11 research outputs found
Bifosfonat kullanan hastaların mandibular kemik yapısının fraktal analiz ile incelenmesi
Amaç: Bifosfonatlar,
osteoklastik aktiviteyi baskılayarak kemik yıkımını azaltması nedeniyle kemik
metabolizmasını etkileyen pek çok hastalıkta kullanılmaktadır. Fraktal analiz
fraktal yapı kompleksisitesini tarif etmek için kullanılan bir metottur ve
sayısal olarak fraktal boyut (FB) değeri ile ifade edilirGereç
ve Yöntemler: Fraktal
analiz metodu kullanılarak malignansi sebebiyle bifosfonat kullanan hastaların
çene kemiğinin trabeküler yapısı kontrol hastalarıyla karşılaştırıldı.
Çalışmamız 81 bifosfonat kullanan hasta 81 kontrol grubu hastasından elde
edilen verilerle retrospektif olarak yürütüldü. Kullanılan panoramik
radyografiler Instrumentarium Dental Orthopantomograph OP200 D cihazı ile
alınmıştı. Fraktal boyutlar (FB) Image J v 1.52 programı ile hesaplandı.
Çalışmamız 81 bifosfonat kullanan hasta 81 kontrol grubu hastasından elde
edilen verilerle retrospektif olarak yürütüldü. Analizin yapıldığı ilgili
alanlar (İA) manuel olarak seçildi.Bulgular: Bifosfonat
kullanan hastalar ve kontrol grubunda İA1, İA2 ve İA3 değişkenleri normal
dağılıma uymuyordu. İA1 ve İA2 de FB değerleri bifosfonat kullanan hastalarda
kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuştur. İA1 ve İA2 için istatistik
anlamlılık düzeyi sırasıyla p=0.002 ve p=0.004 dür. İA3 de hasta grubuyla
kontrol grubu arasına anlamlı fark bulunamamıştır.Sonuç: Yüksek
fraktal boyut değeri kemik trabeküler yoğunluğunu ve kompleks trabeküler
mimariyi gösterir. Bu çalışmada bifosfonat kullanan hastalarda FB değeri,
kontrol grubuna göre yüksek bulunmuştur. Fraktal analiz metodu bifosfonat ve
kemik metabolizmasını etkileyen diğer ilaçların çene kemikleri üzerindeki
etkisini değerlendirmek için etkin bir metottur.ANAHTAR KELİMELER
Bifosfonat, fraktal analiz, panoramik radyogra
Kayseri ili pediatrik hasta popülasyonunda üçüncü molar diş eksikliğinin prevalansının incelenmesi
Amaç: Diş agenezisi, bir veya daha fazla sayıda sürekli diş germinin
konjenital olarak eksikliği olarak tanımlanır ve dentisyon gelişiminde en sık
görülen anomalilerden biridir. Etiyolojisi hala tartışmalı olan bu anomaliye,
travma, enfeksiyon, Down sendromu, dudak-damak yarığı, radyoterapi, kemoterapi
gibi durumların neden olabileceği belirtilmektedir. Bu çalışmanın amacı,
Kayseri ilinde yaşayan bireylerde yirmi yaş dişi konjenital eksiliğinin görülme
sıklığının ve cinsiyetler arasındaki yatkınlık oranının değerlendirilmesidir.
Bu çalışmanın yirmi yaş dişlerinin evrimsel süreçte incelenmesi bakımından
literatüre katkı sağlayacağı düşünülmüştür.Gereç ve Yöntemler: Çalışma Erciyes Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’ne çeşitli
nedenlerle müracaat etmiş bireylerden seçilen 8-14 yaş arası 2500 hastaya ait
panoramik görüntüler üzerinde retrospektif olarak tasarlandı. Konjenital
kraniyofasiyal deformiteleri, sistemik hastalıkları olan; ortodontik tedavi
görmekte veya çekim hikayesi olan bireyler çalışma dışı bırakıldı. Bireylere
ait panoramik görüntüler, yirmi yaş dişi konjenital eksikliğinin tespit
edilmesi amacıyla 6 gözlemci tarafından değerlendirildi. İstatistiksel analiz
SPSS yazılımı kullanılarak yapıldı.Bulgular: Bu çalışmada 1145 erkek 1355 kadın hastadan oluşan toplam 2500 hastanın
panoramik görüntüleri incelendi. Sağ maksiller 3. Molar diş eksikliğine sahip
birey sayısı 830 (% 33.2), sol maksiller 3. molar diş eksikliğine sahip birey
sayısı 644 (% 25.76), sağ mandibular 3. molar diş eksikliğine sahip birey
sayısı 376 (% 15.04), sol mandibular 3. molar diş eksikliğine sahip birey sayısı
345 (% 13.84) olarak tespit edilmiştir.Sonuç: Çalışmamızda elde edilen sonuçlara göre Kayseri ilinde yaşayan
bireylerde yirmi yaş dişi konjenital eksikliği; çok sık rastlanılan bir anomali
olarak karşımıza çıkmaktadır. Kadınlarda bu anomali daha sık gözlenmektedir.
Maksillada mandibuladan daha yüksek oranda yirmi yaş dişi eksikliği
görülmüştür.ANAHTAR
KELİMELER
Agenezi,
Dental Anomali, Konjenital Diş Eksikliği, Yirmi Yaş Diş