Nevşehir Hacı Bektaş Veli University

Nevsehir Haci Bektas Veli University Institutional Repository (DSpace@NEVU)
Not a member yet
    8560 research outputs found

    Determinizmi çözmek: İbn Sînâ sonrası özgür irade tartışmalarında yeter sebep ilkesinin yeniden ele alınışı

    Get PDF
    Tercüme Makaleİbn Sînâ, Yeter Sebep İlkesi’ni (YSİ), yani her şeyin bir sebebi olduğu ve sebepsiz hiçbir varlığın var olamayacağı iddiasını savunan modern dönem öncesi filozoflarından biridir. YSİ’nin sonuçlarından biri de zorunlulukçuluktur (necessitarianism); yani gerçekte var olan her şeyin aynı zamanda zorunlu olarak var olduğu iddiasıdır. Bu fikre göre sebepler zincirinin her bir üyesi kendinden önceki sebepler tarafından belirlenir. Dolayısıyla YSİ, olayların başka türlü de olabileceğini telkin eden insan sezgisine karşı çıkmaktadır. Bu çalışmadaki amacım, İbn Sînâ sonrası yazarların insan iradesini dışlamak suretiyle YSİ’nin zorunlulukçu sonuçlarını hafifletmeye çalışıp çalışmadıklarını araştırmaktır. Nasîrüddin Tûsî’nin (ö. 672/1274) Cebr ve Kader adlı Farsça risalesi ile Tecrîdü’l-i‘tikâd adlı kelâm kitabı arasında bir karşılaştırma yapmaya odaklanacağım. Bu konuyu seçmemin öncelikli sebebi, insanların eylemlerinin bağımsız fâilleri olduklarını sezgisel olarak bildiklerine dair Tûsî’nin iddialarıdır ki bu, YSİ‘nin evrensel uygulanabilirliği ile çelişiyor gibi görünmektedir. Tûsî’nin özgür irade konusunda, metinlerin karakterine ve yazıldıkları döneme bağlı olarak, bazen İbn Sînâ ile tutarlılık arzeden bazen de Mu‘tezile’ye angaje olan farklı görüşler benimsediğini savunacağım. Tûsî’nin, bazen nedensel olarak etkin olmamasına rağmen insan özgürlüğüne nasıl yer bıraktığını göstereceğim. O, insan özgürlüğünü, insanın karşı karşıya kaldığı fiziksel veya ilahî diğer belirlenim türlerinden bağımsız olarak hareket edebilen farklı bir belirlenim türü olarak anlar. Genel olarak bu mesele, Tûsî’nin İbn Sînâ felsefesine ya da Şiî kelâmına bağlılığını test etmekte ve hatta onu bazı eserlerinde İbn Sînâ’nın bilgi görüşüne karşı bir duruş sergilemeye zorlamaktadır.Avicenna was one of the premodern philosophers who argued for the Principle of Sufficient Reason (PSR), namely the claim that everything has a cause and that no uncaused beings can exist. One of the consequences of PSR is necessitarianism, which is the assertion that whatever exists actually also exists necessarily because each and every member of the causal chain is determined by antecedent causes. PSR thus goes against human intuition that suggests that things could have been otherwise. My goal is to investigate whether post-Avicennian authors tried to mitigate the necessitarian consequences of PSR by excluding human will from it. I will concentrate on the comparison between Na~īr al-Dīn al-Tūsī’s (d. 1274) Persian treatise Jabr va qadar and his theological summa Tajrīd al-i‘tiqād. The immediate reason for choosing this issue is al-Tūsī’s assertions that humans intuitively know they are autonomous agents of their actions, which seems to contradict the universal applicability of PSR. I will argue al-Tūsī to have espoused somewhat different views on free will, depending on the character of the texts and the period in which they were written, sometimes being consistent with Avicenna while other times engaging with Mu‘tazilism. I will show how al-Tūsī, however causally ineffective at times, left room for human freedom, which he understood as a different kind of determination that is able to act independently of the other types of determination to which humans are subject, be they physical or divine. Overall, the discussion tests al-Tūsī’s allegiance to either Avicennian philosophy or Shi‘i theology and even forces him to take a stance against Avicenna’s view on knowledge in some of his works.İlmi Etüdler Derneği (İLEM

