Tıpta Uzmanlık TeziKronik lenfositik lösemi (KLL), antitümör cevabın yetersizliğini sağlayabilen birtakım hücresel ve humoral immun anormalliklerle ilişkilidir. Doğal öldürücü ?Natural Killer?(NK) hücreler, tümör gelişiminde, infeksiyona cevapta ve otoimmün hastalıklarda önemli rol oynar. Bu hücrelerin aktiviteleri, birkaç reseptör sistem aracılığıyla düzenlenir. Bunlardan bir tanesi öldürücü immunglobulin benzeri reseptördür ve ?Killer Immunglobulin-Like Receptor?(KIR) olarak adlandırılır. KIR'ların polimorfik olması, toplumda bireylerin tümöre yanıtında değişiklikler olmasına yol açar. Lösemik hastalarda belli KIR gen fenotipinin üretilmesi sonucu lösemik hücrelerin NK ilişkili immuniteden kaçmasına neden olur. Bu çalışmamızda KLL olgularında KIR gen polimorfizminin belirlenmesi ve sağlıklı kontrollerle karşılaştırılmasını amaçladık. Çalışmaya 68 KLL'li olgu, 64 sağlıklı kontrol alındı. Sağlıklı kontrol grubu ile KLL hasta grubunun KIR genlerinin sıklığını karşılaştırdığımızda; inhibitör gen olan KIR2DL3 sıklığı, KLL hasta grubunda istatistiksel olarak yüksek saptandı (p=0,02). Düşük-orta riskli hastalarda aktivatör KIR2DS1, KIR2DS3, KIR3DS1 ve inhibitör KIR2DL5 genlerinin sıklığının yüksek riskli hastalara kıyasla anlamlı düzeyde yüksek olduğu saptandı (p=0,03, p=0,01, p=0,03 ve p=0,01). Yüksek risk KLL grubunda aktivatör gen sayısının düşük-orta riskli hastalar ile karşılaştırıldığında anlamlı olarak düşük olduğu gözlendi (p=0,04). Özetle, inhibitör bir gen olan KIR2DL3 geni NK hücrelerini baskılayarak lösemik hücrelerin lizisine engel olmuş ve hastalık patogenezine katkıda bulunmuş olabilir. Yüksek riskli ileri evre KLL olgularımızda KIR2DL5, KIR2DS1, KIR2DS3, KIR3DS1 genlerinin, düşük riskli erken evre KLL olgularına göre anlamlı oranda düşük saptanması bu genlerin KLL olgularında hastalığın ilerlemesine engel olabileceği ve hastalığın daha ılımlı seyretmesine katkıda bulunabileceğini düşündürdü. Ayrıca ileri evre olgularda aktivatör gen sayısı ortalamasının erken evre olgulara göre düşük olması, aktivatör KIR genlerinin varlığının KLL'de hastalık ilerlemesini engelleyici rolü olduğunu düşündürmektedir.AbstractChronic lymphocytic leukemia (CLL) is associated with some cellular and humoral immune abnormalities leading to insufficient antitumor response. Natural killer (NK) cells play pivotal role in tumor development, response to infection and autoimmune diseases. The activities of these cells are regulated with several receptor systems. One of these receptors is killer immunoglobulin-like receptor (KIR). KIR polymorphism results heterogen tumor responses among population. The development of specific KIR gene phenotypes in leukemia patients result immune escape of leukemic cells from NK cells. In the present study we aimed to determine KIR gene polymorphism among CLL patients and to compare with healthy controls. The study included a total of 68 CLL patients and 64 healthy subjects. When we compared different KIR gene frequencies between CLL patients and controls, we observed statistically higher frequency of an inhibitor gene, KIR2DL3 in CLL cohort (p=0.02). The activator KIR2DS1, KIR2DS3, KIR3DS1 ve inhibitor KIR2DL5 gene frequencies were higher among low-intermediate risk CLL patients compared to high risk patients (p=0.03, p=0.01, p=0.03 ve p=0.01, respectively). The number of activator genes were significantly higher in high risk CLL patients compared to low-intermediate patients (p=0.04). In conculusion, we speculate that the inhibitor gene KIR2DL3 might impede lysis of leukemic cells by supressing activity of NK cells and by this way contribute to disease pathogenesis. The low frequencies of KIR2DL5, KIR2DS1, KIR2DS3, KIR3DS1 genes among high risk CLL patients as compared to low-intermediate patients suggest that these genes might prevent disease progression and result a more indolent behaviour. On the other hand the lower median number of activator genes in high risk CLL patients supports the idea that activator KIR genes prevents disease progression in CLL