Pharmacy Services in Disasters

Afetler; toplumun tamamı veya belli kesimleri için fiziksel, ekonomik ve sosyal kayıplara yol açan doğa, teknoloji veya insan kaynaklı olaylar olarak tanımlanabilir. Bu olaylar, normal yaşamı ve insan faaliyetlerini durdurur veya kesintiye uğratır, etkilenen toplumun başa çıkma kapasitesindeki yetersizlikleri ortaya çıkarır. Afetlerde ilk müdahale yereldir. Afet bölgesine yardımların ulaşması bazı durumlarda günler hatta haftalar sürebilir. Bu nedenle afet ve acil durumlara yönelik bir toplum afet müdahale planının olması çok önemlidir. Afet ve acil durumlara yönelik hazırlanan afet müdahale planları; zarar azaltma, afete hazırlık, afet yanıtı, rehabilitasyon ve yeniden yapılanma aktivitelerini ayrıntılı bir şekilde içermelidir. Kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları ve özel sektörün rol aldığı afet müdahale planlarının etkinliğinin arttırılmasında ilgili alanlarda eczacılara büyük sorumluluklar düşmektedir. Eczacılık mesleği mensuplarının afet ve acil durumlarda görevlerini icra etmeleri desteklenmeli ve afet müdahale planlarında ve medikal kurtarma ekiplerinde yer almalarının önü açılmalıdır. Bu derlemenin amacı, insan kaynaklı veya doğal afetler gibi olağanüstü durumlar için Uluslararası Eczacılık Federasyonu tarafından yayınlanan mesleki standartlar ve kılavuzlardaki güncel bilgileri afet ve acil durum eczacılığı alanına ilgi duyan eczacılara sunmaktır

A new fuzzy logic based career guidance system: WEB-CGS

Izbor zanimanja na mnogo načina uvelike utječe na društveni život pojedinaca. Ipak, izbor odgovarajuće karijere postaje sve teži kad se uzme u obzir postojanje sve većeg broja zanimanja i mogućnosti usmjeravanja. Shodno tome, sve je veća važnost profesionalnog usmjeravanja. U ovom se radu razvija sustav pomoću kojega se automatski može ponuditi profesionalno usmjeravanje. To je WEB-CGS (web-based carrier guidance system) koji funkcionira kao web usluga koja se zasniva na neizrazitoj (fuzzy) logici. Cilj je olakšati pojedincu izbor odgovarajućeg zanimanja. U tom sustavu integrirani su prethodni uspjesi u obrazovanju učenika i mišljenja nastavnika te je omogućeno prepoznavanje profesionalnih interesa i mogućnosti učenika. Sustav predviđa interes učenika za usmjeravanje u području informacijske tehnologije, elektrike-elektronike, računovodstva i industrije automobila. Postignuti su obećavajući rezultati usmjeravanja za 300 neopredijeljenih studenata 9. razreda u strukovnoj srednjoj školi.Choosing a career affects individuals’ social life deeply in terms of many dimensions. However, choosing the right career is becoming increasingly difficult given the existence of an increasing number of professions and training opportunities. Consequently, the importance of career orientation increases. In this study, a system that can automatically offer vocational guidance has been developed. This new system is referred to as WEB-CGS (web-based carrier guidance system) and works as a fuzzy logic based web service. The aim is that it will make it easier for an individual to choose the right profession. In this system, students’ prior educational successes and teachers’ views were integrated in a manner which made it possible to identify the students’ professional interests and capacities. The system forecasts vocational school students’ interest with regard to Information Technology, Electrics-Electronics, Accounting, and Automotive. Promising results were obtained with regard to 300 unbiased 9th grade students in terms of orienting them towards an appropriate profession

Potansiyel antikanser bileşikler olarak tasarlanan mannich bazlarının sentez ve biyoaktiviteleri

Kemoterapide mevcut ilaçların önemli yan etkileri, terapötik yetersizlikleri, etkide selektivite sorunları ve ilaçlara karşı gelişen direnç nedeniyle tez kapsamında yeni ve etkili sitotoksik aday bileşikler geliştirmek amaçlanmıştır. Bileşiklerin tasarlanmasında medisinal kimyada ilaç bulma yöntemleri arasında kabul edilen melez bileşikler (birden çok aktif molekülün aynı molekülde birleştirilmesi) hazırlama yöntemi uygulanmıştır. Buna göre, aktif hidrojen taşıyan interkalatör özellikte düzlemsel polisiklik / heterosiklik bir seri başlangıç maddesinden alkilleme yeteneği yüksek aminometil türevleri (Mannich bazları) hazırlanmıştır. Mannich tepkimelerinde amin olarak farklı pKa değerleri taşıyan morfolin, piperidin, dimetilamin ve bis(2-kloroetil)amin kullanılmıştır. Sentezlenen ve uygun tekniklerle saflaştırılan bileşiklerin molekül yapıları UV, IR, 1H-NMR, 13C-NMR, MS spektrumları ve elementel analiz sonuçları yorumlanarak aydınlatılmıştır. Sentezlenen ve yapısı aydınlatılan 33 bileşikten 8 bileşik ilk kez, 13 bileşik ise sistematik tam spektral analiz sonuçları ile birlikte ilk kez bu çalışma ile rapor edilmektedir. Moleküllerin DNA ile etkileşme mekanizmaları arasında kabul edilen interkalasyon ve alkilleme; stabilite ve katım testi, etidyum bromür fluoresans yer değiştirme deneyi ve elektrokimyasal teknikler kullanılarak araştırılmıştır. Model biyolojik nükleofil olan 2-merkaptoetanol ile IC 17 maddesi in vitro ortamda ( 37°C, pH 7.4 ve pH 6.9) inkübe edildiğinde eliminasyon-katım zincir tepkime ürünü olan IC 17-SH bileşiği ortamdan izole edilerek kimyasal yapısı aydınlatılmıştır. Bu sonuç moleküllerin potansiyel alkilleme yapabilme yeteneklerini açıklar. İnterkalatör etki mekanizması IC 27 bileşiği kullanılarak etidyum bromür fluoresans yer değiştirme deneyi ile kanıtlanmıştır. Elektrokimyasal deney sonuçları bileşiklerin DNA guanini ile etkileştiğini göstermiştir. Ayrıca, DNA topolojisinde önemli rol oynayan topoizomeraz I ve topoizomeraz II enzim inhibisyon düzeyleri araştırılmış ve sonuçlar ümit verici bulunmuştur. Bileşiklerin sitotoksisiteleri üç kanser hücre hattında (PC3, MCF7, HeLa) incelenmiştir. 3-Asetilfenantrenin bis(2-kloroetil)amin ile verdiği Mannich bazı (IC 27) sitotoksisite testinde referans bileşik doksorubisine yakın aktivite göstermiştir. Tez sonuçları değerlendirildiğinde, IC 27 bileşiğinin taşıdığı farmakofor gruplar yönünden yeni antikanser lider molekül olma potansiyeli yüksektir. Bu amaçla, IC 27 bileşiği üzerinde ek in vitro ve in vivo çalışmalar yapılması yararlı olacaktır