    The effect of information technologies on labor productivity

    No full text
    Bilgi ve iletişim teknolojisi, birleşik iletişim, telekomünikasyon ve bilgisayarların yanı sıra gerekli kurumsal yazılım, ara katman yazılımının entegrasyonunun rolünü vurgulayan bilgi teknolojisi için genişletilmiş bir terimdir. Kullanıcıların bilgilere erişmesini, bunları saklamasını, iletmesini, anlamasını ve değiştirmesini sağlar. Bazı gelişmiş ülkeler, hem sosyal hem de ekonomik olarak Bilgi ve iletişim teknolojilerinin benimsenmesinden ve kullanılmasından büyük fayda sağlamıştır. Konuyla ilgili literatür, elde edilen bu faydaların bu ülkelerin telekomünikasyon altyapılarının varlığına ve ekonomik kalkınmalarına bağlı olduğunu vurgulamaktadır. Bilgi ve iletişim teknolojisinin verimliliğin geliştirilmesi üzerindeki etkisi literatürde çok tartışılan bir konu olmuştur. Teorik olarak, bilgi ve iletişim teknolojisinin üretkenlik üzerindeki etkisi, bu teknolojilerin üretim sürecinde girdi olarak oynadıkları rolden ve işlem maliyetlerini azaltma ve yalnızca firma içinde değil, aynı zamanda iş ortakları dışında da farklı faaliyetlerin koordinasyonunu geliştirme yeteneklerinden kaynaklanmaktadır. Bu çalışmada, BİT'in iş gücü verimliliği üzerindeki etkisinin anlaşılması amacıyla, G7 ülkeleri ele alınmış, 1995-2018 yıllık verileri ile Panel Var analizi yapılmıştır. Analizde kullanılan değişkenlerden iş gücü verimliliği bağımlı değişken iken, doğrudan yabancı yatırımlar, sabit geniş bant aboneliği, GDP gibi değişkenler ise bağımsız değişken olarak konumlandırılmıştır. Yapılan Panel Var Analizinin sonucu ise bize literatürden farklı olarak bazı karmaşık sonuçları göstermektedir. Panel Var sonucuna göre, ekonomik büyüme, doğrudan yabancı yatırımlar ve bilgi iletişim teknolojilerinin ihracatı işgücü verimliliğini düşürücü etkiye sahip iken, araştırmacı sayısı değişkeni ve sabit geniş bant aboneliği değişkeni iş gücü verimliliğini artırıcı yönde etki sağlamıştır.Information and communications technology is an extended term for information technology that emphasizes the role of integration of unified communications, telecommunications, and computers, as well as necessary enterprise software, middleware. It enables users to access, store, transmit, understand and modify information. Some developed countries have benefited greatly from the adoption and use of ICT, both socially and economically. The literature on the subject emphasizes that these benefits depend on the existence of telecommunication infrastructures and economic development of these countries. The effect of information and communication technology on the improvement of productivity has been a subject of much debate in the literature. Theoretically, the impact of information and communication technology on productivity stems from the role these technologies play as inputs in the production process and their ability to reduce transaction costs and improve the coordination of different activities not only within the firm but also outside of business partners. In this study, in order to understand the effect of ICT on labor productivity, G7 countries were discussed and Panel Var analysis was conducted with the annual data of 1995-2018. While labor productivity is the dependent variable among the variables used in the analysis, variables such as foreign direct investments, fixed broadband subscription and GDP are positioned as independent variables. The result of the Panel Present Analysis, on the other hand, shows us some complex results, different from the literature. According to the Panel Var result, while economic growth, foreign direct investments and exports of information and communication technologies had a decreasing effect on labor productivity, the variable of the number of researchers and fixed broadband subscription variable had an effect on increasing labor productivity

    Expression profile of genes associated with the accumulation of triacylglycerol (TAG) in Auxenochlorella protothecoides KP7 under alkaline pH and nitrogen starvation conditions

