35 research outputs found

    Gryllus bimaculatus'ta (Orthoptera: Gryllidae) Oosit Gelişimi Üzerine Histolojik ve Histokimyasal Araştırma

    No full text
    This study investigated the oocyte development in the ovary of two spotted black cricket, Gryllus bimaculatus. Oocytes mature through three developmental stages. These stages include (i) previtellogenic, (ii) vitellogenic and (iii) maturation. In previtellogenic stage, oocytes were encircled by squamous follicle cells. In vitellogenic stage, yolk granules within the oocyte were firstly observed just beneath the oolemma. As vitellogenesis proceeds, yolk granules covered the whole oocyte. In addition, small sized lipid droplets were firstly seen under the yolk granules, then spread to oocyte. This time, cubic and binucleated follicle epithelial cells encircled the oocyte. In maturation stage, oocytes were full of large yolk granules. Apart from Hematoxylin;amp; Eosin, Periodic Acid Schiff, Bromophenol Blue and Mallory Trichrome reactions were also demonstrated. According to these three histochemical methods, yolk granules showed positive reactivity. Due to the oosorption, the resorption of oocytes, some atretic oocytes were observed. Apoptosis was also determined. This study indicated that ovary type of Gryllus bimaculatus is panoistic as reported in other Gryllid species.Bu çalışmada iki noktalı kara çekirge, Gryllus bimaculatus türüne ait bireylerin ovaryumunda histolojik ve histokimyasal incelemeler yapılmıştır. Oositler üç aşamada olgunlaşır, bunlar: (i) previtellojenik, (ii) vitellojenik ve (iii) olgunluk aşamalarıdır. Previtellojenik evrede oositler yassı folikül epitel hücreleri tarafından kuşatılmaktadır. Vitellojenik evrede yolk granülleri ilk olarak oolemmanın hemen altında gözlenir. Vitellogenez ilerledikçe oositin içini doldururlar. Ayrıca küçük boyutlu lipid damlaları ilkin bu yolk granüllerinin altında bulunur ve daha sonra oositi kaplar. Bu sefer kübik ve çift nukleuslu folikül epitel hücreleri oositi kuşatır. Olgunluk evresinde oositler iri yolk granülleriyle kaplıdır. Histolojik preparatlar Hematoksilen Eosin boyaması dışında Periodic Acid Schiff, Bromophenol Blue ve Mallory Trichrome ile boyanarak incelenmiştir. Bu üç histokimyasal yöntemle yolk granülleri pozitif reaksiyon göstermiştir. Oositlerin resorpsiyonu anlamındaki oosit oosorpsiyonu sebebiyle bazı atretik oositler gözlenmiştir. Ayrıca, apoptozis belirlenmiştir. Bu çalışma Gryllus bimaculatus ovaryum tipinin diğer Gryllid türlerinde bildirildiği gibi panoistik tipte olduğunu göstermiştir

    Kortizol/dihidroepiandrositenodion-sülfat oranının major depresif bozukluk hastalarında ilaç sağaltımına yanıtın öngörülmesindeki değerinin araştırılması

