AXSIS - Akademik ve Açık Erişim Bilgi Sistemi (Univ. KTO Karatay)
Not a member yet
    4816 research outputs found

    Aile İçi İletişimin Ergenlerde Anhedoni (Haz Alamama) Ve Geleceğe Yönelik Düşüncelere Etkisi

    No full text
    Ergenlerde görülen anhedoni, bireyin yaşamdan keyif alma ve olumlu duygular geliştirme kapasitesini olumsuz etkileyen bir durum olarak değerlendirilmektedir. Olumsuz iletişim kalıpları, ergenin anhedoni yaşamasına, depresif ruh haline ve geleceğe yönelik karamsar düşünceler geliştirmesine yol açabilir. Bu çalışma, aile içi iletişimin ergenlerde haz alamama durumu (anhedoni) ve geleceğe yönelik düşünceler üzerindeki etkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırma, ilişkisel tarama modelinde gerçekleştirilmiştir. Çalışma grubunu, Ankara ili Etimesgut ve Sincan ilçelerinde bulunan farklı liselerde eğitim gören 16-18 yaş aralığındaki 507 ergen oluşturmaktadır. Araştırma grubunun belirlenmesinde kolayda örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Veriler, Aile İletişim Kalıpları Ölçeği (AİKÖ), Anhedoni Ölçeği ve Geleceğe Yönelik Düşünce Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 25 programı ile analiz edilmiştir. Verilerin normal dağılıma uygunluğu test edildikten sonra, tüm veriler için betimleyici istatistikler kullanılmıştır. Demografik değişkenler arasında anlamlı bir farklılaşma olup olmadığını incelemek için bağımsız gruplar için t testi; aile içi iletişim, ergenlerde haz alamama durumu (anhedoni) ve geleceğe yönelik düşüncelerin demografik değişkenler ile arasında anlamlı bir farklılaşma olup olmadığını incelemek için tek yönlü ANOVA yapılmıştır. Verilerin analiz sonuçlarına göre, diyalog yönelimi yüksek ailelerde yetişen ergenlerin anhedoni düzeylerinin düşük ve geleceğe yönelik olumlu düşüncelerinin yüksek olduğu görülmüştür. Buna karşılık, uyum yönelimi yüksek ailelerde yetişen ergenlerin anhedoni seviyelerinin daha yüksek ve geleceğe yönelik düşüncelerinin daha olumsuz olduğu belirlenmiştir. Bu bulgular, sağlıklı aile içi iletişim modellerinin ergen bireylerin duygusal ve bilişsel süreçlerini desteklemede önemli bir rol oynadığını ortaya koymaktadır. Bu çalışma, sağlıklı aile içi iletişim kalıplarının, ergenlerin psikolojik iyilik halleri ve geleceğe yönelik olumlu düşünceler geliştirmeleri açısından kritik bir faktör olduğunu ortaya koymaktadır.. Bu bağlamda, ailelere yönelik bilinçlendirme ve rehberlik çalışmalarının, ergenlerin psikolojik sağlığını destekleme açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Elde edilen bulgular, aile içi iletişimin yalnızca bireysel gelişimi değil, aynı zamanda toplumsal uyumu da etkileyebileceğini göstermektedir. Bu nedenle, aile iletişim modellerinin iyileştirilmesi, uzun vadede daha sağlıklı ve bilinçli bireylerin yetişmesine katkı sağlayacaktır.Aile içi dinamiklerin ergenlerin ruh sağlığına etkisini anlamak ve daha etkili aile terapileri veya aile danışmanlığı adına önemli bir adım olabilir

    Hemşirelikte Lisans Temel Yeterlilik Soru Bankası Cilt 1 - Bölüm 8.5: Felsefe Kavram ve Kuram I

