DoÄuÅ Ãniversitesi Dergisi
Not a member yet
464 research outputs found
Sort by
ÖRGÜT KÜLTÜRÜ TİPLERİNİN BİREYSEL YENİLİKÇİLİK ÜZERİNE ETKİSİ
Örgüt kültürü çalışanların tutumlarını, duygularını, davranışlarını, işe yönelik performanslarını ve motivasyonlarını etkilemektedir. Bu çalışmada çalışanlar üzerinde bu denli öneme sahip örgüt kültürünün, bireysel yenilikçiliğe etkisinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın amacı doğrultusunda uluslararası bir çimento şirketinin Afyonkarahisar’da faaliyet gösteren işletmesinde toplam 102 beyaz ve mavi yakalı çalışandan anket yöntemi ile veri toplanmış, örgüt kültür tipi ve bireysel yenilikçiliğe ilişkin çalışan algılarının çeşitli demografik değişkenlere göre fark gösterip göstermediği t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ile çözümlenmiştir. Ayrıca örgüt kültür tipi ve bireysel yenilikçilik ilişkisinin belirlenebilmesi için korelasyon ve regresyon analizleri uygulanmıştır. İstatistiksel analizler sonucunda baskın örgüt kültürü tipinin hiyerarşi kültürü olduğu tespit edilmiş, örgüt kültürü ve bireysel yenilikçilik arasında pozitif ve orta düzeyde bir korelasyon bulunmuştur. Aynı zamanda katılımcıların bireysel yenilikçilik düzeylerinin, yönetsel görevin olma durumu, meslek, eğitim ve gelir düzeyine göre anlamlı bir farklılık gösterdiği görülmüştür.
SOSYAL GİRİŞİMCİLİĞE İLİŞKİN BİREYSEL İŞ YETKİNLİK ALGISI ÖLÇEK GELİŞTİRME ÇALIŞMASI
Değişen rekabet koşulları ve sosyal dinamikler ışığında günden güne daha fazla ilgi çeken sosyal girişimcilik kavramına ilişkin yapılan anlamında ivme kazanmıştır. Bu araştırma kapsamında da sosyal girişimi olan veya olma niyeti olan bireylerin iş yetkinlikleri anlamında kendilerini ne kadar yetkin algıladıklarına ilişkin ölçek geliştirme çalışması yer almaktadır. 378 kişilik bir örneklem grubu ile yapılan çalışmanın geçerlilik ve güvenirliliği sunulmuş ve iş yetkinlikleri beş faktör Çevre analizi, Stratejik analiz, Pazar analizi, Müşteri Analizi ve Finansal Analiz olarak değerlendirilmiştir. Ölçek maddelerine ilişkin Cronbach Alpha iç tutarlılık katsayısı ,95 olup, yapılan faktör analizleri sonrası 25 maddeli, 5 faktörlü ölçek elde edilmiştir
REVENUE SURPRISE AND EQUITY RETURNS IN BORSA ISTANBUL
This paper examines the importance of revenue surprise in the cross-section of stock returns in Borsa Istanbul. Portfolio-level analyses and multivariate cross-sectional regressions document a statistically and economically significant positive relation between revenue surprise and expected returns. Average excess and abnormal return spreads between equities in the highest and lowest revenue surprise deciles are more than 1% per month. The findings of the paper are robust when well-known firm-specific attributes including earnings surprise are controlled for
ON THE CAUSAL RELATIONSHIP BETWEEN DEPOSIT RATES IN CONVENTIONAL BANKS AND PROFIT-SHARING RATES IN ISLAMIC BANKS IN TURKEY
This paper empirically investigates whether profit-sharing rates in Islamic banks follow rates of the conventional banks in Turkey over the sample period March 2001 to June 2019 through employing both standard econometric and wavelet approaches. We identify both unidirectional and bidirectional causality between the monthly observations at different time scales. Moreover, the direction of the relationship considerably varies and displays coefficient sign reversal over wavelet scales. Overall, our findings suggest that the rates of return in both banking sectors are not independent of each other and, therefore, have important implications regarding financial stability and risk management
Kadın İşgücüne Katılımında Artışın Belirleyicileri: Kuşak Etkisinin Ayrıştırılması
Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranı uluslararası standartlara göre oldukça düşük olmakla birlikte son yıllarda önemli bir artış göstermiştir. Bu çalışmanın amacı söz konusu artışın kaynaklarının araştırılmasıdır. Çalışmanın odağında doğum yılı kuşağının işgücüne katılım üzerindeki etkisinin ayrıştırılması yer almaktadır. Kuşak etkileri, sosyal normlardaki değişimin işgücüne katılım üzerindeki gözlemlenemeyen etkileri temsil etmesi açısından önem taşımaktadır. Çalışma sonuçları, son dönemde gözlenen işgücüne katılım oranındaki artışta kuşak etkilerinin önemli belirleyici bir faktör olduğuna işaret etmektedir. Eğitim düzeyindeki iyileşme, emeklilik yaşının yükselmesi ve doğurganlığın azalması işgücüne katılımı artıran diğer önemli faktörlerdir. Öte yandan, çocuk sahibi olmanın işgücüne katılım üzerindeki olumsuz etkisinde zaman içinde bir azalma görülmemektedir
Kirlilik Sığınağı Hipotezi Türkiye İçin Geçerli Mi? ARDL Sınır Testi Yaklaşımından Bulgular
