research

Martin Luther abhorred to the usury sanction depend on distinguish between brother and outsider in the old testament

Abstract

Ekonomik konularla ilgili olarak söylediklerinde Martin Luther (1483-1546) yalnızca tutucu olmakla kalmamış gerici bir tutum da sergilemiştir. Tefecilik ve sabit fiyatlar gibi konularda Luther, orta çağların zalim ve kararından dönmez ilk standartlarına geri dönmüştür. On beşinci asırda ortaya çıkmaya başlayan, ticaret ve sanayideki yeni hareketlerin gelişmesinde kolaylığı sağlamak gayesiyle sonraki skolastiklerin arındırmalarını dahi dikkate almayı reddetmiştir. Luther’in tefecilik suçlamaları aşırı derecede şiddeti içermiş olmasına rağmen; bunlardan hiç biri, ahlaksal ya da hukuksal bir temele dayanmamaktaydı. Luther, adalete uygun olan faiz ile adalete aykırı düşen tefecilik arasında hiç bir farklılık gözetmemiştir. Borçlardan sağlanılan bütün kazançlara basitçe yasak getiren ilkel tefecilik öğretisini yeniden canlandırmıştır. Elbette ki kaçınılmaz sonuç gayet açık olmuştur, görüşleri modern yaşamdaki ve endüstri ilişkilerindeki gerçeklere asla uyum sağlayamamış ve uyarlanamamıştır.On economic matters, Martin Luther (1483-1546) was generally speaking not merely conservative but reactionary. On such matters as usury and fixed prices, Luther harked back to the harsh and unbending standarts of the early Middle Ages. He refused to consider the refinements which appear in the fifteenth century. Luther’s denunciations of usury are violent in the extreme, but they don’t rest upon any ethical or juristic basic. Luther drew no distinction between justifiable interest and unjustifiable usury. He carried back the teaching on usury to the primitive bare prohibition of all gain on loans. The inevitable result is very obviously, his views could not be lived up to in the facts of modern life and industrial relations

    Similar works