Fasiyal sinir ve orofarinks

Abstract

Bu tezin, veri tabanı üzerinden yayınlanma izni bulunmamaktadır. Yayınlanma izni olmayan tezlerin basılı kopyalarına Üniversite kütüphaneniz aracılığıyla (TÜBESS üzerinden) erişebilirsiniz.90 ABSTRACT OBJECTIVE: The aim of this study was to investigate the role of facial nerve in the oropharyngeal phase of swallowing. MATERIALS AND METHODS: The study was prospectively designed and performed on patients with peripheric facial nerve palsy (FNP) (Bell's palsy), in acute (n=30), subacute and chronic (n=14) stages of the disease. A control group was formed with 20 healthy subjects of the same age and gender distribution with the study group. The patients were clinically evaluated and then standard electromyography of facial, median and ulnar nerve distributions was completed. A swallowing test was performed in both groups by a laryngeal sensor that was placed over the coniotomy area and the upward-downward movements of the larynx were recorded. The myographic activity of the submental muscle group was synchronously recorded by means of superficial electrodes. The records were obtained during swallowing of 3 ml_ of water through midline, right and left sides of the mouth. Then, dysphagia limit examination was done by giving water consequently increased to 3, 5, 10, 15 and 20 ml and test was completed with the same procedure of three-sided swallowing. The amount of water of which the patients began to swallow as piece meal pattern was accepted as the dysphagia limit. RESULTS: Seventy-nine percent of patients with FNP was found to have disturbances in oral phase of swallowing and experince difficulties in control of bolus. Dysphagia limit was abnormal on paretic side in 54% (16/30) of acute and 55% (24/44) of all FNP patients. The disturbance in dysphagia limit was not only observed on the affected side but also present on non-paretic side of FNP (%28)91 and on the midline (%41). In control examinations, it was observed that %88 of patients had normal dysphagia limit. The motor unit potentials in orbicularis oris muscle were diminished or lost in 57% of patients with disturbed dysphagia limit. The clinical examination revealed hypoesthesia or hypoalgesia in oral cavity, tongue and face or loss of taste on the same side of disturbed dysphagia limit. Dysphagia limit was found to be more affected in patients with loss of sensation of mouth than those with loss of taste. CONCLUSION: It may be stated that the facial nerve has a contribution to the oral phase of swallowing and the patients with FNP experience a subclinical disturbance of swallowing.72 ÖZET SONUÇLAR; 1) Akut ve kronik PFF ile başvuran olgularda %79 (35/44) oranında bolus kontrolünde güçlük, ağza alınan lokmaların kontrolünün tam sağlanamamsı şeklinde yakınmalar mevcuttur. 2) Akut ya da kronik PFF ile başvuran olgularda yutmanın oral döneminde bozukluk meydana gelmektedir. Akut grupta %54 (16/30) oranında, toplamda ise %55 (24/44) oranında paretik yandan elde edilen DL değerleri bozulma göstermektedir. 3) Bu yutma bozukluğu sadece paretik yandan ortaya çıkmamakta aynı zamanda ortadan yutma sırasında akutlarda %43 (13/30), toplamda % 41 (18/44) oranında, paretik olmayan taraftan yutma sırasında ise akutlarda %20 (5/25), toplamda % 28 (9/33) oarnında disfaji ortaya çıkmakladır. 4) Olguların longitudinal izlemi sırasında disfaji limitindeki bozulma II. kontrolde % 88 oranında düzelme göstermiştir (Şekil-43). 5) Hastalarda elde edilen disfaji limiti değerleri ile EMG dercelendirme sonuçları arasında korrelasyon saptanmamakla birlikte orb. oriste MÜP yitimi ile DLInde patolojik düşme oranı %57'dir. 6) Bu olguların önemli bir yüzdesinde en fazla ağız içi ve ipsilateral dil yarısında daha sonra da yüz yansında olmak üzere hipoestezi saptanmıştır. 30 akut olgunun %47(14/30)/sinde ağız içi ve dilde, %27 (8/30)'sinde yüz yansında, tüm olgularda %43 (19/44)'ünde ağız içi ve dil yansında, %25 (ll/44)'inde ise yüz yarısında duyu kusuru saptanmıştır. Akut hasta grubunda bu duyu kusuru tat duyum bozukluğu ile birlikte oldukça yüksek oranda görülmektedir, ağız içi ve dile duyu kusuru olan olguların %71'inde tat duyusu da bozulmuştur.73 7) Tat duyusu bozukluğu ve hipoestezi yakınması olan olgularda bu bulguların olmadığı olgulara göre paretik yandan DL daha belirgin bozulmuştur. Akut grupta tat duyusu bozuk olan ya da duyu kusuru bulunan 12 olguda DL bozuk bulunurken (%40), duyum bozukluğu olmayan olguların 7 tanesinde DL patolojik bulunmuştur (%23). Toplam olgularda düşünüldüğünde bu oranlar 17 olguya, 12 olgu olmaktadır (%39, %27). 8) 3 mi su yutma sırasında elde edilen A-C, A-0 ve 0-2 intervallerinin paretik yandan yutma sırasında ortadan yutma değerlerine göre uzadıkları, SM-EMG amplitüdünün paretik yanda ufaldığı, yutma jitterinin de yine paretik yanda arttığı dikkati çekmektedir, ancak istatistiksel olarak sadece amplitüd değerleri anlamlılık özelliği taşımaktadır (p=0.018 r=0.68). 9) Tüm bu bulgulara rağmen PFF ciddi klinik boyutlara varmayan kompanse edilen bazen klinik çoğu kez subklinik oral dönem yutma bozukluğu yaratmaktadı