Potansiyel antineoplastik bileşikler olarak bazı heterosiklik moleküllerin mannich bazları

Tez kapsamında antineoplastik maddeler olarak kullanılan urasil ve bis(2- kloroetil)amin aynı molekülde Mannich Tepkimesi yardımıyla birleştirilmiştir (A1 Bileşiği). Bu biyoaktif bileşiklerin vücutta ardışık serbestlenmesi ile malignant dokuda daha güçlü toksisite oluşacağı beklenmektedir. Diğer yandan değişik pKa değerlerine sahip dimetilamin, piperazin, morfolin ve piperidin gibi aminler aktif hidrojen bileşiği olan urasil ile formaldehit varlığında klasik Mannich Tepkimesi koşulları altında Mannich bazlarına dönüştürülmüştür (sırasıyla A2, A3, A4, A5 Bileşikleri). İlk kez bu çalışmada önerilen olası bir mekanizma (Şekil 16) ile Mannich bazlarının kinon metid ara ürünleri üzerinden biyolojik nükleofillerle katım tepkimesine girerek alkilleme yapabileceği önerilmektedir. Ayrıca urasilmannich bazlarının beklemekle urasile dönüşmesi bileşiklerin in vivo ortamda antimetabolit özellikteki urasil verme olasılığını artırabilir (55). Bu olasılıklar hakkında fikir edinebilmek amacıyla A1 bileşiği üzerinde biyomimetik nükleofil olan 2-merkaptoetanol kullanılarak ön stabilite testi yapıldığında, çalışılan koşullarda (37 oC, pH 7.4) molekülün değişmeden kaldığı saptanmıştır. İleri çalışmalarda bileşiklerin değişik pH değerlerindeki stabilitelerinin incelenmesi potansiyel antikanser bileşik tasarımında yararlı bilgiler sağlayabilir. Sentez edilen bileşiklerin kimyasal yapıları UV, IR, 1H NMR, 13C NMR, kütle spektrumları değerlendirilerek saptanmıştır. 5-(Piperazinometil)urasil (A3) ilk kez bu çalışmada rapor edilmektedir. Literatürde sadece 5-(dimetilaminometil)urasil (A2) bileşiği için UV, IR, NMR bulguları, 5-((bis(2-kloroetil)amino)metil)urasil (A1) bileşiği için UV, IR ve elementel analiz sonuçları vardır, diğer bileşikler için elementel analiz sonuçları verilmiştir. A1, A2, A4 ve A5 bileşikleri sistematik spektral analiz yorumları ile ilk kez bu çalışma ile rapor edilmektedir

Evaluation of the clinical features of 81 patients with covid-19: An unpredictable disease in children

Objective Data on the prognosis of clinical features of pediatric patients affected by the coronavirus disease 2019 (COVID-19) pandemic is insufficient. This study aimed to examine the clinical, laboratory, and radiology findings of pediatric patients diagnosed with COVID-19. Methods A total of 81 pediatric patients with a confirmed diagnosis of COVID-19 who were admitted to the pediatric clinics of our tertiary care hospital in Istanbul between March 22 and May 1, 2020, were included in the study. Results Of the patients, 40 (49.6%) were boys and 41 (50.6%) were girls. The mean age of the patients was 9.35.5 years (range: 1 month-16 years). The most common symptoms were cough (28.4%) and fever (25.9%). A total of 26 patients (32.1%) had pharyngeal erythema. There was no significant difference between age groups in terms of symptoms, findings, clinical picture, history of contact, and clinical course (p>0.001 for each). Abnormal findings were observed in seven (8.6%) patients on chest X-ray, and in four patients (4.9%) on thorax computed tomography. Only three of the patients were hospitalized and all of them discharged with healing. Conclusion The present study is the most comprehensive study on children diagnosed with COVID-19 in our country, which showed that the COVID-19 picture was mild in pediatric patients, but the signs and symptoms in children were not specific to the disease. Our findings also showed that the rate of asymptomatic infection in children was high and that it was difficult to recognize COVID-19 in children