    No full text
    Identification of target genes related to lipid accumulation in microalgae can increase triacylglycerol production without affecting biomass production through genetic manipulation. This study is part of our previous study and aimed to determine the effects of nitrogen starvation, alkaline pH (pH 10), and a combination of these factors on the transcriptional profiles of eight genes potentially related to triacylglycerol accumulation in Auxenochlorella protothecoides KP7. As shown previously, triacylglycerol content in Auxenochlorella protothecoides KP7 reached the maximum level under combined stress conditions. In this study, the highest upregulation for the gene encoding phosphoenolpyruvate carboxylase (PEPC) was observed under both nitrogen starvation and combined stress. Nitrogen starvation alone resulted in a significant increase in the expression level of all genes except NADP-malic enzyme (MEchl), which is localized in the chloroplast. Compared with nitrogen starvation alone, the upregulation of pyruvate dehydrogenase complex E2 component (PDHC-E2), glycerol-3-phosphate dehydrogenase (GPDH), diacylglycerol acyltransferase 1 (DGAT1), and MEchl genes further increased under the combined stress. These results suggest that genes encoding the enzymes DGAT1, GPDH, ME, PEPC, and PDHC-E2 are associated with triacylglycerol accumulation and could be used as target genes for genetic modification of Auxenochlorella protothecoides and possibly other microalgal species.Nevşehir Hacı Bektaş Veli Üniversitesi BAP Koordinasyon Birimi, BAP projesi (TDP19F3)

    Petiol anatomy of some taxa Anchusa undulata L. subsp. hybrida (Ten.) Coutinho, Anchusa azurea Miller var. azurea, Anchusa leptophylla Roemer & Schultes subsp. incana (Ledeb.) Chamb.) of Genus anchusa L. (Boraginaceae)

    No full text
    Bu çalışmada, Türkiye'de yayılış gösteren Anchusa L. (Boraginaceae) cinsine ait üç taksonun (A. leptophylla Roemer & Schultes ssp. incana (Ledeb.) Chamb. , A. azurea Miller var. azurea, A. undulata L. ssp. hybrida (Ten.) Coutinho, yaprak sapı anatomik yapıları incelenmiştir. Taksonlara ait örneklerin yaprak saplarından alınan kesitler, preparat haline getirilmiş ve ışık mikroskobunda (LM) incelenmiştir. Türlere ait anatomik kesitlerin fotoğrafları kameralı ışık mikroskobuyla çekilmiştir. Çekilen bu fotoğraflar üzerinden LASEZ adlı programda hücre çap ölçümleri yapılmıştır. Varyasyonların daha iyi belirlenebilmesi amacıyla, yapılan yaprak sapı anatomik ölçümlerinin en yüksek (maximum) ve en küçük (minimum) değerleri de tespit edilerek, türlerin yaprak sapı anatomik özellikleri belirlenmiştir. Yapılan çalışma sonucu türlere göre yaprak sapı şekilleri değişmektedir. A. leptophylla ssp. incana ve A. azurea var. azurea'da, genişçe oluklu ve köşeleri uzamış keskin kenarlı, A. undulata ssp. hybrida'da düz ve hafif konkavdır. Tek sıralı epidermis üzerinde bir kutikula tabakası bulunmaktadır. Epidermis tek sıralı A. leptophylla ssp. incana'da çeperleri kalın, hücreler köşeli veya ovaldir. Türlerde epidermis tabakası altında bir veya birkaç sıralı hücrelerden oluşan klorenkima tabakasına rastlanmıştır. Kollenkima tabakası yaprak sapı köşelerinde çok sıralıdır. Parankima tabakası tüm türlerde geniş bir bölgeyi kaplamaktadır. Yaprak sapı ortasında tek, şekli türlere göre değişen (A. leptophylla ssp. incana'da ve A. undulata ssp. hybrida yay şeklinde, A. azurea var. azurea'da genişçe yaysı şeklinde) büyük bir iletim demeti bulunmaktadır. Köşelere doğru irili ufaklı ve genellikle yuvarlak şekilli değişik sayıda küçük iletim demeti bulunmaktadır. İletim demeti kapalı kollateral tiptedir. Ayrıca türlerin epidermisleri üzerinde örtü ve salgı tüyleri bulunmaktadır.In this study, three taxa of the genus Anchusa L. (Boraginaceae) distributed in Turkey (A. leptophylla Roemer & Schultes subsp. incana (Ledeb.) Chamb., A. azurea Miller var. azurea, A. undulata L. subsp. hybrida (Ten.) Coutinho) petiole anatomical structures were investigated. Sections taken from the petiole of the samples belonging to the taxa were made into permanent preparations and examined under the light microscope (LM). Photographs of the anatomical sections of the species were taken with a light microscope with a camera. Cell diameter measurements were made in the program called LASEZ on these photographs. In order to better determine the variations, the highest (maximum) and the smallest (minimum) values of the anatomical petiole anatomical measurements were determined, and the petiole anatomical characteristics of the species were determined. As a result of the study, petiole shapes vary according to species. In A. leptophylla subsp. incana and A. azurea var. azurea, A. undulata ssp. hybrida it is straight and slightly concave. There is a cuticle layer on the single layered epidermis. The epidermis is single-rowed A. leptophylla ssp. incana with thick walls, and the cells are angular or oval. Chlorenchyma layer consisting of one or more rows of cells was found under the epidermis layer in the species. The collenchyma layer is multi-rowed at the petiole corners. The parenchyma layer covers a large area in all species. In the middle of the petiole, there is a single large vascular bundle, the shape of which varies according to the species (arc-shaped in A. leptophylla ssp. incana and A. undulata subsp. hybrida, slightly curved rectangular in A. azurea var. azurea). Towards the corners, there are different numbers of small vascular bundles of various sizes and generally rounded shapes. Conduction bundle is of closed collateral type. In addition, there are covering and glandular hairs on the epidermis of the species

