8 research outputs found

    Piyasalaşma Sürecinin Geçiş Ekonomilerinde Refah Devleti Anlayışı Üzerine Etkileri,

    No full text

    Sosyal Refah Devleti ve Türkiye

    No full text
    İktisadi düşünceler tarihini şekillendiren en önemli tartışma alanları sıralandığında devletin ekonomideki rolü kuşkusuz ilk sıralarda gelir. İnsanlık tarihi, toplumsallaşma, devletleşme ve değişen devlet yönetimleri ile örülmüştür. Bu süreçte birey, devlet, toplum ilişkilerinin irdelenmesi sosyal bilimlerin ilgi alanı olmuştur. Refah devleti konusu tam da bu birimlerin birbirine karşı olan görev, yetki ve sorumlulukları üzerine süre giden tartışmaların merkezine oturmaktadır. Zira 1980’lerden sonra neo liberalizmin yükselen ideoloji olması, merkezi devletin ekonomideki rolünü sınırlayan, birçok konuda sivil toplum kuruluşları ve yerel yönetimlere aktif rol yükleyen bir süreci beraberinde getirmiştir. Bu süreçle birlikte yoksulluk sorunun çözümü başta olmak üzere birçok konu merkezi devlet otoritesinin ajandasından silinmeye başlanmış, sosyal politika alanı daralmaya ve refah devletleri de neo liberalizm söylemleri ile tutarlı bir şekilde dönüşmeye başlamıştır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin sosyal politika pratiklerini irdelemek ve neden bir refah devleti olamadığını sorgulamaktır. Bu sorgulama yapılırken hem sosyal bilimler alanında eğitim gören öğrencilere, ilgili konularda çalışan akademisyenlere hem de konuya merak duyan okurlara katkı sunacak bir kaynak ortaya çıkarmak hedeflenmiştir. Çalışma devlet kavramı ve devletin ekonomideki rolü üzerine tartışmaları genel hatları ile ortaya koyan birinci bölümle başlamaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde refah devleti üzerine yürütülen teorik tartışmalar incelenmektedir. Üçüncü bölüm Türkiye’de uygulanan sosyal politikaların çerçevesi ele alınacaktır. Dördüncü bölümde Türkiye’nin neden bir refah devleti olamadığı sorusuna yanıt aranacaktır. Konular irdelenirken güncel istatistiklerden yararlanılmış, böylelikle araştırma soyut teorik tartışmaların ötesine taşınmıştır

    Marketization Process Effect on Welfare State in Transition Ekonomics

    No full text
    Bu çalışmanın amacı, Merkezi ve Doğu Avrupa geçiş ekonomilerinde sosyal politikaların ve refah devleti kurumlarının değişimini incelemektir. Çalışmanın ilk aşamasında geçiş sürecinin refah devleti üzerindeki etkilerini inceleyen araştırmalar ele alınacaktır. İkinci aşamada 2000-2015 yılları arasında ekonomik serbestleşme düzeyi ve kamu kesimi büyüklüğünün 11 Merkezi ve Doğu Avrupa geçiş ekonomisine ait sosyoekonomik göstergeler üzerindeki etkisi Dumitrescu Hurlin panel Granger nedensellik analizi ile sınanmaktadır. Dumitrescu Hurlin panel Granger nedensellik analizinin kullanılmasının nedeni zaman boyutu dar olan panel veride de güçlü sonuçlar vermesidir. Bulgular ekonomik serbestleşme ve kamu kesimi büyüklüğünün sosyoekonomik göstergelerde ortaya çıkan değişimi açıkladığı yönündedir.The aim of this study is to investigate how social policies and welfare state institutions have changed during the transition process in Central and Esastern Europe. The first step of the study is to explore the studies explaining how transition process affects welfare state. The second step of the study is to analyze the marketization process and public sector size effect on socieconomic indicators of Central and Eastern countires for 2000-2015 by using Dumitrescu Hurlin panel Granger Causality test. The reason why Dumitrescu Hurlin panel Granger causality test used is related to its power even in small time dimension panel data. Findings supports marketization and puclic sector size variations explains the changes in socio economic indicators