Bu çalışma doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının çevre kirliliği üzerindeki etkilerini Türkiye için üç farklı hava kirliliği göstergesi doğrultusunda (karbondioksit, nitrojen oksit ve toplam sera gazı) ARDL sınır testi yaklaşımı ile incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma karbondioksit modeli için 1971-2015, nitrojen oksit ve toplam sera gazı modelleri için 1970-2012 yıllık dönemleri kapsamaktadır. Elde edilen bulgular Türkiye’ye yönelik doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının karbondioksit emisyonunu artırıcı bir etkiye sahip olduğunu ve dolayısıyla kirlilik sığınağı hipotezinin Türkiye için geçerli olduğunu ortaya koymaktadır. Buna karşın doğrudan yabancı sermaye yatırımları ile nitrojen oksit ve toplam sera gazı emisyonları arasında uzun dönemli bir ilişki bulunmamaktadır
Holdinge Bağlı Şirketler ile Bağlı Olmayan Şirketlerin Finansal Oran Analizi ile Karşılaştırılması
İşletmeler, ekonominin büyümesiyle eş zamanlı olarak sürekli büyüme zorunluluğu içerisindedir. Holding çatısı altında olmanın buna katkısı olabilmektedir. Çalışmada holdinge bağlı işletmeler ile holdinge bağlı olmayan işletmelerin performansları arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığı finansal oranlar kullanılarak panel veri seti ve t-testi yöntemi ile analiz edilmiştir. Bulgular özellikle verimlilik açısından holding şirketlerinin pozitif olarak, kısa vadeli borç yönetiminde negatif olarak ayrıştığını ortaya koymaktadır. Holdinge bağlı olmayan şirketler etkinlik döngüsündeki verimsizliği kısa vadeli borç ödemelerini öteleyerek azaltma yoluna gitmektedir. Ancak holdinge bağlı firmalar nakit döngüsünü daha kısa sürede tamamlamaktadır. Sonuçlar, holdinglerin ana kurulum amaçları olan kaynakların verimli dağılımı ve yönetimi hedeflerine ulaştıklarını göstermektedir
Yapısal Kırılmalar Altında Teknoloji Yoğun Sektörlerde Verimlilik ve Rekabet Gücü İlişkisi
Ekonomik büyümenin temel kaynaklarından biri, üretim faktörü stoklarındaki ve niteliklerindeki artış diğeri de teknolojik gelişmedir. İş gücü ve sermaye gibi üretim faktörleri artmakta ve bununla birlikte teknoloji de hızla ilerlemektedir. Bu kapsamda yüksek teknoloji ürünlerine yapılacak yatırımlar hem iç hem de dış piyasada önemli bir rekabet gücünün elde edilmesini sağlayacaktır. Ayrıca bu sektörde belirli bir rekabet gücünün elde edilmesi ile verimlilik, büyüme ve yenilik gibi alanlarda artış meydana gelecektir. Çalışmada, Türkiye için verimlilik ve rekabet gücü arasındaki ilişki 1995-2017 yıllarını kapsayan iki aşamalı analiz ile incelenmiştir. Birinci analizde, RCA endeksi kullanılarak, yüksek teknoloji içeren sektörlerin rekabet gücü hesaplanmıştır. İkinci analizde ise, öncelikle yapısal kırılmaların dahil edildiği LM Birim Kök analizi uygulanmıştır. Sonrasında rekabet gücü ve verimlilik arasındaki uzun dönemli ilişkinin varlığı Maki Eşbütünleşme Analizi kullanılarak tahmin edilmiştir. Çalışmanın sonucuna göre Türkiye’nin yüksek teknoloji içeren sektörlerdeki rekabet gücü yetersiz olmakla birlikte rekabet gücünün artması verimlilik üzerinde pozitif yönde bir etki yapmaktadır.
Politik Ekonomi Göstergelerinin Ekonomik Büyüme Üzerindeki Etkileri: Üst Orta Gelirli Ülkeler Üzerine Panel Veri Analizleri
Bu çalışmanın amacı, 23 üst orta gelirli ülkede kurumlar, makroekonomik istikrar, ticari ve finansal dışa açıklık ve gelir dağılımı şeklindeki politik ekonomi göstergelerinin ekonomik büyüme üzerindeki etkilerini incelemektir. Bu amaçla, 1992-2016 dönemi için söz konusu değişkenlere ait toplam on beş göstergenin GSYİH üzerindeki etkileri panel veri analizleri ile incelenmektedir. Analiz sonuçları; kurumların [kamunun etkinliği ve politik istikrar (+), yolsuzluk (-)], makroekonomik istikrarın [beşeri sermaye ve istihdam (+), enflasyon (-)], ticari ve finansal dışa açıklığın [ticari dışa açıklık (+), cari denge ve finansal dışa açıklık (-)] ve gelir dağılımının [GINI katsayısı, enflasyon ve işsizlik (-)] ekonomik büyüme üzerinde etkili olduklarını göstermektedir.
Yeni Ürün Geliştirme Takımlarında Hata Yönetimi
Tüketici istek, ihtiyaç ve taleplerinin hızla değişmesi, gelişmekte olan yeni teknolojiler ve firmalar arasındaki yoğun rekabet firmalardaki ürün geliştirme projelerinin ve faaliyetlerinin başarısını giderek daha kritik bir öneme taşımıştır. Bu çerçevede araştırmalar ürün geliştirme takımlarının başarısına etki eden faktörler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Ancak özellikle başarılı bir hata yönetiminin firma performansı üzerindeki etkisinden çokça bahsedilmesine rağmen, ilginç bir şekilde ürün geliştirme takımlarında hata kavramı ile ilgili literatürde çok az sayıda çalışma bulunmaktadır. Bu nedenle takım seviyesinde ürün geliştirme faaliyetleri boyunca hata yönetim sürecinin açıklanmasında çok fazla yol alınamadığı ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğu dikkat çekmektedir. Bu çalışmanın amacı ürün geliştirme takımları bağlamında hata yönetimine ilişkin derinlemesine literatür analizi sunularak teorik ve ampirik araştırmalara destek sağlamaktır