    No full text
    Hemşirelik bakımı ve bilimi sürekli gelişmekte ve değişmektedir. Günümüzde, bilgiye ulaşmanın kolay olmasına rağmen bilginin özelleşmesi ve çeşitlenmesi bütünü yakalamayı zorlaştırmaktadır. Hemşireler, uygulamalarını güncel bilgiler ışığında, bütüncül bakım anlayışı çerçevesinde ve kanıt temelli yapmaktan sorumludur. Lisansüstü sınavlara, doktora yeterlilik ve doçentlik sınavlarına hazırlanan adaylardan da güncel bilimsel bilgiye ulaşmaları, bu bilgileri anlamış ve öğrenmiş olmaları beklenir. Hemşirelikte lisansüstü (yüksek lisans, doktora) programlara giriş sınavlarında yazılı olarak genellikle de klasik sorular ile temel hemşirelik bilgilerinin yeterliliği test edilmektedir. Doktora yeterlilik ve doçentlik adaylarından ise genel hemşirelik bilgilerinin yanında alanına özgü bilgiyi anlama, kullanma, uygulama alanına yansıtma ve araştırma planlamaya yönelik yeterlilik beklenmektedir. "1000+SORU-1000+CEVAP HEMŞİRELİKTE LİSANS TEMEL YETERLİLİK SORU BANKASI- CİLT I" ve "1000+SORU-1000+CEVAP HEMŞİRELİKTE LİSANSÜSTÜ TEMEL YETERLİLİK SORU BANKASI-CİLT II" kitaplarımız bu sınavlara hazırlanan adayların ve bilgilerini güncellemek isteyen klinisyen meslektaşlarımızın hemşireliğin her alanındaki temel bilgiyi bir arada bulabilecekleri bir eserdir

    Yapı Denetim Sürecinde, Bina Enerji Verimliliği Denetimi İle İş Kanvası Entegrasyonu

    No full text
    Türkiye'nin farklı bölgelerinde yapı denetim sürecinde enerji verimliliğini artışına katkı sağlamak adına binalarda enerji verimliliği denetimi ile iş kanvası entegrasyonu üzerine çalışılmaktadır. Enerji verimliliği standartlarının belirlenmesi ve mevcut yapı denetim süreçlerinin iyileştirilmesi üzerine odaklanılmaktadır. Ankara, Konya, İstanbul, İzmir ve Adana illeri üzerinde durularak her bir ilin iklim koşulları, yapı stoku ve enerji tüketim alışkanlıkları incelenmektedir. Yapı denetim süreci, yapıların taşıyıcı sistemleri, zemin etüdü, temel uygulamaları ve diğer kritik yapısal elemanların denetlenmesi, yapıların depreme dayanıklı ve güvenli olmasını temin etmektedir. Hem insan hayatını korur hem de ekonomik kayıpların önüne geçmektedir. Denetim sürecinde malzeme ve işçilik kalitesi kontrol edilerek yüksek standartlar korunmaktadır. Yapıların yerel ve ulusal yönetmeliklere uygun olarak inşa edilmesi, yasal sorunların önüne geçmektedir. Yapıların çevre dostu ve enerji verimli olmasına teşvik edilmektedir. Binalarda enerji verimliliği denetimi, enerji tüketimini azaltarak maliyetleri düşürmek ve çevresel etkileri minimize etmek için çalışılmaktadır. Bu kapsamlı süreç, ön inceleme, yerinde denetim, enerji tüketim analizi, iyileştirme önerileri, raporlama ve eylem planı, uygulama ve izleme aşamalarından oluşmaktadır. Enerji verimliliği denetimi, enerji tasarrufu sağlayarak çevresel etkileri azaltır ve sürdürülebilir bir gelecek için katkı sağlar. İş Modeli Kanvası entegrasyonu ile enerji verimliliği denetim modeli, binaların enerji tasarrufu ve sürdürülebilirliğini optimize ederken maliyet avantajları sunmaktadır. Basitliği, görselliği, esnekliği ve iş birlikleri teşvik etmesiyle yapı denetim sürecinde binalarda enerji verimliliği denetim model önerisi sunulmaktadır

    Psı Ve Mabac Yöntemleriyle Tasarruf Finansman Şirketlerinin 2021-2023 Dönemi Finansal Performans Analizi

    No full text
    Son yıllarda tasarruf finansman sektörü, faizsiz finansman sağlama kapasitesi ile Türkiye'de hızla büyüyen bir alternatif finansman modeli haline gelmiştir. Bu bağlamda, sektörün finansal performansının analiz edilmesi, sürdürülebilirliği ve etkinliği açısından büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmanın amacı 2021-2023 döneminde faaliyette bulunan tasarruf finansmanı şirketlerinin finansal performans analizini gerçekleştirmektir. Bu doğrultuda Çok Kriterli Karar Verme analiz yöntemlerinden yararlanılmıştır. Kriter ağırlıklandırma hesaplamasında PSI yönteminden faydalanılmıştır. Alternatiflerin performansının sıralamasında ise MABAC yönteminden yararlanılmıştır. 2021-2023 dönemi için PSI yöntem sonuçlarına sırasıyla en önemli kriterlerin TB/TA, TB/TA ve TFA/TA olduğu tespit edilmiştir. Öte yandan 2021-2023 yılı kapsamında MABAC yönteminden elde edilen sonuçlara göre en iyi performansı sağlayan şirketin Eminevim olduğu analiz sonuçlarından anlaşılmaktadır. Duyarlılık analizi kapsamında BORDA yöntemi sonuçlarına göre en iyi performansın Eminevime ait olduğu bulgulanmıştır. MABAC yönteminden elde edilen 2023 yılı sıralama sonuçları farklı ÇKKV yöntemleriyle mukayese edilmiştir. Mukayese sonuçlarına göre 2023 MABAC sıralama sonuçları ile ARAS, MAIRCA, WASPAS ve PSI sonuçları aynı sıralama sonuçlarını vermiştir. Korelasyon analizi sonuçlarında ise MABAC sıralama sonuçlarının diğer yöntemlerle istatistiki olarak anlamlı ve tüksek seviyede korelasyon içinde olduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla analiz sonuçlarının istikrarlı ve tutarlı olduğu sonucuna ulaşılmıştır

