Suça sürüklenen çocukların ceza sorumluluğu ve yargılanmaları

Abstract

Çocuk Hakları Sözleşmesi’nde sıralanan çocuk hakları, temelde insan haklarıdır. Çünkü çocuklar, en başta insandırlar. Temel olarak, bugünün çocukları ve onların hakları için yapılan hukuksal yatırım, son aşamada bu çocukların gelecekteki çocukları ve dolayısıyla insanlığımızın geleceği için yapılmış en verimli yatırım olacaktır. Toplumumuzun en yüce değerleri, geleceğimizin en sağlam güvenceleri olarak göklere çıkarılan çocuklar, ne yazık ki somut güncel yaşam gerçeğinde hâlâ maddi ve manevi değerlerin çoğundan yoksundurlar. Sevgisizlik, baskıcı disiplin, yanlış eğitim, yükselen yeni değerlerin baştan çıkarıcılığı, köyden kente göçün yarattığı değer boşluğu ve kimlik bunalımı, kültürel yozlaşma ve yabancılaşma, hızlı ve çarpık yapılaşma, gelir adaletsizliği, yoksulluk ve işsizlik çocuğu suça iteleyen başlıca etkenlerdir.Bu nedenlerle, ceza sorumluluğu bakımından, çocuklara özgü kusur yeteneği yaşları öngörülür. Türk Ceza Yasası'na göre oniki yaşını doldurmuş olup ,onbeş yaşını doldurmamış olan, fakat ceza sorumluluğu bulunan çocuklar hakkında, mahkemece zorunlu olarak, söz konusu suç için öngörülen özgürlüğü bağlayıcı ceza olan hapis cezası ya da adli para cezası verilmektedir. Ancak bu cezadan yalnızca indirim yapılabilmektedir. Bu nedenlerle, onüç-onsekiz yaş arasında bulunan ve özgürlüğü bağlayıcı ceza olan hapis cezası ile cezalandırılan, cezaevine giren çok sayıda kız ve erkek çocuk bulunmaktadır. Çocukların hayalleri, merakları ve umutları büyüklerden çok fazladır. Çocukların ve gençlerin canlı/hareketli, meraklı olmalarıyla büyük hayalleri ve umutlarının bulunması, onların yaratıcı olmalarında en büyük etkendir. Çocukların ve gençlerin yaratıcılık duygularını örselememek için bunları ceza hukukunun bir süjesi hâline getirmemek gerekir. Aksi takdirde toplumun geleceği karartılır. Ayrıca çocuklar ve gençler birçok eylemi; canlı olmalarından, büyük hayallerinden, meraklarından ve gelecekle ilgili umutlarından dolayı gerçekleştirmektedirler. Ceza hukukunun en temel ilkesi kusursuz suç ve ceza olmaz kuralıdır. Çocukların ve gençlerin eylemini erişkinler gibi suç olarak kabul etmek ve onlara ceza hukukunda öngörülen yaptırımlar uygulamak kusursuz suç ve ceza olmaz ilkesine de aykırıdır. Toplumun geleceğini düşünüyorsak çocuklarla ve gençlere iletişim kurma ve kendilerini en rahat biçimde ifade edebilecekleri özgür bir ortam sağlamamız zorunludur. Özellikle çocuklara ilişkin hükümlerin temel felsefesi cezalandırma üzerine değil, eğitme ve topluma yeniden kazandırma üzerine kurulu olmalıdır. Çünkü “suçlu çocuk yoktur, suça sürüklenmiş/itilmiş çocuk vardır”.Şuba

    Similar works

    Full text

    thumbnail-image