4 research outputs found

    The effect of temperature on angiogenesis in chicken embryos

    Get PDF
    Anjiyogenez embriyonik dönemde yeni damarların oluşumunda önemli bir rol oynar. Bu çalışmanın amacı, Koryoallantoik Membran (KAM) modeli kullanılarak 37.50C ve 39.00C olacak şekilde iki farklı kuluçka sıcaklığına maruz bırakılan tavuk embriyolarında anjiyogenez sürecindeki olası farklılıkları belirlemektir. Çalışmada her birinde 16’şar adet döllü tavuk yumurtasının analiz edildiği deney ve kontrol grubu olmak üzere iki grup yer aldı. Yumurtalar inkübasyonun 7. gününde penset ve cerrahi makas yardımıyla embriyoya zarar vermeden açıldı. Fotoğrafları çekilen embriyoların tepe-kıç ve occipitofrontal uzunlukları ile KAM’daki damar kalınlıkları, damar yoğunluğu ve damar dal sayıları ImageJ programı kullanılarak ölçüldü. Verilerin istatistiksel analizi SPSS programı aracılığıyla yapıldı. Sıcaklığa bağlı olarak 39.00C’de inkübe edilen yumurtalardan elde edilen embriyoların tepe-kıç uzunluklarının değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı olmasa da bir azalma mevcuttu. Bununla birlikte occipito-frontal uzunluk değerlerinin arttığı, kafatasının daha büyük bir görünüme sahip olduğu ve bu artışın istatistiksel olarak anlamlı olduğu tespit edildi (p<0.05). 37.50C’de inkübe edilen yumurtalardan elde edilen embriyoların damar yoğunluğu ortalaması 1.58±0.57 iken, 39.00C’de inkübe edilen yumurtalardan elde edilen embriyoların ortalama damar yoğunluğu 1.46±0.61 olarak tespit edildi. Ortalama damar yoğunluğu değerleri arasında istatistiksel olarak gruplar arasında bir fark gözlenmedi (p>0.05). Her iki grubun karşılaştırılmasında artan sıcaklığa bağlı olarak damar dal sayısında bir azalma (37.50C’de 35.44±10.97, 39.00C’de 24.94±6.97) olduğu görüldü. Bu azalmanın istatistiksel olarak anlamlı olduğu tespit edildi (p<0.05). Genel anlamda sıcaklık artışının tavuk embriyolarında KAM’da damar yoğunluğu, kalınlığı ve dal sayısında bir azalmaya sebep olduğu gözlendi. Sonuç olarak embriyolarda büyüme ve gelişmenin olumsuz yönde etkilendiği belirlendi.Angiogenesis plays an important role in the formation of new vessels in the embryonic period. The aim of this study is to determine possible differences in angiogenesis process in chicken embryos exposed to two different incubation temperatures of 37.50C and 39.00C using Chorioallantoic Membrane (CAM) model. The study included two groups, each with an experimental and control group, in which 16 fertilized chicken eggs were analyzed. The eggs were opened on the 7th day of incubation with the aid of forceps and surgical scissors without damaging the embryo. Head-stern, occipito-frontal length, vessel thickness, density and number of each embryo on CAM were measured by ImageJ. Statistical analysis of the data was performed by SPSS program. Depending on the temperature, there was a decrease, although not statistically significant, in the values of head-stern lengths of the embryos obtained from the eggs incubated at 39.00C. However, it was determined that occipito-frontal length values increased, the skull had a larger appearance and this increase was statistically significant (p<0.05). The mean density of embryos obtained from eggs incubated at 37.50C was 1.58±0.57, while the mean vessel density of embryos obtained from eggs incubated at 39.00C was 1.46±0.61. There was no statistically difference between mean vessel density values (p>0.05). A comparison of both groups showed a decrease in the number of vascular branches (35.44±10.97 at 37.50C, 24.94±6.97 at 39.00C) due to the increasing temperature. This decrease was found to be statistically significant (p<0.05). In general, it was observed that the increase in temperature caused a decrease in vessel density, thickness and number of branches in chicken embryos on CAM. As a result, it was determined that growth and development were negatively affected in embryos

