İlk başvuruda primer odağı bilinmeyen metastatik karaciğer tümörlü 43 olgunun irdelenmesi

Abstract

Background/aim: Although patients with liver metastases and unknown primary focus have poor prognosis, some have a relatively good prognosis, such as cases of liver metastases of neuroendocrine tumors. Thus, the histopathological property of these metastatic tumors is valuable in treatment and follow-up of these patients. The aim of this study was to evaluate the histopathological and cytological properties of our patients with liver metastases retrospectively. Materials and methods: The medical reports of 43 patients who were hospitalized at the Gastroenterology Department between January 2000-May 2003 and diagnosed to have biopsy-proven liver metastases were reviewed retrospectively. Patients who were diagnosed to have primary hepatic tumor, cholangiocarcinoma, or lymphoma and those with insufficient medical records were excluded. Age, sex, histopathological and cytological diagnoses and, if found, primary focus of malignancy of the patients were evaluated. Results: The mean age of the 43 patients (23 males, 20 females) was 59 years (range: 19-88). Histopathological spectrum included adenocarcinoma in 26, neuroendocrine tumor in 8, anaplastic carcinoma in 4, and other in 5. Malignant cytology in 37 (86%), benign cytology in 5 (11%) and suspected cytology in 1 (3%) were reported. Sensitivity of the cytology was found to be 86%. Primary focus of malignancy was found in 17 (40%) patients and 26 (60%) patients were diagnosed to have a malignancy of unknown primary focus with liver metastases. Conclusion: Both the percentage of neuroendocrine tumors presenting with liver metastases and the percentage of patients whose primary focus of malignancy unknown were found to be higher than the percentage reported in literature. We suggest that liver biopsy should be performed in metastatic liver tumors.Giriş ve amaç: Primeri bilinmeyen metastatik karaciğer tümörlü hastaların prognozu kötü seyretmekle birlikte, nöroendokrin tümörler gibi bazı tümör metastazlarında göreceli olarak daha iyi prognoz beklenir. Bu durumdan dolayı bu hastalarda, tümörün histopatolojik özelliği tedavi ve takipte önem kazanmaktadır. Bu çalışmanın amacı metastatik karaciğer tümörlü olgularımızın histopatolojik ve sitolojik olarak retrospektif değerlendirilmesidir. Gereç ve yöntem: Gastroenteroloji Kliniğinde Ocak 2000-Mayıs 2003 tarihleri arasında yatan ve biyopsi yapılarak metastatik karaciğer tümörü tanısı alan 43 olgunun dosyaları retrospektif olarak değerlendirilmiştir. Primer karaciğer tümörleri, kolanjiyoselüler karsinom ve lenfoma tanısı alan olgular ile kayıtları yetersiz olan olgular çalışmadan dışlanmışlardır. Olgular yaş, cinsiyet, histopatolojik ve sitolojik tanıları ve eğer saptanmışsa primer odakları açısından değerlendirilmiştir. Bulgular: 23'ü erkek, 20'si kadın olan 43 olgunun ortalama yaşı 59 (19-88) dur. Metastatik tümörlerin histopatolojik değerlendirilmesinde; 26'sında (%60) adenokarsinom, 8'inde (%18) nöroendokrin tümör, 4'ünde (%9) anaplastik karsinom ve 5'inde diğer tümör metastazı saptanmıştır. 37 (%86) olgunun sitolojik incelemesi malign, 5'inin (%11) benign ve 1 (%3) olgunun da kuşkulu olarak rapor edilmiştir. Sitolojik incelemenin duyarlılığı %86 bulunmuştur. 17'sinde (%40) primer odak bulunmuş, 26 (%60) olgu primeri bilinmeyen metastatik karaciğer tümörü tanısı almıştır. Sonuç: Metastatik karaciğer tümörü ile başvuran nöroendokrin tümör sıklığımız ve primeri saptanan hasta sıklığımız literatürde belirtilenden daha yüksektir. Metastatik karaciğer tümörlü olgularda biyopsi yapılmalıdır

    Similar works

    Full text

    thumbnail-image