Çocukluk çağı akut lösemilerinde FLT3 ve WT1 mutasyonları

Abstract

Giriş: Lösemiler tüm çocukluk çağının en sık karşılaşılan maliyn hastalığıdır.Gerek akut lenfoblastik lösemi (ALL)' de gerekse de akut myeloblastik lösemi (AML)'de riske dayalı sağaltım yaklaşımı,hastalık yönetiminin temelini oluşturmaktadır.Riske dayalı sağaltımda en önemli risk faktörlerinden biri sitogenetik/moleküler genetik anomalilerin varlığıdır.Lösemilerde,blastik hücrelerin sitogenetiği ile ilşkili çalışmalar son yıllarda hız kazanmış ve bu çalışmalar sonucunda tirozin kinaz reseptörleri ile ilişkili mutasyonlar başta olmak üzere,çeşitli nokta mutasyonları arka arkaya tariflenmeye başlamıştır.Lökomogenezde önemi saptanan bu mutasyonların,aynı zamanda prognoza etkisi üzerinde de çalışmalar devam etmektedir.Sınıf III tirozin kinaz reseptörlerinden biri olan FMS-like tirozin kinase3 (FLT3),normalde hematopoetik kök hüçre tarafından eksprese edilmekte ve ekspresyon kök hüçrenin proliferasyonu,diferansiyasyonu ve apopitozu üzerine etki etmektedir.FLT3 mutasyonları ise bugün için akut lösemilerde,özelikle de AML'de bilinen en sık somatik değişiklik olup, reseptörde ligand bağımsız olarak hareket ederek proliferasyonu ve apopitozu kontrolsüz hale getirmektedir. FLT3mutasyonları iki tip olup,erişkinlerde kıyasla çocuklarda çok daha nadir olarakgörülmektedir.Buna göre çocuklarda FLT3-internal tandem mutasyonlarına (FLT3-ITD)%15oranında,FLT3tirozin kinaz bölgesi nokta mutasyonlarına (FLT3-TKD) ise yaklaşık %6oranda rastlanmaktadır. Yapılan çalışmalar,FLT3-ITD mutasyonlarının kötü prognostik belirteç olduğu şeklinde sonuçlanmıştır. Buna karşılık FLT3-TKD mutasyonlarının prognostik önemi hala tartışmalıdır.Wilms tümör1 (WT1) isebir tümör süpresör gen olup,FLT3 mutasyonları gibi lösemilerde görülmekte, ancak sıklık erişkin hastalarda %10 dolayında olup, çocuk hastalarda çok daha nadir olarak karşımıza çıkmaktadır.WT1mutasyonlarıda aynı FLT3-ITD mutasyonları gibi kötü prognoz ile ilişkilendirilmektedir.Bu çalışmaların amacı birincil olarak,akut lösemili hastalarda FLT3-ITD,FLT3-TKD ve WT1 mutasyonlarının belirlenmesini standart hale getirip sürekliliğini sağlamak,ikincil olarak hasta grubunuzda bu mutasyonların varlığını göstermektir.Elde edilecek sonuçların ileride artacak hasta sayısı ile değerlendirilmesi,özelikle FLT3 mutasyonlarının neden olduğu ligand bağımsız reseptör aktivasyonu inhibe eden hedefe yönelik küçük moleküllerin sağaltım protokollerinde yer alması ile sağ kalımların artmasına katkı sağlayacaktır

    Similar works

    Full text

    thumbnail-image