CİNSEL MİTLER VE EBELİK

Abstract

Nesnel olarak, neslin devamı için gerekli olan cinsellik, subjektif olarak da oldukça önemli ve insanoğlunun yaşantısını etkileyen bir kavramdır. Toplumdan topluma değişen cinsellik kavramı kimi zaman bir görev, zorunluluk, ihtiyaç kimi zaman ise mutluluk olarak tanımlanır. Cinselliğe ilişkin genel düşünce bir tabu olarak görülmesidir. Toplum olarak cinsellik ile ilgili konuları konuşmaktan çekinir ya da hiç konuşmamayı tercih ederiz. Cinsel mitler bilimsel değeri olmayan, kişilerin yaşantısı, kültürel ve sosyal özellikleri ile şekillenen, doğru olmayan düşüncelerdir. Cinsellik ile ilgili oldukça fazla mit vardır. Bu yanlış inanışlara “cinsel birlikteliği her zaman başlatan ve sonlandıran erkek olmalıdır”, “kadının cinsel birliktelikte zevk alma hakkı yoktur”, “bütün fiziksel temaslar cinsel birliktelik ile sonlanmalıdır”, “mastürbasyon kötü bir eylemdir, pistir ve zararlıdır” örnek olarak verilebilir. Toplumumuz halen sağlıklı ve yeterli cinsel bilgi kaynaklarından yoksundur. Eksik ve abartılı mesajların alındığı cinsel bilgi kaynaklarına bağlı olarak cinsel mitler toplumumuzda halen yaygın olarak görülmektedir. Yaygın olan cinsel mitler ile baş edebilme, cinsel bilgilerin zamanında ve doğru kaynaklardan bireylere aktarılması ve sağlıklı, doyumlu bir cinsel yaşam ile mümkündür. Bu nedenle, sağlıklı ve yeterli cinsel bilgilerin verildiği kaynaklara gereksinim vardır. Cinsellikle ilgili kulaktan dolma, bilimsel olmaktan uzak, eksik bilgiler yerine; ailede anne ve baba ile başlayan, okullarda öğretmenlerin desteği ile devam eden, profesyoneller rehberliğinde, bilimsel kaynaklı, net ve anlaşılır cinsel eğitim programları erken yaşlardan itibaren başlamalıdır. Kadın ve aile sağlığının korunması, geliştirilmesi ve yükseltilmesinde önemli rolleri olan ebelerin bütüncül yaklaşımla yaklaşması ve kadını tüm yönleriyle değerlendirerek cinsel yaşam kalitesinin yükseltilmesine katkı sağlamalıdır

    Similar works