    Integrative Nursing, 2nd Ed. , Section 42 Integrative Nursing in Turkey

    No full text
    This chapter focuses on past and current integrative practices in Turkey. Native practices have been embedded within Turkish culture for centuries as a part of the country’s heritage and history. Recently, the Ministry of Health approved a list of complementary therapies and standards to regulate practices in integrative medicine. In addition, the nursing discipline has come a long way in terms of research on integrative practices, from descriptive studies to randomized control group studies and projects at the doctorate level. However, in spite of research activities and the emergence of new courses in nursing curricula, the progress in implementing integrative therapies to clinical practice in Turkey has been very slow

    Paya Dayalı Kitle Fonlaması ve Yatırım Bankacılığı: Finansal Performans Üzerine Bir Karşılaştırma

    No full text
    Bu çalışmada Türkiye’de faaliyet gösteren yatırım bankacılığı ve paya dayalı kitle fonlamasının, 2021-2022 yılları için finansal performansları LOPCOW ve CoCoSo yöntemleri ile karşılaştırılmıştır. Finansal performans karşılaştırılması yapmak için beş adet kriter (sermaye yeterliliği, aktif kârlılık, öz kaynak kârlılığı, toplam aktifler ve personel giderleri) belirlenmiştir. Kriter ağırlıklandırma yöntemi olarak LOPCOW, performans sıralama yöntemi olarak ise CoCoSo kullanılmıştır. LOPCOW yöntemi sonuçlarına göre, 2021 yılı için en önemli üç kriter sırasıyla; öz kaynak kârlılığı, aktif kârlılık ve personel giderleri olarak tespit edilirken, 2022 yılı için en önemli kriterler; aktif kârlılık, öz kaynak kârlılığı ve personel giderleri olarak tespit edilmiştir. CoCoSo yöntemi sonuçlarına göre, 2021 yılında en iyi performans gösteren kurumlar sırasıyla; GSD Yatırım Bankası, Fon Bulucu ve Fonangels olarak tespit edilirken, 2022 yılında en iyi performans gösteren kurumlar; GSD Yatırım Bankası, Fonangels ve Nurol Yatırım Bankası olarak tespit edilmiştir

    The Hormetic Dose-Risks Of Polymethyl Methacrylate Nanoplastics On Chlorophyll A Fluorescence Transient, Lipid Composition And Antioxidant System İn Lactuca Sativa

    No full text
    Nanoplastic pollution has become an increasing problem due to over-consumption and degradation in ecosystems. A little is known about ecological toxicity and the potential risks of nanoplastics on plants. To better comprehend the hormetic effects of nanoplastics, the experimental design was conducted on the impacts of polymethyl methacrylate (PMMA) on water status, growth, gas exchange, chlorophyll a fluorescence transient, reactive oxygen species (ROS) content (both content and fluorescence visualization), lipid peroxidation and antioxidant capacity (comparatively between leaves and roots). For this purpose, PMMA (10, 20, 50 and 100 mg L− 1 ) was hydroponically applied to Lactuca sativa for 15 days(d). PMMA exposure resulted a decline in the growth, water content and osmotic potential. As based on assimilation rate (A), stomatal conductance (gs), and intercellular CO2 concentrations (Ci), the decreased stomatal limitation (Ls) and, A/Ci and increased intrinsic mesophyll efficiency proved low carboxylation efficiency showing impaired photosynthesis as a non-stomatal limitation. PMMA toxicity increased the trapping fluxes and absorption with a decrease in electron transport fluxes caused the disruption in reaction centers of photosystems. The leaves and roots had a similar effect against PMMA toxicity, with increased superoxide dismutase (SOD) activity. Although, catalase (CAT) and peroxidase (POX) of leaves increased under 10 mg L− 1 PMMA, these defense activities failed to prevent radicals from attacking. Compared to the leaves, the lettuce roots showed an intriguing result for AsA-GSH cycle against PMMA exposure. In the roots, the lowest PMMA application provided the high ascorbate/dehydroascorbate (AsA/DHA), GSH/GSSG and the pool of AsA/glutathione (GSH) and non-suppressed GSH redox state. Also, 10 mg L− 1 PMMA helped remove high hydrogen peroxide (H2O2) by both glutathione peroxidase (GPX) and glutathione S-transferase (GST). Since this improvement in the antioxidant system could not be continued in roots after higher applications than 20 mg L− 1 PMMA, TBARS (Thiobarbituric acid-reactive substances), indicating the level of lipid peroxidation, and H2O2 increased. Our findings obtained from PMMA-applied lettuce provide new information to advance the tolerance mechanism against nanoplastic pollution

