3 research outputs found
Genetic anomalies detected in patients with non-obstructive azoospermia and oligozoospermia
Genetik faktörler erkek infertilitesi nedenleri arasında
önemli bir yer tutmaktadır. Sayısal ve yapısal
kromozomal düzensizliklere, sebebi bilinmeyen
oligozoospermik ve azoospermik olgularda sık rastlanmaktadır.
Bu çalışmada 1995-2005 yılları arasında
infertilite kıliniğine başvuran 383 azoospermik ve 436
şiddetli oligozoospermik toplam 819 Türk erkek incelemeye
alındı. Bir ay ara ile iki kez spermogram ve basal
hormon profilleri (FSH-Testosterone) çalışıldı. Tüm olguların
karyogram analizleri yapıldı.
İncelenen 383 azoospermik olgunun 47(%12,3) tanesinde,
436 oligozoospermik olgunun 20(%4,6) tanesinde
kromozomal düzensizlik tesbit edilmiştir. Azoospermik
olgularda tesbit edilen kromozomal düzensizliklerin
9(%19,1) tanesi otosomal ve 38(%80,9) tanesi gonozomal
kromozomlara ait bulunmuştur. Oligozoospermik olgularda
ise tespit edilen kromozomal düzensizliklerin 8(%40)
tanesi otozomal, 12(%60) tanesi gonozomal kromozomlara
aittir.
Erkekte infertiliteye neden olan genetik nedenlerin belirlenmesi
ve yardımcı üreme teknikleri kullanılarak elde edilecek
bu bireylere ait çocukların taşıyabilecekleri genetik
riskin saptanması amacıyla infertilite kliniğine başvuran
azoospermik, oligozoospermik infertil erkeklerde genetik
danışma verilmesi ve sitogenetik inceleme yapılması
doğru tanının konmasına yardımcı olacaktır.Genetic factors have major importance in
male infertility etiology. Numerical and structural
chromosomal abnormalities seem to be frequent
inoligospermia and azoospermia cases with unknown
etiology. In this study 819 patients with azoospermia (383)
and oligospermia (436) who attended to infertility
depantinent between 1995-2005 were evaluated.
Spermogram and basic hormone proties (FSHTestesterone)
were studied two times with one month
interval from each patient and all the cases were evaluated
cytogenetically.
The 47(12,3%) of 383 azoospermia patients and the
20(4,6%) of 436 oligospermia patients were found to have
chromosomal abnormalities. The 9(19,1%) of the
chromosomal abnormalities found in azoospermia patients
were autosomal and the 38(80,9%) were gonosomal. In
oligospermia cases the 8(40%) of the chromosomal
abnormalities were autosomal and 12(60%) were
gonosomal.
Cytogenetic analysis and genetic counseling would be
heepful in infertile males with azoospermia and
oligospermia by determining the genetic factors causing
infertility and by assesing the genetic risks of the offsprigs
prowided by assisted reproductive techniques
The effects of voided urine volumes on uro flowmetry parameters
ÜrofIovmetri yapılan sağlıklı erkeklerin, idrar hacimlerinin üroflovmetri parametreleri üzerine etkisi araştırılmıştır.
Haziran 2002’de yaşları 21-52 arası olan toplam 30 sağlıklı gönüllü erkeğe, idrara az,orta ve çok sıkışık durumlarında olmak üzere 3’er kez üroflovmetri, MMS Libra Plus cihazı ile yapıldı. Çalışmaya katılanların kendi ifadelerine göre idrar hissi düzeyleri kaydedildi. Maksimum akım hızları, ortalama akım hızları ve diğer tüm üroflovmetri parametreleri, idrara sıkışma düzeyine göre işenen idrar hacimleri ile karşılaştırıldı.
Çalışmaya katılan erkeklerin yaş ortalaması 31 ±7.5’ da. Az, orta, çok konumda yapılan ölçümlerin analizinde maksimum akım hızına ulaşma süresi ve işemeye başlama süreleri dışındaki parametrelerde istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p=0.000).
Bu çalışma sonucunda üroflovmetri sırasında işenen volümlerin maksimum ve ortalama idrar akım hızlarını doğrudan arttırdığı sonucu izlenmiş ve bu sonuca göre hastalara üroflovmetri tetkikinin yapılması için ne çok az ne de çok fazla idrar hissettiklerinde başvurmaları değil normal idrar hisleri oluştuğu zaman üroflovmetri yapılmasının uygun olduğu kanısına varılmıştır. Ayrıca, infravezikal obstruksiyon göstergeleri olan maksimum akım hızına ulaşma süresi ve işemeye başlama sürelerinin, yapılan idrar hacimlerinden bağımsız olduğu görülmüştür
The effects of voided urine volumes on uro flowmetry parameters
ÜrofIovmetri yapılan sağlıklı erkeklerin, idrar hacimlerinin üroflovmetri parametreleri üzerine etkisi araştırılmıştır.
Haziran 2002’de yaşları 21-52 arası olan toplam 30 sağlıklı gönüllü erkeğe, idrara az,orta ve çok sıkışık durumlarında olmak üzere 3’er kez üroflovmetri, MMS Libra Plus cihazı ile yapıldı. Çalışmaya katılanların kendi ifadelerine göre idrar hissi düzeyleri kaydedildi. Maksimum akım hızları, ortalama akım hızları ve diğer tüm üroflovmetri parametreleri, idrara sıkışma düzeyine göre işenen idrar hacimleri ile karşılaştırıldı.
Çalışmaya katılan erkeklerin yaş ortalaması 31 ±7.5’ da. Az, orta, çok konumda yapılan ölçümlerin analizinde maksimum akım hızına ulaşma süresi ve işemeye başlama süreleri dışındaki parametrelerde istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p=0.000).
Bu çalışma sonucunda üroflovmetri sırasında işenen volümlerin maksimum ve ortalama idrar akım hızlarını doğrudan arttırdığı sonucu izlenmiş ve bu sonuca göre hastalara üroflovmetri tetkikinin yapılması için ne çok az ne de çok fazla idrar hissettiklerinde başvurmaları değil normal idrar hisleri oluştuğu zaman üroflovmetri yapılmasının uygun olduğu kanısına varılmıştır. Ayrıca, infravezikal obstruksiyon göstergeleri olan maksimum akım hızına ulaşma süresi ve işemeye başlama sürelerinin, yapılan idrar hacimlerinden bağımsız olduğu görülmüştür