12 research outputs found
İmplantolojide doku mühendisliği ve gen tedavisi
Son elli yılda implantoloji alanında büyük adımlar atılmıştır. Günümüzde implantın kemik ile bağlantısı kabul edilebilir derecede başarılı olmasına rağmen inflamasyon, trombozis, fibrozis ve enfeksiyon gibi komplikasyonlar görülebilmektedir. Genetik ve doku mühendisliği alanındaki gelişmelerle birlikte ileri çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Görülen komplikasyonları en aza indirmek için implantın yerleştirildiği dokunun yanıtının istenilen düzeyde ve şekilde olması ve immün reaksiyonun düzenlenmesi gerekmektedir. Ayrıca yerleştirilmesi için, kaybedilen alveolar kemik dokusunun genişletilmesi mümkün hale gelmişti
Kemo-mekanik çürük temizleme yöntemi ve geleneksel döner aletler ile temizlenen süt dişi dentin yüzeylerinin fiziko-kimyasal etkilerinin karılaştırılması
Amaç: Bu çalışma, süt dişi dentini yüzeyindeki
çürüğün kemo-mekanik olarak Carisolv™ multimix
jeli ve geleneksel döner aletler ile temizlenmesi
sonrası fiziko-kimyasal etkilerini karşılaştırmak
amacıyla yapıldı.
Gereç ve Yöntem: Carisolv™ jeli ve döner
aletlerle temizlenen dentin yüzey özellikleri
taramalı elektron mikroskobuyla, pürüzlülükler ise
yüzey profilometresi ile değerlendirildi. Bu amaçla,
okluzal çürüklü çekilmiş 30 adet süt azı dişi dikey
eksenine paralel olarak ikiye bölündü ve tek
tarafındaki çürük lezyonu Carisolv™ jeli, diğeri ise
geleneksel döner aletler ile temizlendi.
Bulgular: Carisolv™ jeli ile temizlenen dentin
yüzeylerinde, döner aletlere göre pürüzlülük
değerlerinde azalma olduğu fakat bu azalmanın
anlamlı olmadığı saptandı. Döner aletlerle
temizlendikten sonra alınan SEM görüntüsünde,
dentin yüzeylerindeki kollajen liflerin yer yer
devamlılıklarını yitirdiği, smear tabakası ile dentin
tübüllerinin tıkandığı ve uniform, düz bir yüzeyin
oluştuğu gözlendi. Carisolv™ jeli ile temizledikten
sonra SEM görüntüsünde dentin yüzeylerinde
kollajen yapının devamlılığını sürdürdüğü, dentin
tübüllerinde bir tıkanma olmadığı ve döner aletlerle
temizlenen dentine göre yüzeyin daha pürüzlü ve
poröz bir yapıda olduğu gözlendi.
Sonuç: Bu sonuçlar ışığında Carisolv™ jeli ile
çürük temizlemenin ardından yapılacak olan rezin
bazlı restorasyonun tutuculuğunun, geleneksel
döner aletlere göre daha iyi olacağı ileri
sürülmektedir
Effect of common daily acidic beverages on the surface roughness of glass ionomer-based dental restorative biomaterials
Özenen, Gürkan (Dogus Author)The aim of this study was to compare the effect of different immersion protocols into various acidic media on the surface roughness of various glass ionomer-based dental restorative materials in vitro. The total number of 200 specimens were prepared from 5 different restorative material groups. Ten specimens from each group were then immersed into one of the tested beverages including; Coca-Cola, Iced-Tea, orange juice and distilled water (control). All specimens were kept in oven at 37°C for designated time periods of 1 day, 1 week, 1 month, 3 months, 6 months and 1 year and solutions were renewed weekly. Surface roughness measurements were performed at baseline and after each immersion period. The surface roughness of all glass ionomer-based restorative materials were affected by immersion with acidic media to a degree. For Glass Carbomer, there were steady increases in surface roughness in Ice Tea and orange juice (p 0.05). When compared with distilled water, surface roughness of Chemfil Rock had increased significantly in coke and orange juice (p < 0.05). Surface roughness values of F2000 had increased significantly in coke and ice tea compared with distilled water (p < 0.05). For Dyract XP, only significant increase was found in coke compared with distilled water (p < 0.05). In conclusion, compomers were determined as the most robust materials comparing the surface roughness of the other glass ionomer based materials particularly used in pediatric dentistry. The surface degradation following immersion with acidic media is a multifactorial process, not only the pH and composition of the acidic environment, but also the type and composition of the exposed restorative material have influence on this process
İMPLANTOLOJİDE DOKU MÜHENDİSLİĞİ VE GEN TEDAVİSİ
<!--[if gte mso 9]><xml> <w:WordDocument> <w:View>Normal</w:View> <w:Zoom>0</w:Zoom> <w:HyphenationZone>21</w:HyphenationZone> <w:Compatibility> <w:BreakWrappedTables /> <w:SnapToGridInCell /> <w:WrapTextWithPunct /> <w:UseAsianBreakRules /> </w:Compatibility> <w:BrowserLevel>MicrosoftInternetExplorer4</w:BrowserLevel> </w:WordDocument> </xml><![endif]--> <!--[if gte mso 10]> <style> /* Style Definitions */ table.MsoNormalTable {mso-style-name:"Normal Tablo"; mso-tstyle-rowband-size:0; mso-tstyle-colband-size:0; mso-style-noshow:yes; mso-style-parent:""; mso-padding-alt:0cm 5.4pt 0cm 5.4pt; mso-para-margin:0cm; mso-para-margin-bottom:.0001pt; mso-pagination:widow-orphan; font-size:10.0pt; font-family:"Times New Roman";} </style> <![endif]--> <p class="MsoNormal" style="text-align: justify; line-height: 200%;"><span style="color: #231f20;">Son elli yılda implantoloji alanında b&uuml;y&uuml;k adımlar atılmıştır. G&uuml;n&uuml;m&uuml;zde implantın kemik ile bağlantısı kabul edilebilir derecede başarılı olmasına rağmen inflamasyon, trombozis, fibrozis ve enfeksiyon gibi komplikasyonlar g&ouml;r&uuml;lebilmektedir. Genetik ve doku m&uuml;hendisliği alanındaki gelişmelerle birlikte ileri &ccedil;alışmalara ihtiya&ccedil; duyulmaktadır. G&ouml;r&uuml;len komplikasyonları en aza indirmek i&ccedil;in implantın yerleştirildiği dokunun yanıtının istenilen d&uuml;zeyde ve şekilde olması ve imm&uuml;n reaksiyonun d&uuml;zenlenmesi gerekmektedir. Ayrıca doku m&uuml;hendisliği ile </span>implantın yerleştirilmesi i&ccedil;in, kaybedilen alveolar kemik dokusunun yeniden oluşturulması ya da genişletilmesi m&uuml;mk&uuml;n hale gelmiştir.</p>