    Heterodoks faiz politikasının döviz kuru, enflasyon, cari denge ve cds üzerindeki etkilerinin Pareto yaklaşımı ile analizi

    No full text
    Beklenmedik bir şokla dünyada neredeyse tüm alanları etkisi altına alan Covid-19 küresel pandemi süreci, ekonomi politikalarını da derinden etkilemiştir. Sürecin başında, talep yetersizliği ve durgunluk endişeleri ile helikopter para politikaları olarak ifade edilen genişletici para ve maliye politikalarına çok hızlı bir geçiş olmuştur. Gelişmiş ülkelerin merkez bankaları sonucunda yüksek olasılıkla enflasyon doğuracak politikaları tahmin etse de bunun ılımlı ve kontrollü olacağı beklentisitaşımaktaydı. Fakat 2022 yılına gelindiğinde özellikle gelişmiş ülkelerin enflasyon verileri tarihi rekorlar kırmıştır. Bu sorunlara eş zamanlı olarak eklemlenen Rusya-Ukrayna Savaşı, aksayan Çin aramalı üretimi, petrol ve gıda fiyatlarındaki artışlar nedeniyle rijit dezenflasyonist faiz politikalarına çekimser yaklaşılmış, politika faizlerinde daha itidalli yükselişler olmuştur. Olası küresel resesyon ve stagflasyon endişeleriyle yumuşak geçişler öngörülürken enflasyonist baskı halen devam etmektedir. Son olarak ABD‘de SVB Bankasının batması, Lehman Brothers tecrübesi nedeniyle kaygıları artırmış olsa da, FED ve gelişmiş ülke merkez bankaları gelişmeler doğrultusunda Ortodoks ekonomi politikalarına devam etmektedir. Özellikle son üç yıldaki gelişmeler Türkiye açısından ele alındığında, her dönemde TCMB politikalarının diğer merkez bankalarından negatif yönde ayrıştığı görülmektedir. Pandemi başlangıcında çok yüksek bir faiz artırımına gidilirken, pandemi sonuna doğru ise neredeyse dünyanın en yüksek enflasyona rağmen politika faizinde indirime gidilmiştir. Türk lirasının önemli değer kaybıyla yaşanan kur şokunun kısa sürede enflasyona yansıdığı görülmüş fakat faiz politikasından vazgeçilmeyerek, heterodoks politikalar uygulanacağı ilan edilmiştir. Nitekim fiyat ve ücret sabitlemeleriyle de gelirler politikası da heterodoks politikalara evrilmiştir. Yeni ekonomi modeli olarak deklare edilen bu modelin reel efektif döviz kuru kanalı ile cari denge üzerinde, KKM uygulamalarıyla ise bütçe dengesi üzerindeki negatif baskı oluşturduğu net olarak gözlenmektedir. Nihayetinde genişletici negatif reel faiz politikasının, Türkiye’nin kronik sorunu haline gelen üçüz açıklar üzerinde daha fazla derinleşmeye neden olduğu düşünülmektedir. Çalışmada, reel politika faizlerinin ve reel efektif döviz kurunun ve Akçayır (2022) çalışmasında önerilen derecelendirilmiş üçüz açık endeksi üzerindeki etkisi 1998-2022 yıllarına ait çeyreklik verileriyle ekonometrik olarak analiz edilmiştir. Birim kök analizleri hem Christopoulos- LeónLedesma (2010) Fourier-ADF, hem standart ADF testleri ve KPSS testi ile yapılmış, sınır testi ve ARDL prosedürü uygulanmıştır. Seriler arasındaki nedensellik ilişkisi Toda- Yamamoto ve Dolado- Lütkepohl (1996) testleri ile araştırılmış ve nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Uzun dönemde, reel politika faizindeki 100 baz puanlık artışın üçüz açık endeks değerini 0. 20 oranında artırdığı, reel efektif döviz kurundaki %1‘lik azalışın ise üçüz açığı yaklaşık 3 birim azalttığı sonucuna ulaşılmıştı

