6 research outputs found

    Effect of glukagon-like peptide-1 analog liraglutide on neural tube development ın chick embryo model

    Get PDF
    Bu çalışmada tip 2 diyabet ve obezite tedavisinde kullanılan inkretin bazlı glukagon benzeri peptid-1 (GLP-1) reseptör agonistlerinden liraglutid’in tavuk embriyo modelinde nöral tüp üzerine etkilerinin incelenmesi amaçlandı. Çalışmada 100 adet 61 ± 5 gr ağırlıkta, spesifik patojen içermeyen fertil yumurta 37.5 ± 0.5°C’de ve % 60 - 68 nem ortamında 28 saat inkübe edildi. Bu süre sonunda pencereleme tekniği ile açılan yumurtalar 4 gruba (n=25) ayrılarak subblastodermik olarak uygulama yapıldı. Kontrol grubuna % 0.9 steril serum fizyolojik, deney gruplarına ise 1.5, 7.5 ve 15 µg/yumurta dozda liraglutid enjekte edildi. Enjeksiyon sonrası pencereler steril drape ile kapatılarak inkübasyona bırakıldı. 48 saat inkübasyon sonunda tüm yumurtalar açılıp Hamburger-Hamilton skalası temel alınarak değerlendirildi. Çalışmada nöral tüp açıklığı, somit sayıları, Hamburger Hamilton skalasına göre gelişim evreleri incelendiğinde kontrol grubu ile deney grupları arasındaki doza bağlı farkın istatistiksel olarak anlamlı olmadığı tespit edildi (p>0.05). Baş-kıç uzunlukları bakımından yüksek doz grubu ile diğer gruplar arasındaki farkın istatistiksel olarak anlamlı olduğu tespit edildi (P0.05). It was determined that the difference between the high dose group and the other groups in terms of fore-aft lengths was statistically significant (P<0.05). As a result, there was no significant relationship between the doses of Liraglutide and neural tube patency and somite counts, but differences were found between fore-aft measurements. Further research is recommended for a clearer understanding of the effects of liraglutide on embryo development

    Morphology and volume measurement of pecten oculi by stereology in merlin (Falco columbarius)

    Get PDF
    Corpus vitreum içerisinde yer alan pecten oculi yüksek damarlaşma ve pigmentasyona sahiptir. Retinanın beslenmesinde ve hareket eden objelerin iyi görülmesi için yardımcı bir aygıt olduğundan gündüz avlanan kuşlar için büyük önem taşır. Araştırmada 5 adet ergin erkek bozdoğanın (Falco columbarius) pecten oculi’sinin morfolojik ve stereolojik incelemeleri yapılmıştır. Morfolojik incelemeler sonucu bozdoğan pecten oculi’sinin plikalı tipte ve 17-18 adet kıvrıma sahip olduğu, şeklinin çeşitkenar yamuğa benzediği saptandı. Bu yapıların ortalama uzunlukları ise 12.26 ± 0,21 mm (bazal), 7.97 ± 0,08 mm (apikal), 5.83 mm ± 0,12 (bazal-apikal arası) olarak tespit edildi. Stereolojik hacmi ise ortalama 17.28 ± 0,28 mm3 olarak tespit edilmiştir. Bozdoğanda pecten oculi’nin morfolojik yapısı ortaya konarak stereolojik metotla hacmi hesaplanmış olup, tür ayrımında birçok çalışmaya kaynak olabileceği düşünüldü.Pecten oculi seeded in corpus vitreum poses high vascularisation and pigmentation. It very important for day-time hunter birds because it is involved in retinal nutrition and contributes for better vision to moving objects. In this study, morphologic and stereologic evaluation of pecten oculi in 5 Merlin (Falco columbarius) was carried out. It was observed that pecten oculi of merlin was plicated type with 17-18 convulations and resembled scalene trapezium in shape. Average lenght of these structures were 12.26 ± 0,21 (basal), 7.97 ± 0,08 mm (apical) and, 5.83 mm ± 0,12 (basal and apical intermission). The avarage stereological volume was 17.28 ± 0,28 mm3. It was concluded that morphology and the volume of pecten oculi by stereological approach were determined and the data generated here may be useful for the differentiation of species

    Macroanatomical, subgross and stereological ınvestigation of the nerve nodes in the buffalo heart