    No full text
    Major depresyonda gittikçe artan sayıda tedavi seçeneklerinin geliştirilmesine karşın, tedaviye dirençli hastalar sıklıkla görülmektedir ve hastalığın dirençli nitelik kazanması büyük bir kişisel acıyı, çeşitli komplikasyonları, maluliyeti ve ekonomik kaybı beraberinde getirmektedir. Bir hastanın uygulanacak antidepresana yanıtı saptanabilirse, henüz tedavinin başında iken daha etkili olabilecek, morbidite ve mortaliteyi engelleyecek alternatif tedavilere geçilebilir. Son yıllarda antidepresan tedaviye yanıtı öngörmede kullanılabilecek biyolojik belirteçleri araştıran çalışmaların sayısı artsa da henüz klinik olarak kullanımı onaylanmış bir biyolojik belirteç bulunmamaktadır. Çalışmamızda major depresyon hastalarının antidepresan tedaviye yanıtının öngörülmesinde kortizol/DHEA-S oranı ölçümünün bir değeri olup olmadığını araştırmayı amaçladık. Mart 2011- Ağustos 2011 tarihleri arasında Marmara Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniğine başvuran 18-65 yaş arası 71 majör depresif bozukluk hastası prospektif olarak çalışmaya alınmıştır. Major depresif bozukluk tanısı SCID-I kullanılarak DSV IV-TR tanı ölçütlerine göre konmuştur. Hastalarla ilki başvuru sırasında, ikincisi tedavinin 6. haftasında olmak üzere iki psikiyatrik görüşme yapılmıştır. İlk görüşmede sosyodemografik bilgi formu doldurulmuş, MADRS ölçeği kullanılarak hastalığın şiddeti değerlendirilmiş, ve hastalara SSRI grubu bir antidepresan başlanmıştır. Altıncı hafta sonunda yapılan 2. görüşmede sağaltım yanıtı MADRS ölçeği kullanılarak değerlendirilmiştir. Kortizol, DEHA-S ve Kortizol/DHEA-S oranı için serum örnekleri ilk görüşme sırasında alınmış, -20°C’de saklanmış ve çalışmaya alınan son hastadan elde edilen örnek de toplandıktan sonra hepsi aynı günde çalışılmıştır. Çalışmanın sonuçlarına göre, kortizol, DHEA-S ve kortizol/DHEA-S oranı, çoğu orta-hafif şiddette major depresyonu olan, intihar girişimi olmayan, psikotik olmayan ve ayaktan izlenen bu hasta grubunda antidepresan tedavisine yanıtın öngörülmesinde yararlı bulunmamıştır.Bu çalışma, tedavi altında olmayan, poliklinikten (ayaktan) takip edilen major depresyon hastalarında, antidepresana yanıt ile kortizol, DHEA-S, kortizol/DHEA-S ilişkisini araştıran literatürdeki ilk çalışmadır. Depresyon şiddeti ve alttipleri açısından tanımlanmış ve geniş hasta örneklemleri ile yapılacak olan ilerideki çalışmalar antidepresana yanıtın öngörülmesinin gittikçe önem kazandığı bu dönemde kortizol, DHEA-S ve özellikle de kortizol/DHEA-S oranı gibi daha stabil belirteçlerin bu konu hakkındaki değerini netleştirecektir. Anahtar sözcükler: depresyon, antidepresan yanıtın öngörülmesi, biyolojik belirteç, kortizol, DHEA-S, kortizol/DHEA-S ABSTRACT Despite the wide range of antidepressant therapies, treatment resistant depression is very common and brings great personal suffer, various complications, disability and economical burden. If a patient can be detected early as an antidepressant nonresponder, treatment may be changed to alternative therapies which can prevent mortality and morbidity. Altough there are rising numbers of researches exploring markers to predict the antidepressant response, no clinically proved biological predictor has been found yet. In our study we aimed to evaluate the value of cortisol/DHEA-S ratio as a predictor of antidepressant response at patients with major depression. Patients diagnosed with major depression (n:71), ages between 18-65, admitted to Marmara University Hospital Psychiatry Outpatient Clinic between March 2001-August 2011, were accepted to this prospective research. Diagnosis was made by SCID-I according to DSM IV-TR criteria. Patients were evaluated twice, once; on the day of admission, and once; sixth week of the antidepressant drug treatment. At the first session, sociodemographic form was filled up, depression severity was evaluated by MADRS and antidepressant medication was started. At the end of the sixth week, the patient’s response to antidepressant drug was evaluated by MADRS. Serum samples for cortisol, DEHA-S ve cortisol/DHEA-S ratio were taken at first session, stored at -20 °C and all the samples were tested at the laboratory together, at the same time. As a result, we have found that there is no relationship between the antidepressant response and cortisol, DHEA-S, cortisol/DHEA-S ratio values at outpatients with major depression most of whose depression were mildmoderate, with no psychotic symptom or suicidal attempt history. In the literature, this is the first study exploring the relationship between antidepressant response and cortisol, DHEA-S and cortisol/DHEA-S values at the treatment naive major depression outpatients. The future studies with bigger sample size and with defined groups of depression severity and subtypes may clarify the value of cortisol, DHEA-S and especially cortisol/DHEA-S -more stable parameter- in the mean of biological marker, as prediction of response is attracting more interest recently. Key words: depression, antidepressant response prediction, biological marker, cortisol, DHEA-S, cortisol/DHEA-

