10 research outputs found

    Hemoglobin Düzeyi Süksinilkolin Metabolizmasında Rol Oynar mı?

    No full text
    Butiril kolinesteraz (BChE) eksikliği, çeşitli ilaçlar veya süksinilkolinin (SCh) yüksek dozda uygulanmasıuzamış süksinilkolin klirensinin iyi bilinen nedenlerindendir. Bu çalışmanın amacı sezeryan operasyonugeçiren gebelerde hemoglobin (Hb) düzeyleri ve SCh metabolizması arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Yüzyirmi hasta 3 farklı gruba (n=40) randomize edildi. Grup 1’e Hb düzeyi 9-11 g dL–1 arasındaki hastalar, Grup2’ye 11 ile 13 g dL–1 arasında Hb düzeyi bulunan hastalar, Grup 3’e ise Hb düzeyi 13-15 g dL–1 arasındaolan hastalar dahil edildi. Gruplar arasında BChE, Hb düzeyleri ve nöromüsküler fonksiyon geri dönüşzamanları karşılaştırıldı. Grupların demografik özellikleri benzerdi. Grup 1 ve 2’deki hastalar arasında ilaçeliminasyon zamanı bakımından anlamlı bir fark yoktu (p&gt;0.05). Nöromüsküler fonksiyonların geri dönüşüGrup 3’de anlamlı olarak daha hızlıydı (p&lt;0.05). Çalışmamızın sonuçları aneminin sezeryan operasyonugeçirecek hastalarda uzamış SCh ilişkili paraliziye ve apneye yol açabildiğini göstermektedir.&nbsp;</p

    Homosistein ve asimetrik dimetilarjinin ilişkisinde diğer değişkenlerin rolü

    No full text
    Türkiye ve dünya verileri, halen tüm ölüm nedenleri içinde koroner kökenli olanların önemli bir yer tuttuğunu göstermektedir. Koroner arter hastalığının (KAH) oluşmasında rolü olduğu bilinen klasik risk faktörleri bu hastalığın patogenezinin % 50’sinden daha azını açıklayabilmektedir. Son yıllardaki araştırmalar KAH’lığının fizyopatolojisinde yeni risk faktörlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Son dönemlerde tespit edilen yeni risk faktörlerinden en önemlileri homosistein ve asimetrik dimetilarjinin (ADMA)’dır. Yapılan deneysel ve klinik çalışmalarda plazma homosistein, ADMA ve endotelyal disfonksiyon arasında güçlü bir ilişki olduğu gösterilmiştir. Hiperhomosisteinemi esnasındaki azalmış nitrik oksit (NO) biyoyararlanımının anahtar mediyatörünü artmış ADMA düzeylerinin olabileceği vurgulanmaktadır. ADMA ve homosistein arasında birkaç potansiyel ilişkiden bahsedilmektedir. Bu potansiyel ilişki mekanizmaları için bazı hipotezler ortaya atılmış olsa da hiperhomosisteinemide ADMA’nın nasıl arttığı kesin olarak bilinmemektedir. Glomerular filtrasyon hızı düşüklüğü, kalp yetmezliği, inflamasyon, hipertansiyon, insülin dienci, LDL-kolesterol ve trigliserid yüksekliği, sigara içilmesi, obezite durumlarında ADMA’nın yüksek olduğu bildirildiğinde, hiperhomosisteinemideki ADMA yüksekliğinde bu değişikliklerin rolünün ne olduğu sorusu akla gelmektedir. Buradan yola çıkarak planladığımız çalışmamızda KAH olgularında homosistein ve ADMA düzeylerinin ilişkisi, ADMA düzeylerinin ilişkisi, ADMA değerlerinin yukarıda belirtilen değişkenlerden, koroner aterosklerozun şiddeti ve yaygınlığı ile KAH’lığının medikasyonunda sık kullanılan ilaçlardan etkilenip etkilenmediği ve homosistein-ADMA ilişkisinde tüm bu değişkenlerin rolü aydınlatılmaya çalışılmıştır. Çalışmamızda, ADMA, ELISA, homosistein; kompetitif immunoassay, N-terminal pro B-type natriüretik peptide(proBNP) ve insülin; elektrokemilüminesans immunoassay, nitrat; nitrat redüktaz ile enzimatik, t. Kolesterol, LDL-kol., HDL-kol., trigliserid, glukoz, kreatinin, hs-CRP testleri klinik biyokimya laboratuarında kullanılan rutin yöntemlerle ölçüldü. Glomerüler filtrasyon hızının öngörüsünde Modification of Diet in Renal Disease (MDRD) eşitliği, insülin rezistansının belirlenmesinde Homeostasis Model Assessment as an Index of Insulin resistance (HOMA-IR) eşitliği ve koroner aterosklerozun yaygınlığı ve şiddetinin belirlenmesinde Gensini skorlama sistemi kullanıldı. Çalışmaya katılan 75 KAH olgusu homosistein düzeylerine göre düşük (≤13.0 µmol/L), orta (13.1-16.9 µmol/L) ve yüksek (≥17.0 µmol/L) olmak üzere 25’er kişilik üç tertile ayrıldı. Olguların demografik ve klinik değişkenlerinin tertiller arası dağılımına bakıldığında; sadece tip II DM’lu hasta oranının tertillerdeki dağılımında anlamlı bir farklılık olduğu (düşükten yüksek tertile doğru sırasıyla % 40, % 20, % 8) (p=0.024) ve bunun ile ilişkili olarak oral antidiyabetik kullanım oranında tertiller arasında anlamlı (p=0.009) bir dağılım farkının olduğu görüldü. Homosistein konsantrasyonlarında her üç tertil arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık görülürken (p<0.05), ADMA konsantrasyonlarında bu tertillerden düşük (0.55±0.17 µmol/L) ile orta (0.68±0.06 µmol/L) ve düşük ile yüksek (0.75±0.17 µmol/L) olanlar arasında anlamlı farklılık saptandı (p<0.05). Olguların diğer laboratuar değişikliklerinde yalnızca MDRD-eGFR değerlerinde düşük (80±15.5 ml/dk/m2) ile yüksek (69.6±17.5 ml/dk/m2) tertiller arasında anlamlı bir farkın olduğu saptandı (p<0.05). Olguların diğer laboratuar değişkenlerinden yalnızca MDRD-eGFR değerlerinde düşük (80±15.5 ml/dk/m2) ile yüksek (69.6±17.5 ml/dk/m2) tertiller arasında anlamlı bir farkın olduğu saptandı (p<0.05). Homosisteimn; ADMA (r=0.404, p<0.001), pro- BNP (r=0.267, pz0.001) ve kreatinin (r=0.482, p<0.001) ile pozitif korelasyon gösterirken, MDRD-eGFR ile (r=-0.399, p<0.001) negatif korelasyon gösteriyordu. Tüm demografik, klinik ve homosistein dışındaki laboratuar değişkenlerinin tertillerin ADMA konsantrasyonları üzerine etkisinin anlamlı olmadığı görüldü. Bu değişkenlere göre düzeltme yapıldığında tertillerin ADMA ortamları arasındaki anlamlı farklılığın korunduğu ve ADMA ile homosistein arasındaki ilişkinin devam ettiği belirlendi. Bu bulgulara göre KAH olgularında plazma ADMA konsantrasyonlarını etkileyen en önemli faktör plazma homosistein konsantrasyonlarıdır. Ancak ADMA ile homosistein ilişkinin daha kapsamlı araştırılması için bu tür çalışmaların daha büyük hasta gruplarıyla yapılması uygun olacaktır

