32 research outputs found

    Geriatrik olgularda muskuloskeletal fizyoterapi sonrası hastalık şikayetlerindeki azalma oranları

    Get PDF
    Amaç: Bu araştırma fizik tedavi ve rehabilitasyon programına alınan 65 yaş ve üzeri bireylerde fizik tedavi ve rehabilitasyon programı sonrası şikayetlerindeki azalma oranlarını belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Yöntem: Çalışmaya 65 yaş üzeri (73.61±6.02) 648’i (%78,4) kadın ve 179’u (%21,6) erkek olmak üzere, toplam 827 olgu dahil edildi. Olgulara toplam 10,482 seans, ortalama 12.7 seans/ hasta fizik tedavi ve rehabilitasyon programı uygulandı. Çalışmaya dahil edilen hastaların hastalıkları; romatizmal hastalıklar (osteoartrit, ankilozan spondilit, fibromyalji), periferik sinir yaralanmaları, tendinit, tenosinovit, bursit, spondiloz, disk dejenerasyonu gibi muskuloskeletal hastalıklardı.Tedavi programı tamamlandığında, tedavi öncesi ve sonrası belirlenen bulgu ve şikayet sayısındaki değişim yüzdelik oran olarak hesaplandı. Bulgular: Fizik tedavi ve rehabilitasyon programı; uygulanan olgulardan 6’sı (0,7) %25, 5’i (%0,6) %40, 9’u (%1.1) %50, 27’si (%3,3) %60, 4’ü (%0,5) %65, 84’ü (%10,2) %75, 119’u (%14,4) %80, 5’i (%0,6) %85, 1’i (%0,1) %90 ve 505’i (%61,1) %100 oranında şikayetlerinin azaldığını; 9’u (%1,1) şikayetlerinde azalma olmadığını belirtirken, 53 olgu (%6,4) herhangi bir yorumda bulunmadı. Sonuç: Geriatrik olgularda, fizik tedavi ve rehabilitasyon programı sonrası tüm şikayetlerin azalma oranının yüzde altmış seviyesinde kalması; tedavinin semptomatik iyileşmeyi etkileyecek çoklu değişkenler nedeniyle tam iyileşme sağlamadığına yorumlandı. Sonraki çalışmada, geriatrik hasta memnuniyetinin hastalık, hasta ve sağlık profesyonelleriyle olan etkileşiminin ayrıştırılarak incelenmesi planlandı

    Musculoskeletal ultrasonic evaluation and biomechanical analysis in chronic ankle ınstability

    No full text
    Amaç: Bu çalışma kapsamında kronik ayabileği insatabiltesi (KAİ) olan bireylerde muskuloskeletal ultrasonik değerlendirmesiyle (MSUD) ile yapısal karakterizasyonun gerçekleştirilmesi ve ayak bileği kompleksinin yapısal ve fonksiyonel analizi arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Öncelikle ultrasonik değerlendirme protokolünün güvenilirliği 11 yaralanması olmayan bireyler üzerinde gerçekleştirildi. MSUD yöntemiyle KAİ olan 31 olgu ve 28 kontrol olgusunun yapısal verileri toplandı. Değerlendirilen yapılar; anterior talofibüler ligament uzunluğu, tibialis anterior ve gastrocnemius medialis kalınlığı ve peroneal kasların kalınlığı ve kesit alanıydı. KAİ olan beş olgunun ve beş kontrol olgunun yürüme ve kesme hareketlerinde üç boyutlu hareket analizi kullanılarak fonksiyonel testleri kaydedildi. Bulgular: Ultrasonik değerlendirme protokolünün güvenilirliğinin yüksek düzeyde olduğu ortaya konuldu (ICC3,2=0.913-0.983, ICC3,1=0.917-0.983). Yapısal analizde KAİ'li bireylerin gastrocnemius medialis kalınlığının kontrol grubundan daha yüksek olduğu tespit edildi (p=0.002, t=-3.292). Yürüme sırasında tespit edilen tek anlamlı kinematik fark, frontal düzlemde topuk vuruşunda ayak bileği daha az inversiyonda olmasıydı, diğer bir deyişle, gruplar arasında yapısal farklılık bulunmazken KAİ'li bireylerde topuk vuruşunda daha fazla eversiyon olduğu belirlendi (p=0.047, Z=-1.984). Sonuçlar: Fonksiyonel analizlerle birlikte değerlendirildiğinde, peroneal ve gastrocnemius medialis kaslarının kassal mimarisinin KAİ'li bireylerin yapısal karakterizasyonundaki önemi ortaya koyulmuştur. Ayak bileği çevresindeki kas yapıları MSUD kullanılarak yapısal olarak değerlendirilebilir ve fizyoterapistler tarafından KAİ olan bireylerin rehabilitasyonunda kullanılabilir.--------------------Purpose: It was aimed to carry out structural characterization by musculoskeletal ultrasonic scanning (MSUS) and to investigate the relationship between structural and functional analysis of ankle complex in people with chronic ankle instability (CAI). Material and Method: Initially, the reliability of ultrasonic scanning protocol was performed with 11 uninjured subjects. The structural data of 31 subjects with CAI and 28 controls were collected by using MSUS. The evaluated structures were; anterior talofibular ligament length, thickness of tibialis anterior and gastrocnemius medialis, and thickness & cross sectional area of peroneal muscles. Functional tests of walking and cutting tasks were performed with five subjects with chronic ankle instability and five controls by using three dimensional motion analysis. Results: A high level of inter and intra-examiner reliability of scanning protocol was demonstrated (ICC3,2=0.913-0.983, ICC3,1=0.917-0.983). In the structural analysis; it was detected gastrocnemius medialis thickness of subjects with CAI was greater than uninjured subjects (p=0.002, t=-3.292). The only significant kinematic difference obtained in frontal plane in walking was less inverted ankle joint at initial contact (IC), in other words, more everted ankle position at IC in subjects with CAI than uninjured controls, while there were no structural characteristics between groups (p=0.047, Z=-1.984). Conclusion: It has concluded the architectural importance of peroneal and gastrocnemius medialis muscles in the structural characterization of people with CAI while considering with the functional analyses. Muscular structures around ankle can be evaluated structurally by using MSUS and it can be implemented for rehabilitation of individuals with CAI by physiotherapists