    Beslenme Alışkanlıklarının Evlilik Uyumu ve Aile Bütünlüğü Üzerindeki Etkisi

    No full text
    Bu araştırmada beslenme alışkanlıklarının evlilik uyumu ve aile bütünlüğü üzerindeki etkisi incelenmiştir. Araştrma tek merkezli, prospektif, kesitsel ve tanımlayıcı tipte bir çalışmadır. Araştırmaya 18 yaş üzerinde evli olan, araştırmaya katılıma ilişkin zihinsel bir engeli bulunmayan, çalışmaya katılmaya onam veren, anket sorularını eksiksik tamamlayan bireyler dahil edilmiştir. Araştırmada verilerin toplanması amacıyla “Tanıtıcı Bilgi Formu”, “Beslenme Tutum Ölçeği”, “Evlilik Uyum Ölçeği” ile “Aile Bütünlük Duygusu Ölçeği Kısa Formu” uygulanmıştır. Tüm istatistiksel analizler SPSS kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Katılımcıların beslenme alışkanlıkları, evlilik uyumları ile aile uyum ve bütünlüğüne ilişkin ortalamaların cinsiyete göre farklılaşıp farklılaşmadığını incelemek için üç ayrı bağımsız gruplar için t testi yürütülmüştür. Katılımcıların beslenme alışkanlıkları, evlilik uyumları ile aile uyum ve bütünlüğüne ilişkin ortalamaların yaş gruplarına göre farklılaşıp farklılaşmadığını incelemek için üç ayrı Kruskal-Wallis H testi yürütülmüştür. Güven aralığı 0.05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Elde edilen bulgular beslenme alışkanlıkları, evlilik uyumu ve aile bütünlüğü gibi önemli psikososyal değişkenlerin çeşitli demografik özellikler açısından farklılık gösterdiğini ortaya koymuştur. Kadınların beslenme alışkanlıkları ve evlilik uyumu ortalamaları erkeklere göre anlamlı olarak yüksektr. Genç yaş grubu; beslenme alışkanlıkları konusunda diğer yaş gruplarına kıyasla daha olumlu tutum i çindedir. Eğitim düzeyi beslenme alışkanlıklarını olumlu yönde etkilemektedir; ancak evlilik uyumu ve aile bütünlüğü üzerinde eğitim durumu belirleyici değildir. Evli bireylerin aile uyum ve bütünlüğü algıları daha yüksektir. Çocuk sayısı; beslenme alışkanlıkları, evlilik uyumu ve aile bütünlüğü üzerinde anlamlı bir farklılık oluşturmamaktadır. Bu çalışma bireylerin beslenme tutumları ile evlilik uyumu ve aile bütünlüğü arasında anlamlı ilişkiler olduğunu ve bu ilişkilerin bazı demografik özelliklerden etkilenebileceğini göstermiştir. Elde edilen veriler, sağlık ve aile danışmanlığı alanlarında bireysel farklılıkların dikkate alınarak, demografik özelliklere uygun müdahale ve destek programlarının geliştirilmesinin gerekliliğine işaret etmektedir

