4 research outputs found

    TRAVMA

    No full text

    Fekal İnkontinansın Tedavisinde Perkütan Tibial Sinir Stimülasyonunun Farklı Uyarı Protokollerindeki Etkinliği

    No full text
    Fekal İnkontinansın Tedavisinde Perkütan Tibial Sinir Stimülasyonunun Farklı Uyarı Protokollerindeki Etkinliği Berke Şengün1 , İlker Özgür2 , Hızır Nuhoğlu1 , Onur Bayram1 , Emre Özoran1 , Derya Uymaz1 , Gözde Türkmenoğlu1 , Aslı Sezgen1 , Metin Keskin2 , Türker Bulut2 , Emre Balık1 , Dursun Buğra1 1 Koç Üniversitesi Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, İstanbul 2 İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, Genel Cerrahi Anabilim Dalı, İstanbul Amaç: Perkütan tibial sinir stimülasyonu (PTSS) ile sakral sinir stimülasyonu, fekal inkontinans tedavisinde kullanılan nöromodülatör birer yöntemdir. Bu çalışmada kliniklerimizde uygulanan perkütan tibial sinir stimülasyonunun iki farklı uyarı protokolündeki etkinliği karşılaştırılmıştır. Gereç-Yöntem: İki farklı tersiyer üniversite hastanesinde, Ocak 2015 – Ocak 2019 tarihleri arasında fekal inkontinans şikâyeti ile başvurmuş, kriterlere uygun görülerek sinir stimülasyonu yapılmış 113 vaka çalışmaya dahil edildi. Hastalar, günaşırı tedavi alanlar ve haftada bir tedavi alanlar olarak iki gruba bölündü. Hastaların demografik bilgilerine ek olarak, inkontinansa neden olan etiyolojileri, tedavi öncesi ve sonrası 6 aylık kısa dönem Wexner inkontinans skorları gibi değerleri prospektif olarak kaydedildi ve retrospektif olarak incelendi. SPSS 18 (IBM Corp. Armonk, NY) kullanılarak, t-test, chikare ve univaryant regresyon analizleri yapıldı. İstatistiksel olarak anlamlılık p<0,05 olarak tanımlandı. Bulgular: Tibial sinir stimülasyonu tedavisine başlanılan 113 hastanın 19’u günaşırı tedavi alırken 94’ü haftada bir tedavi aldı. Hastaların tamamı 10 seanslık tedavilerini tamamladı. Günaşırı tedavi alan hastaların 13’ü (%68,4) kadın iken haftada bir tedavi alanların 66’sı (%70,2) kadındı (p=0,876). Günaşırı tedavi alanların yaş ortalaması 51,5 iken haftada 1 alanların 50,4’idi (p=0,815). Günaşırı tedavi alanların 12’si (%63,2) anorektal cerrahi veya obstetrik, 7’si (%36,8) idiyopatik etiyolojiye sahiptir. Haftada bir tedavi alanların 61’i (%64,9) anorektal cerrahi veya obstetrik, 26’sı (%27,7) idiyopatik ve 7’si (%7,4) nörojenik etiyolojiye sahiptir. İki grup arasında etiyolojik olarak anlamlı bir fark gözlenmemiştir (p=0,492). Günaşırı tedavi alanların ortalama Wexner skorları 16,0’dan 8,7’ye gerilerken, haftada bir tedavi alanların ortalama skorları 14,2’den 7,8’e geriledi. İki protokol arasında tedavi etkinliği açısından anlamlı bir fark bulunamadı (p=0,117). Sonuç: PTSS seçilmiş vakalarda hem inkontinans skorlarında iyileşme hem de hayat kalitesinde artış sağlamaktadır. Düşük maliyet, komplikasyon riskinin olmaması, yatış gerektirmemesi ve kolay uygulama sayesinde gün geçtikçe daha çok hastada tercih edilen bir yöntem olmaya başlamıştır. Günaşırı veya haftada bir seans uygulama arasında etkinlik açısından anlamlı bir fark gözlenmemiştir

    Robotic complete mesocolic excision for transverse colon cancer can be performed with a morbidity profile similar to that of conventional laparoscopic colectomy

    No full text
    Background In minimally invasive surgery, complete mesocolic excision (CME) for transverse colon cancer is challenging; thus, non-CME resections are commonly preferred when laparoscopy is used. Robotic technology has been developed to reduce the limitations of laparoscopy. The aim of our study was to evaluate whether robotic CME for transverse colon cancer can be performed with short-term outcomes similar to those of laparoscopic conventional colectomy (CC). Methods A retrospective review of 118 consecutive patients having robotic CME or laparoscopic CC for transverse colon cancer in two specialized centers between May 2011 and September 2018 was performed. Perioperative 30-day outcomes of the two procedures were compared. Results There were 38 and 80 patients in the robotic CME group and laparoscopic CC group, respectively. The groups were comparable regarding preoperative characteristics. Intraoperative results were similar, including blood loss (median 50 vs 25 ml), complications (5.3% vs 3.8%), and conversions (none vs 7.5%). The rate of intracorporeal anastomosis was significantly higher (86.8% vs 20.0%), mean operative time was longer (325.0 +/- 123.2 vs 159.3 +/- 56.1 min (p < 0.001), and the mean number of harvested lymph nodes was higher in the robotic CME group (46.1 +/- 22.2 vs 39.1 +/- 17.8, p = 0.047). There were only minor differences in length of hospital stay (7.2 +/- 3.1 vs 7.9 +/- 4.0 days), anastomotic leak (none vs 2.6%), bleeding (none vs 1.3%), surgical site infections (10.5% vs 12.5%), and reoperations (2.6% vs 6.3%). Conclusions Robotic CME can be performed with a similar morbidity profile as laparoscopic CC for transverse colon cancer along with a higher rate of intracorporeal anastomosis, and higher number of lymph nodes retrieved, but longer operative times
    corecore