    Economic growth in democratic developments: The case of Turkey

    No full text
    Ekonomik büyüme kavramı, bir ülkenin ulusal gelirinin ve buna bağlı olarak kişi başına düşen gelirinin yıllar itibarıyla reel olarak artış göstermesidir. İktisat biliminde ekonomik büyümeyi tetikleyen birçok değişken vardır. Son dönemlerde birçok farklı bilim dalları iktisat bilimine ait olmayan demokrasi kavramının ekonomik performans ile arasındaki ilişkiyi incelemeye başlamıştır. Literatürde bu ilişkiyle ilgili az sayıda çalışma olmakla birlikte, demokrasi ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin varlığının, var ise de ne yönde olduğuyla ilgili genel ve ortak bir karara henüz varılamamıştır. Buna karşılık yapılan farklı teorik ve ampirik çalışmalarla zıt yönlü sonuçlar elde edilse de yapılan çalışmaların çoğunluğu demokrasi ve ekonomik büyüme arasında pozitif yönlü bir ilişkinin mevcudiyetinin olduğu fakat kapsayıcı kurumların ekonomik performans üzerinde etkisinin daha belirgin olduğudur. Bu çalışma ile demokrasi ve ekonomik büyüme bir ilişkinin olup olmadığı incelenmiş, ilişki mevcut ise derecesinin ne yönde olduğu literatürde yapılan farklı çalışmalar ışığında saptanmaya çalışılmıştır. Ayrıca demokrasi kavramıyla ilişkili olarak hukuk, ekonomik özgürlük ve kapsayıcı kurumların ekonomik büyüme üzerindeki eksisiyle ilgili bilgiler verilmeye çalışılmıştır.The concept of economic growth is the real increase in a country's national income and, accordingly, its per capita income over the years. There are many variables that trigger economic growth in economics. Recently, many different branches of science have begun to examine the relationship between the concept of democracy, which does not belong to economics, and economic performance. Although there are few studies on this relationship in the literature, a general and common decision has not yet been reached regarding the existence of the relationship between democracy and economic growth, if any. On the other hand, although contradictory results have been obtained with different theoretical and empirical studies, most of the studies have found that there is a positive relationship between democracy and economic growth, but the effect of inclusive institutions on economic performance is more pronounced. In this study, it was examined whether there is a relationship between democracy and economic growth, and if there is, the degree of the relationship was tried to be determined in the light of different studies in the literature. In addition, it has been tried to give information about the negative effects of law, economic freedom and inclusive institutions on economic growth in relation to the concept of democracy

    Ümmü Seleme (ö. 62/681) örnekliğinde erken dönem İslam tarihinde kadın ve hicret olgusu