    Get PDF
    Kalbin sinir düğümleri (nodus sinoatrialis ve nodus atrioventricularis) kendine has olan iletim sisteminin bir parçası olarak görev yapan birimler olup, kalbin normal ritminde çalışması için gerekli elektriksel iletimleri sağlar. Bu çalışmamızda yöresel olarak öneme sahip olan mandaların kalbinde sinir düğümlerini stereolojik metodlar kullanarak inceledik. Mezbahadan temin ettiğimiz manda kalplerinde öncelikle sinir düğümlerinin olduğu bölgeler diseke edildi ve %10’luk nötral formaldehit çözeltisinde tespit edildi. Doku takibi ve parafine gömme aşamalarının ardından sinoatriyal düğüm için ~1.7 mm, atriyoventriküler düğüm için ~0.9 mm aralıklar bırakılarak 5 μm kalınlığında kesitler alındı ve bu kesitlerde stereolojik olarak hesaplamalar yapıldı. İncelemelerimiz sonucu sinoatriyal düğümlerde daha soluk boyanan, daha küçük çapta lifler taşıyan ve perinüklear bölge hücreleri içeren düğüm bölgelerini tespit ettik ve ölçümlerimiz sonucu sinoatriyal düğüm boyutunu ~18mm x 2.9mm x 2mm, hacmini ise 122.83 mm3 olarak tespit ettik. Atriyoventriküler düğümün ise atrium dextrum’un duvarında endocardium’un hemen altında triküspit kapakçıklar hizasında ve os cordis’in hemen üzerinde olduğunu, bölge koroner arterlerinin ramus interventricularis’lerden çıkarak interatrial bölgeye giden damarlarla kanlandığını ve yine bu bölgede purkinje sinir hücrelerinin varlığını tespit ettik. Ölçümlerimiz sonucu atrioventriculer düğüm boyutunu ~9 mm x 4.3 mm x 3.1 mm, hacmini ise 119.03 mm3 olarak tespit ettik.Sinoatrial (SA) and Atrioventricular (AV) nodes are responsible for the nerve conduction of the hearth, that provides electricial signals for normal cardiac rhythm. In this study we investigated the nevre nodes of the water buffalos by means of the stereological methods. SA node and AV node from the water buffalo heart obtained from slaughter house were dissected and fixed into the 10 % neutral formaldehyte sollution. After the histological processing of the tissue, we investigated the serial sections in stereologically. The pale stained nodal areas that include smaller fibers and perinuclear cells were identified in sinoatrial nodes. The dimensions of the sinoatrial node were ~18 mm x 2.9 mm x 2 mm and the volume was 122.83 mm3. The atrioventricular node located just under the endocardium of the interatrial septum, at the level of valva tricuspitalis and above the os cordis. The dimensions of the atrioventriculer node were ~9 mm x 4.3 mm x 3.1 mm and the volume was 119.03 mm3

    Morphology and volume measurement of Bursa fabricius by stereology in merlin (falco columbarius)

    Get PDF
    Bursa fabricius (Bursa cloacalis veya Bursa fabricii) kanatlıların lenfoepitelial bir organı olup kanatlıların primer lenfoid organı organı olarak görev yapmaktadır. B lenfositlerinin gelişim ve farklılaşmasının yanında immunoglobulin izotip değişminden de sorumludur. Bursa fabricius cloaca’ya açılan kanalında küçük bir T lenfosit kümesi bulunduğundan dolayı aynı zamanda sekonder lenfoid organ olarak da görülmektedir ancak erken dönemde organın gelişimi gerilemektedir. Bu çalışmada 5 adet ergin bozdoğandan (Falco columbarius) elde edilen bursa fabricius’lar üzerinde morfolojik ve stereolojik incelemeler yapıldı. Morfolojik incelemeler sonucunda bozdoğan’larda bursa fabricius’un cloaca üzerinde bulunduğu, bir kanal vasıtasıyla proctodeum’a açıldığı, şeklinin oval olduğu ve lümeninde mukoza katmanı tarafından yapılmış plikalar bulunduğu gözlemlendi. Bu yapıların boyu 15,62 ± 1,41 mm, eni en uzun bölgede 10.14 ± 0,66 mm en kısa bölgede ise 0.98 ± 0,07 mm olarak saptandı. Stereolojik yöntemle yapılan hesaplamalarda hacmi 0.190 ± 0,008 cm3 olarak tespit edildi. Bozdoğanda bursa fabricius’un morfolojik yapısı ortaya konarak stereolojik metotla hacmi hesaplanmış olup, kanatlılarda tür ayrımında ileride yapılacak çalışmalara kaynak olabileceği düşünüldü.Bursa fabricius (Bursa cloacalis or Bursa fabricii) is a lymphoepithelial organ of poultry and serves as the primary lymphoid organ. In addition to the development and differentiation of Bursa Fabricius B lymphocytes, immunoglobulin is also responsible for isotype change. Bursa fabricius is also seen as a secondary lymphoid organ due to the presence of a small T-lymphocyte cluster in the channel opening to cloaca, but early development of the organ is delayed. In this study, morphological and stereological examinations were performed on bursa fabricius obtained from 5 adult Merlin (Falco columbarius). Our morphological studies have shown that the bursa fabricius of merlin is located on the cloaca and that it is opened to proctodeum through a canal. We saw that it was oval shaped and had plums made by the mucosa layer in the lumen. The size of these structures was found to be 15,62 ± 1,41 mm, 10.14 ± 0,66 mm in the widest area and 0.98 ± 0,07 mm in the shortest area. The volume we calculated by the stereological methods was 0.190 ± 0,008 cm3. The morphological structure of bursa fabricius in merlin was determined and the volume was calculated by stereological method and it was thought that it might be the source of future studies in the species differentiation in poultry

