlerdir. Geçtiğimiz yüzyılda artan küresel rekabet ve etkilerinin sıra-dışıbiçimde büyümesi sadece ürün kalitesinin arttırılmasınıdeğil aynızamanda müşteri beğeni ve beklentileri doğrultusunda yeni ürünler üretme ve bunlarıbaşarılıbiçimde pazara sunma zorunluluğunu da gündeme getirmiştir. Çalışmada, bilgi çağının temel dinamiklerinden olan bilgi ve teknoloji üretiminin stratejik öneminden hareketle, Ar-Ge’ ye dayalıyenilik stratejilerini izleyen işletmelerin geliştirdikleri ürünlerden patent alımına kadar uzanan süreç incelenmiştir. Bu bağlamda, özellikle Ar-Ge stratejisi ve taklitçi stratejileri izleyen firmalarda uygulanan süreçler irdelenmiştir
A research on detemination of the effect of servant leadership behaviours on employee voice
Takipçilerin çıkarlarının, kişisel çıkarlardan daha önde olduğu hizmetkâr liderlik davranışı, bireylere
değer vererek onları geliştirme ve topyekun iyilik için tüm gücün paylaşılıp kullanılmasını vurgular. Çalışanlar,
ses verme davranışında bulunduklarında liderlilerinin kendilerini sevdiği, onlara şefkat duyduğu, alçakgönüllü
davrandığı bir lider düşüncesinde olarak (Dal, 2014: iii) dinlediklerinde ve belirttiği hususları değerlendirip,
uygulamaya geçtiklerinde, ses verme davranışı gösteren çalışanların, memnuniyet derecelerinin artacağı ve
olumlu yönde motive olacakları ve daha fazla ses verme davranışı gösterecekleri değerlendirilmiştir (Bulut,
2016: 34). Bu yorumlar ışığında bu çalışmanın amacı, hizmetkâr liderlik davranışlarının çalışan sesliliği
üzerindeki etkisini belirlemektir. Bu amaçla, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler alanında çalışan 132
araştırma görevlisi üzerinde bir araştırma yapılmıştır. Verilerin toplanmasında anket yönteminden,
analizlerinde ise SPSS programından yararlanılmıştır. Anket formunun oluşturulmasında, Cerit (2007)’in
geliştirdiği hizmetkar liderlik davranışları ölçeğinden, Van Dyne vd. (2003)’nin geliştirdiği çalışan sesliliği
ölçeğinden faydalanılmıştır. Çalışmada tanımlayıcı istatistikler, hizmetkar liderlik ile çalışan sesliliği ilişkisini
ölçmeye yönelik korelasyon analizi ve hizmetkar liderliğin çalışan sesliliği üzerine etkisini belirlemek üzere
regresyon analizi kullanılmıştır. Çalışma sonucunda, danışmanların hizmetkâr liderlik davranışlarının
araştırma görevlilerinin sesi üzerinde olumlu ve anlamlı bir etkisi olduğu belirlenmiştir. Araştırmanın sonuç
kısmında benzer çalışma sonuçlarıyla kıyaslamalar yapılmıştır.The servant leadership behavior, in which the interests of the followers outweigh the personal
interests, emphasizes the sharing and use of all power for the development of individuals and valorisation of
individuals. When employees listen to their leaders as a leader whom their leaders love, compassionate and
behave modestly (Dal, 2014: iii) and they will be more likely to give voice behavior (Bulut, 2016: 34). The
purpose of this study in the light of these comments is to determine the effect of servant leadership behaviors
on employee voice. For this purpose, a research was carried out on 132 research assistants working in Selçuk
University at Social Sciences field. The data were collected from the questionnaire and the analyzes were
performed via SPSS program. In the formation of the questionnaire, the servant leadership behaviors scale
developed by Cerit (2007) and the employee voice scale developed by Van Dyne et al., (2003) were utilized.
In the study, descriptive statistics, correlation analysis to measure the relationship between servant leadership
and employee voice, and regression analysis to determine the effect of servant leadership on employee voice.
As a result of the study, it was determined that the supervisors’ servant leadership behaviors were a positive
and significant influence on the voice of the research assistants. The results of the study were compared with
the results of similar studies
A research on determınatıon of career adaptabılıty skılls levels of x and y generatıons: the case of hıgh school teachers
X kuşağı bireyleri ile Y kuşağı bireylerinin mevcut işlerine ait tutum,
davranış, değer, beklenti, istek ve ihtiyaçları değişkenlik göstermektedir. Örgütlerin
istihdam ettikleri çalışanlar adına bahsi geçen kuşak farklılıklarından doğan
niteliklerin farkına varmaları ve bu doğrultuda kariyer planlaması yapmaları gerek
örgütsel gerekse de bireysel başarıya ulaşmayı sağlayabilmektedir. Bu bağlamda, bu
araştırmada, 1965-1979 yılları arasında doğan X kuşağı çalışanlarının ve 1980-2000
yılları arasında doğan Y kuşağı çalışanlarının kariyer uyum yetenek düzeylerini
karşılaştırmalı olarak incelemek ve aralarındaki farkları ortaya koymak
amaçlanmıştır. Bu amaçla, Konya, Selçuklu bölgesinde liselerde görev yapan 182
öğretmen üzerinde bir anket gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler SPSS İstatistik
Programı ile analiz edilmiştir. Bulguların elde edilmesi ve yorumlanması için frekans
analizi, geçerlik (faktör) analizi, güvenilirlik analizi ve Mann Whitney U analizi
kullanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre öğretmenlerin kariyer uyum becerilerinin
(kaygı, kontrol, merak ve güven düzeyleri), bahsi geçen kuşaklara göre anlamlı bir
farklılık göstermediği belirlenmiştir.Attitudes, behaviors, values, expectations, desires and needs of the
generation X and Y members vary in many fields, as well. Organizations have to
recognize the qualities arising from the generation differences that bet on behalf of
the employees they employ and make career planning accordingly achieve both
organizational and individual success. In this context, in this research, it is aimed to
comparatively examine the career adaptability skills levels of employees of generation
X born between the years 1965-1979 and generation Y born between the years 1980-
2000 and to reveal the differences between them. For this purpose, a survey is
conducted over 182 teachers who work in high schools in Selcuklu region in Konya.
The obtained data are analyzed by SPSS Statistical Program. Frequency analysis,
validity (factor) analysis, reliability analysis and Mann Whitney U analysis are used
to obtain and interpret the findings. According to the results of the analysis, it is
determined that the teachers' levels of career adaptability skills (anxiety, control,
curiosity and confidence levels) do not show any significant difference according to
the so-called generation