    No full text
    Cahiliye’den günümüze kadının ele alındığı çalışmamızın ana temasını,cahiliye döneminde kadın, cahiliye döneminin önemli kadın şair portrelerinden Hind bint Nu’mân’ın cahiliye şiiri çerçevesinde hayatı, kadim gelenekte kadının yerini göstermesi bakımından Talmud’un kadınlar kitabı, Kur’ân’da kadının konumuna işaret etmesi bakımından Kur’ân’daki kadın diyaloglarına ilişkin retorik dil, Hz. Peygamber döneminde kadının toplumsal hayatın her sahasında mümtaz bir yerde olduğunu göstermesi bakımından hadisler çerçevesinde Hz. Peygamber nezdinde kadının konumu, Hz. Hatice validemizin manzum/mensur metinler bağlamında hayatı, Allah yolunda iki hicretiyle temayüz etmiş kadın sahâbî portrelerinden ve Hz. Peygamber’in eşlerinden Ümmü Seleme’nin İslam tarihindeki yeri, İslâm ilim geleneğindeki konumunu göstermesi bakımından sûfî tabakâtında yer verilen kadın sûfîlerin temel nitelikleri, kadınlara dair söylemlere atıa bulunması bakımından feminist söylemlerin Kur’ân yorumlarına etkisi teşkil etmektedir.Çalışmamızda cahiliyeden günümüze kadın konusu, Kur’ân ayetleriyle,hadislerle, Câhiliye şiirleriyle, kadim gelenekle, manzum/mensur metinlerle ve İslâmî ilimler çerçevesinde incelenmekte, kadının rolü, statüsü ve konumu İslam ilim geleneğinde farklı konular çerçevesinde ele alınmaktadır

    Bibliography of Nevşehir history (History, culture and civilization)

    No full text
    Tarihi çağlar boyunca çeşitli uygarlıkları bünyesinde barındıran ve önemli bir yerleşim merkezi olan Nevşehir hakkında çok sayıda çalışma yapılmıştır. Gerek il merkezinin gerekse il merkezine bağlı ilçelerin tarihi üzerine çeşitli alanlarda yapılan bu çalışmaların bir bütün halinde verilebilmesine özen gösterilmiştir. Araştırma sürecinde Kayseri, Niğde, Nevşehir ve Nevşehir'in ilçelerinde bulunan belediyelere, kütüphanelere ve bazı çalışmaların teminini sağlayabilmek adına yazarlarına gidilip eserler bizzat tespit edilmiştir. Eserlerin künyelerinin tam olarak verilebilmesi için çalışmanın yazarlarıyla sosyal medya, mail ve telefon vasıtası ile iletişim kurulmuştur. Ayrıca internet üzerinde de çeşitli veritabalarına ulaşım sağlanarak çalışma sahası genişletilmiştir. Nevşehir tarihi alanında yayınlanmış ansiklopedi maddeleri, bildiriler, kitaplar, makaleler, tezler, yıllıklar, seyahatnameler ve gezi notlarının kapsamlı bir bibliyografisi tespit edilerek ortaya konulmuştur. Yerli çalışmaların yanı sıra yabancı eserler de ulaşılabilindiği ölçüde verilmeye çalışılmıştır. Elde edilen çalışmaların bibliyografyaları da incelenerek kapsam geçerliği yüksek bir çalışmanın mümkün olmasına özen gösterilmiştir. Ortaya çıkan verilerin daha iyi anlamlandırılabilmesi açısından kaynaklar ilgili bilim dallarına göre tasnif edilmiştir. Bu bilim dalları altında sınıflandırılan çalışmalar ise kitap, kitap bölümleri, makaleler, bildiriler ve tezler olarak kategorize edilmiştir. Ayrıca ansiklopedi maddeleri, kitap tanıtımları, yıllıklar, seyahatnameler ve gezi notları için de ayrı bir bölüm açılmıştır. Böylelikle çalışmaların her anlamda doğru bir şekilde verilmesi sağlanmıştır. Bu bibliyografya çalışması ile birlikte küçük bir köy konumundan ilçeye daha sonrasında ise il merkezi haline gelen Nevşehir'in tarihine yönelik eserlerin niceliği ortaya konulmuştur.Numerous studies have been carried out about Nevşehir, which has been an important settlement center and which has hosted various civilizations throughout the historical ages. Care has been taken to present these studies on the history of both the city center and the districts connected to the city center as a whole. During the research process, in order to provide the municipalities, libraries and some studies in the districts of Kayseri, Niğde, Nevşehir and Nevşehir, the authors were visited and the works were personally identified. The authors of the study were contacted via social media, e-mail and telephone in order to give the complete information about the works. In addition, the working area has been expanded by providing access to various databases on the internet. A comprehensive bibliography of encyclopedia articles, papers, books, articles, theses, travelogues and travel notes published in the field of Nevşehir history has been identified and presented. In addition to domestic works, foreign works have been tried to be given to the extent that they can be reached. By examining the bibliographies of the studies obtained, care was taken to ensure that a study with high content validity is possible. In order to better understand the resulting data, the sources have been classified according to the relevant branches of science. Studies classified under these branches of science are categorized as books, book chapters, articles, papers and theses. In addition, a separate section has been opened for encyclopedia articles, book introductions, annuals, travelogues and travel notes. Together with this bibliography study, the size of the works related to the history of Nevsehir, which turned from a small village location into a district and then into a provincial center, has been revealed