    Institutional Change and Economic Policy Coordination for Turkey

    No full text
    Bu çalışmanın amacı Türkiye’de 1980-2016 yılları arasında iktisat politikalarının kurumsal değişimini incelemek ve uygulanan para ve maliye politikasının koordinasyon içerisinde olup olmadığını ampirik olarak sınamaktır. İktisat politikaları arasında koordinasyon, kurumlar arası güven ve iş birliğine dayalı olarak yürütülen politikaların birbirini tamamlayıcı nitelik taşıması ile gerçekleşmektedir. Türkiye ekonomisi, ilgili dönemlerde planlı ekonomiden serbest piyasa ekonomisine geçiş yapmış ve kurumsal yapısı önemli bir değişim geçirmiştir. Bu bağlamda inceleme yapılan dönemler, Türkiye ekonomisinin hem birçok yapısal dönüşüm geçirdiği hem de ekonomik krizlere maruz kaldığı yıllardır. Yapılan analizin anlamlı olabilmesi için bu durumu dikkate alan yöntemlerin tercih edilmesi gerekmektedir. Bu nedenle verilerin doğrusal olup olmadığı Harvey, Leybourne ve Xiao (2008) testi ile sınanmış ve doğrusal olmadıkları saptanmıştır. Doğrusal olmayan verileri analiz etmek amacıyla Fourier ADF birim kök testi kullanılmış, veriler arası uzun dönem ilişkisinin sınanmasında ise Kapetanios, Shin ve Snell (2003) eşbütünleşme testine başvurulmuştur. Yapılan ampirik analiz neticesinde politika değişkenleri arasında bir ilişki saptanamamıştır. Analizin ikinci aşamasında Türkiye için Arby ve Hanif (2010) yöntemi bir koordinasyon katsayısı hesaplanmış ve düşük koordinasyon değeri saptanmıştır. Bu durum formel olarak var olan koordinasyon kurumlarının etkin çalışmadığına işaret etmektedi

    A SPATIAL ECONOMETRIC ASSESMENT ON SOCIO-ECONOMIC REASONS OF DIVORCE

    No full text
    Aile, toplumsal yapının en temel kurumudur. Bireylerin evlilik yoluyla aile kurma kararı almasının nedenleri gibi boşanma yoluyla evliliği sonlandırmasının nedenleri de sosyal bilimciler açısından merak uyandıran bir konudur. Hem ulusal hem de uluslararası ölçekte yapılan incelemeler, boşanma oranlarındaki artışı çoğunlukla sanayileşmenin toplumsal yapı üzerinde yarattığı etkilere bağlamaktadır. Türkiye de tarım toplumundan sanayi toplumuna geçişle birlikte hızla şehirleşme sürecine giren, geleneksel aile ve cinsiyet rollerinin değişim geçirdiği bir ülkedir. Bu değişim aile, evlilik ve boşanma gibi olgulara bakışta da önemli etkiler yaratmıştır. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de artan boşanma oranlarında etkili olan sosyoekonomik unsurları mekânsal ekonometri yardımı ile tespit etmektir. Elde edilen bulgular sonucunda, ilköğretim veya alt eğitim seviyesi, işsizlik oranı ve doğurganlık hızı artışı boşanma hızını azaltıcı faktörler olarak bulunurken; GSYH, kadın istihdamı, hastalık, lise/MYO/lisans eğitim seviyeleri, suç artışı, internete erişim ve erkeklerin evlilikten memnuniyetsizliği boşanmayı arttırıcı unsurlar olarak tespit edilmiştir

    YOLSUZLUK DIŞ YARDIMLAR İÇİN ÖNEMLİ Mİ? KANTİL REGRESYON ANALİZİ

    No full text
    Yardımların yoksullukla mücadele hedefine ulaşabilmesinde, kullanım amacı ve dağıtım mekanizmasının önemli bir role sahip olduğu kabul edilmekle birlikte kurumsal kalite göstergelerinden biri olan yolsuzluk seviyesinin donör ülkeler açısından önem teşkil edip etmediği sınırlı sayıda çalışmanın konusu olmuştur. Yapılan çalışmalarda kullanılan regresyon analizine bağlı olarak ortalamaya dayalı bir tahmin yapıldığında, uç değerlerin dikkate alınmaması sonucu parametrelerin sapmalı olduğu görülmektedir. Ancak, kantil regresyon analizi, tahminleri ortamaya değil de kantillere dayalı olarak gerçekleştirme olanağı sağladığından verilerdeki uç değerler ve değişen varyans sorunu da dikkate alınmaktadır. Bu bağlamda, çalışmada 2006-2016 döneminde yolsuzluk seviyesinin DAC ve AB üyesi ülkelerin yükselen piyasa ekonomilerine yaptıkları yardımlar üzerindeki etkisi daha etkin sonuçları veren kantil regresyon analizi ile ele alınmaktadır. Bulgular, yolsuzluk ve DAC tarafından verilen yardımlar arasındaki ilişkinin kantiller düzeyinde değiştiğini göstermektedir. Ancak, yolsuzluk ve AB üyesi tarafından verilen yardımlar arasında herhangi bir kantilde istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki elde edilememekted

    Türkiye ve Polonya için Uluslararası Ticaretin Belirleyicileri Üzerine Ampirik Bir İnceleme