    Kortizol/dihidroepiandrositenodion-sülfat oranının major depresif bozukluk hastalarında ilaç sağaltımına yanıtının öngörülmesindeki değerinin araştırılması

    No full text
    ÖZETMajor depresyonda gittikçe artan sayıda tedavi seçeneklerinin geliştirilmesinekarşın, tedaviye dirençli hastalar sıklıkla görülmektedir ve hastalığın dirençlinitelik kazanması büyük bir kişisel acıyı, çeşitli komplikasyonları, maluliyeti veekonomik kaybı beraberinde getirmektedir. Bir hastanın uygulanacakantidepresana yanıtı saptanabilirse, henüz tedavinin başında iken daha etkiliolabilecek, morbidite ve mortaliteyi engelleyecek alternatif tedavileregeçilebilir. Son yıllarda antidepresan tedaviye yanıtı öngörmedekullanılabilecek biyolojik belirteçleri araştıran çalışmaların sayısı artsa dahenüz klinik olarak kullanımı onaylanmış bir biyolojik belirteçbulunmamaktadır.Çalışmamızda major depresyon hastalarının antidepresan tedaviyeyanıtının öngörülmesinde kortizol/DHEA-S oranı ölçümünün bir değeri olupolmadığını araştırmayı amaçladık.Mart 2011- Ağustos 2011 tarihleri arasında Marmara ÜniversitesiEğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniğine başvuran 18-65 yaş arası71 majör depresif bozukluk hastası prospektif olarak çalışmaya alınmıştır.Major depresif bozukluk tanısı SCID-I kullanılarak DSV IV-TR tanı ölçütlerinegöre konmuştur. Hastalarla ilki başvuru sırasında, ikincisi tedavinin 6.haftasında olmak üzere iki psikiyatrik görüşme yapılmıştır. İlk görüşmedesosyodemografik bilgi formu doldurulmuş, MADRS ölçeği kullanılarakhastalığın şiddeti değerlendirilmiş, ve hastalara SSRI grubu bir antidepresanbaşlanmıştır. Altıncı hafta sonunda yapılan 2. görüşmede sağaltım yanıtıMADRS ölçeği kullanılarak değerlendirilmiştir. Kortizol, DEHA-S veKortizol/DHEA-S oranı için serum örnekleri ilk görüşme sırasında alınmış,-20°C’de saklanmış ve çalışmaya alınan son hastadan elde edilen örnek detoplandıktan sonra hepsi aynı günde çalışılmıştır.Çalışmanın sonuçlarına göre, kortizol, DHEA-S ve kortizol/DHEA-Soranı, çoğu orta-hafif şiddette major depresyonu olan, intihar girişimiolmayan, psikotik olmayan ve ayaktan izlenen bu hasta grubundaantidepresan tedavisine yanıtın öngörülmesinde yararlı bulunmamıştır.Bu çalışma, tedavi altında olmayan, poliklinikten (ayaktan) takip edilenmajor depresyon hastalarında, antidepresana yanıt ile kortizol, DHEA-S,kortizol/DHEA-S ilişkisini araştıran literatürdeki ilk çalışmadır.Depresyon şiddeti ve alttipleri açısından tanımlanmış ve geniş hastaörneklemleri ile yapılacak olan ilerideki çalışmalar antidepresana yanıtınöngörülmesinin gittikçe önem kazandığı bu dönemde kortizol, DHEA-S veözellikle de kortizol/DHEA-S oranı gibi daha stabil belirteçlerin bu konuhakkındaki değerini netleştirecektir.Anahtar sözcükler: depresyon, antidepresan yanıtın öngörülmesi,biyolojik belirteç, kortizol, DHEA-S, kortizol/DHEA-SABSTRACTDespite the wide range of antidepressant therapies, treatment resistantdepression is very common and brings great personal suffer, variouscomplications, disability and economical burden. If a patient can be detectedearly as an antidepressant nonresponder, treatment may be changed toalternative therapies which can prevent mortality and morbidity. Altough thereare rising numbers of researches exploring markers to predict theantidepressant response, no clinically proved biological predictor has beenfound yet.In our study we aimed to evaluate the value of cortisol/DHEA-S ratioas a predictor of antidepressant response at patients with major depression.Patients diagnosed with major depression (n:71), ages between 18-65,admitted to Marmara University Hospital Psychiatry Outpatient Clinicbetween March 2001-August 2011, were accepted to this prospectiveresearch. Diagnosis was made by SCID-I according to DSM IV-TR criteria.Patients were evaluated twice, once; on the day of admission, and once;sixth week of the antidepressant drug treatment. At the first session, sociodemographicform was filled up, depression severity was evaluated byMADRS and antidepressant medication was started. At the end of the sixthweek, the patient’s response to antidepressant drug was evaluated byMADRS. Serum samples for cortisol, DEHA-S ve cortisol/DHEA-S ratio weretaken at first session, stored at -20 °C and all the samples were tested at thelaboratory together, at the same time.As a result, we have found that there is no relationship between theantidepressant response and cortisol, DHEA-S, cortisol/DHEA-S ratio valuesat outpatients with major depression most of whose depression were mildmoderate,with no psychotic symptom or suicidal attempt history.In the literature, this is the first study exploring the relationshipbetween antidepressant response and cortisol, DHEA-S and cortisol/DHEA-Svalues at the treatment naive major depression outpatients.The future studies with bigger sample size and with defined groups ofdepression severity and subtypes may clarify the value of cortisol, DHEA-Sand especially cortisol/DHEA-S -more stable parameter- in the mean ofbiological marker, as prediction of response is attracting more interestrecently.Key words: depression, antidepressant response prediction,biological marker, cortisol, DHEA-S, cortisol/DHEA-