    Musculoskeletal ultrasonic evaluation and biomechanical analysis in chronic ankle ınstability

    No full text
    Amaç: Bu çalışma kapsamında kronik ayabileği insatabiltesi (KAİ) olan bireylerde muskuloskeletal ultrasonik değerlendirmesiyle (MSUD) ile yapısal karakterizasyonun gerçekleştirilmesi ve ayak bileği kompleksinin yapısal ve fonksiyonel analizi arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Öncelikle ultrasonik değerlendirme protokolünün güvenilirliği 11 yaralanması olmayan bireyler üzerinde gerçekleştirildi. MSUD yöntemiyle KAİ olan 31 olgu ve 28 kontrol olgusunun yapısal verileri toplandı. Değerlendirilen yapılar; anterior talofibüler ligament uzunluğu, tibialis anterior ve gastrocnemius medialis kalınlığı ve peroneal kasların kalınlığı ve kesit alanıydı. KAİ olan beş olgunun ve beş kontrol olgunun yürüme ve kesme hareketlerinde üç boyutlu hareket analizi kullanılarak fonksiyonel testleri kaydedildi. Bulgular: Ultrasonik değerlendirme protokolünün güvenilirliğinin yüksek düzeyde olduğu ortaya konuldu (ICC3,2=0.913-0.983, ICC3,1=0.917-0.983). Yapısal analizde KAİ'li bireylerin gastrocnemius medialis kalınlığının kontrol grubundan daha yüksek olduğu tespit edildi (p=0.002, t=-3.292). Yürüme sırasında tespit edilen tek anlamlı kinematik fark, frontal düzlemde topuk vuruşunda ayak bileği daha az inversiyonda olmasıydı, diğer bir deyişle, gruplar arasında yapısal farklılık bulunmazken KAİ'li bireylerde topuk vuruşunda daha fazla eversiyon olduğu belirlendi (p=0.047, Z=-1.984). Sonuçlar: Fonksiyonel analizlerle birlikte değerlendirildiğinde, peroneal ve gastrocnemius medialis kaslarının kassal mimarisinin KAİ'li bireylerin yapısal karakterizasyonundaki önemi ortaya koyulmuştur. Ayak bileği çevresindeki kas yapıları MSUD kullanılarak yapısal olarak değerlendirilebilir ve fizyoterapistler tarafından KAİ olan bireylerin rehabilitasyonunda kullanılabilir. -------------------- Purpose: It was aimed to carry out structural characterization by musculoskeletal ultrasonic scanning (MSUS) and to investigate the relationship between structural and functional analysis of ankle complex in people with chronic ankle instability (CAI). Material and Method: Initially, the reliability of ultrasonic scanning protocol was performed with 11 uninjured subjects. The structural data of 31 subjects with CAI and 28 controls were collected by using MSUS. The evaluated structures were; anterior talofibular ligament length, thickness of tibialis anterior and gastrocnemius medialis, and thickness & cross sectional area of peroneal muscles. Functional tests of walking and cutting tasks were performed with five subjects with chronic ankle instability and five controls by using three dimensional motion analysis. Results: A high level of inter and intra-examiner reliability of scanning protocol was demonstrated (ICC3,2=0.913-0.983, ICC3,1=0.917-0.983). In the structural analysis; it was detected gastrocnemius medialis thickness of subjects with CAI was greater than uninjured subjects (p=0.002, t=-3.292). The only significant kinematic difference obtained in frontal plane in walking was less inverted ankle joint at initial contact (IC), in other words, more everted ankle position at IC in subjects with CAI than uninjured controls, while there were no structural characteristics between groups (p=0.047, Z=-1.984). Conclusion: It has concluded the architectural importance of peroneal and gastrocnemius medialis muscles in the structural characterization of people with CAI while considering with the functional analyses. Muscular structures around ankle can be evaluated structurally by using MSUS and it can be implemented for rehabilitation of individuals with CAI by physiotherapists