    No full text
    https://usbsk2018.meetinghand.com/projectData/793/webData/Hatay-%C3%96zet-Kitab%C4%B1.pdfÜlkelerin uluslararası ticaretteki payı ve ürettiği ürünlerin nitelikleri, ülkelerin refah düzeyleri üzerinde etkili olan en temel unsurlardandır. Uluslararası ticaret alanında yapılan araştırmalar, klasik dış ticaret teorisinin ötesine geçmiştir. Bu kapsamda uluslararası iktisat alanında; endüstriler arası ve endüstri içi ticaret, ihracata konu olan ürün grupları, doğrudan yabancı yatırımların ve kurumsal faktörlerin ihracat üzerindeki etkilerini inceleyen çok geniş bir literatür oluştuğu görülmektedir. Bu çalışmanın amacı 21. yüzyılın başında benzer ihracat rakamlarına sahip olan Polonya ve Türkiye’nin zaman içinde farklılaşan ihracat performanslarının nedenlerini irdelemektir. Polonya, kumanda ekonomisinden liberal ekonomiye geçen Merkezi ve Doğu Avrupa Ülkelerinden biridir. 1989 yılında komünizmin yıkılması ile ekonomik, siyasi ve sosyal şoklara maruz kalan Polonya, 2004 yılında Avrupa Birliği (AB) üyesi olmuştur. Polonya’ya ait ihracat verileri incelendiğinde 1990-96 döneminde yaptığı reformlarla birlikte günümüzde AB-15 ülkelerine yakınsadığı görülmektedir. Türkiye ise 1980 sonrası ithal ikamesine dayalı kalkınma stratejisini terk ederek ihracata dayalı bir model benimsenmiş; 1980’lerden itibaren serbest piyasa ekonomisinin kurum ve kurallarına tam işlerlik kazandırmıştır. 1960’lı yıllardan bugüne AB üyesi olma çabası içerisindeki Türkiye’nin ihracat yapısı ve ihraç ürünlerinin niteliği önemli bir tartışma alanıdır. İki ülkenin ihracatında belirleyici olan unsurları tespit etmek için yapılan ampirik analizde 1990-2017 yılları için yapısal kırılmaları dikkate alan Lee-Strazicich birim kök testi ve Gregory-Hansen eşbütünleşme testi kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre; Polonya’nın ihracat başarısı araştırma geliştirme harcamaları, ihraç ürünlerinin niteliği ve yatırımcı güvenini etkileyen kurumsal faktörlerle uzun dönem ilişkiye sahipken, Türkiye’nin ihracatı araştırma geliştirme harcamaları ve doğrudan yabancı yatırımlarla uzun dönem ilişkiye sahip görülmektedir

    Yönetişim Kriterlerinin Yurtiçi Orijinal Göstergelerine Etkisi: Türkiye Üzerine Ampirik Bir Analiz

    No full text
    Sermaye hareketlerinin ekonomik büyüme üzerinde yarattığı etkiler literatürde çokça tartışılmaktadır.Ekonomik gelişme için gereken yatırımları yapmak amacıyla borçlanmaya ihtiyaç duyan yükselen piyasa ekonomileri, borçlanma düzeyleri ve borç bileşimleri nedeni ile önemli makroekonomik ve sosyal maliyetleri olan finansal krizlerle karşı karşıya kalmışlardır. Finansal krizlerin nedenini araştıran çalışmalar, ortaya koydukları teorik çerçeve ve kavramsallaştırma ile birlikte birçok ampirik analize dayanmaktadır. Bu kavramsallaştırmalardan biri de "orijinal günah"dır. Orijinal günah, bir ülkenin uluslar arası piyasalarda kendi parası cinsinden sabit faizle ve uzun dönemli borçlanamaması durumunda ortaya çıkar. Literatürde genel ilgi uluslararası orijinal günah ve makroekonomik değişkenler üzerindeki ilişkiyi ampirik olarak sınamak üzerinedir. Yurtiçi orijinal günah yani ülkenin iç piyasalardan uzun vadeli ve sabit faizli borçlanmamasının nedenleri üzerine yapılan çalışma sayısı oldukça sınırlıdır. Ayrıca finansal krizleri doğuran makroekonomik göstergeler yanında şeffaflık, hesap verilebilirlik, yozlaşma, hukuk devleti gibi değişkenleri kapsayan yönetişim ilkelerinin etkileri de ilgi uyandırmaktadır. Bu çalışmanın amacı 2003-2015 yılları arasında Türkiye’nin yurtiçi orijinal günah endeksi ile yönetişim göstergeleri arasındaki nedensellik ilişkisini Hacker and Hatemi-J (2006) tarafından ortaya atılan kaldıraçlı bootstrap tekniğiyle düzeltilmiş MWALD testi ile analiz etmektir. Yapılan analiz sonucunda, yurtiçi orijinal günahtan hukuk devleti olgusuna ve yönetim etkinliğinden yurt içi orijinal günaha doğru tek yönlü nedensellik olduğu sonucuna ulaşılmıştır
    corecore