    Perceptions of medical student regarding the use of cadavers for medical education in Turkey

    No full text
    Amaç: Tıp fakültesi öğrencilerinin kadavrayı nasıl algıladıklarını ve tıp eğitiminde kadavra kullanıma yönelik ne tür bir yaklaşım benimsediklerini belirlemektir. Yöntem: Öğrencilerin kadavra algısını ve eğitimde kadavra kullanımı hakkındaki yaklaşımlarını belirleme amacıyla, her birine benimseme derecesine göre bir-beş arası puan verilmesi istenen 19 ifadenin yer aldığı bir veri toplama formu kullanılmıştır. Ögenler ve Ark.' nın daha önce kullandığı veri toplama formu revize edilerek Ege Bölgesi'ndeki sekiz farklı tıp fakültesindeki 511 ikinci sınıf öğrencisine uygulanmıştır. Derlenen veriler ortalama ve standart sapma üzerinden değerlendirilmiş, alt grup karşılaştırmalarında t test ve ki kare testleri kullanılmıştır. Çalışma için etik kurul onayı alınmıştır. Bulgular: Araştırmaya 511 öğrenci katılmış, veriler 492 formu üzerinde değerlendirilmiştir. Katılımcıların %92'si anatomi eğitiminde kadavra kullanmıştır. Katılımcıların %57'si kadındır ve en çok katılımcı %23 ile Adnan Menderes Üniversitesi'ndendir. Katılımcıların en fazla benimsediği görüş, insanın değerli varlık olduğu ve bu nedenle insan bedenine, kişi canlıyken de öldükten sonra da değer verilmesi ve saygı gösterilmesi gerektiğidir (4,27 ± 1,04). En az benimsenen görüş ise her ne amaçla olursa olsun, ölü bir kişinin bedeni üzerinde eğitim yapılmaması gerektiğidir (1,90 ± 0,86). Mahremiyet hakkı çerçevesinde, diseksiyon sırasında kadavranın yüzünün örtülmesi ihmal edilmemesi gereken insani bir incelik olduğunu kadavra eğitimi almayanlar kadavra eğitimi alanlara göre (p=0,008); diseksiyon-demonstrasyon sırasında kadavra, yalnızca bir nesnedir ve kadavranın bir nesne olarak görülmesi ve benimsenmesi gerektiğini kadavra eğitimi alanlar kadavra eğitimi almayanlara göre (p=0,012); eğitim işlevini tamamlamış bir kadavraya aşırı anlamlar yüklemenin gereksiz olduğunu erkekler kadınlara göre (p=0,035); kadavra üzerindeki çalışmalar tıp öğrencilerinin tıbbi-cerrahi işlemlerle ilgili el ve alet kullanma becerilerine ciddi bir katkı sağlamadığını kadavra eğitimi alanlar kadavra eğitimi almayanlara göre (p=0,010) daha fazla benimsenmemiştir. Sonuç: Tıp fakültesi öğrencileri kadavrayı insani yönü ve değeri bakımından önemsemekte ve eğitime katkı sağlaması bakımından ona özel bir değer atfetmektedir. Anatomi eğitiminde kadavra üzerinde çalışan öğrencilerde, kadavrayı bir eğitim materyali olarak görme eğilimi baskındır. Öğrenciler kadavraya ölü bir kişinin bedeni olarak saygı duymakta ve kadavranın bir eğitim materyali olmasıyla ilgili konuları, anatomistlerden kısmen farklı değerlendirmektedir.Aim: The aim of our study is determine the perceptions of medical school students and what kind of approach they have adopted for use cadavers in medical education. Method: 19 expression was used for students' perception of cadavers and determine the approaches on the use of cadaver training in a data collection form which is desired to give one to five points according to the degree of adopt from students. The data collection form used by Ögenler et al before, had used was revized by us. And it was performed to 511 second grade students in eight different medical schools in the Aegean Region. The collected data has been assessed at the average and standard deviation and t test and chi-square tests have been used to compute the subgroups. The approval of ethical committee has been obtained for this study. Results: 511 students were participated in this research, and the data were analyzed on the only 492 form. 92% of respondents have been used cadavers in anatomy education. 57% of participants are female and most participants are from Adnan Menderes University with 23%. The opinion which is adopted by most of the participants "Human is valuable asset. Therefore; value and respectmust be given to the human body. While person was both alive or afterdeath" (4,27 ± 1,04). At least adopted opinion " Whatever the purposes are, a dead person's body shouldn't be used for training" (1,90 ± 0,86). Within the framework of the right to privacy, to cover the face of cadaver during the dissection is a humanitarian curtousy (p=0,008). During the dissection-demonstration, cadaver is only an object. Cadaver is supposed to be adopted and seen only as an object (p=0,012). Students who have received training with human cadaver has adopted much more than students have received training without human cadavers all of the above opinions. On the contrary, students who have received training with human cadaver don't have adopted opinion " The studies on cadavers do not provide a significan contribution to the medical students in terms of improving their medical-surgical skills" much more than students have received training without human cadavers (p=0,010). And It is unnecessary to attribute an extreme value to the cadavers who have completed the training function. Males adopted this opinion more than females (p=0,035). Conclusion: Medical school students regard to cadavers for in terms of human aspect and value and attribute to him a special value in terms of contribute to education. Students working on cadavers in anatomy education see cadaver as an educational material is the dominant trend. Students respect cadaver as the body of a dead person and the issues related with its use as an education material are considered partially different from the anatomists

