International audienceSon yıllarda, Batı Avrupa’da doğup büyüyen Türk göçmen kökenli ailelerin çocuklarının hem ana dilde hem de okul dilindeki yeteneklerini inceleyen çalışmalar çoğalmaktadır (Backus, 2013; Yağmur 2016, Akıncı, 2017). Bu çocukların konumu yalnızca ebeveynlerini (ana dili koruma, akademik veya iş hayatında başarı arzusu) ve politikacıları (yaşadıkları ülke toplumuna uyum) değil aynı zamanda eğitimcileri de (okul dilini öğrenme, eğitimde başarı...) yakından ilgilendirmektedir. Özellikle ana ve ilkokul öğretmenleri bu çocukları her iki dili de iyi derecede konuşamamakla suçlayıp sınırlı iki dillilik tabiriyle tanımlamaktadır (Akıncı, 2017). Diğer taraftan, PISA (Programme for International Student Assessment) gibi uluslararası alanda kabul görmüş anketlerde göçmen aile kökenli çocukların bulundukları ülkenin eğitim kalitesini düşürdüğü kanısı yaygındır (Stanat & Christensen, 2006; Werning, Löser & Urban, 2008; Baudelot, & Establet, 2009). Oysaki, karşılıklı bağımlılık teorisi (The Linguistic Interdependence Hypothesis, Cummins, 1979) üzerine yapılan birçok çalışma birinci (veya ana dildeki) ve ikinci dil becerileri arasında dilsel bağımlılık olduğunu ispatlamış, öyle ki eğer 1. dilde temel dil yetenekleri sağlam ise, 2. dil becerilerinde daha iyi olacağı kanıtlanmıştır. Aksine, 1. dillerindeki dilsel ve bilişsel beceriler yeterince gelişmemiş ise, bunun 2. dil becerilerine de yansıdığı gösterilmiştir (Barac & Bialystok, 2012). Bu durumda, eğitimci ve politikacılar bu çocukların 1. dil becerilerinin kullanım ve edinimlerini sınırlayarak, 2. dil becerilerini de sınırlamış oluyorlar.Bu bildiride, Fransa’daki 15 yaş iki dilli (Türkçe-Fransızca) Türk çocuklarına 2009 yılı PISA döngüsü okuma becerisi sorularından 20 soru (11 çoktan seçmeli ve 9 açık uçlu olmak üzere) Türkçe ve Fransızcaya çevrilmiş olarak uygulanmıştır. Bu öğrencilerin okuduklarını anlama ve yazı becerileri sonuçları aynı soruların uygulandığı 15 tek dilli Türk, 15 tek dilli Fransız aynı yaş grubu akranlarının sonuçlarıyla karşılaştırarak bir durum tespiti yapılmaya çalışılmıştır. Böylece çalışmamızda bu öğrencilerin hem Türkçelerinde hem de Fransızcalarındaki okuma anlama yeterlilik düzeyleri incelenmiş aşağıdaki sorulara cevap aranmıştır:1) İki dilli Türk göçmen kökenli aileden gelen öğrencilerin, Fransızca ve Türkçe testlerinin sonuçları nedir?2) Açık uçlu sorulara verilen cevaplarda Fransızca ve Türkçedeki yazım hataları hangileridir?3) Diller arası aktarımlar gözlemlenmiş midir?Elde edilen sonuçlar, iki dilli öğrencilerin hem Türkçelerinde hem de Fransızcalarında okuma ve yazma konusunda tek dilli akranlarına ulaşmadıklarını göstermiştir. İki dilliler ile tek dillilerin yazım hataları arasında farklılıklar bulunmuştur. Öğrencilerin cinsiyetine göre sonuçlara bakıldığında, iki dilli Türk kız öğrencilerin Fransızcada, erkek öğrencilerin ise Türkçede daha başarılı oldukları bulgusuna varılmıştır. Bu sonuçlardan yola çıkarak sorulması gereken soru şudur: Karşılıklı bağımlılık teorisi kapsamında Fransa’daki bu öğrencilerin hem Fransızcalarında hem de Türkçelerinde okuryazarlık yeteneklerinin ileri düzeye getirilmesi için neler yapılmalı, nelere dikkat edilmeli? Bildiride bu yönde birkaç öneride bulunulacaktır