    Melanogryllus Desertus Pallas (Orthoptera: Gryllidae)’un sindirim sisteminde histolojik ve ultrastrüktürel araştırmalar

    No full text
    Bu çalışmada laboratuvar koşullarında ( sıcaklık: 26±2 °C; bağıl nem:%45-50; fotoperiyot: doğal) kültürü yapılan ergin Melanogryllus desertus örneklerinin sindirim sistemleri böcek fizyolojik suyunda ve stereomikroskop altında disekte edilmiş, sistemin genel yapısı fotoğraflandıktan sonra histolojik araştırmalar için doku örneklerinden alınan seri kesitler Mayer’s Hematoxylin Eosin, Mallory’s Trichrome, Alcian Blue, Periodic Acid Schiff ile boyanıp incelenmiştir. Ayrıca, Nation (1983)’ın yöntemine göre belirlenen taramalı elektron mikroskobu (SEM) prosedürü de uygulanmıştır. M. desertus’un sindirim sistemi genel anlamda diğer böcek sindirim sistemlerine benzerlik göstermektedir. Sistem esas olarak ön bağırsak, orta bağırsak ve son bağırsaktan oluşur. Ön bağırsak tübüler yapıda bir farinks ve özofagus, kese şeklindeki bir kursak ve yapısında lop ve diş benzeri oluşumların bulunduğu bir proventrikulus olmak üzere dört bölümden meydana gelir. Epiteli silindirik olan özofagus haricinde ön bağırsakta epitel tabakası tek katlı ve kübik olarak düzenlenmiştir. Anterolateralinde iki büyük gastrik sekum bulunan ve bölmelenme göstermeyen orta bağırsağın (ventrikulus) epiteli basit silindirik tiptedir, epitel tabakasının bazalinde ayrıca niduslar yer alır. Son bağırsak ileum, kolon ve rektum bölgelerine ayrılır ve yine basit silindirik epitelden meydana gelir. Sindirim sistemindeki bütün kısımlar dış taraftan kas dokusuyla sarılıdır
    corecore