    The effect of social studies teaching based on common knowledge construction model on students' critical thinking skills, academic success and attitudes

    No full text
    Modern dünyada bilgiye ulaşmak artık çok kolay hale gelmiştir. Sosyal bilgiler dersi sadece bilgi vermekten öte bu bilgiyi kullanmayı hatta kendi kendine öğrenme becerilerini öğrencilere kazandırmayı amaçlamaktadır. İçinden çıkılmaz derecede yoğun bilginin olduğu günümüzde gereken bilgiyi bulmak üretmek için eleştirel bir bakış açısıyla doğru olanı seçip alabilen, bunları bir araya getirebilen bireylere gereksinim duyulmaktadır. Yapılandırmacı öğrenme anlayışına dayanan Ortak Bilgi Yapılandırma Modeli (OBYM), öğrenciyi ön planda tutar, onların deneyimlerini, düşüncelerini göz önüne alarak bilgiyi yapılandırmalarını sağlar. Bu çalışmanın amacı, OBYM'ye dayalı sosyal bilgiler öğretiminin öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerine, akademik başarılarına ve tutumlarına etkisini araştırmaktır. Araştırmada nitel ve nicel yöntemlerinin beraber kullanıldığı karma yöntemlerden sıralı açıklayıcı desen kullanılmıştır. Araştırma Yozgat ili Sorgun ilçesinde bir ortaokulda öğrenim görmekte olan 7. sınıf şubelerinden deney ve kontrol grubu olarak belirlenen 34 öğrenci ile yürütülmüştür. Deney grubuna OBYM'ye uygun hazırlanan öğretim, kontrol grubuna sosyal bilgiler öğretim programına uygun öğretim gerçekleştirilmiştir. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen Akademik Başarı Testi, Eğmir ve Ocak (2016) tarafından geliştirilen Eleştirel Düşünme Becerisi Testi, Gömleksiz ve Kan (2013) tarafından geliştirilen Sosyal Bilgiler Dersi Tutum Ölçeği ön test ve son test olarak kullanılmıştır. Araştırmacı tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu aracılığıyla deney grubu öğrencilerinden uygulama sonunda nitel veriler toplanmıştır. Araştırma sonucunda toplanan nicel verilere göre; OBYM'ye dayalı sosyal bilgiler öğretiminin yapıldığı deney grubunda bulunan öğrencilerin akademik başarı durumunun, kontrol grubundaki öğrencilerinkine göre anlamlı şekilde arttığı belirlenmiştir. OBYM'ye dayalı sosyal bilgiler öğretiminin, öğrencilerin eleştirel düşünme becerilerinde anlamlı bir artış sağladığı saptanmıştır. OBYM'nin öğrencilerin sosyal bilgiler dersiyle ilgili tutumlarında anlamlı bir farklılık oluşturmadığı görülmüştür. Araştırmanın nitel verilerine göre; OBYM'ye dayalı işlenen sosyal bilgiler dersinin öğrencilerin derse yönelik tutumlarına ne gibi etkisi olduğuna ilişkin görüşleri; yarar, ilgi ve istek, sevme temaları başlıklarında toplanmıştır. Dersi daha iyi anladıkları, ilgilerinin arttığı, dersi eğlenceli ve zevkli buldukları görüşlerini belirtmişlerdir. OBYM dayalı işlenen sosyal bilgiler dersinde öğrencileri etkileyen uygulamalara yönelik görüşleri; etkinlikler, materyaller, yöntem ve teknik, sınıf atmosferi şeklinde temalar altında toplanmıştır. OBYM'ye dayalı işlenen sosyal bilgiler dersinde öğrencileri başarılarına yönelik etkileri konusunda görüşleri; puanlarında artış, derse etkin katılım sağlaması ve etkili öğrenme temaları altında toplanmıştır. Sınav notlarının yükseldiğini, dersi daha iyi dinlediklerini, öğrendikleri bilgilerin daha kalıcı olduğunu ifade etmişlerdir. OBYM'ye dayalı işlenen sosyal bilgiler dersi öğrencilerde hangi becerilerinin gelişimini etkilediğine yönelik öğrenci görüşleri; düşünme, mantık yürütme, iletişim ve iş birliği becerilerini geliştirdiği yönündedir. Bu sonuçlar doğrultusunda uygulamalara yönelik, daha etkili bir öğrenme ortamı için sosyal bilgiler dersleri OBYM'ye dayalı olarak tasarlanabilir; gelecek araştırmalara yönelik ise OBYM'nin içerdiği iş birliğine ve müzakereye dayalı etkinliklerin yoğun olması sebebiyle öğrencilerin argümantasyon becerilerine olan etkisini araştırmaya yönelik çalışmalar yapılması getirilen önerilerden bazılarıdır.In the modern world, it has become very easy to reach the information. Social studies course aims to use this knowledge rather than just giving information, and