    CORRELATION BETWEEN SERUM PAPP-A LEVELS AND INFLAMMATORY INDICATORS IN PERITONEAL DIALYSIS AND HEMODIALYSIS PATIENTS

    No full text
    Pregnancy associated plasma protein-A (PAPP-A) belongs to matrix metalloproteinase family and its high levels have been found to be associated withcardiovascular events and renal failure. The objective of this study is to investigate the correlation between dialysis modalities and serum PAPP-A andinflammatory indicators.</p

    They are working every angle. A qualitative study of Australian adults\u27 attitudes towards, and interactions with, gambling industry marketing strategies

    Get PDF
    As gambling products have diversified so too have the ways in which the gambling industry has been able to target, reach and engage different sectors of the community. Limited research has explored the ways in which individuals conceptualize and respond to gambling marketing strategies. Semi-structured, qualitative interviews were conducted with 100 adults in Victoria, Australia, who had gambled at least once during the previous year. Participants described the multi-layered ways in which gambling was marketed and were concerned about the role of marketing in &lsquo;normalizing&rsquo; gambling for some groups. Male participants felt &lsquo;bombarded&rsquo; and &lsquo;targeted&rsquo; by sports bet marketing. Most women and older men actively resisted gambling marketing strategies. Older women, younger men, moderate and high risk gamblers and those from low socio-economic backgrounds were particularly influenced by incentivization to gambling. This study highlights the complex ways in which different individuals interpret and respond to gambling industry marketing strategies

    Molecular and biochemical evidence on the protective effects of embelin and carnosic acid in isoproterenol-induced acute myocardial injury in rats

    No full text
    Aims: Acute myocardial infarction is a serious acute cardiac disorder and heart disease is still a major public health problem in adults. We investigated the effects of embelin (EMB) and carnosic acid (CA) in animals with isoproterenol (ISO)-induced myocardial injury

    High-sensitivity cardiac troponin T is more helpful in detecting peri-operative myocardial injury and apoptosis during coronary artery bypass graft surgery

    No full text
    Aim: To determine whether there is a correlation between cardiac markers and peri-operative myocardial injury (PMI) and apoptosis in coronary artery bypass graft (CABG) surgery and to compare the efficacy of cardiac markers to detect PMI

    Comprehensive evaluation of irisin levels in fetomaternal circulation of pregnant women with obesity or gestational diabetes mellitus

    No full text
    Aim To evaluate maternal and cord blood irisin levels in pregnant women with gestational diabetes mellitus (GDM) and in obese pregnant women without GDM. Methods The study included 109 patients, with 34 patients in the GDM group, 40 in the obese non-GDM group, and 35 in the control group. Maternal serum irisin levels at the time of delivery were measured by an enzyme-linked immunosorbent assay kit. The correlation of serum irisin levels with metabolic parameters and anthropometric measurements was analyzed. Results There were significant differences between the study groups in terms of cord arterial, cord venous, and maternal serum irisin levels (P < 0.001, P < 0.01, P < 0.001, respectively). Cord arterial, cord venous, and maternal serum irisin levels were higher in the obese group compared to the control (P < 0.01, P < 0.01, P < 0.01, respectively) and the GDM group (P < 0.001, P < 0.001, P < 0.001, respectively). Conclusion Elevation in irisin levels of women who have pregnancies complicated with obesity may be explained as part of the compensation mechanism against disturbed metabolic functions. Pregnant individuals with GDM have lower serum irisin levels in comparison to healthy pregnant women. In this regard, it is possible that the measurement of serum irisin levels may be utilized in the future for prediction, prevention, and treatment of GDM
    corecore