Evaluation of serum prolactin le-vels in children with febrile and afebrile convulsions

Abstract

Bu çalışmada, konvülziyon geçiren çocuklarda serum prolaktin düzeyine bakarak epileptik durumları nonepileptik durumlardan ayırt etmede bu ölçütü kullanıp kullanamayacağımızı değerlendirmek istedik. Gereç ve yöntem: Haydarpaşa Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’ne febril ve afebril konvülziyon geçirerek getirilen 2 yıllık süreçteki toplam 51 olgu analiz edildi. Febril konvülziyon geçiren 8 erkek, 9 kız yaşları 32,8+- 22,9 ay olan toplam 17 çocuk grup 1’i oluşturdu. Grup 2 de ise ortalama yaş 76,4+- 48,4 ay olan 20 erkek, 14 kız toplam 34 çocuktan oluştu. Grup 3 ise 24 erkek, 26 kız poliklini ğimize konvülziyon dışı yakınmayla başvuran toplam 50 çocuktan oluşan kontrol grubuydu. Olgularda konvülziyon sonrası 1. saatte, 2. saatte ve 24. saatte venöz kan alınarak serum prolaktin düzeyi bakıldı. Bulgular: Serum prolaktin birinci saat değerleri afebril grupta (grup 2), febril gruba (grup 1) göre anlamlı yüksek bulundu. Serum prolaktininin postkonvulzif 24. saat değeri açısından 3 grup karşılaştırıldığında istatistiksel açıdan anlamlı farklılık tespit edilmedi. Sonuç: Çalışmamız afebril konvülziyonda birinci saatte bakılan prolaktin düzeyinin anlamlı yüksekliği bize epileptik nöbetlerin nonepileptik durumlardan ayrımında, EEG monitorizasyonu zor ula- şılabilir bir yöntem olduğu için, bu yöntemi kullanabileceğimizi göstermektedir.In this study, we wanted to evaluate if we can use the serum prolactin levels as a marker in differential diagnosis epileptic syndromes and non epileptic ones. Materials and methods We analyzed totally 51 children during two years who were admitted to our clinic by having experienced febrile or afebrile convulsions. Group 1 included 8 male and 9 female totally 17 children whose mean ages were 32.8+/- 22.9 months and had febrile convulsions. Group 2 had 20 males and 14 females 76.4 +/- 48.4 months aged totally 34 children who had experienced afebrile convulsions. Group 3 included 24 males 26 females who had no neurologic symptoms or convulsions but taken to our clinic by other symptomatologies. Blood samples of cases were evaluated in the first hour, in the second and 24.hour of post convulsive follow-up. Results: We found that serum prolactin levels were significantly higher in the afebril convulsive group (group 2) than in the febrile convulsive group (group1). Serum prolactin levels of post convulsive 24.hour determination revealed no statistically difference between the three groups. Conclusion: In this study, we concluded that, we can use serum prolactin levels in the first hour of post convulsive follow-up for differential diagnosis of epileptic syndromes and non epileptic ones, since EEG monitorization is a hardly performed evaluation

    Similar works