    Immunohistochemical and Stereological Investigation of the Protective Effects of Curcumin on the Cypermethrin Treated Rat Testes.

    No full text
    Cypermethrin tip II sentetik piretroit grubundan bir pestisit olup, diğer sentetik piretroitler gibi memelilerde daha az toksik olduğu düşünüldüğünden oldukça yaygın bir kullanım alanı bulmuştur. Ancak cypermethrin’in erkek üreme sistemi de dahil birçok sistem üzerine toksik etkilerinin incelendiği araştırmalar gün geçtikçe artmaktadır. Curcumin zerdeçal (curcuma longa) bitkisinden elde edilen, son dönemde fiziksel, kimyasal birçok zararlı etkene karşı koruyucu etkisi olduğu tespit edilen bir antioksidandır. Bu çalışma cypermethrin’in rat testis’leri üzerine olumsuz etkilerinin ve curcumin’in bu olumsuz etkilerine karşı olası koruyucu etkilerinin araştırması amacıyla yapılmıştır. Üç aylık erkek ratlar, her grupta 8 hayvan olacak şekilde 6 gruba ayrıldı ve 30 gün boyunca gastrik gavaj yoluyla kimyasallar uygulandı. İlk grup çözücü olarak kullanılan mısırözü yağı verdiğimiz kontrol grubu olup, 2. grup cypermethrin, 3. grup curcumin, 4. grup ilk 15 gün cypermethrin sonraki 15 gün curcumin, 5. grup ilk 15 gün curcumin sonraki 15 gün cypermethrin, 6. grup ise cypermethrin ve curcumin’in birlikte uygulandığı gruplardı. 30 günlük uygulamanın ardından ötenazisi yapılan ratların sağ testis’leri stereolojik inceleme, sol testis’leri ise histolojik inceleme, ölçüm ve immunohistokimyasal inceleme amacıyla alındı. Stereolojik inceleme amaçlı 2 mm’lik eşit aralıklarla dilimlenen sağ testis’lerden Cavalieri metodu ile hacim hesaplandı. Sol testis’ler küçültme işlemi ve histolojik doku takibi ardından parafin bloklara gömüldü. Bloklardan 5 µm kalınlığında kesitler alındı. Kesitlerden bir kısmı histolojik inceleme ve ölçüm amacıyla Hematoksilen-Eosin yöntemiyle boyandı. Diğer kesitler ise immunohistokimyasal olarak boyandı. İncelemeler sonucunda canlı ağırlık, testis ağırlıkları, tubuli seminiferi çapı bakımından kontrol grubu ve deney grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmedi. Cypermethrin verilen grupta histolojik olarak testis yapısında olumsuzluklar tespit edilirken, cypermethrin ve curcumin’in birlikte verildiği grup ve ilk 15 gün cypermethrin ardından 15 gün curcumin verilen grupta bu olumsuzluklara rastlanmadı. İlk 15 gün curcumin ardından 15 gün cypermethrin verilen grupta ise histolojik bulgular cypermethrin verilen gruba benzerdi. Leydig hücre sayısı ve tubuli seminiferi epitel yüksekliğinin cypermethrin verilen grupta anlamlı olarak düştüğü tespit edilirken, cypermethrin ve curcumin’in birlikte verildiği grup ve ilk 15 gün cypermethrin ardından 15 gün curcumin verilen grupta bu ölçüm değerleri kontrol grubuna benzer olarak tespit edildi. İlk 15 gün curcumin ardından 15 gün cypermethrin verilen grupta ise bu ölçüm değerleri cypermethrin verilen gruba benzerdi. İmmunohistokimyasal incelemelerde ise cypermethrin verilen grupta leydig, sertoli ve peritubuler myoid hücrelerinde AR immunboyama yoğunluğu kontrol grubuna göre düşerken, cypermethrin ve curcumin’in birlikte verildiği grup ve ilk 15 gün cypermethrin ardından 15 gün curcumin verilen grupta yoğunluğun kontrol grubuna benzer olduğu saptandı. İlk 15 gün curcumin ardından 15 gün cypermethrin verilen grupta ise AR immunboyama yoğunluğu cypermethrin verilen grup ile benzerlik göstermekte idi. Sonuç olarak çalışmada cypermethrin’in rat testis’lerinde incelediğimiz parametreler bakımından olumsuz etkileri ve curcumin’in cypermethrin’e karşı koruyucu etkileri tespit edildi.Bu Tez Afyon Kocatepe Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu tarafından 14.SAĞ.BİL.08 proje numarası ile desteklenmiştir