even to provide students with self-learning skills. In today's world where information is extremely dense, individuals who can choose the right thing and bring it together with a critical perspective are needed in order to find and produce the necessary information. The Common Knowledge Constructing Model (OBYM), based on the constructivist learning approach, gives particular the importance to student and allows the student to construct knowledge by considering their experiences and thoughts. The aim of this study is to investigate the effect of social studies teaching based on OBYM on students' critical thinking skills, academic achievement and attitudes. Sequential explanatory design, which is one of the mixed methods in which qualitative and quantitative methods are used together, was used in the research. The research was carried out with 34 students from the 7th grade branches, studying in a secondary school in Sorgun, Yozgat who were selected as the experimental and control groups. Instruction prepared according to OBMY was given to the experimental group, and instruction was given to the control group according to the social studies curriculum. Academic Achievement Test developed by the researcher as a data collection tool, Critical Thinking Skill Test developed by Eğmir and Ocak (2016), The Social Studies Attitude Scale developed by Gömleksiz and Kan (2013) was used as a pre-test and post-test. At the end of the application, qualitative data were collected from the experimental group students through a semi-structured interview form developed by the researcher. According to the quantitative data collected as a result of the research; it was determined that the academic achievement of the students in the experimental group, in which social studies teaching was made based on OBYM, increased significantly compared to the students in the control group. It was determined that social studies teaching based on OBYM provided a significant increase in students' critical thinking skills. It was observed that OBYM did not make a significant difference in students' attitudes towards social studies course. According to the qualitative data of the research, the students' views on what kind of effect the social studies course based on OBYM has on their attitudes; benefit, interest, and desire are gathered under the themes of liking. They stated that they understood the lesson better, their interest increased, and they found the lesson fun and enjoyable. Opinions on the practices that affect of students in the social studies course based on OBYM; activities, materials, methods and techniques are gathered under themes in the form of classroom atmosphere. Opinions of students about the effects on their success in the social studies course based on OBYM; increase in course grades, active participation in the course and effective learning grouped under themes. They stated that their exam grades increased, they listened to the lesson better, and the information they learned was more permanent. Student views on which skills the social studies course taught based on OBYM affects students; tends to develop thinking, reasoning, communication and cooperation skills. In line with these results, for applications; For a more effective learning environment, it is recommended to design social studies courses based on OBYM; for future research, studies should be conducted to investigate the effect of OBYM on the argumentation skills of students due to the intense collaboration and negotiation-based activities. These are some of the suggestions offered

    2,907

    full texts

    8,562

    metadata records
    Updated in last 30 days.
    Nevsehir Haci Bektas Veli University Institutional Repository (DSpace@NEVU) is based in Türkiye
    Access Repository Dashboard
    Do you manage Open Research Online? Become a CORE Member to access insider analytics, issue reports and manage access to outputs from your repository in the CORE Repository Dashboard! 👇