    Evaluation of VEMP Findings in Parkinson’s Patients

    No full text
    Objective: Parkinson’s disease is a progressive neurodegenerative disease characterized by tremor and bradycardia. Parkinson’s, caused by dopamine deficiency, is the second most common neurodegenerative dis ease, affecting 2-3% of the population over 65 years of age. Gender, age and some environmental factors are reported as risk factors for Parkinson’s disease. Vestibular evoked myogenic potentials (VEMP) is an electrophysiological method used to evaluate the integration of otolithic organs and vestibular nerves with the brainstem and musculature. cVEMP evaluates vestibulocolic reflex from saccular afferents to brainstem vestibular nuclei via inferior vestibular nerve, oVEMP evaluates vestibulo-ocular reflex function from the utricle to brainstem vestibular nuclei via the superior vestibular nerve and medial longitudinal fascicle. Abnormalities in VEMP responses have been reported in patients with Parkinson’s in the literature. The aim of this study is to evaluate the results of VEMP in Parkinson’s patients by compiling the literature examining VEMP findings in Parkinson’s patients and to raise awareness on this issue. Materials and Methods: In this study, 24 studies investigating vestibular-evoked myogenic potential findings in Parkinson’s patients, published in PubMed, Web of Science, and Scopus electronic databases between 2009 and 2024, were examined. “Parkinson’s disease, cervical vestibular evoked myogenic potential, ocular vestibular evoked myogenic potential” was used as a key word, and the information obtained from the relevant publications was compiled. Discussion: Although there are studies reporting that there is no difference in VEMP responses between Parkinson’s patients and healthy controls, many studies have reported significantly more abnormalities in vestibular evoked myogenic potential measurements in Parkinson’s patients compared to the control group. In some studies, the rate of not obtaining VEMP responses (cVEMP and oVEMP) was found to be higher in Parkinson’s patients compared to the healthy control group. Many studies have indicated that the latencies of P13 and N23 waves were significantly prolonged in cVEMP measurements in Parkinson’s patients compared to the control group. In patients with Parkinson’s, the mean amplitudes of P13 and N23 were significantly lower in cVEMP measurements than in the control group, and in oVEMP measurement, it was reported that the n1-p1 amplitude was significantly reduced bilaterally in the contralateral of the clinically affected side. Conclusion: When the studies in the literature are examined, it is seen that Parkinson’s disease affects both cervical vestibular evoked myogenic potential and ocular vestibular evoked myogenic potential measurements. These measurements are thought to provide important information in Parkinson’s patients as they evaluate the vestibulocolic and vestibulo-ocular reflex pathways

    Effects of Instrument-Assisted Soft Tissue Mobilization and Extracorporeal Shock Wave Therapy in Individuals With Lateral Elbow Pain: A Randomized Single-Blind Clinical Trial

    No full text
    Context: In lateral elbow pain (LEP), it is important to improve pain, grip strength, and function. The aim of this study is to compare the effects of Instrument-Assisted Soft Tissue Mobilization (IASTM) and extracorporeal shock wave therapy (ESWT) methods on pain, grip strength, and function in LEP. Design: Randomized single-blind clinical trial. Methods: Forty-eight adults with LEP were randomly assigned to the IASTM, ESWT, and control groups. Home exercise consisting of special static stretching and eccentric strengthening exercises was given to the control group. The ESWT group received a total of 8 sessions of ESWT in addition to home exercise. The IASTM group received a total of 8 sessions of IASTM in addition to home exercise. The visual analog scale for pain, hydraulic hand dynamometer for grip strength, and Patient-Rated Tennis Elbow Evaluation scale for functionality were used for assessment. Data were collected at baseline, after intervention, and at 4-weeks postintervention. Results: At the end of the treatment and the 4-week follow-up, a decrease in pain scores and improvement in muscle strength and functionality was detected in all 3 groups (P < .001). IASTM applications were more effective than ESWT and control groups in reducing pain both after application and at follow-up (P < .001), whereas ESWT application was also effective compared with the control group (P < .001). IASTM applications were more effective than the ESWT and control groups in reducing Patient-Rated Tennis Elbow Evaluation total scores both after the applications and follow-up (P < .001). IASTM was more effective in grip strength than ESWT and control groups (P < .001). Conclusion: It was determined that IASTM and ESWT treatments were effective in reducing pain and increasing grip strength and functionality in both the short and long term in patients with LEP. It was determined that IASTM treatment was superior to ESWT treatment in reducing pain and improving grip strength and functionality

    790

    full texts

    4,816

    metadata records
    Updated in last 30 days.
    AXSIS - Akademik ve Açık Erişim Bilgi Sistemi (Univ. KTO Karatay) is based in Türkiye
    Access Repository Dashboard
    Do you manage Open Research Online? Become a CORE Member to access insider analytics, issue reports and manage access to outputs from your repository in the CORE Repository Dashboard! 👇