Ateroskleroza bağlı ölümler bir çok ülkede mortalitede birinci sırada yer almaktadır. Kan lipidlerinin, aterosklerozun gelişimindeki rolü ile ilgili bir çok çalışma yapılmıştır. Bununla birlikte, bu hastalığın gelişiminde yağ asitlerinin rolü ise hala tartışmalıdır. Uzun süreden beri poliansatüre yağ asitlerinin ateroskleroza karşı koruyucu olduğuna inanılmıştır. Günümüzde ise bu görüş tartışılmakta, hatta bazı uzmanlar tarafından diyetteki poliansatüre yağ asitlerinin, monoansatüre yağ asitleri ile yer değiştirmesi konusunda görüşler ileri sürülmektedir. Bu çalışmada, Koroner Kalp Hastalığı (KKH) tanısı konmuş hastalarda (Grup A, n=30) serum glukoz, trigliserid, total kolesterol, HDL, LDL kolesterol ve fosfolipid düzeyleri ile satüre ve ansatüre total yağ asidi yüzdelerini saptayıp, kontrol (Grup B, n=28) grubu ile karşılaştırmayı amaçladık. KKH grubunda serum trigliserid, total kolesterol ve LDL-kolesterol düzeyleri yüksek, HDL-kolesterol düzeyleri ise düşük bulundu. Ayrıca, bu grupta serum 14:0, 16:0, 18:1 total yağ asidi yüzde oranları yüksek, 18:2 ?6 yağ asidi yüzde oranları ise düşük belirlendi. Diğer taraftan, KKH grubunda serum trigliserid ve fosfolipid düzeyleri ile total 14:0, 16:0, 16:1, 18:1 yağ asitleri arasında pozitif korelasyon, 18:2 ?6 ve 20:4 ?6 yağ asitleri arasında ise negatif korelasyon belirlendi. Ayrıca, KKH grubunda serum total ve LDL-kolesterol düzeyleri ile 18:3 ?6 yağ asitleri arasında negatif ilişki belirlendi. Öte yandan KKH ve kontrol grubunda serum HDL-kolesterol düzeyleri ile 20:4 ?6 yağ asitleri arasında pozitif korelasyon saplandı. Bu bulgular, poliansatüre yağ asitlerinin serum lipidlerinin metabolizmasını düzenleyerek, lipid profilini antiaterosklerotik yönde değiştirdiği görüşünü desteklemektedir