    Yapay sinir ağları ve klinik araştırmalarda kullanımı

    No full text
    Yapay zeka yöntemleri insanların zekice olarak tasvir edilen davranışlarının akıllı cihazlar tarafından modellenmesidir. Yapay sinir ağları YSA ile sinir sisteminin çalışma şekli benzerdir. Stimüle edilen sinir hücreleri çeşitli şekillerde birbirlerine bağlanarak bir YSA oluştururlar. YSA’dan istenen ise, insanların düşünme yeteneğini bilgisayarlar aracılığı ile kopyalamak ve belirli ölçüde bilgisayarlara öğrenme yeteneği kazandırabilmektir. YSA’ların çok boyutlu, karmaşık, kesin olmayan, eksik, hata olasılığı yüksek sensör verileri olduğu ve problemleri çözmek için matematiksel modellerin ve algoritmaların bulunmadığı durumlarda yaygın olarak kullanıldıkları görülmektedir. Bu amaçla geliştirilmiş ağlar; muhtemel fonksiyon kestirimleri, sınıflandırma, ilişkilendirme veya örüntü eşleştir- me, örüntü tanıma ve optimizasyon gibi fonksiyonları gerçekleştirmektedirler. YSA tıbbi araştırma verileri içinden daha önce fark edilmemiş desenleri saptama, sınıflama, tıbbi aygıtların kontrolü, tıbbi görüntülerin karakteristiklerinin tespit edilmesi gibi pek çok uygulamada aktif olarak kullanılmaktadır. Yapay zeka yöntemlerinin yeterliliği tıbbın neredeyse her alanında araştırılmıştır ve uygu- lanma potansiyeline sahiptir. Bu çalışmalara örnek olarak; akut apandisit, ateroskleroz ve koroner arter hastalıkları için tanı koyma, apical foramen lokalizasyonu, artritte el ve bilek radyografisi kullanılarak lokalizasyon değerlendirme, osteoporoz riski değerlendir- me, yürüme bozukluğu ve baş ağrılarının sınıflandırılması, oral veya orofarenjiyal kanser tedavisinde hastalardaki hipernazalitenin değerlendirilmesi ve analizi, farenjiyal yüksek çözünürlük manometresinin sınıflandırılması gösterilebilir. Hatalı teşhis riski olan kompleks hastalıkların tanısında faydalı bir araç olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle YSA tekniğinin gereksiz araştırmaları, olumsuz ameliyat oranlarını ve potansiyel olarak ortaya çıkabilecek maliyeti azaltabileceği söylenebilir. YSA araştırmalarının getirileri ve başa- rıları göz önüne alındığında tıp alanında yeni bir çağ açacağı ve daha gelişmiş tanı ve tedavi yöntemleri için ışık tutacağı kaçınılmaz bir gerçekti
    corecore