A view on the Hayirsiz Ada Massacre through Peter Singer: A criticism of anthropocentrism

Abstract

Bu çalışmada felsefe içerisinde insan olmayan hayvanın ontolojik, etik ve politik konumu çeşitli disiplinler aracılığıyla tartışılmıştır. Bu doğrultuda somut, tarihsel bir örnek seçilmiştir; birinci bölümde Hayırsız Ada katliamı incelenmiştir. Katliamı daha iyi araştırabilmek için insan-hayvan ilişkisi, tarihsel bir okumayla gerçekleştirilmiştir. 1910’lu yıllarda 80 bine yakın köpeğin katledilmesinin sebebi insan merkezciliğin eseridir. Günümüzde yaşanılan, vuku bulan olaylar da bu zihniyetin bir ürünüdür. Bu katliamın gerçekleşmesine zemin hazırlamasından dolayı, hayvanı hukuk düzleminde incelemek zorunlu hale gelmiştir. Bundan dolayı ise Dünya’daki ve Türkiye’deki hukuk sistemleri incelenmiştir. Çeşitli hukuk sistemleri incelendikten sonra araştırmanın ana zemini olan felsefe tarihine geçilmiştir. İkinci bölümde; hayvanın ontolojik, etik ve politik konumunu tayin edebilmek için felsefe tarihinde hayvanın yeri merceğe Böylelikle felsefenin, Antik Yunandan başlayıp Modern Çağa kadar, çeşitli dönemlerinden kimi filozofların düşünceleri ele alınır. Felsefenin, hayvan oluş söz konusu olduğunda hep çekingen kaldığı fark edilmiştir. Günümüze gelindiğinde ise Peter Singer’ın Hayvan Özgürleşmesi kitabı ile karşılaşmaktayız. Böylelikle tezimizin diğer gövdesi ve üçüncü bölümü olan, düşünür Peter Singer’ın görüşleri incelenmiştir. Singer acı çekebilen tüm canlılar için eşit önemseme ilkesini savunur. Eşit önemseme ilkesinin en çok ihlal edildiği, bundan dolayı da hayvan katliamlarının en çok gerçekleştiği türcü alanlar, sınai çiftlikler ve hayvan deneyleri, gözler önüne serilmiş olur. Türcülük; ırkçılık ve cinsiyetçilik gibi bir ayrımcılık çeşidi olmakta olup, bu alanların hepsi ile kesişimsel bir alan yaratmaktadır. Eleştirel hayvan çalışmaları türcülük ile yüzleşmek için önemli bir noktada durmaktadır. Etik bir vegan olmanın, hayvana karşı işlenen her türlü adaletsizliği en aza indireceği düşünülmektedir. Felsefenin bu adaletsizlik ile mücadele etmesi gerektiğine kanaat getirerek tezimizin sonuç kısmına ulaşılır.In this study, the ontological, ethical and political positions of the non-human animal in philosophy have been discussed through various disciplines. In this direction, a concrete and historical example was chosen; In the first part, the Hayırsız Ada massacre was examined. In order to investigate better the massacre, the human-animal relationship was carried out with a historical reading. The reason for the slaughter of nearly 80,000 dogs in the 1910s is the work of anthropocentrism. The events, which are being faced and take place today, are also a product of this mentality. As it paved the way for this massacre, it has become necessary to examine the animal on the legal level. Therefore, the legal systems in the world and in Turkey were examined. After various legal systems had been examined, the history of philosophy, which is the main ground of the research, was discussed. In the second part; In order to determine the ontological, ethical and political positions of the animal, the animal's place in the history of philosophy was examined. In this way, the thoughts of some philosophers from various periods of philosophy, starting from Ancient Greece to the Modern Age, were discussed. It has been noticed that philosophy has always abstained when animal existence come into question. Today, we come across Peter Singer's book Animal Liberation. Thus, the views of the thinker Peter Singer, which is the other body and the third part of our thesis, were examined. Singer advocates the principle of equal care for all creatures that can suffer. Speciesist areas, industrial farms, and animal experiments, where the principle of equal care is most violated, and therefore the most animal slaughter takes place, are revealed. Speciesism; It is a type of discrimination such as racism and sexism, and it creates an intersectional area with all of these areas. Critical animal studies stand at an important point to confront speciesism. It is thought that being an ethical vegan will minimize any injustice committed against animals. Concluding that philosophy must fight this injustice, we have reached the conclusion part of our thesis

    Similar works

    Full text

    thumbnail-image

    Available Versions