Fibromiyalji sendromu (FMS), kronik yaygın kas-iskelet ağrısı ile karakterize multisistemik bir hastalıktır. FMS‟li hastalarda yaygın ağrının yanı sıra görülen yorgunluk, uyku bozukluğu, tutukluk, depresyon, anksiyete ve bilişsel disfonksiyon gibi komorbiditeler de görülmektedir. FMS‟nin normal toplumda sıklığı %02-5,8‟dir. Fibromiyalji sendromunun renal transplant hastalarında görülme sıklığı ve klinik seyri ile ilgili literatürde herhangi bir bilgi bulunmamaktadır
Bu çalışmamızda böbrek nakli yapılan hastalarda FMS sıklığı ve FMS ilişkili faktörlerin incelenmesini hedefledik.
Bu çalışmaya Ocak 1998 ile Aralık 2013 tarihleri arasında Başkent Üniversitesi Tıp Fakültesi Ankara Hastanesinde böbrek nakli olmuş, serum kreatinin değeri 2,5 mgr/dL altında olan osteoporotik olmayan, rejeksiyon kabul edilmeyen, CRP ve sedimentasyon yüksekliği olmayan düzenli poliklinik kontrolünde olan 128 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastaların yaşı, cinsiyeti, medeni durumu, sigara öyküsü, primer hastalığı, kullandığı immunsüpresif tedavi rejimi kaydedildi.
Fibromiyalji tanısı ACR 1990 kriterlerine göre konulmuştur. ACR sınıflama kriterlerini karşılamayan ancak tam olarak da normal denemeyecek bir grup “olası fibromiyalji” olarak adlandırılmıştır.
Bu kriterler göz önüne alınarak 128 böbrek nakli yapılan hastalardan 13‟ü ne FMS tanısı, 7‟sine olası fibromiyalji tanısı konmuştur. Çalışmamızda FMS tanısı konan 13 hastanın tamamı kadındır, FMS grubunda anlamlı derecede fazla hastada aşırı halsizlik, irritabl barsak sendromu, hepsinde uyku bozukluğu, %46‟sında depresyon, %30 oranında antidepresan tedavi kullanımı görülürken eklem şişliği, parastezi ve huzursuz bacak sendromu açısından istatistiksel olarak anlamlı fark görülmedi.
Çalışmamızda FMS ve olası FMS tanısı alan hastaların “Fibromyalgia Impact Questionnaire-FIQ” skorlarının da FMS olmayan gruba göre anlamlı oranda yüksek olduğu (p<0,001) ve FIQ skoru arttıkça FMS sıklığının da arttığı gözlendi. Bu sonuç, FMS tanısı koymada FIQ skorunun tek başına, bağımsız bir risk faktörü olarak değerlendirilebileceğini göstermektedir.
Sonuçta renal transplantlı 128 hastanın %10,15‟inde fibromiyalji tanısı koymuş olduğumuzu gördük ki bu rakam genel toplum prevelansının 2 katı ya da daha fazlasını göstermektedir. Hatta olası fibromiyalji grubunu FMS grubuna katarsak FMS
v
prevelansının Renal Transplatlı hastalarında çok daha yüksek olduğunu (%15,6) söyleyebiliriz. Bunun olası nedenlerini sorguladığımızda bu hasta grubunun çoklu ilaç kullanması, enfeksiyon ve rejeksiyon nedeni ile hastane ortamında çok sık bulunduğu, böbreği kaybetme korkusu, KBY ve renal transplantasyon süreçlerinin hastalarda sıklıkla psikosomatik sorunlara yol açması, kronik hastalık ve ciddi sorun süreçlerinin ağrı eşiklerini düşürebileceği akla gelmektedir