    Immunohistochemical and Stereological Investigation of the Protective Effects of Curcumin on the Cypermethrin Treated Rat Testes.

    No full text
    Cypermethrin tip II sentetik piretroit grubundan bir pestisit olup, diğer sentetik piretroitler gibi memelilerde daha az toksik olduğu düşünüldüğünden oldukça yaygın bir kullanım alanı bulmuştur. Ancak cypermethrin’in erkek üreme sistemi de dahil birçok sistem üzerine toksik etkilerinin incelendiği araştırmalar gün geçtikçe artmaktadır. Curcumin zerdeçal (curcuma longa) bitkisinden elde edilen, son dönemde fiziksel, kimyasal birçok zararlı etkene karşı koruyucu etkisi olduğu tespit edilen bir antioksidandır. Bu çalışma cypermethrin’in rat testis’leri üzerine olumsuz etkilerinin ve curcumin’in bu olumsuz etkilerine karşı olası koruyucu etkilerinin araştırması amacıyla yapılmıştır. Üç aylık erkek ratlar, her grupta 8 hayvan olacak şekilde 6 gruba ayrıldı ve 30 gün boyunca gastrik gavaj yoluyla kimyasallar uygulandı. İlk grup çözücü olarak kullanılan mısırözü yağı verdiğimiz kontrol grubu olup, 2. grup cypermethrin, 3. grup curcumin, 4. grup ilk 15 gün cypermethrin sonraki 15 gün curcumin, 5. grup ilk 15 gün curcumin sonraki 15 gün cypermethrin, 6. grup ise cypermethrin ve curcumin’in birlikte uygulandığı gruplardı. 30 günlük uygulamanın ardından ötenazisi yapılan ratların sağ testis’leri stereolojik inceleme, sol testis’leri ise histolojik inceleme, ölçüm ve immunohistokimyasal inceleme amacıyla alındı. Stereolojik inceleme amaçlı 2 mm’lik eşit aralıklarla dilimlenen sağ testis’lerden Cavalieri metodu ile hacim hesaplandı. Sol testis’ler küçültme işlemi ve histolojik doku takibi ardından parafin bloklara gömüldü. Bloklardan 5 µm kalınlığında kesitler alındı. Kesitlerden bir kısmı histolojik inceleme ve ölçüm amacıyla Hematoksilen-Eosin yöntemiyle boyandı. Diğer kesitler ise immunohistokimyasal olarak boyandı. İncelemeler sonucunda canlı ağırlık, testis ağırlıkları, tubuli seminiferi çapı bakımından kontrol grubu ve deney grupları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark tespit edilmedi. Cypermethrin verilen grupta histolojik olarak testis yapısında olumsuzluklar tespit edilirken, cypermethrin ve curcumin’in birlikte verildiği grup ve ilk 15 gün cypermethrin ardından 15 gün curcumin verilen grupta bu olumsuzluklara rastlanmadı. İlk 15 gün curcumin ardından 15 gün cypermethrin verilen grupta ise histolojik bulgular cypermethrin verilen gruba benzerdi. Leydig hücre sayısı ve tubuli seminiferi epitel yüksekliğinin cypermethrin verilen grupta anlamlı olarak düştüğü tespit edilirken, cypermethrin ve curcumin’in birlikte verildiği grup ve ilk 15 gün cypermethrin ardından 15 gün curcumin verilen grupta bu ölçüm değerleri kontrol grubuna benzer olarak tespit edildi. İlk 15 gün curcumin ardından 15 gün cypermethrin verilen grupta ise bu ölçüm değerleri cypermethrin verilen gruba benzerdi. İmmunohistokimyasal incelemelerde ise cypermethrin verilen grupta leydig, sertoli ve peritubuler myoid hücrelerinde AR immunboyama yoğunluğu kontrol grubuna göre düşerken, cypermethrin ve curcumin’in birlikte verildiği grup ve ilk 15 gün cypermethrin ardından 15 gün curcumin verilen grupta yoğunluğun kontrol grubuna benzer olduğu saptandı. İlk 15 gün curcumin ardından 15 gün cypermethrin verilen grupta ise AR immunboyama yoğunluğu cypermethrin verilen grup ile benzerlik göstermekte idi. Sonuç olarak çalışmada cypermethrin’in rat testis’lerinde incelediğimiz parametreler bakımından olumsuz etkileri ve curcumin’in cypermethrin’e karşı koruyucu etkileri tespit edildi.Bu Tez Afyon Kocatepe Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Komisyonu tarafından 14.SAĞ.BİL.08 