    Cross-cultural translation, validity, and reliability of the Turkish version of the Back Pain Attitudes Questionnaire

    No full text
    Background: As the Back Pain Attitudes Questionnaire (Back-PAQ), a validated instrument, could be performed to evaluate biopsychosocial dimensions of back pain, it has not been translated and adapted for Turkish population. Objectives: It was aimed to translate and cross-culturally adapt the Back-PAQ (versions of 34-item, 20-item, and 10-item) into Turkish language and analyse the validity and reliability of the Back-PAQ-Turkish version (Back-PAQ-Tr). Study design: Study of diagnostic accuracy/assessment scale. Methods: The translation and cross-cultural adaptation process were carried out in several steps according to international best-practice guidelines. 173 participants with back pain were recruited. Turkish version of the Tampa Scale of Kinesiophobia (TSK-Tr) and Fear Avoidance Beliefs Questionnaire (FABQ-Tr) were used to investigate the convergent validity. Results: Internal consistency of the Back-PAQ-Tr, Back-PAQ-Tr-20, and Back-PAQ-Tr-10 were 0.82, 0.78 and 0.68, respectively. Test-retest reliability was excellent for Back-PAQ-Tr (ICC = 0.95) and Back-PAQ-Tr-20 (ICC = 0.95), but weak for Back-PAQ-Tr-10 (ICC = 0.50). A weak correlation was found between all versions of Back-PAQ-Tr and TSK-Tr & FABQ-Tr, except for the moderate correlation between Back-PAQ-Tr-10 and TSK-Tr (r = -0.51) & the physical activity score of FABQ-Tr (r = -0.51). Back-PAQ-Tr, Back-PAQ-Tr-20, and Back-PAQ-Tr-10 accounted for 66.2%, 60.5%, and 78.2% of the variance in the data set, respectively. Conclusion: The versions of 34-item and 20-item Back-PAQ-Tr are reliable and valid questionnaire to assess Turkish populations' attitudes and beliefs regarding back pain. Since the reliability of the 10-item version was determined to be quite low, we particularly recommend the use of the versions of Back-PAQ-Tr and Back-PAQ-Tr-20

    Etil Laurol Arjinat ile Zenginleştirilmiş Yenilebilir Film ve Kaplamalar

    No full text
    Yenilebilir film ve kaplamalar gıdaları fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik hasarlardan korumanın yanı sıra çeşitli antimikrobiyallerin gıda sistemlerinde kullanımında bir taşıyıcı olarak da işlev görmektedir. Literatürde yenilebilir film ve kaplamarın yapısına birçok farklı bileşik eklenerek gıdaların raf ömürlerinin güvenli bir şekilde uzatılması birçok araştırmacı tarafından çalışılmıştır. Son yıllarda ise güçlü ve geniş antimikrobiyal aktivite spektrumuna sahip olan ve tatsız, kokusuz ve beyaz toz formda olması nedeniyle kullanım kolaylığı sağlayan etil laurol arjinat ön plana çıkmaktadır. Etil laurol arjinatın yenilebilir film ve kaplamalara dahil edilerek etkinliğinin incelenmesi nispeten yeni bir çalışma alanı olsa da elde edilen sonuçlar incelendiğinde etil laurol arjinatın bu sistemlerin hem fiziko-kimyasal hem de antimikrobiyal etkisini önemli ölçüde arttırdığı bilinmektedir. Maddenin yasal kullanım sınırlarının düşük olması, bu ajanın yenilebilir film ve kaplamalar ile birlikte gıda sistemlerine uygulanması hem düşük miktarların gerekliliği hem de yavaş salımına bağlı olarak etkisinin uzun süreler korunabilmesi önemli avantajlar sunmaktadır. Bu derlemede, etil laurol arjinat ile zenginleştirilmiş yenilebilir film ve kaplamalar hakkında bilgi verilmektedir
    corecore