proje numarası ile desteklenmiştir.Kabul ve Onay...................................................................................................... ii Önsöz……… ........................................................................................................ iii İçindekiler ............................................................................................................ iv Simgeler ve Kısaltmalar...................................................................................... vi Tablolar …………................................................................................................ vii Şekiller …………….............................................................................................. viii 1. GİRİŞ ................................................................................................................ 1 1.1. Testisin Fonksiyonel Anatomisi………........................................................ 1 1.1.1. Descensus Testis ……….............................................................................. 2 1.1.2. Tunica Testis …….……………………………..………………………….. 2 1.1.3. Parenchyma Testis .……………………………….………………….…..... 3 1.1.3.1. Tubuli Seminiferi .………………………….…..………………………... 3 1.1.3.1.1 Kan Testis Bariyeri………………………….…..…………………….... 4 1.1.3.2. İnterstisyel Doku ……………………………..…..…………………..….. 5 1.1.4. Androjen Reseptör (AR) …………………....………..……………………. 6 1.2. Cypermethrin.................................................................................................. 7 1.3. Curcumin …................................................................................................... 9 1.4. Stereoloji …………………………………………………………………… 11 1.4.1. Genel Bilgiler ……..……………………………………………………….. 11 1.4.2. Tarafsız Sayım Çerçevesi ............................................................................. 12 1.4.3. Cavalieri Metodu ………............................................................................. 13 1.5. İmmunohistokimya ………………………………………………………… 15 2. GEREÇ VE YÖNTEM ..................................................................................... 17 2.1. Araştırmanın Yapıldığı Yer.............................................................................. 17 2.2. Deney Hayvanları……………………………………………………………. 17 2.3. Deney Grupları………………………..……………………………………... 18 2.4. Deney Aşaması ….…………………………………………………………... 18 2.4.1. Gastrik Gavaj Uygulaması .……………………………………………….. 18 2.4.2. Ratların Diseksiyonu ……………………………………………………... 18 2.4.3. Doku Takibi ……………………………………………………………….. 20 2.4.4. Kesit Alma ……………………………………………………………….... 21 2.5. Stereolojik Ölçümler ………………...…………..…………………………... 21 2.6. Hücre Sayımı ve Tubuli Seminiferi Ölçümleri .…………………………….. 22 2.7. İmmunohistokimya ………………………………………………………….. 25 2.8. İstatistiksel Analiz .......................................................................................... 26 3. BULGULAR ..................................................................................................... 26 3.1. Vücut ve Testis Ağırlıkları…..………………………………………………. 26 3.2. Histolojik Bulgular ……………………..………………………………….... 27 3.3. Stereolojik Bulgular ………………..………………………………..…….… 33 3.4. Hücre Sayımı ve Tubuli Seminiferi Ölçümlerine Ait Bulgular ………….… 34 3.5. İmmunohistokimyasal Bulgular …………………………………………….. 37 4. TARTIŞMA…………………………………………………………………… 42 5. SONUÇ............................................................................................................... 52 ÖZET ..................................................................................................................... 53 SUMMARY…………………………………………………………………….. 55 KAYNAKLAR…………………………………………………………………. 5
    corecore